Oyun İncelemeleri

DMZ: North Korea

Nükleer silahla tehdit yapanlar, başkanı kaçıranlar, teröristler vs… bu tip
konulara oyuncu olarak alıştım. Aslında alıştırdılar, çoğu zaman karşımıza çıkan
“Çerez” lakaplı oyunlar bunu yaptı. Neden yaptı? Bunu yapımcı arkadaşlara sormak
lazım. Adamların arada herhalde canları filan sıkılıyor. Biraz programcılık,
biraz çizim vs… var. Oturup baştan sağma bir şeyi yapıyorlar. Bunu da klişe
konuyla birleştirip bir de piyasaya sürüyorlar.

Can sıkıntısına oyun yapımı

Son örnek olarak DMZ: North Korea verilebilir. Vivendi çalışanları boş
zamanlarını geçirmek için oturup programlama yapmışlar, sonra da sürmüşler
dışarıya bu oyunu. Kötü yapımları da ikiye ayırabiliriz aslında; kötünün kötüsü
ve kötünün iyisi. Bu gruplardan birine North Korea’yı sokacak olursam. Kötünün
kötüsüne girecektir.

Bir komandoyuz hopluyoruz ve uçuyoruz. Genelde yapmamız gereken karşımıza çıkan
adamları öldürmek ve görevi halletmek. Ancak düşmanları öldürmek isterken “Kek”
pozisyonuna girebiliriz. Bunu en büyük örneği kontroller. Fareye takla attıran
“Mouse ayarları” insanı ufaktan çileden çıkartırken, daha sonrasında gelen
emirlere geç itaat etme ciddi olarak sinir küpü edebilir. Kontrollerin
berbatlığı yanında bir de aradaki program hatalarını da ekleyelim tam olsun.
Duvara takılma, bir yerden başka yere geçememe, ölmeyen düşmanlar, birbirine
girebilen binalar ve daha nicelerini North Korea sunuyor.

Yok etme makinesi

Adamımız cidden bir kıyım makinesi. Ancak kendi canını kıymakta tam bir usta.
Kontroller yüzüne zorluk çekerken, düşmanlar üstümüzde kurşunla ameliyat
yapıyor. Aslında yapay zekada bir numara yok. Oyuncak askerleri bilirsiniz.
Karşınıza koyarsınız, öylece durur silahıyla beraber. İşte düşman yapay zekası
sadece bunu yapabiliyor, unutmadan bir de ateş etme yetenekleri var. Hareket
etmeleri filan tamamen hayal. Sizi görüp mal gibi ateş ediyorlar. Tabii ki bizim
karakter kontrol özürlü olduğundan kaçamıyor ölüyoruz. Aman ne güzel.

Grafikler konusunda hakkını vereyim. Crysis’e yakın bir çizgide gidiyor. Aşmış
modellemeler, kaplanmış çevreler, manyak ötesi fizik unsuru dersem inanmayın.
Ben bile kendime inanmıyorum ki bu konuda, siz nasıl inanacaksınız değil mi?
Grafikler kötü. Ama hiç değilse ana karakter üstünde azıcık uğraşılmış. Kaplama
kalitesi derseniz, bir adet kağıdı alıp buruşturun aynı şey. Çünkü kaplama yok,
her şey birbirine girmiş. Zaten doku namına bir şey beklenmez. Ana karakter
dışındaki düşmanlar genetik klon. Arada bari ayrı kıyafetleri var, böylece
farklı olabiliyorlar. Sesi arada duyar gibi oluyorum. Ama her şey aynı şekilde.
Bunu bir kenara bırakıp, ufaktan bitiyorum.

Kurtuldum

Single Player’ı adam gibi olmayan oyunun Multiplayer’ı hiç olmaz. Sadece tek
kişi çat pat oynamaya kalkışır. Ancak arada artılar var. North Korea’nın en güzel
yanı hiç şüphesiz kısa olması ve kolay bir şekilde bilgisayardan silinebilmesi.
Birde günümüz yapımlarının GB’lık deliklerine karşın 800 MB gibi ufak bir alanı
kaplıyor. Aksiyon isterim, aksiyon delisiyim diyene denemesi bedava, onun
dışında boş verin gitsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu