Türkiye’de ilk kez düzenlenen oyun fuarı “E-Oyun 2002” 14-16 Haziran tarihleri arasında Harbiye Askeri müzesinde gerçekleştirildi. Fuarda neler olmadı ki. Fuar hakkında bütün bilgilere yazının ilerleyen bölümlerinden ulaşabileceksiniz.
Perşembe günü stand kurulumu için erkenden kalktık. Aslında erken kalkmamızın en büyük sebeplerinden biri de İstanbul’a teker teker dökülen MK elemanlarını toplamak idi. İlk olarak Berkay geldi (sabahın altınsında). Kısa süreli dinlenmenin hemen ardından poster basımı için ozalitçileri arşınlamaya başladık. Saat 12:00 gibi baskı işleminin bitmesi ile Fatih’in bilgisayarını almak için yola çıktık. Fatih’i Kartal’dan topladık ve hemen fuar ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için Carrefour alışverişine çıktık. Bu tamamı ile ayrı bir yazı konusu olacak. Fatih’in (hani bizim standdaki OGRE kılıklı – aman gülmeyin tekvando da kuşak sahibi) bitmek bilmeyen ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fuar alanına doğru yola çıktık. Bu arada organizasyon firması sürekli telefon edip nerede kaldığımızı soruyordu.
Böyle güldüğümüze bakmayın.
Fuar alanına vardığımızda Erdinç ve Hakan bizleri karşıladı. Arabadan indirdiğimiz eşyaları görünce bir anda bu site işinin kendilerine göre olmadığını düşünselerde Berk’in ikna edici konuşmalarından sonra, bu fikirlerinden vazgeçtiler. Tabii araba ile tam 4 sefer yaptığımızı söylemeye gerek yok. En son seferde Berkay kendini maymun zannedip ağaçlara tırmanmaya başladı. Fatih’in “Onlar erik ağacı, muz ağaçları fuarda stand da” uyarısı ile hemen arabaya bindi.
Kimlerin çalıştığının delilidir. Kayıtlara geçmesini
istiyorum.
Tüm bu seferlerimiz devam ederken, fuar alanında kalanlar ses ve görüntü sistemini kurmakla meşgul idiler. İşin en zor kısmının bu olduğu ortaya çıkmıştı. Nitekim, stand alanının üst kısmı dev ekran için kısa kalmış ve standa sığmamıştı. Tavan’ı söktük. 🙂 Görüntü netliğinin bozulmaması için biraz daha yukarıdan gerdiğimiz ip ile kendimiz mukavvadan bir tavan yaptık. Murat kurulumla uğraşırken, Mine’de T-Shirt dağıtımı yapıyordu. Fuara alanı akşam üstü saat 17:00’de kapanacağı için kurulum yetişemedi tabii ki. Ertesi sabaha da biraz sarktı.
Ah şu perde. Kurulması ayrı, toplanması ayrı bir dert
idi.
Tüm oyunseverleri birleştirmeyi hedefleyen fuarın başlıca üç amacı vardı:
1. Diğer oyuncularla tanışmak.
2. Verilen konferansları dinlemek.
3. Fuarı gezmek.
MK standında olup bitenler
Stand içerisinde ilk göze çarpan şey tabii ki X-box idi. X-Box’ın yanında iki adet oyun vardı. Oyunlardan biri Amped süper bir snowboard oyunu, Blood Wake. Sürat tekneleri ile yapılan bir savaş oyunu. Saat 11:00 oldu ve ziyaretçiler fuar alanına akın etmeye başladılar. Fakat bizim standımız henüz kurulu değildi. O sıralarda yan komşumuz olan Level’ın standından Halo’nun sesleri gelmeye başladı. Aksilikler peşimizi hiç bırakmadı. Sürekli olarak trafo kısa devre yapıyordu. Fuarda bir tek Merlin’in ve Level’ın elektriği kesiliyordu. Uzun uğraşılardan sonra farklı noktalardan elektrik alınması ile sorun
giderildi
Fuarın en ilgi çeken standlarından biri bizim standmız
idi.
Sonunda ses ve projektor’ü hazır hale getirdik. Ardından X-Box’ı açtık ve ziyaretçiler için çalışır durum’a getirdik. Fuar’a gelen bir çok kişi X-Box ile yeni tanışmıştı. MK olarak hiçbir yerde göremeyeceğiniz özel trailerları standımızda sergiledik. Ziyaretçilerin en çok sevdiği video ise Frag or Die’ın Counter-Strike maçı idi. Backround dan çalan Fear Of The Dark ile bütün ilgi MK standında idi. Bu sırada Level dan Sinan’ın standımızdan ziyaretçileri kandırıp kendi stanlarına çekmeye çalışması gözden kaçmadı 🙂
Altta ki elemana dikkat. Yiyecekleri aşırdığının kanıtıdır.
Tabii ki hepsi bu kadar değil. Standımızda Cartoon Studios’un yeni oyunu olan Dedektif Fırtına 2 : Eşşek Adası ziyaretçilere ilk defa MK standında tanıtıldı. Ayrıca Türkiye’nin en başarılı oyun yapımcılarından biri olan Mevlüt Dinç, Actor motoru ve daha önceki çalışmaları hakkında ufak bir konuşma yaptı. Ziyaretçilerimiz Mevlüt Dinç’i soru yağmuruna tuttular. Genel olarak en çok sorulan sorulardan biri ise oyun yapmak için bizim ne yapmamız gerektiğiydi. Genç ve hevesli programcı potansiyeli de böylece buluşma platformu olan Merlin’de büyük bir ustadan öğütler aldılar.
Ah birde kameraya baksanız.
Türk oyun yapımcılarını sevindiren bu gelişmeden sonra son bombamız ise bizim de sponsoru olduğumuz ve TurkOP tarafından geliştirilen, bizimde gelişimine katkıda bulunduğumuz (beta-testing ve kadro sağlamak gibi) bir başka yerli oyun projesi Fatih’in Kalesi’ydi. Dev ekranda sergilediğimiz, arka planda çalan mehter marşı ve bizim tarihi ve kültürel motiflerimize uyan yüzey kaplamaları ile bu oyun büyük ilgi gördü.
E-Oyun da başka kimler vardı?
AGS Zone
Türkiyenin önde gelen oyun serverlarından AGS Zone fuara gelen ziyaretçilerine server hakkında bilgi verdi. Ayrıca kurdukları sistemlerde Counter-Strike ve Ultima Online gösterildi. Stand alanın da Ultima Online adminlerin den Blue ufak questler hazırlayıp perde de gösterdi.
Bilkom
Ziyeretçilere gösterişli sistemleri ile Quake 3 oynama zevkini yaşattılar. Özelliklere de 22 ekran TFT ekranda oynamak son derece keyif vericiydi.
Mac’te Quake oynamak ayrı bir zevkmiş
Level
E-Oyun’un basın sponsoru olan Level fuarda en geniş standa sahipti. Level’ın standında 3 adet X-Box, 1 adet Gamecube ve 1 Playstation 2 konsolları vardı. Konsol oyunlarında en çok sevilenler ise ; Gamecube de Super Smash Bross Melee , X-Box da Halo ve Abe’s Odyssey, Playstation 2 de ise Final Fantasy X, GTA 3, Grand Tourismo 3, Virtua Firter 4 idi.
Standda ilgi gören ve bir çok insanı toplayan bir başka öğe ise Matrox’un yeni ekran kartı Parhelia ile hazırlanmış iki sistemdi. İki sistemde de 3 adet TFT ekran ile Jedi Knight 2 ve Quake 3 oynatıldı.
Mobilsoft
Trafikkent adlı simülatör ile ziyaretçilerin ilgisini çekti. Gerçek bir otomobil ile birebir olarak tasarlanmış olan simülator’ün sadece el freni yoktu 🙂 Bunun yanında ilkokul çağını hedefleyen müfredatla paralel ve son derece renkli eğitim paketleri de tanıtılıyordu.
Yoğurt
İnternet üzerinde Flash ile oyun yapan Yoğurt standın da daha önceden Turkcell için yapmış oldukları Web oyunu ve Coca Cola için yapmış oldukları “Serin Yer” adlı projeleri stanlarında tanıttılar.
Fuarda yer alan bazı firmaları kısaca tanıttıktan sonra gelelim bir diğer etkinliğe. Fuar alanına oldukça yakın konferans binasında çeşitli sunumlar yapıldı. Bunların içinde oyun ve ideolojiden, ev ve bilgisayar teknolojilerine kadar çeşitli konular ve konuklar yer almaktaydı. Hatta Cumartesi sabah’ı Berk Iybar, Murat Oktay ve Ant Köksal’ın biraz yoldan geçen küçük oyunsever arkadaşlarımızı da toplayarak gerçekleştirdiğimiz Türk Oyun Tarihi konulu bir konferans da vardı. Bununla beraber yine Mevlüt Dinç’in Actor demosu ve tecrübelerini aktardığı konuşmalar göz doldurdu. Bu arada Mevlüt Dinç’in belirlediği akıllı strateji ise son derece zekiceydi. Türkiye’yi bir tüketici pazar değil de üretip yurt dışına satan bir beyin olarak görmeyi hedefleyen Dinç İnteraktif bu ülkede oyun satar mı, orjinal olur mu, telif yasası mı gibi tartışmalara bizce yeni bir boyut getirdi. Biz almıyoruz, üretip ve pazarlıyoruz mantığı.
Tüm bu gelişmeleri destekleyen önemli bir haber de Yalova Belediyesi 21. Yüzyıl Projeler Ofisi Bilişim Şehri planlamasıydı. Fuara bizzat katılan Direktör Süleyman Balkan ülkemizin dünya standartlarında bir bilişim şehrini hakkettiğini ve bunu da sivil bir çalışmayla Yalova’da gerçekleştireceğini belirtti ve hepimizin desteğini istedi. Ayrıca Mevlüt Dinç ile sitemiz aracılığıyla tanışan Süleyman Balkan ile projeleri hakkında daha kapsamlı bir çalışma gerçekleştireceğiz.
Son güne gelindiğinde özellikle OSS sınavından sonra gelen ziyaretçilerle harika bir finale gidildi. Minik bir parti eşliğinde katılımcılarla eğlendiğimiz son saatte Nezih Kuleyin de bir konuşma yaparak 2003 fuarının müjdesini verdi.
Bitti mi?
Fuar bitmişti, tabii bizde. Ama işimiz henüz bitmemişti. Kurulan tüm sistemlerin toplanıp, götürülmesi ve dağıtılması gerekiyordu. Fuardan hemen sonra, başarımız ile çıktığımız için bir zafer edası ile standımızı toplamaya koyulduk. (Murat’ın notu : Ne yazık ki tüm MK kadrosu bu fuardan kendini kral sayarak çıktığı için toplanma işinde kol yöntemini öğretemedim. Bkz. : Kablo nasıl sarılır?). İşin en zor yanı, 4 araba ile gelen eşyaların 2 araba ile nasıl geri döndürüleceği idi. Zorlada olsa arabalar yüklendi. 4 büyük kolon, ses sistemi, dev perde ve projeksiyon cihazı, 3 adet bilgisayar, 4 büyük çanta kablo, 70 ekran TV, 1 adet X-Box, bilimum baskılı materyal, 20 kutu Dedektif Fırtına ve Gerçeğin Ötesinde isimli oyun ve 4 kişinin bir şekilde bu iki arabaya sığdırılması gerekiyordu. Nitekim eşyaların hepsi sığdırıldı. Ama nasıl olduğunu sormayın. İlahi bir güç ile tüm MK çalışanı abanınca sığdı.
Ahmet Can Öztürk : Bol bol stand da durup okurlara bilgi vermek istedi. Ama Level standında yakalandığında herşeyin çok geç olduğunu anlamıştı. Bilinmeyen biryerde yatıyor.
Ant Köksal : Konuşma sırasında gösterdiği performans dolayısı ile standda içtiği sigara affedilmiştir.
Arda Gündüz : Bu kimdi ki? Bir ara standa uğrayıp, klavye aşırıp gittiğini görenler olmuş.
