Don King Presents: Prizefighter
Don King, aralarında Muhammad Ali, George Foreman ve Evander Holyfield gibi
boks dünyasında isim yapmış dünyaca tanınan boksörlerle çalışan ünlü bir
organizatör. Ülkemizde boks pek rehavet edilen bir spor dalı değil. Milletçe
sadece futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz. Oyun dünyasına dönecek olursak bu
dalda en ciddi yapım tartışmasız Fight Night serisidir. Hele hele serinin üçüncü
oyunu hem görsellik olarak çok ses getirmiş, hem de kontrolleri ile son derece
gerçekçi bir oynanış sunmuştu. Spor oyunları konusunda EA Sport’a bazı dallarda
kök söktüren 2K Sports acaba bu sefer neler yaptı?
“The Kid” tanıdığım en sıkı boksörlerden biridir
Oyunun en önemli kısmı tabii ki kariyer modu. Eğer normal maç yaparsanız çok az
boksör ve mekan olduğunu görürsünüz. Bunları arttırmanın tek yolu kariyer
yapmak. Spor oyunlarında gördüğümüz modlardan çok farklı bir kurgu hazırlanmış.
Gerçek boksörler, antrenörler gibi insanlarla birebir sanki röportaj yaparmış
gibi videolar hazırlanmış. Siz çok büyük bir boksör olmuşsunuz da onlarda sizi
anlatıyor havası verilmiş. Maceramız son derece ayrıntılı hazırlanmış boksör
yaratma menüsüyle başlıyor. Kafasının büyüklüğü genişliğinden tutunda, burnunun
kıvrımlarından elmacık kemiklerinin çıkıntılarına kadar hayalinizdeki karakteri
yaratabilirsiniz. İşiniz bittikten sonra başlıyorsunuz çalışmalara. Birkaç ufak
dersten sonra ilk dövüşünüze çıkıp kazandığınızda artık bu uzun kariyere resmen
başlamış oluyorsunuz. Çalıştığınız spor salonunda size verilen odadan
dövüşeceğiniz boksörü seçip verilen süre zarfında antrenmanlar yaparak
hazırlanıyorsunuz. Kendinizi geliştirmek için yapacağınız bu çalışmalar hem
çeşitli hem de eğlenceli ufak oyunlar olarak hazırlanmış. Eğer sıkılırsanız
otomatik olarak da yapabilirsiniz, fakat bu sefer kazanacağınız değerler
düşüyor. Bu arada yükleme ekranları da son derece uzun olmuş. Ortada devamlı ip
atlayan boksörü izlemek sıkıcı oluyor.
Rakip dağıldı evlat baksana haline
Gelelim kontrollere. Oynayanlar bilir, Fight Night serisi sadece analog kolları
kullanarak hazırlanan oynanış ile son derece gerçekçi bir hava yaratmıştı. Sanki
siz yumruk atıyormuşsunuz hissi başarıyla verilmişti. Prizefighter ise
kontrollere pek önem vermemiş. Oyunu direk tuşlara basarak oynuyorsunuz.
Dolayısıyla işin bütün gerçekçiliği yok olmuş. Daha çok arcade bir oynanış
hakim. Sadece bu değil tuşlarla oynamak da ayrı bir dert. Yumruklardan sakınmak,
blok yapıp karşı atağa kalmak çok karışık olmuş. Saatlerce oynasanız da hangi
tuş ne yapıyordu ezberlemek ve kafanızdan geçenleri yapmak son derece zor. Belki
de gerçekçi olsun diye düşünülerek ayarlanan ağır oynanışta maalesef bu
kontroller yüzünden insanı bezdiriyor. Tuşlara arka arkaya bastığınızda
karakteriniz de sırayla yaptığınız hareketleri uyguluyor ve geri dönüş ya da
iptal etme gibi bir şansınız kalmıyor. Maalesef kontroller hiç kullanışlı
olmamış. Ekranda sağlığınız, gücünüz ve en altta rakibi dövdükçe dolan üç
kısımlı bir bar var. Barlardan biri dolduğunda rakibinize ciddi hasar veren bir
yumruk atabiliyorsunuz. Sabredip üç barıda doldurduktan sonra aktif ederseniz
kısa süreliğine gücünüz hiç azalmadan arka arkaya yumruklar atabiliyorsunuz.
Acı yok acı yok!
2K Sports atmosfer işini gerçekten çok iyi biliyor. İmzaları bulunan her oyunda
atmosfer şahane oluyor. Prizefighter da bu konuda nasibini almış. Ringler son
derece detaylı, havalı ve renkli olmuş. Etraf cıvıl cıvıl. Büyük dövüşlerde
havai fişekler atılıyor. Özellikle boksörlerin çıkışları sanki televizyonda maç
izlermiş gibi izlenim yaratıyor. Zaten videolarla güzelce hazırlanan kurgu
ringlerin havası ile sizi iyice içine çekiyor. Karakterler aslında detaylı
hazırlanmış. Fizikleri ve görüntüleri gerçekçi. Hatta sıkı bir raunttan sonra
sırtınızdan akan terleri bile görmek mümkün. Fakat kontrollerden dolayı bazen
attığınız yumruklar rakibinizin içinden geçebiliyor. Yüzde oluşan hasarlar ise
beklediğim kadar ayrıntılı olmamış. Sanki yapım aşamasının ilk basamağında
bırakılmış gibi. Bunun yanında maçın önemli anlarının gösterildiği tekrarlar
başarılı olmuş. Eğer seri yumruklarla çalıştıysanız görüntüler ortadan değil
başından itibaren gösteriliyor. Müzikler ise oyunda en çok hoşuma giden kısım.
İçerinde meşhur Run DMC – It’s Tricky ve Survivor – Eye of the Tiger gibi
şarkılarında bulunduğu tam 72 adet lisanslı şarkı hazırlanmış. Antrenman
yaparken sanki ufak bir radyodan gelen ses gibi bu müzikler devamlı çalıyor.
Yükleme ekranlarında ise ses artıyor. Multiplayer oynarken kariyerde
hazırladığınız karakterinizi kullanmanız mümkün. Onun dışında pek ayrıntılı
modlar hazırlanmamış, yavan bırakılmış.
Bitirirken…
Prizefighter, maalesef 2008 yılı olarak şimdiye kadar çıkan yapımlar arasında en
büyük hayal kırıklığı yaratan oyun. Yayınlanan ekran görüntülerine bakarak çok
daha iyi olacağını düşünüp merakla bekliyordum. Görsellik olarak belki idare
edilebilir, fakat kontroller ve oynanış hiç başarılı olmamış. Oynarken eliniz
ayağınıza dolanıyor. Zaten tuşlara basarak oynamak, gerçekçiğini götürüp rasgele
tuşları bastığınız bir oyuna dönüşüyor. Açıp son derece başarılı müziklerini
dinlemek tamam ama söz konusu boks ise Fight Night Round 3 hala rakipsiz.