Deus Ex: The Fall
Deux Ex: The Fall ilk çıtlatıldığında, serinin hayranları korkunç bir şekilde heyecana uğramıştı. “Bir kuş, hayır bir uçak, hayır yeni bir Deus Ex oyunu!” derken, The Fall’un mobil platformlara geldiğini öğrenince biraz hayal kırıklığı üzeri merak oluşmuştu. Şimdi ise The Fall çıkmış durumda, peki ama bu hayal kırıklığı üzeri merakımız ne durumda acaba?
Fakat sonuçta elimizde bir adet Deus Ex oyunu var, bence buna da şükür. İOS platformuna çıkan oyunun hikayesi 2027 yılında geçiyor. Ben Saxon adında eski bir British SAS askerini canlandırdığımız oyun Deus Ex: Icarus Effect romanını takip ediyor.
The Fall, gerçekten mobil oyunculuğun gücünü gösteren şahane örneklerden biri. Hem kontroller hem mekanikler hem de grafik olarak gerçekten mobil oyunların AAA kalitesinde işlerle karşımıza geleceğinin resmen kanıtı.
Yine Human Revolution’da gördüğümüz gibi iki şekilde ilerlenebiliyor, taktiksel ilerlemek istiyorsanız sabırlı, önünüze geleni vurmak istiyorsanız da hızlı olmalısınız. Aslına bakacak olursak The Fall, Human Revolution’a çok benziyor, gerek kullanılan konsept, gerek görsel kod, sanki PC’de oynuyormuşum gibi hissettirdi, bu anlamda gerçekten başarılı bir iş çıkartmışlar.
Tabii grafikler ve karakter modelleri ne olursa olsun PC teknolojisinden mütevellit daha az detaylı. Hikayenin geçtiği Panama City ise, yapı olarak Human Revolution’ın mekanlarından çokta büyük farklılıklar göstermiyor, yine de buna rağmen The Fall şimdiye kadar gördüğüm görsel olarak en sağlam mobil işlerden biri.
Ben Saxon kim peki? Ben Saxon, aynı Adam Jensen gibi, vücudunun yarısı gidik bir eski SAS ajanı. Hikayeyi keyfinizi kaçırmamak için açık etmeyeceğim fakat The Fall, Human Revolution ile oldukça ilintili bir oyun, eğer Human Revolution’ı oynamadıysanız, kaçıracağınız şeyler büyük. The Fall hikayesel olarak pek çok parçayı kendi içerisinde taşısa bile, bir bütün olarak bunları bağlamayı başaramıyor, bu Human Revolution’da da benim gördüğüm bir durumdu, etrafta sorulması gereken pek çok soru ve farklı hikaye kancaları vardı fakat bir türlü bunların bir araya gelişini göremiyorduk. Tabii bunun seveni var, sevmeyeni var.
Genel görev yapısı ise, Human Revolution’da kullanılan mekaniği aynı şekilde izliyor, yukarıda biraz bahsetmiştim fakat daha da açmam gerekirse, gizliliği kullanarak veya kaba kuvvetin dibine vurarak görevlerinizi yerine getirmek mümkün, The Fall bunu Human Revolution kadar başarılı bir şekilde icra edemiyor fakat yine de uygulanması ya da uygulanmaya çalışılması takdire şayan.
Yapımın mobil olması ise içeriğini kısıtlamamış durumda, Human Revolution’da bulunan bütün augmentasyonlar olduğu gibi burada da var, tabii oyunun kısalığı hepsini kullanma şansınızın önüne geçiyor, yine de olduğunu bilmek keyifli.
n-Fusion, The Fall ile gerçekten İOS ve Android kullanıcılarına çok güzel bir oyun yapmış, The Fall, kendi başına yepyeni bir oyun olarak değil fakat Human Revolution’ın mobil versiyonu olarak düşünüldüğünde oldukça şahane bir yapım. Yalnız Deus Ex serisine yeni bir oyun olarak düşünürseniz, ufak bir hayal kırıklığı yaşamıyorsunuz desem yalan söylemiş olurum.
Deus Ex: The Fall İOS için çıkmış durumda, Android’e de bu Sonbahar geliyor.