Day of Infamy
Kabul edelim, her ne kadar zamanında 2. Dünya Savaşından boğulmuş olsak da, uzun yıllardır şöyle savaşın dramatik yüzünü bizlere sunmayı başaran, çoklu oyuncu modu ile Thompson’larımızı konuşturabildiğimiz başarılı bir 2. Dünya Savaşı oyunu özlemi çekiyoruz. Hatta DICE’tan Battlefield 1’i yerine hepimiz acaba 2. Dünya Savaşı’ına mı dönüyoruz diye heyecanlandık. Tabii tüm bu özlem ve heyecan içerisinde oyun yapımcıları da ihtiyacın farkına varmış olacak ki 2016 yılında bağımsız birçok firma, kendi 2. Dünya Savaşı oyunlarını bir bir duyurdu. War Thunder ile kalitesini kanıtlayan Gaijin’den Enlisted, Bağımsız yapımlar Days of War ve Battalion 1944, Activision’dan ikinci dünya savaşı temalı yeni bir Call of Duty derken, Insurgency ile bizlere hem gerçekçi hem de eğlenceli bir savaş deneyimi yaşatmayı başaran New World, karşımıza Day of Infamy ile çıktı.
İlk olarak Insurgency oyunu için bir mod olarak ortaya çıkan Day of Infamy, öyle çok sevildi ki New World kısa süre içerisinde mod’u, mod’luktan çıkarıp iyice geliştirip süsleyerek yeni bir oyun olarak piyasaya sundu. Steam üzerinden 31 TL gibi uygun bir fiyata satışa sunulan Day of Infamy, hem gerçekçi diyebileceğimiz mekanikleri, hem de aksiyondan ödün vermemesi ile çok keyifli bir FPS deneyimi sunmayı başarıyor.
Öncelikle oyunun içerisinde birbirinden farklı görevler üstlenen farklı sınıf bulunuyor bu sınıflar kısaca şöyle:
Officer: Oyun içerisinde mühimmat, bombardıman gibi destekler isteyebiliyor. Dürbün yardımı ile hedefleme yapabiliyor. Ancak destek çağırmak için radyo taşıyan Radioman sınıfına ihtiyaç duyuyor.
Assault: Diğer sınıflardan daha hızlı koşabilen Assault sınıfı, diğer oyunlar gibi saldırı üzerine kurulu bir sınıf.
Engineer: Mühendis sınıfımız büyük TNT patlayıcılar taşıyabiliyor. Oyunlarda bazı görev türlerinde bu sınıfa ihtiyaç duyulabiliyor. Ayrıca mühendisler daha hızlı şarjör değiştirebiliyor.
Support: Destek sınıfımız baskı ateşine diğer sınıflara oranla daha dayanıklı. Ayrıca ağır makineli silahlar ile düşmanı mermiye boğabiliyor.
Rifleman: Rifleman’ler diğer sınıflara oranla çok daha uzun süre yorulmadan hızlı koşabiliyor. Standart tüfekler kullanıyor. Orta uzun mesafede ölümcüller.
Radioman: Diğer sınıflara oranla bölgeleri daha hızlı alabiliyor. Ayrıca Officer’ın destek çağırması için yanında olması gerekiyor.
Machinegunner: Ağır makineli tüfek kullanan sınıfımız diğer sınıflardan daha fazla cephane taşıyabiliyor.
Sniper: Keskin nişancı sınıfı Sniper’lar uzak mesafelerde ölümcül. Nefeslerini daha uzun süre tutabiliyor ve daha keskin atışlar yapabiliyorlar.
Days of Infamy içerisinde bulunan sınıflarımız kısaca böyle. Oldukça fazla sayıda silah ve ekipman da oyun içerisinde bizleri bekliyor. Ayrıca her silahı farklı şekillerde modifiye etmek de mümkün. Bazı silahlara Foregrip takarak daha isabetli bir hale getirebiliyor. Bazılarına ise kemer tarakar silah değiştirme süresini kısaltabiliyoruz. Tabii ki modifiye seçenekleri bir Battlefield 4 veya Call of Duty oyunları kadar çok seçenek sunmuyor.
Silahların hissiyatı ve modellemeleri ise oldukça başarılı. Özellikle seri ateş ederken mouse ile yapacağınız düzeltmeler ile oldukça isabetli atışlar gerçekleştirebiliyorsunuz. Recoil’in mouse hareketleri ile azaltılabilmesi oldukça hoş olmuş.
Oyunun haritalar tarafı ise yine yeterli derecede kalite sunuyor diyebilirim. Toplamda 16 adet harita barındıran Day of Infamy’de farklı sınıfların oldukça etkili olabileceği bölgeler mevcut. Sniper sınıfını oynayan biri keskin nişancılık yapmak için ihtiyacı olduğu noktaları bulabiliyor, yahut ağır makinelileri kurmak için yine güzel pozisyonlar mevcut. Her haritanın boyutu da oldukça geniş tutulmaya çalışılmış. Haritaları öğrenmek için uzun süre oyunu oynamak gerekiyor.
Toplamda 9 adet çoklu oyuncu mod’u bulunduran Day of Infamy’de 32 kişiye kadar oyuncu aynı sunucu üzerinde oyun oynayabiliyor. Bazı mod’larda belli bölgeleri korumaya veya ele geçirmeye çalışırken, bazılarında kritik araçları yok etmeniz istenebiliyor. Takım oyununa dikkat ettiğiniz takdirde başarı da kolaylıkla geliyor.
Ayrıca Day of Infamy içerisinde mod desteğini de beraberinde getiriyor. Şuan için olgulaşma aşamasında olan Workshop, ilerleyen dönemlerde birbirinden farklı yüzlerce mod’a ev sahipliği yapacak gibi gözüküyor. Zaten önceki oyun Insurgence’ın mod’ları bizleri saatlerce başında tutmaya yetecek sayıdaydı.
Grafikler tarafında ise Day of Infamy ne yazık ki bekleneni veremiyor. Artık miladını doldurmuş olan Valve’in motoru Source Engine kullanılarak hazırlanan yapım, grafikleri oldukça sırıtıyor. Ancak yapımcılar Insurgence’dan kazandıkları tecrübe yüzünden farklı bir oyun motoruna geçmek istememişler. Bu kadar tecrübenin çöpe atılmamasını da saygıyla karşılamak gerekiyor.
Uzun lafın kısası uygun fiyatı ve başarılı oyun mekanikleri ile Day of Infamy bizlere özlediğimiz 2. Dünya Savaşı atmosferini başarıyla sunuyor. Gelecek güncellemeler ve mod’lar ile çok daha keyifli bir hal alacağına inandığım yapım, fiyatının hakkını vermeyi başarıyor.