Dungeon Hero
Büyük bir kalenin içinde ya da zindanlarda kılıcınızı (Balta da olabilir)
sımsıkı kavrayıp ilerliyorsunuz. Metal silahlarınızın paslanmaması ve level
atlamanız için küçük Goblin’lere ölümü tattırmanız lazım. İster kişisel
hesaplaşma olsun, isterse görevleri tamamlama olsun birçok kez Goblin’ler ile
yaka paça olmuşsunuzdur. Silahlarımızdan oldukça fazla nasiplenen bu soluk
yeşil, sarımtırak renkli ucubeleri pek sevmeyiz, sevmemek bir tarafa onlardan
iğreniriz. Goblin’ler gerçektende bu kadar çirkin ve dayanılmayacak varlıklar
mıdır? Madalyonun diğer tarafına bakmayı denediniz mi? Peki size “Bu
yaratıkların kendine ait bir yeraltı şehirleri, zindanları, maden ocakları ve
aynı bizim gibi bir sosyal hayatları var” dersem, eminim çoğunuz bu işe şaşırıp,
“Bu kadarda olmaz” diyeceksiniz. Ama bu bahsettiklerim tamamen doğru. Onlar
hakkında tabuların yıkılmasını sağlayacak iddialı bir oyun geliyor. Yapımcı
firma Firefly Studios, Goblin’leri temel alan bir oyun hazırlıyor.
Goblin diyarında isimsiz bir kahraman
TPS bakış açısıyla hazırlanan yapımın ismi Dungeon Hero (DH). Bu oyundaki
kontrol ettiğimiz karaktere atfedilen bir unvan (Zindan kahramanı). Bu
savaşçının bir adı yok, bildiğimiz ise; kel kafalı, kuvvetli bir barbar savaşçı
olduğu. Boynunda bir kolye (Sanırım domuz dişi), sırtında kalkan, vücuduna
çapraz bir şekilde yerleştirilmiş bıçaklar ve kılıcı ile alelade bir savaşçı.
Kratos ve Ajan 47 gibi oyun dünyasının ünlü kel karakterleri arasına adını
(Gerçi adı yok ya) yazdırabilecek mi? Hep birlikte göreceğiz.
Hikâye içinde bu kahramanın Goblin’lerle ne gibi bir ilişkisi olduğunu merak
ediyorsanız, açıklayayım; iki Goblin ırkı kendi içlerinde savaşa tutuşmuşlar.
Bazı uyanık Goblin’ler çeşitli vaatler vererek kahramanımızı kendi diyarlarına
getirmeyi başarmışlar. Bu Goblin diyarında tek insan olan savaşçımız ilk anlarda
olanlara şaşırsa da ortama adapte olmayı başarır. Yalnız tek sıkıntı iki Goblin
ırkının savaşı değildir. Şehir zindanlarında kara büyülerle uğraşan bazı
Goblin’ler, büyük bir kötülüğü uyandırmışlardır. Bunun sonucunda Necromancer’lar
(Bana Dead Space’deki Necromorph’ları çağrıştırdı) ve diğer cins yaratıklar,
karanlık mağaralara yayılırlar. Bu yaratıklar oldukça dayanıklı ve sert
düşmanlar olarak göze çarpacak. Amacımız hem mensup olduğumuz Goblin ırkına
destek sağlamak ve hem de bu yaratıklarla uğraşmak.
Karakterimiz oyun boyunca yeteneklerini geliştirip daha da güçlü bir savaşçı
olacak. Yetenek geliştirme işinde de belli bir düzen var. Vuruş stilleri ve
combolar, beceri ağacında (Tree Skill) toplanacak. Biz de çatışmalarda, içinde
bulunduğumuz duruma uygun hareketleri, listeden seçip düşmanlarımıza
uygulayacağız. Bu dövüş sisteminde kalkanlı-kalkansız blok hareketleri,
kılıçlı-baltalı hücumlar, özel saldırı şekilleri var. Savaşçımız aynı anda 20-30
düşmanla mücadele edebiliyor. Ayrıca karakterimizin kırmızı renkli bir öfke barı
da bulunacak. Bu bar dolunca daha güçlü vuruşlar ve combolar yapabilecek.Oyunun dövüş sistemi henüz bitirilmemiş. Prince of Persia’lardaki (Son POP hariç) gibi
etkili combolar ve dövüş sistemi olursa DH’nin oynanabilirliğin artacağını
düşünüyorum. Ekran görüntülerinde gördüğümüz dev Goblin’e tırmanıp, kılıçla
yükselerek beynini dağıtmayı kim istemez ki?
Düşman hattı
Gelin Goblin diyarına biraz daha yakından bakalım. Goblin’lerin ihtişamlı
şehirleri kendilerine has özel mimari teknikleri ile yapılmış. Yapım ekibinde
olan Simon Brudbary’nin (Oyun severler bu ismi Stronghold Crusader Extreme’den
hatırlayacaklardır) anlattığına göre, ekip çalışanları gece gündüz demeyip
çevredeki kaleleri, zindanları ve tarihi yapıları inceleyip, çevre ve mekân
şablonlarını hazırlamışlar. Bunda da başarılı oldukları açıkça görülüyor.
Videolarda izlediğimiz çevre ve mekân tasarımları göz alıcı görünüyor.
Şehirdeki Goblin’ler amaçsız bir şekilde dolaşmayacak. Her birinin kendine göre
işi ve düzeni var. Asker olanlar, balık tutanlar, müzik aleti çalıp şiir
okuyanlar, maden işçileri, hekimler vs… Ekran görüntülerinde Venedik’teki gibi
sularla kaplı bir sokak ve gondollar gözümüzden kaçmadı. Hatta yaralanan
Goblin’lere cerrahlar müdahale edecek, savaş kademesi stratejiler belirleyecek.
Ulaşım için motorlu balonlar bile düşünülmüş. Bir yandan savaş sürerken, bir
yandan da sosyal hayat devam edeceği için, savaşçımızda etrafta gezinirken
çeşitli bilgiler toplayabilecek. Örneğin iki Goblin’nin konuşmalarına kulak
misafiri olup, düşman birliklerinden haber alabilecek, mağaralardaki talan
haberlerini öğrenebilecek. NPC’lerle konuşup yan görev alabilecek. Oyunumuz
zindan, mağara ve madenler dışında açık havada da geçecek. Burada HDR
efektlerinin de önemi artıyor. Karanlık ve loş mağaralar içinde gezerken ya da
savaşırken, ışık gölge durumlarına hepimiz dikkat edeceğiz. Işıktan ya da
güneşten gözlerimiz etkilenmeli ki daha gerçekçi bir deneyim yaşayalım.
Videolarda oyun içine ait çok az sahne gördüğümüz için, yapımcıların
dedikleriyle yetinmek zorunda kalıyoruz. Çok az görebildiğimiz sahneler ise
insanı etkilemeyi başarıyor.
Diğer ayrıntılar
DH’yi bölünmüş ekranda (Split-Screen) arkadaşlarınızla beraber
oynayabileceksiniz. Oyun için indirilebilir içeriklerde hazırlanmış. Multiplayer
seçeneği ise oyunda olmayacak. 2009 yılının ilk ya da ikinci çeyreğinde X360 ve
PC için çıkacak olan yapım, ne yazık ki PS3 için duyurulmadı. Umarım bu sosyal
hayat zenginliği DH’ya çok iyi adapte edilir ve oyun çizgisel bir RPG olmaktan
kurtulur. Biz de Goblin’lerin dünyasında unutamayacağımız bir macera yaşayıp,
onlara sempati ile bakarız.