Din konusu neden oyunlarda ve filmlerde bu kadar çok kullanılıyor?
Öncelikle bu yazıyı yazmadan önce belirtmeliyim ki, inanışınız her ne olursa olsun kesinlikle insanlar birbirlerine saygı duymalıdır bence. Zira bize göre yanlış olan şey, başkasına göre doğru olabilir. Bu tamamen göreceli bir olaydır. Lütfen unutmayın. Bizim inancımız her ne olursa olsun, her şeyden önce biz insanız. Bunun farkında olabilirsek, ne mutlu bize.
Evet, yazımın genel konusu arkadaşlar, ”din” öğesinin özellikle son zamanlarda neden bu kadar çok oyun ve filmlerde kullanılıyor olması. Özellikle ülkemizde hemen hemen birbirinin kopyası olan sözde korku filmleri, direkt konularını ”gerçekte yaşanmış olay” sloganıyla İslam dininden alıyorlar. Biraz makyaj, biraz ses efekti ve ruhlar aleminden varlıklar tarafından ele geçirilme olayları; gişede büyük başarı yakalayan Türk korku filmleri. Maalesef bu olaydan her konuştuğum kişiler şikayetçi ama yine de bu filmler gişede başarılı oluyorlar. Derler ki, her yapımcı aslında iş adamıdır. Evet doğru bir söz. Ama yine ünlü bir senaristin sevdiğim sözünü söyliyeyim. Senarist; Türk yapımcıları, senaryo okumadan önce konuyu değil, nasıl en az masrafla filmi çekebileceklerini sorarlar ama büyük yapımcılar ise masrafları düşünmeden senaryoyu okur, değerlendirir ve beğenirlerse filmi çekerler der. Çünkü senaryo yani hikâye bir filmin yapı taşıdır. Gerçi ben de yapımcı olsam durmadan insanların en zayıf olduğu din konusunu kullanarak para kazanırdım. Çünkü film vizyona girdiğinde hani dinimizdeki cinleri anlattığı için insanların gelip izleyeceğine zaten adım gibi emin olurdum. Din her zaman insanların iyilik bakımından zayıflıkları olmuştur. İnsanların bu iyiliğini kullanarak ceplerini dolduranlar da oldukça fazla.
Özellikle Türk sinemalarında din konusu bu kadar ilgi çekiyor iken, neden oyunlarda çekmesin ki? Hele bir de oyun sektörünün sinema sektörünün çok önünde olduğunu düşünürsek, bu durum aslında kaçınılmazdı. Şahsen ben din faktörünün ne zaman oyunlara da musallat olacağını merak ediyordum ki birkaç oyunda bunun örnekleri var. Ama bana göre oyun sektöründe din ve korku kombosunu ilk muazzam şekilde kullanan firma Red Barrels Stüdyosu. Bildiğiniz gibi şirket korku oyunu Outlast’ın yeni halkası Outlast 2’nin hikâyesini inancın artık deyim yerindeyse suyunu çıkarmış bir kasaba üzerinde kurgulamıştı. Sapkın Hristiyan topluluğu hâline gelmiş bir kasaba halkı, Tanrıya insan kurbanlar sunarak inançlarını pardon sapkınlıklarını tatmin ediyorlardı. Ben bir müslüman olarak eminim ki bu oyun Hristiyanlık değil de İslam dini temeline dayanmış olsaydı muhtemelen kıyameti koparırdık. Koparırdık diyorum çünkü muhtemlen ben de tepki gösterirdim. Ama düşündünüz mü neden Hristiyan toplulukları bu oyuna çok fazla tepki göstermedi? Bunun inanç farklılığı ile alakası yok. Tamam oyun muhteşemdi ama tabii ki bu da geçerli bir sebep değil. Hristiyanlar olaya ses çıkarmadı çünkü bizim nasıl ki cinli şeytanlı olan filmlere sesimiz çıkmıyorsa onların da çıkmıyor. İster buna sistemin köleliği deyin isterseniz başka bir şey. Ama sadece biraz düşünün.
