DOOM Classic
UAC, gelişmiş teknolojileri arkasına alarak boyut teknolojileri ve askeri
savunma sistemleri üzerine araştırmalar yürüten bir şirketti. Yeni projeleri
için Mars’ta devasa bir üs kuruldu ve Phobos ile Deimos isimli iki önemli
bölgeden tüm üssün yönetimi sağlandı. Araştırmalar sırasında ufak aksaklıklar
belirse de, bunlar ilk başta önemsenmedi. Fakat ilerleyen günlerde daha da
önemli sorunlar yaşandı ve boyut kapılarından üsse doluşan yaratıklar, tüm
personel için büyük tehlike oluşturdu. Hemen yardım istendi, ama destek ekibi
gelene kadar yaşayan tek bir insan bile kalmadı. Önemli bir bölge tamamen yok
olurken, dünya ile iletişim de ortadan kalktı. Artık dünyanın kaderi, Doomguy’ın
elindeydi…
Küller ve ateş
93 yılında çıkan ilk Doom oyunu, şimdi iPhone için yeniden düzenlenerek piyasaya
sunuldu. Doom Classic, bir süre önce iPhone için hazırlanan Doom Resurrection’ın
ardından id Software’ın ikinci önemli projesi. Doom Resurrection’ın aksine Doom
3 tasarımlarını kullanmayan yapım, 16 yıllık nostaljiyi ceplerimize taşıyor.
Yapım, üç efsanevi Doom bölümü ve artı olarak yeni bir bölümü kapsıyor; Knee-Deep
in the Dead, Shores of Hell, Inferno ve Thy Flesh Consumed. Bu başlıkların
altında toplamda 36 alt bölüm bulunuyor.
Doom Classic, hem görselliği, hem de oynanış mekaniği ile birlikte bire bir ilk
oyunun aynısı. Amacımız, labirent benzerleri olarak nitelendirebileceğimiz
bölümlerde yaratıkları öldürerek ilerlemek ve kapıları açmamıza yardımcı olacak
kırmızı, sarı ve mavi anahtarları bulabilmek. IMP, Cacodemon, Pinkydemon,
Commando Zombie gibi düşmanlarla karşılaşırek; bu anlarda Shotgun, BFG9000 ve
Chainsaw gibi silahlarla kendimizi savunabileceğiz.
“Doom Classic, ilk oyunun makyajlanmış grafiklerine sahip.”
iPhone, Shotgun’a dönüşürse
Kontrollerden söz edecek olursak, kişiye özel olarak ekran yerleşiminin
değiştirebildiğini söyleyebilirim. Örneğin, sağa-sola hareket etmek için
dokunmatik tuşlar ekranın sol alt köşesinde, ateş etme tuşu da ekranın sağ alt
köşesinde yer alıyor. Bu tuşların yerlerini değiştirebiliyoruz. Ateş etmeyi üste
alabilir veya yön tuşlarını sağ üst köşeye taşıyabiliriz. Alt kısımda yer alan
Doomguy kafasına dokunduğumuzda silah envanterimizi görebiliyoruz. Oyun
esnasında her hangi bir kapıyı açmak veya şalteri indirmemiz gerekiyor ise,
onların üzerine dokunmamız yeterli oluyor.
Doom Classic’in grafiksel kalitesi, başta da söylediğimiz gibi ilk oyunun görsel
temasının makyajlanmış halinden ibaret. Bununla beraber ses ve müzikler de yine
ilk oyundakilerle aynı. Böylece bir zamanlar bilgisayarlarda oynanan yapım,
şimdi ufak bir cihazda tekrar hayat bulmuş. Yapım, Wi-Fi olarak 4 kişiye kadar
çoklu oyuncu desteği de barındırıyor. Yalnız bazen yavaşlamalar görülebiliyor.
Bu da haliyle oyundan alacağınız zevki düşürebiliyor.
Durmak yok, genişlemeye devam
John Carmack, iPhone’un PSP’ye göre teknik olarak daha iyi bir cihaz olduğunu
vurgulamıştı. Öte yandan hem Doom: Resurrection, hem de Doom Classic için yeni
içerik paketleri hazırlayarak bu iki oyunu da güncel tutmaya çalışacaklarını
belirtmişti. FPS aşkınızı bastıramıyorsanız ve bir iPhone kullanıcısıysanız,
Doom sizi bekliyor olacak.