Attila Erbilir : Aaaaaaaaa. Saçlara bak saçlara…
Aybek Andican : Adam 5 dakika içinde tüm ilanları dağıttı ya bravo olsun ona. Sayasında fuarın geriye kalan süresini ilan olmadan geçirdik. Hala matbaada çalışıyor. Senenye dağıtacağı broşürleri basıyor.
Berk İybar : İşte görev adamı. Adamları toplamak yerine kız arkadaşı ile fuarı gezip daha sonra benim dersim var diye kaçan eleman. Hala telefon edip fuar nasıl geçiyor diye soruyor. Elbet ziyaret için bir ara Askeri Müzeye uğrayacak. Murat’ta orada.
Berkay Karamanderesi : Toplanma sırasında hala standları dolaşıp muz arıyordu. En son Anamur’a doğru giderken görülmüş.
Burak Çelik : Bu zat bir ara gelip standda yatmış galiba. Mine’nin “Standın ortasına post sermedik uyarılarına karşı, Murat onu evinin salununda kullanmaya devam ediyor.”
Ceyhun Altıok : Fuarda gösterdiği yoğun çabaya karşılık kısa süre içinde işinden kovulması olası. Defalarca uyardık git işine diye…
Emre Ede : T-Shirt’lerin yapımında verdiği maddi desteği kimse inkar edemez. Hala arabasını tamir ettirebilmek için geceleri 2. iş yapıyor. Paradan artanı poster baskısında kullandık. Söylemeyin.
Murat’ın korkabileceği tek eleman.
Erdinç İyikul : Bu kimdi diyenleri öldürürüm. Kısa süre önce hak yolunu bulup Team One! a dahil oldu ve fuar boyunca oldukça iyi bir performans sergiledi.
Erdinç Yılmaz : Kardeşim biz sana demedik mi o bilgisayarların sahibi var diye. 3 yıl içinde şartlı tahliye olacakmış.
Fatih Arpacı : Gerçi Fatih son gün yoktu. Her nasıl olmuşsa hasta idi. Yada toplanacağımızı biri ona söylemiş.
Hakan : Her ne kadar Erdinç Yılmaz’ın arkadaşı olarak gelse de kurulumdan toplanma aşamasına kadar var gücü ile çalıştı.
Gerçek bir MK ruhu taşıyor. Acaba Murat’tan mı korktu dersiniz?
Mine Turgay : Standın kraliçesi. Hazırladığı el ilanlarını Aybek’ten kurtarabilmek için yoğun bir çaba sarf etti. Geriye kalan vakitlerinde ise kutudan çalınan bisküvit ve içeceklerin nerede olduğunu düşünerek geçirdi.
Murat Oktay : Fuardan sonra gömdük. Ama roket seslerinin hala geldiğini duyanlar varmış. Yoksa sizde mi duydunuz?
Ozan Uzun : Adam ses sisteminde ellemedik yer bırakmadı. Sayesinde ilk günün ortasına kadar sistemden ses alınamadı.
Frag Or Die : Counter Strike ve Fear of the Dark mükemmel birlikteliği ile sunduğumuz demomuz, standımızın en azılı elemanı olarak gövde gösterdi.
Fear of the Darrkkkk
Ve Ziyaretçiler…
Final partisi ile kollarını iki yana açıp “Eyyyoooo, kurtulduk” diye bağırarak dağıldılar. Bazı MK elemanlarının elinde silah gördüğünü söyleyen olsa da inanmayın. YALAN… Seneye hepsi katılmak için yeniden Askeri Müzede olacaklarmış. Bıraktıkları adres ve telefon numaralarından hepsine haber vereceğiz.
Fuar hepimiz için çok eğlenceli geçti. Hem sizler ile tanışma fırsatı bulduk, hemde ilk defa yapılan böyle bir etkinlikte üzerimize düşen görevi yerine getirip hazır bulunduk. Artısıyla eksisiyle bir ilk gerçekleşti. Oyun sektörünün kitlelerle buluşması gerektiğini, bu işin çok daha ciddi ve profesyonel olduğunu ve bu anlamda ülkemizde hatırı sayılır emek olduğunu paylaşmış olduk. Umarız seneye Aral Ithalat, Sony gibi firmaları da fuarda göreceğiz.
Yine görüşeceğiz.
