Dark Void
Capcom’un 2007’de duyurduğu yapımlardan biriydi Dark Void. Aslında bu güzide
firmanın daha büyük bir heyecanla beklenen oyunlarını düşündüğümüzde, biraz geri
planda kalmış bir proje diyebiliriz Dark Void için. Zaten oyunun başındaki
firmada Airtight adlı yeni kurulmuş bir ekip. Dolayısıyla yapımın pek göz önünde
olmaması da şaşırtıcı değil. Ancak Dark Void her şeye rağmen geçtiğimiz birçok
fuarda gösterilen oynanabilir demolarla, oyun severlerin ciddi derecede
beğenisini toplamayı başardı diyebiliriz. Zaten işlediği tema saf aksiyondan
oluştuğu için, günümüzdeki birçok oyuncu kitlesini de otomatikman içine almayı
başarıyor.
Aslında bu durum bence yeni nesilde biraz sıkmaya da başladı, çünkü beğenilen
bir kalıp oluştuğu zaman artık o türdeki diğer oyunlarda aynı kalıp üzerinden
yola çıkıyorlar ve doğal olarak birbirinin aynısı aksiyon yapımlarıyla karşı
karşıya kalıyoruz. Açıkçası kötü bir durum, ama tuttu bir kere ve bize de
katlanmak kalıyor. İşte Dark Void’ta bu konumda yer alıyor. Bilindiği gibi çoğu
oyun meşhur Unreal Engine 3 motorunu kullanıyor, fizikler konusunda Havok tercih
ediliyor, oynanabilirlik olarak da siper alma sistemi artık çok moda, bunlara
biraz da hafiften demir yığını bir karakter ekleyip, post-apokaliptik bir ortama
gönderdiğiniz anda, işte size yılın en başarılı aksiyon oyunu olmaya aday bir
yapım. Adını da Dark Void koyduk mu, albenisi daha arttı öyle değil mi? Ama
yaratıcı olmadığı kesin.
“Etkileyici ve bir o kadar karizmatik bir görünüme sahip olacağımızı söyleyebiliriz.”
Yeni bir karanlığa adım atarken…
Şimdi böyle bir yazıdan sonra, sizlere bu oyunu yerden yere vuracağım havasını
vermiş olabilirim, ancak o havayı hiç vermeden geri alayım, çünkü sanılanın
aksine oyunu eleştirmeyeceğim. Tam tersine Dark Void’i oldukça beğendiğimi
söyleyebilirim. Tabii her ne kadar son dönemlerdeki aksiyon oyunlarının bir
kopyası olsa da, bu yapım Capcom’un 2009 yılındaki önemli projelerinden biri
olacaktır diye düşünüyorum. Dark Void, söylediğim gibi klasik aksiyon türünde
karşımıza çıkıyor. Oynanabilirlikte fazlasıyla Gears of War havası hakim,
karakter ise Iron Man’in deri montlu hali gibi görünüyor. Ancak Dark Void’in
diğer benzer yapımlara göre en önemli artısı ise, birçok oyunun sunduğu noktayı
tek bir potada birleştirmesi ve işte benim ilgimi çeken kısım burası oldu.
Detaylara girmeden önce konudan biraz bahsedelim. Dark Void’de Will adında bir
kargo pilotunu yönetiyoruz. Ancak Will, Bermuda Şeytan Üçgeni tarzında bir
durumla karşı karşıya kalır ve bir girdap sonucu farklı boyuta giriş yaparak,
bambaşka bir evrene ayak basar. Ancak orada tanrı olarak görülen ve karanlık
emellerini insanlara uygulattıran The Watchers’larla karşılaşır. Bunlar ise
robot varlıklardır. Ancak işin ilginç yanı ise, orada ki tek insanın kendisini
olmadığını fark eder. Daha önceden gelmiş bu insanlar ise kendilerini
geliştirerek isyan başlatmışlardır. Bizim karakterimiz de burada devreye girerek
The Watchers’larla olan savaşa katılır ve diğer insanlarla beraber tekrardan
Dünya’ya dönmeye çalışırlar. Konu belki çok yaratıcı değil ama hiç yoktan iyidir
dedirtiyor. Sonuçta ne olduğu belirsiz saçma konulara sahip bir ton aksiyon
oyununu düşündüğümüzde, Dark Void’in daha çekici bir yanı olduğu söylenebilir.On parmağımda on marifet…
Yönettiğimiz karakter; uçabiliyor, tırmanabiliyor, özelliklerini
geliştirebiliyor ve yakın dövüşlerde oldukça başarılı. Yani tam anlamıyla her
işi yapan biri konumunda yer alan süper kahraman değil de, süper bir pilot
görünümü çiziyor. Tabii bu kadar adrenalinden sonra Dünya’ya dönebilirse,
tekrardan pilotluk yapar mı orası biraz soru işareti? Neyse, çok fazla
dağılmadan detaylara geçelim.
