Advertorial

DmC: Devil May Cry

Melek ve Şeytan hikayesinden çok daha öte bir şeydi bu. Yeri geldiğinde aşktı, yeri geldiğinde intikam. Yeri geldiğinde Dante’nin sözleriyle “aile meselesi” idi. Yeri geldiğinde ise Vergil’ın arzuladığı gibi, sahip olunması gereken şey “çok daha fazla güç” ile ilgiliydi. Hepimiz, bunların sonucunu bir önceki oyunlarda gördük. Peki ya bunların başında ne vardı? Bunlara ne sebep oldu?

Dört oyundur bizleri yakışıklı, karizmatik ve cool tavırlarıyla karşılayan Dante, bu sefer daha başka bir imaj ile bizleri şaşırtmıştı. Bunu nedenini hepimiz merak ettik. Bütün oyun dünyası ve özellikle Devil May Cry hayranları nefesini tuttu; Limbo’ya giriş için artık hepimiz hazırdık.

DmC’nin gerçekten en çok hoşuma giden özelliği, hiç şüphe yok ki dövüş mekanizmasıydı. Serinin en iyi, en hızlı ve en akıcı dövüş sistemine sahipti bana göre DmC. Zebanilere karşı yapabileceğiniz komboların her zaman olduğu gibi yine sınırları yok. Aslına bakarsanız DmC’yi gerçekten Devil May Cry kategorisine yerleştirebilecek olan en önemli özellik de bu. Karşı konulmaz bir dövüş zevki, rahat bir oynanış ve sınırları zorlayan atmosfer.

Osiris ve Arbiter’in yanında alınan diğer silahlarla beraber dövüş zevkini maksimum dereceye çıkarmış DmC. Fakat az da olsa Rebellion’dan kısılmış gibi sanki. Devil May Cry tarihinin belki de en ünlü hareketi Stinger’ı bu oyunda resmen kullanamıyorsunuz. “İleri+İleri+Saldırı” şeklinde ayarlanan kombo düzeneği, bu kadar hızlı bir dövüş sisteminde ne yazık ki çok yavaş kalıyor.

Yeni hareket alma sisteminin de Orb dışında Upgrade puanlarıyla olması ise oyuncuların işini daha da kolaylaştırmış. Upgrade puanlarını bölüm bittiğinde alıyorsunuz. Bölüm içerisinde yaptıklarınız yine derecelendiriliyor. O kadar çok hareket için Orb toplamak zorunda bırakmamış Ninja Theory bizleri. Bunların yanında, sağ üstte kazandığımız stil puanlarının dövüş sırasında siyah boya şeklinde ekrana yansıması ve her bir stilde şeytani bir sesin bunu tekrarlaması dövüş atmosferine çok güzel uymuş. Bir ara dövüşü bırakıp puanlarımı incelemeye daldığımı hatırlıyorum. Dante’nin bir zebaniye yaptığı son vuruşu ağır çekime alan ve yakınlaştıran kamera ise, karşı konulamayacak bir havaya sokmuş oyunu.

İçinizdeki Şeytan’ı serbest bırakın, kendi Şeytanlar’ınızla yüzleşmeye hazırlanın. Limbo siz Şeytan Avcıları’nı bekliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu