Oyun İncelemeleri

Dark Souls: Remastered

“Eski uygarlıklar döneminde dünya şekilsiz ve her taraf sis perdesiyle kaplıydı. Daha sonra ateş meydana geldi ve ateşle birlikte karşıt güçler ve eşitsizlikler de ortaya çıktı. Sıcak ve soğuk, yaşam ve ölüm.. ve tabi ki aydınlık ve karanlık.. Ve karanlıktan onlar geldi…..”

Dark Souls Remastered / Nintendo Switch İnceleme

İşte bu denli vurucu bir şekilde başlayan Dark Souls Remastered, hikaye adına belki de en bonkör olduğu dakikaları da geride bırakıyor. İlk olarak 2011 yılında karşımıza çıkan ve Demon’s Souls sonrası bu türün asıl çıkışını sağlayan yapım, son yıllarda karşımıza çıkan en sağlam serilerden biri olmayı da başardı. Daha sonra devam oyunlarıyla da kalite çıtasını yukarı taşıyan Dark Souls‘un bu ilk oyunu geçtiğimiz günlerde Nintendo Switch platformuna da çıktı. Biz de bu videomuzda zaten aşina olduğumuz oyuna kısaca değinecek ve daha çok Switch platformundaki performansından bahsedeceğiz.

Öncelikle koşarak Anor Lando’ya giden, yaratıklar arasından yuvarlanarak geçecek kadar ustalaşan ya da Darkroot Garden’da cirit atan oyuncuları bir kenara bırakıp, daha önce bu deneyimi yaşamayan oyunculara kısaca Dark Souls‘tan bahsedelim. Başta da söylediğim gibi Dark Souls‘un açılış videosu hikaye anlamında en bonkör davranılan kısımları oluşturuyor. Çünkü oyun başladığı andan itibaren, kendinizi bir hücrede buluyor ve daha ne olduğunu anlayamadan ilk ölüm tecrübenizi de yaşıyorsunuz. Ölümlerden ölüm beğendiğimiz oyun hikaye anlamında size çok fazla detay verilmiyor. Oyunu iyi araştırmalı, tüm karakterler ile konuşmalı ve hikayedeki eksik parçaları kendiniz tamamlamalısınız. Bu dinamik o kadar naif ve farklı işliyor ki, oyunu bitiren ama gerekli araştırmayı yapmadıysa, yani düz bir şekilde ilerlediyse, hikaye adına kafasında kocaman boşluklar bulunan binlerce oyuncu olduğunu düşünüyorum. 

Dark Souls zor bir oyun ama abartıldığı kadar imkansız üzerine kurulu bir oyun değil. Yani daha önce oynamaya yeltendiyseniz ve çok konuşulan zorluk durumundan korktuysanız, oyunun bu sürümü yeniden başlamanız için iyi bir sebep olabilir. Oyunda ne kadar zaman geçirir ve dinamiklerini o kadar iyi öğrenirseniz, ustalığınız da o kadar yükselmiş oluyor. Yani oyun aslında sizi defalarca öldürerek ilerlemenizi de sağlıyor diyebilirim. Karşılaştığınız bir boss mücadelesinde, o boss’un sergilemiş olduğu fazları ezberliyorsunuz. yeri geliyor merdivenden yuvarlanan alev toplarına dikkat etmeniz gerekiyor. İlk seferde zaten bu tuzakların hepsine yakalanmanız son derece normal. Oyunda ustalaştıkça, zaten bu gibi durumlara şüphe ile yaklaşıyor ve daha iyi bir performans sergiliyorsunuz. 

Bu demek değil ki ben çok iyi oynasam da ölmeyeceğim. Bazen en çok küçümsediğiniz yaratık bile sizin sonunuzu hazırlanabiliyor. Bu nedenle son derece dikkatli oynamak oyunun hamurunda var diyebiliriz. yani oyunun Switch sürümü mobil olmasından dolayı büyük avantaj sağlasa da, özellikle yeni keşfettiğiniz mekanları otobüste oynarım diye düşünmeyin. Pür dikkat kesilmezseniz, demin de söylediğim gibi kendi sonunuzu da hazırlamış olursunuz. 

Zaten harita sistemi de bu ezberleme dinamiği üzerine kurulmuş durumda. İlk etapta kocaman bir labirent gibi gelen oyunun harita sistemi, ilerledikçe yavaş yavaş haritayı ezberlemenizi sağlıyor. Birbirine bağlı mekanlar, kilitli kapılar ve birçok gizemi ile birlikte harita tasarımının mükemmele yakın olduğunu söyleyebilirim. 

Dark Souls‘a kendi karakterinizi oluşturarak başlıyorsunuz. Diğer RPG oyunlarında olduğu gibi tipinizle çok uğraşmanıza gerek yok. Dünyası bu kadar acımasız olunca zaten genelde kafanızda bir kaskla dolaşma ihtiyacı hissediyorsunuz. Vücut şeklinizi de seçebildiğiniz bu ekranda en önemli unsur ise karakteriniz için seçeceğiniz sınıf. Oyunda çok farklı sınıflar var ve bu sınıfların karakter değerlerine direk olarak etki etmesi, özellikle ilk dakikalarda ölümcül bir rol oynuyor. Yakın dövüşe, suikastçiliğe, uzaktan saldırılara, hatta büyücülüğe kadar uzanan farklı sınıflar oyunda mevcut. En az karakter sınıfı kadar dikkat etmeniz gereken bir diğer unsur da oyuna başlayacağınız hediye seçimi. 10 farklı sınıfın yer aldığı oyuna başlarken size bazı avantajlar sağlayan farklı hediyelerden bir tanesini de seçebiliyorsunuz. Bu kısımda özellikle oyunun başlarında bazı kilitli kapıları açabildiğiniz Master Key‘i seçmenizi tavsiye ederim. Ama dikkat edin, oynadığını oyun bir Souls oyunu ve açtığınız bazı kapıları sizi çok daha kısa yoldan ölüme götürebilir.

Tekrar dirilme sistemi Souls oyunlarının bel kemiğini oluşturuyor. Öldükçe bonfire noktasına geri dönüyor ve daha bilenmiş bir şekilde yolunuza devam etmeye çalışıyorsunuz. Buradaki en önemli unsur ise oyunda seviye atlama gibi önemli bir gelişimi sağlayan ruhlar. Düşman öldürdükçe topladığınız ruhlar, öldüğünüz alanda kalıyor. Eğer bir kez daha, yani bu ruhları almaya giderken ölürseniz, topladığınız tüm ruhlara veda ediyorsunuz. Bu nedenle ruhları geri almak yaşam ve ölüm arasındaki çizgi kadar önemli bir yere sahip. 

Oyunun Nintendo Switch grafiklerini gayet başarılı bulduğumu söylemeliyim. Zaten tasarım anlamında şahane bir işçiliğe sahip olan Dark Souls‘un bu remastered sürümü hem dock ünitesinde hem de mobil olarak oynadığınızda gayet akıcı bir oynanışa sahip. Her iki şekilde de 30 fps sabit olarak oynayabildiğiniz Switch sürümü, kaplama kalitesi ve ışıklandırma gibi detaylarda da doyurucu bir görsellik sağlıyor. Yine de ince detaylara baktığınızda, örneğin çim gibi etkenlerin dinamik değil, statik olarak oyuna eklendiğini fark ediyorsunuz. Bu konuda söyleyeceğim bir diğer unsur ise atmosferden kaynaklı olan karartıcı etkenler. Switch sürümü özellikle PC sürümüne göre bir tık daha karanlık kalmış.

Son olarak oyunun şahane Amiibo’sundan ve tabi ki online sisteminden de bahsedelim. Oyun dünyasının ikonik hareketlerinden biri haline gelen Praise the Sun hareketini sergileyebildiğiniz amiibo’su dışında oyunun online sistemleri tabi ki Nintendo Switch için de açılmış durumda. Online özelliklere geçtiğimiz aylarda ücretli abonelik ile ulaşan Nintendo Switch, Dark Souls’da stabil bir performans sergiliyor. Diğer oyuncuların sizin dünyanızı bastığı anlarda doğal olarak heyecan seviyesi de yukarılara taşınmış. Zaten oyunu açarken online yad a ofline olarak oynabildiğinizi de görüyorsunuz. Online olarak girmek isterseniz ve abonelik sisteminiz yoksa, direk olarak ilgili sayfaya yönlendirmeniz de sağlanmış.

Sonuç olarak Dark Souls, her oyun severin deneyim etmesi gereken bir yapım. Eğer şimdiye kadar oynamadıysanız, söylenenlerden korktuysanız ve bir Switch sahibiyseniz, başlamak için tüm şartları yerine getirmişsiniz demektir. Nintendo Swtich‘in taşınabilir olması, oyunu bağımsız olarak oynayabilmeniz de gerçekten keyfini yukarılara taşımış. Kısacası ne kadar sabırlı olursanız, o kadar başarılı olacağınız Dark Souls’u tüm Switch kullanıcılarına gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu