Oyun Ön İncelemeleri

E3 2015’te Guitar Hero Live oynadık!

Guitar Hero: Live’ı denemek için Activision standının bulunduğu Güney Holü’ne geçmek üzere fuar binasının avlusundan geçtiğimde arada kurulan bir platformda Rock Band 4 konseri veriliyordu. Halka açık ve herkesin sırayla yeteneklerini gösterdiği bu oyuna nazaran GH: Live Activision standında kapalı kapılar ardında sadece sayılı basın üyesine gösterilecekti. Bu yöntem rakibine göre coşkusuz da olsa insanın içini gizem ve merak kaplıyordu.

Bizim için ayrılan odaya girdik ve FreeStyle Games’den iki geliştirici büyük bir TV ekranının ardına oyunun yeni gitarıyla bizi bekliyorlardı. Tabii herkesin gözü yeni çift perdeli gitardaydı. Cihaz eski kontrolcülere nazaran tek bir flat’te 5 perde yerine alt alta sıralanmış 3’er notadan oluşmaktaydı. Eski gitarlara nazaran artık farklı tuşlara atanmış 5 değil 6 adet notası bulunuyordu. Bu da eski oyunlara göre daha farklı kombinasyonları denememize olanak sağladığı gibi akla önemli bir soruyu getirdi. “Peki, eski gitarımızla bu oyunu oynayabilecek miydik?” Yapımcılardan kısa bir “Hayır, çünkü oyunu bu cihaza göre yeniden tasarladık” cevabı geldi. Tabii orada biraz muzurluk yapıp, “O zaman bu gitarla da Bloodborne’u bitirebilecek miyiz?” diye sordum. Şaşkın bakışlar arasında gülüşen yapımcılar soruların ardından asıl oynanışa geçtiler.
 
Öncelikle bize E3’te tanıtılan oyunun GH TV moduydu. Yani asıl sahnede canlandırdığınız ve seyirciye karşı çaldığınız şarkılardan bağımsız olarak bir de serbest parçaların bulunduğu ve diğer oyuncularla da canlı olarak rekabet içerisine girebileceğiniz veya bazı “challenge”lar gerçekleştirebileceğiniz farklı bir oyun modu GHTV. Buraya girdiğinizde ise müzik türüne bağlı olarak orada var olan bazı kanallara girerek doğrudan o kanalda çalmakta olan şarkıyı çalmaya başlayabiliyorsunuz. Kanala girdiğiniz zaman sizi bir lobiye aktararak matchmaking sistemine sokuyor. Burada başka oyuncularla beraber değil, onlara karşı olarak çalıyorsunuz. Yani diğer 8 oyuncuya karşı şarkı bitene kadar en iyi skoru yapan puanlar ve oyun içi para kazanıyor.

 
Oyun içi paralar ise size GHTV’de farklı şarkılar açmanıza, gitarınız için power-up’lar veya perkler alarak gitarınızı geliştirmenize ve bazı challenge’ları gerçekleştirerek de elde edebileceğiniz yeni kozmetik ürünler kazanmanızı sağlıyor. Bu kozmetik ürünler ile tabii ki gitarınızın rengi, desen, vs gibi kaplamalar elde ediyorsunuz. Ha bir de ayın karanlık yüzü var, o da gerçek para ile mikro-ödeme yöntemi. Şuan için ekonomi sistemi oyunda tam olarak oturmamış olsa da siz oyunda bulunan bağzı şarkıları hızlıca açmak için veya kütüphanenize yeni DLC şarkılar eklemek için GH: Live’a belirli bir miktar para ekleyip bunu oyun içinde de kullanabiliyorsunuz. Oyunda açtığınız şarkı kütüphanenize ekleniyor ve sonradan istediğiniz zaman tekrar çalabiliyorsunuz. Tabii unutmayın ki bu ürünleri oyun içi para ile de almak tamamen mümkün. Ancak insan oyun içi ödeme sistemi görünce bir irkiliyor tabii. (Hele oyunda açmak istediğiniz içeriklerin oyun parası olarak karşılığı oldukça fazla olduğu zaman bir seçenek haline dönen bu durum bir anda rahatsız edici bir hal alabilir)

GH TV’nin içinde yer alan kanalların dışında bir de Premium TV diye bir sekme yer alıyor. Burası da farklı zorluklara karşı gelerek kendinizi sınadığınız ve bunların karşılığında farklı kozmetik ürünler, oyun içi para ve puanlar kazandığınız bir bölüm. Buradaki challenge’ları gerçekleştirdikçe ilerleme kaydederek bir sonraki içeriğe de ulaşabiliyor… Veya parasını bastırıp satın alabiliyorsunuz. Tabii oyuna farklı modlar da DLC olarak ekleceği diğer sekmelerin şimdilik menüde durduğu halde kilitli olmasından anlaşılıyor. GH TV’de bulunan Premium TV ve diğer modlar bana aynı Drive Club’ın kariyer modundaki farklı kupa ve tur seçeneklerini hatırlattı. Orada da bu modları isterseniz satın alarak oyununuza teker teker ekleyebiliyordunuz. DLC Şarkı ve Mod alma seçenekleri mevcut ancak yapımcılar bu sefer şarkı paketleri yerine oyuna sonradan eklenecek şarkıları daha ucuz fiyattan tek tek satacaklarını belirttiler.

Bunların yanı sıra arkadaşınızla aynı şarkıyı çalmak isterseniz oyun 2 gitara kadar destekliyor ancak davul ve mikrofon desteğinin olmadığını belirtelim. Yapımcılara neden grup mantığının bu oyunda yer almadığını sorduğumuzda Guitar Hero: Live ile “gitar odaklı bir oynanışa odaklanmak” istediklerini belittiler. Yeni gitar kullanımı ve fonksiyonu eskisine göre gözle görülür biçimde daha rahat ve ergonomik. Alışması biraz zaman alsa da özellikle gerçekten gitar çalmış arkadaşlar hiç yadırgamadan oyuna kendilerini kaptıracaklardır.

Oyunun ara yüzünde ise perdeler ve notalar renklerden kurtularak artık siyah ve beyaz olarak ikiye ayrılıyorlar. Üst perdedeki notalar beyaz, alttakiler ise siyah olarak beliriyorlar ve 3’lü perde boyunca ekranınızda size doğru akmaya devam ediyorlar. Böylece çok daha farklı zorluk seviyeleri ve kombinasyonlarla beraber Guitar Hero sadece canlı konser konseptiyle değil yeni oyun mekanikleriyle de kendini yenilemiş oluyor.

Son olarak ele almak gerekirse Guitar Hero: Live ritim oyunlarına yeni nesilde yaratıcı ve hoş bir bakış açısı getirmiş. Zengin şarkı içeriği ve yeni gitarıyla farklı birşeyler denemek isteyen oyuncuların tercih edebileceği bir seçenek olmuş. Tabii DLC kokan arayüzü ve görev yapısı yayıncı firmanın Activision olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda bizi kıllandırmadı değil. Buarada Guitar Hero: Live oyun + gitar ile beraber bundle şeklinde 99$ fiyatıyla satışa sunulacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu