Dark Angel
Bizlere biraz yabancı olan ama USA’da sevilen bir dizi olan ve Terminator’den tanıdıgımız James Cameron imzalı Dark Angel ile bizde
konsollarımız sayesinde tanışmış olduk. Bir ara bizim televizyonlarda da bir kara melek vardı ama konuyla alakası yok.
Korkusuz ve ölümcül bir silah
Gizli bir askeri projeyle yeni bir silah yapılmıştır. Bu silah korkusuz, ölümcül ve de en önemlisi insandır. Kahramanımız Max, bu askeri
projenin bir parçasıdır ve kendisinin aslında kim olduğunu anlamak için bu
proje kapsamından tüyer. Artık dışarıdan bazı kirli işleri ortaya çıkarmanın vakti gelmiş ve de birkaç kişinin temizlenmesi gerekmektedir. Tabi bütün bunları yapacak olan Max’tir ve en büyük yardımcısıda bu gizli projeyle elde ettiği yeteneklerdir.
Dark Angel, bana sanki kapalı ortamlarda, yani stüdyoda çekilen filmlerin havasını vermesine rağmen (ne alakaysa?) grafik olarak güzel bir
oyun. Mekanlara First Person bakıp zoom yaptığınızda ayrıntılara da yeterince girildiğini fark edeceksiniz. Özellikle oyunun bir bölümünde limana yaklaşırken üzerinden geçeceğiniz köprüden sudaki ışık kırılmalarını izleyin, gerçekten görülmeye değer görüntüler.
Oynanış ise her ‘Third Person’ oyunda oluduğu gibi kamera açılarından dolayı problemli. Özellikle bir duvarın yada bir sandığın arkasına saklanıp
kamerayı hareket ettirmek istemeniz kanser olmanıza neden olabilir. Çünkü genellikle duvarın olduğu tarafa kamerayı döndüremiyor ve sizde karşısını
göremiyorsunuz. Kontroller için ise; bırakın ayarlamayı ne işe yaradıklarını bile görebileceğiniz bir menü mevcut değil. Bu yüzden illaki oyunun kitapçığını açıp bakmak zorundasınız.
Oyunda düşmanlarınızı artık Matrix’ten sonra çok alıştığımız, havada uçarak tekmeleme, duvardan sekerek tepikleme ve slow motion yumruklama gibi hareketlerle öldürüyorsunuz. Ayrıca Max özel bir silah olduğu için özel güçleride mevcut.
Silah ve size yardım edecek alet olarak ise fazla bir seçeneğiniz yok. Stealth Gun diye adındanda anlaşıldığı gibi sessiz bir silahınız mevcut. Bununda mermisi karneyle dağıtıldığı(Ne karnesidir ki bu? Sağlık karnesi falan mıJCanG) için çok az bulunuyor. Bu yüzden gerçekten gerektiğinde kullanmalısınız. Bunun dışında yine sağlık paketleri ve kapıları açmak için
Key Card falan topluyorsunuz. Oyunda çözülmesi gereken bulmaca falanda yok, herşey yolunuzun üstünde bulunuyor.
Yapay zeka tam bir kabus
Düşmanların yapay zekası ise tam bir kabus. Aslında yapay gerizeka denebilir buna. Burunlarının dibindeki askerleri Steath Gun ile öldürdüğünüzde yalnızca sağa sola bakınıp genellikle ‘’bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ zihniyetindeler. Özellikle level sonu boss’ların
sizi level içindekilerden daha az zorlayacağına inanın, çünkü hareketlerini
biraz izlediğinizde hep aynı sıralı hareketleri yaptıklarını görebilir ve de çok rahat işlerini bitirebilirsiniz.
Genellikle düşmanlarınıza sessizce ve iyi bir stratejiyle yaklaşırsanız sizi fazla zorlamayacak oyun belli bir süre sonra kendini tekrar eder duruma geliyor ve bu da sıkıcı olmaya başlıyor. Sonuç olarak Dark Angel kamera açıları ve yapay zeka gibi eksileri olsada özellikle bu tarz oyunları sevenleri belki mutlu edebilir. Ama benim oynamayı en son düşüneceğim oyunlardan biri olan Dark Angel’ı oynamayanlar da fazla bir şey kaybetmiş sayılmazlar.