Dark Raid
Günümüzün FPS oyunlarını bir araya koyduğumuzda, aradıklarımız bellidir. Grafik isteriz, kaplamalara dikkat ederiz, hatta karakterin silahı nasıl tuttuğuna bile takılırız. Sonuçta bir oyun oynarken doğal olarak, bizi doyurmasını isteriz.
Aranızdan kaçınız Half-Life veya Doom oynadı bilemiyorum ancak FPS denilince akla gelen en önemli iki isimdir ve hala denemediyseniz, şiddetle tavsiye ediyorum. Hatta buna bir de 1985 yapımı Maze War, ayrıca 97 yapımı GoldenEye 007’yi de eklersek tadından yenmez. Belki biraz da Halo olabilir. Neyse, biz konumuzdan biraz daha saparsak, sadece FPS tarihi ile ilgilenmekten öteye geçemeyeceğiz. En iyisi biraz da Türk yapımcıların FPS’leri üzerine odaklanalım. Konumuz; bağımsız bir yapımcı olan Vector Games’in Dark Raid isimli retro FPS oyunu.
Yarından itibaren (3 Haziran 2014) Steam üzerinden ulaşabileceğimiz Dark Raid, bizleri Muddy isimli bir droid ile tanıştırıyor. Kendisi uzay boşluğundaki bir gemide insanların emirlerini yerine getiriyor ancak onun diğer droidlerden bir de farkı var, kendisi bazı duyguları hissedebiliyor. Her ne kadar robot arkadaşları onun, bu konuda haksız olduğunu düşünse bile Muddy, farkını bir şekilde belli eden bir droid. Bir gün tüm robotların (Muddy hariç) kendisini güncellediği bir program yüzünden, uzay gemisinde ortalık karışıyor. Bütün robotlar saldırganlaşıyor ve Muddy’yi de “öldürülmesi gereken” listelerine ekliyorlar.
Dark Raid, Unreal Teknolojisi ile oyunseverlerle buluşacak ve oyun hem çoklu oyuncu moduna, hem de hikaye moduna odaklanacak. Çoklu oyuncu modunda DeathMatch, Team DeathMatch ve Capture the Flag modları yer alırken, oyun içerisinde aynı zamanda 7 farklı silah ve 7 farklı düşman modellemesi yer alacak. Her ne kadar beta sürecinde yer alan optimizasyon sorunları, oyuncuyu oldukça rahatsız etse bile, biz şimdilik oyunun diğer noktaları konusunda size birkaç detay verelim.
Türkçe olarak oynayabileceğimiz Dark Raid, genel olarak koridordan koridora geçiş yapan bir FPS. Henüz beta sürecinde olmasından dolayı yaşanan optimizasyon sorunları, yarından itibaren düzelirse elimizde başarılı bir FPS oyunu olabilir. Söz konusu Unreal motoru olduğunda, doğal olarak FPS severlerin beklentisi bir hayli artacaktır.
Oyun sadece sürekli ilerleyen bir koridor FPS’inden daha fazlasını sunuyor. Öyle boş boş koşarak düşman robotlardan kaçamıyoruz, aynı zamanda belirli bulmacaları da çözmemiz gerekiyor. Daha ilk dakikalarda kendinizi ister istemez Dead Space’deymiş gibi hissedebilirsiniz ancak korku öğelerinden tamamen uzak olduğunu belirteyim.
Ses ve atmosfere genel olarak bakıldığında, şimdilik rahatsız eden bir nokta yok. Sadece tekrar eden koridor sistemi, bir süreden sonra insanın canını sıkabiliyor. Hani bulmaca denildiğinde, insan biraz daha zor içerikler bekliyor ancak yarından itibaren bu durumu daha net algılayabileceğiz. O yüzden şimdiden, bu durumu bir eksi olarak değerlendirmemek lazım.