Hep aynı konuyu farklı bir şekilde ısıtarak önümüze koyan yapımcılar 6-7 seri filmler yapıyor. Şimdi biz müslümanız (Elhamdüllillah) değil mi? Ama bu filmleri her ne kadar beğenmiyor olsak da sinemaya gidip izliyoruz. İşte Hristiyanlar da bu oyunu belki hiç sevmediler ama çılgınlar gibi oynadılar. Sonuç olarak ne oldu? Bizim çakma korku filmlerin yapımcıları gibi Red Barrels Studio’nun cebine milyon dolarlar girdi. Çünkü bu tür konular, insanların zaaflarını işliyorlar. İnandığımız dine mensup bu kişiler gerçekten olabilir mi gibi sorular aklımıza geliyor. Yani içimizdeki kötülüğü bir nevi bu oyun ve filmlerle atıyoruz.
Dedim ya oyun sektörü de yeni yeni insanların bu zayıf yönünü kullanmaya başladılar diye. Bu açık kapıyı keşfeden bir diğer firma ise tahmin edeceğiniz üzere Ubisoft firması. Şirket sonunda hep orada olan insanlardan en kolay şekilde para kazanma yolunu yeni yeni keşfetti. Fransız asıllı şirket yeni duyurduğu FarCry 5’in tanıtım görselini Hz. İsa’nın Son Akşam Yemeği adlı tablosunu neredeyse birebir kullanarak yayınladı ki oyunun hikâyesi tıpkı Outlast 2 benzeri bir kurgu içeriyor. FarCry 5’de de yoldan çıkan bir Hristiyan topluluğunda hayatta kalma teması işlenecek bir nevi. Ancak benim de beklemediğim bir gelişme yaşanadı ve bu oyunda Hristiyanlığın işlenmesini eleştiren bazı oyuncular imza kampanyası başlatmışlardı. Kısa sürede 1500 kişiden fazla insanın imzaladığı kampanyayı yayınlayan kişiler, oyunun kötü karakterlerinin Hristiyanlığı değil, İslam dinini temel almalarını yazmışlardı. Madem kendinizin inandığı dine bunun yapılmasını istemiyorsunuz peki ama neden başka bir dini alet ediyorsunuz? Bu istekleri tabii ki gerçekleşmeyecek ama eminim ki Ubisoft şayet İslam dininin temellerini kullanıp bir oyun yapsaydı yine bizler köle gibi oynardık.
Ayrıca bu olayın yaşanması, yani Hristiyanların olaya tepki göstermesi, din ve korku temasını düşünen firmaları bir kere daha düşünmeye itecektir. Çünkü Hristiyanlar artık yavaş yavaş tepki vermeye başladılar olaya. Peki biz? Eminim ki en az on yıl daha biz çekilen filmlere ses çıkarmayız. İşte bundan dolayıdır ki o ‘elin gevurları’ dediğiniz insanlar gelişiyor ya. Eleştiriyorlar. Bizim gibi her şeyi kabul etmiyorlar. Belki de şimdi din ve korku türünü eleştirenler sayesinde şirketler çok daha güzel oyunlar geliştirmek zorunda kalacaklar. Peki ama biz neden bizim en önem verdiğimizle, inancımızla sömürenlere göz yumuyoruz? Şayet ki kendimizi eleştirir ve tepki gösterir isek, yapımcılar artık farklı konular bulmak zorunda kalacaklar ve işte korku sinemamız gelişmiş olacak. Çünkü yapımcılar artık din ve korku ikilisinden para kazanamayacaklar.
Evet biraz uzun yazı olmuş olabilir ama sanıyorum ki anlatmak istediğimi anlattım. Bizim ülkemizde çoktan keşfedilmiş bu yöntem, bizim inançlarımızı kullanarak birilerinin cebine oldukça sağlam paralar sokuyor. Şimdi dünya genelinde de bu yöntem yeni yeni oyun sektöründe keşfediliyor. Ama şirketlerin sömürmesi başlamadan bazı Hristiyan oyuncular olaya tepki göstermeye başladı. Umuyorum ki bu tepki gösterme işi ülkemize de sıçrar ve çok büyük paralar için bizi dinimizle sömürenlere gereken ders verilir.