Elder Scrolls IV: Oblivion
2002 yılının ortalarına doğru çıkan Morrowind, bitirmek için sıkı RPG
oyuncularının bile bir yaşına daha girdiği, oldukça derin ve zor bir oyundu.
Sahip olduğu evren ile biz oyuncuların ağzını açık bırakmış, “bundan daha büyük
bir harita olabilir mi?” sorusu kafamızı kurcalıyordu. Morrowind’den bu yana iki
buçuk yıl geçti ve bu zaman içerisinde yapıma iki ek paket çıkarıldı. Bu ek
paketler abileri kadar sükse yaratamasa da, serinin hayranlarını tatmin etmeyi
başardı. Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan Bethesda’nın neden sessizliğe
gömüldüğü şimdi anlaşılıyor; Elder Scrolls serisi Oblivion’la muhteşem bir
şekilde geri dönüyor.
Büyük, çok büyük bir evren
Elder Scrolls serisi ilk olarak Arena’yla başladı. Piyasaya sürüldüğü zamana
göre Arena diğer yapımlara nazaran, kendine has bir yapıya sahipti ve kısa
zamanda önemli bir hayran kitlesine kavuştu. Serinin ikinci oyunu Daggerfall ise
ilkinin başarısını daha da yukarıya taşıyarak, RPG severlerinin gerçek aşkı(!)
oldu. Morrowind ise kelimenin tam anlamı ile “aşmış” bir oyun idi. İsterseniz
bir hırsız ya da şehrin koruyucularından biri olabiliyordunuz. Fakat yapımı
bitirmek bir ömür sürdüğü için tepki de toplamıştı Morrowind. Ayrıca serinin
yapımcısı Bethasda, tam bir bug özürlüsü olduğundan, yaptıkları tüm oyunlar
hataları yüzünden saç baş yoldurmada birinci sırada yer alıyordu.
Oblivion’ın da buglarla dolu olmasını istemeyen Bethesda bu sefer, çok daha
dikkatli bir biçimde çalışıyor. Ekran görüntülerine şöyle bir baktığınızda,
grafiklerin ne kadar detaylı ve göz alıcı olduğu çok rahat anlaşılabiliyor.
Yapımcılar bu oyunla birlikte, RPG türünü daha da ileri taşımak ve bu konuda
devrim yaratmak gibi bir amaçlarının olduklarını belirtiyorlar. Bu konuda,
“bekleyip göreceğiz” demek en doğrusu olacaktır sanırım.
Hatalı, çok hatalı bir evren
Oblivion’ın kardeşleri gibi çok büyük bir haritaya sahip olacağı ve yapımcıların
Morrowind’deki gibi bir hataya bir daha düşmek istemedikleri için yeni
versiyonda gitmeniz gereken yerleri gösterecek olan bir pusulanız olacak. Gayet
yerinde bir karar olan bu özellikle birlikte, yapacağımız görevlerin yerleri
pusulamızda gözükecek. Bu sayede, Morrowind’deki gibi kaybolmayacağız.
Şimdilik sadece yeni jenerasyon oyunlarda bulunan (Unreal 3 motoru mesela)
Shader 3.0 desteği Oblivion’da kullanılıyor. Son dönemdeki büyük sükse yaratan
yapımlarda (Pop: Warrior Within, Doom 3) Shader 2.0 kullanıldığını düşünürsek, Oblivion’da nasıl bir görsel
ziyafet bulunacağını tahmin edemiyorum desem yeridir. Tabi ki bu
özelliklerin de bir bedeli olacak. Shader 3.0 desteği sadece son dönem ekran
kartlarında bulunduğundan, Oblivion ancak ve ancak Geforce 6800, 6600 ve
6200’lerde ya da bu yıl çıkacak Radeon modellerinde başarılı bir şekilde
çalışacak.
Yaşayan bir ortam
Oyun boyunca çevremizdekiler, gerçek birer insanmış gibi gün boyunca işlerine
gidecek, yemek yiyecek, muhabbet edecek, yatıp uyuyacak, kliseye gidecekler.
Bizde bu yaşantıları rahatlıkla görebileceğiz. Ayrıca diyaloglar,
Morrowind’dekilerin aksine sadece yazı değil seslendiriliyor. Böylece bir önceki
versiyonda bulunan sıkıcı diyaloglar da, bir nebze eğlenceli olacak diyebiliriz.
Fakat Oblivion’da diyalogların çok fazla olacağından ve her birinin
seslendirileceğini düşünürsek, HDD’miz bir hayli dolacağa benziyor.Konusu Morrowind ya da diğer oyunlarla bağlantılı olmayıp, yeni bir konu
işlenecek olan Elder Scrolls IV’ün başlangıcında karakterimiz bir hapishane de
uyanacak. Kralı öldürme suçuyla cezalanan karakerimiz, geçmişi hakkında herhangi
bir şey hatırlayamadığından kafasında bolca soru işareti bulunacak. Yapımcılar
hikayeyi devam ettirmediklerinden hayranları buna kızabilir. Bu yüzden
yapımcılar diğer konuyu aratmayacak bir senaryo kullanıyorlar.
Yine mi aynı konu
Karakterimiz kralı öldürme vakasıyla uykusundan uyanır. Tabii ki gerçek suçlu
biz değilizdir. Kralı ağır bir biçimde yaralayan esrarengiz bir yaratıktır.
Kralın buradan kurtarılması için bulunan yol da, ne tesadüftür ki bizim
odamızdır. Tam odamıza gelirken ağır bir darbe alır. Kral, kollarımıza düşüp,
son nefesini vermeden önce Amulet’i bize verir ve adı cehennemle bir anılan
Oblivion’daki mermer ağzı bizden kapatmamızı ister. Birde yetmezmiş gibi
Oblivion’ın kapıları açılmış, etrafa dehşet saçmaya başlamıştır bile. Bu konuda
tek umut olan bizim, karmaşayı çözmekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktur.
Oblivion’da, Morrowind’deki sinir bozucu savaş sistemi, yerini çok daha hassas
ve gerçekçi bir sisteme bırakacak. Hatırlarsanız Morrowind’de düşmana vursak
bile, buglar yüzünden hiç bir şey olmuyor, savaşlar zorlu geçiyordu. RPG
oyunlarındaki otomatik ve şansa dayalı savaş sistemi yerine, bu özelliğin
kullanılması çok daha mantıklı olmuş bence.
Ana görevler yetmez bana
Oblivion, hemcinslerinde de olduğu üzere bolca yan görev içerecek. Bunlar
hikayeyi daha da derinleştirecek ve oyuna daha da bağlanmamızı sağlayacaklar.
Oblivion’da istediğiniz loncaya üye olabilecek, verilen görevleri yerine
getirdiğiniz takdirde, RPG’lerde çok önemli olan “experience” yani deneyim ve
para kazanabileceksiniz. Kazandığınız deneyimlerle yeteneklerinizi
geliştirebileceksiniz. RPG severler bu konuya fazlaca aşina olduklarından zorluk
çekeceklerini zannetmiyorum. Yapımcılar yeni olanlar için de, oldukça detaylı
bir bölüm hazırladıklarını söylüyorlar.
Bekleyin, geliyorum
Elder Scrolls serisinin bu kadar iddialı döneceğini kimse tahmin etmiyordu.
Oyunun çıkış tarihi şimdilik belli değil ama 2005’in sonlarına doğru çıkacağına
dair söylentiler ortalıkta dolaşıyor. Bir diğer söylenti de yapımın, X-Box 2
için de geliştiriliyor olduğu. Eğer Half Life 2 ve Doom 3 için sisteminizi
upgrade etmediyseniz bu konuda bir daha düşünün, zira Oblivion piyasada devrim
yaratabilecek niteliklere sahip bir oyun olacak.