Usta pilotumuz Will, giymiş olduğu pantolonu ve kahverengi montu ile (Sonraları
değişmediği takdirde) arkadan bakıldığında ciddi derecede Resident Evil 4’deki
Leon’a benziyor. Tabii kafasındaki kaskı ve sırtındaki Jetpack’i saymazsak.
Şimdi Jetpack mi diyebilirsiniz? Evet, karakterimizin sırtında üç motorlu bir
Jetpack yer alıyor. Bu güzel aletimize muhtemelen oyunun başlarında sahip
olacağız gibi görünüyor. Çünkü gösterilen videolarda Will, en ufak atlayışlarını
yada tırmanışlarını dahi Jetpack sayesinde yapıyor. Oyundaki yeri oldukça büyük
diyebiliriz. Ancak kafamıza taktığımız kaskın tam olarak niçin takıldığı yada
herhangi bir işe yarıyor mu henüz bilinmiyor.
“Devasa robotlarla olacak olan bu çarpışmalarımız, etkileyici sahnelere gebe olacak görünüyor.”
Jetpack’ten devam edersek, oyunda dediğim gibi çok yüksek yerlere tırmanma ve
oldukça uzun mesafeleri uçarak kat etme gibi durumlar söz konusu, dolayısıyla
Iron Man havasındaki karakterimiz sırtındaki bu güzide aletle bu gibi
zorlukların üstesinden kolaylıkla gelebiliyor. Ama şimdi diyebilirsiniz, madem
uçabiliyoruz niye tırmanayım? Bunun cevabı ise sanırım şurada yatıyor,
karakterin öyle doğuştan gelen bir tırmanma özelliği yok, zaten tırmandığı
yerlerde genel olarak büyük çıkıntılardan oluşuyor ve oralara tutunmak için
büyük sıçrayışlar yapıyor. Bu sıçrayışlar da Jetpack ile gerçekleşiyor. Ancak
Jetpack’in daha önce dediğim gibi 3 motoru var. Bu motorlardan 2 tanesi sürekli
çalışır halde ve bahsettiğim sıçrayışları bunlar sağlıyor, ancak uzun mesafeli
uçuşlar ise 3. motor devreye girerek gerçekleşiyor. İşte sürekli uçamamamızın
sebebi ise sanırım 3. motorun her daim çalışır halde olmayışı, muhtemelen bu
motorun gücünün dolduğu zamanlarda yada oyunun bize izin verdiği anlarda bu uzun
uçuşları gerçekleştirebileceğiz. Dolayısıyla böyle bir durumda tırmanmak ne
yazık ki şart oluyor.
Tırmanmaya girmişken, buradan devam edelim. Gösterilen videolarda karakterin
tırmandığı mekanlar geniş çıkıntılardan oluşuyordu. Bunlarda büyük kaya
parçaları, bir uzay gemisinin içi ve bunun gibi birçok yerden oluşuyor. Ayrıca
bu tırmanma sistemi oldukça dinamik bir hale de sahip. Bulunduğumuz yerde
oldukça hareketli olup, yanımızdaki birçok yere de zıplayabilme imkanına
sahibimiz. Tabii ki işin savaş kısmında ise, çıkıntının üstünde yer alan düşmanı
tutup aşağı fırlatabiliyor ve tutunurken elimizdeki silahı da kullanabiliyoruz.
Bunlar dışında oyundaki savaş sistemi de oldukça başarılı bir şekilde işliyor.
Zaten işlememe gibi bir durum söz konusu değil, çünkü Gears of War’dan iyici
aşina olduğumuz omuz üstü kamera ile karakteri kontrol ediyor, aynı şekilde
birçok nesnenin arkasında durup siper alabiliyoruz. Bu siper esnasında da,
kendimizi açığa çıkarmadan sadece silahımızla da etrafa kurşun yağdırıp,
düşmanlarımızı öldürebiliyoruz. Ayrıca yine Marcus Fenix tarzında oldukça sert
dövüşlere de girebiliyor, elimizdeki silahla karşımızdakileri indirebiliyoruz.Düşman ayırt etmek adetim değildir!
Dark Void’de önünüze gelen her düşmanı klasik sonla buluşturacaksınız. Ancak bu
düşmanlar oldukça çeşitlilik göstermekle beraber boyut farklılıklarına da sahip.
Oyunumuzda robotlar hakim olduğu için, savaşılan kişiler de dolayısıyla robotlar
oluyor. Tabii robotların dışında insan olmayan farklı varlıklar da görmek
mümkün. Ama tüm detaylar belli olmadığı için kesin konuşamıyoruz. Fakat robot
deyince insanın aklına çok sıra dışı düşünceler gelebiliyor. Evet gelmeli de,
çünkü Dark Void’de düşman ayırt etmeden devasa boyutta olsun, uçuyor olsun hiç
önemli değil herkesle savaşacağız. Şimdiye kadar devasa akrep benzeri bir
robotla ve uçan UFO şeklindeki gemilerle olan mücadelemizi gördük. Ayrıca uzay
gemisinin içine girip onu kontrol edebilmek imkanına da sahibiz. Gördüklerimiz
bununla da sınırlı kalmayıp, bu çarpışma esnasında Jetpack’imizin silah
donanımına da sahip olduğunu fark ettik. Aynı savaş uçakları gibi havadayken
yoğun ateş saldırısı yapabiliyoruz. Bunun dışında karakterimizi geliştirebilme
imkanına sahip olduğumuz için, tüm bu özelliklerimizi oyunun ilerleyen
bölümlerinde daha da güçlü bir hale getirebileceğiz.
“Silahlarımızın dışında, yumruk ve tekmelerimizi de düşmanlar karşısında kullanabileceğiz.”
Yapımın grafikleri ve animasyonlarından bahsetmek gerekirse son CES Fuarı’nda
yayınlanan hali bile gayet yeterli görünüyordu. Tabii ki hala gelişim safhasında
olduğu için oyun çıktığın da mutlaka farklılıklar olacaktır. Ama şu an da bile,
karakterin oldukça başarılı animasyonları ve olanlara gerçekçi tepkileri var.
Bil hassa, Jetpack’le uçarken motoru aniden çalışması yada hızlı bir geriye
dönüşlerde çok başarılı bir şekilde yansıtılan gerçekçi tepkiler görebiliyoruz.
Keza seslerinde hala gelişim safhasında olduğunu düşünürsek bu konuda çok fazla
bir yorum yapmaya gerek yok, çıkınca her şeyi daha net göreceğiz.
Bitirelim artık…
Dark Void, klasik bir aksiyon havasında ve artık hemen hemen her oyunda
gördüğümüz oynanabilirliğe de sahip olmasına rağmen oldukça başarılı bir görünüm
çiziyor. Mayıs 2009 tarihinde çıkması beklenen yapımın ne kadar tutulacağı
bilinmez, ama şu an da Capcom’un en güvendiği projelerinden biri olarak
karşımızda yer alıyor. Sonuçta bir oyunun arkasında büyük bir firma olunca
insanın beklentileri de artmıyor değil, ama daha önce belirttiğim gibi çıkınca
ne olduğunu göreceğiz. Bu arada oyunun bazı kaynaklarda sadece PS3 ve X360’a
yapılıyor olduğu yazsa da, Capcom’un Dark Void’i PC’ye de çıkartacağına kesin
gözüyle bakabiliriz.