Empire Earth 2 – Demo İncelemesi
Empire Earth’ün ilk oyunu piyasaya çıktığında büyük bir ses getirmişti.
Yapımcılar ikinci oyunu da yapmakta olduklarını duyurduğunda ilkinin hayranları
şimdi de ikincisi için beklenti içerisine girmişlerdi. Ve işte o tarih de artık
o kadar uzak değil gibi görünüyor. Güzel ekran görüntülerinin ve videoların
ardındaki sır perdesi aralanıyor ve oyunumuz ilk kez görücüye çıkıyor.
Empire Earth, bildiğiniz gibi, neredeyse tarihin başlangıcından geleceğe kadar
birçok mekânda size RTS oynama imkânı sunan çok iyi ve bana da StarCraft’tan
sonra RTS’yi tekrar sevdiren yegâne oyundur. İlk oyunda birçok campaign vardı ve
ayrıca serbest oynama şansına da sahiptik. Bunun dışında multiplayer desteği de
vardı. Ama belki de bütün bunların ötesinde Empire Earth’ı diğerlerinden en çok
farklı kılan nokta, birimlerin burunlarının içine kadar zoom yapabilmemize
olanak sağlanmasıydı. İkinci oyunda da bunlar mevcut, hem de bulunmaz bir görsel
şölen ile.
Taş devrinde işçilerin eline ışın kılıcı vereceksin…
Empire Earth 2’de de birbirinden farklı tam 14 ırk seçmenize fırsat sağlanıyor.
Bunlar arasında Türkler, Almanlar, Yunanlılar, Babilliler, Mayalılar ve bir bu
kadar daha ırk bulunuyor. Oyunda her ırkın kendine özgü mimarisi ve müziği ile
oyun boyunca her an seçtiğiniz ırkın özelliklerini sonuna kadar hissedeceksiniz.
Bunun yanı sıra her ırkın kendine ait avantajları mevcut. Örneğin Türklerin
duvarları daha dayanıklı, ucuz ve daha çabuk üretiliyorlar. Aynı şey diğer
ırklar için de geçerli ve her ırkın kendine has, üzerinde yetenekli olduğu ve
daha verimli kullandığı özellikleri var. Ayrıca oyuna eklenen yeni özellikler de
bununla sınırlı değil. İsterseniz ilk çağdan başlayarak oyunun sonuna kadar
gidebilirsiniz(ki bu şekilde oynadığınızda 15 scenario ile oyunu
bitirebiliyorsunuz), isterseniz de 3 farklı mini scenario seçeneğini seçerek
eski çağlara ait Kore, orta çağda yer alan Almanya veya modern dönemde hüküm
süren Amerika ile oynayabiliyorsunuz.
Oyun haritası da farklılıklar içeriyor. Bu farklılığı haritanın bölgelere
ayrılmış olması oluşturuyor. Bunun size getirdiği artılar ile birlikte eksiler
var. Örneğin, birden çok bölgeye sahip olmanız birimleri daha çabuk oluşturmanız
anlamına geliyor ve insan popülâsyonunuzda da büyük bir artış görülüyor. Sahip
olduğunuz sınırların içerisindeki kaynakları da çok daha verimli
kullanabiliyorsunuz. Bu da yavaş yavaş özelliklerinizi geliştirmenizi
tetiklerken gelişmiş şehirlerle daha iyi bir kavme sahip olmanız anlamına
geliyor. Düşmanlarınız üzerinde de sahip olduğunuz bölgeler yüzünden sıklıkla
karşı karşıya geliyorsunuz ve görevlerinizin pek çoğunu da genişlemiş
sınırlarınızı korumanız üzerinde gelişiyor.Ara sıcaklardan sonra esas yemek…
Oyuna kısa bir öninceleme yaptığımı düşünüyorum ve artık bu noktadan sonra
demoda neler var olduğundan bahsetmek istiyorum. Seçebileceğimiz sadece 3 ırk
ile beğenimize sunuluyor Empire Earth 2. Bunlar; Amerika, Kore ve Almanya.
Oyunda az önce yukarıda saydığım ırkların hepsi dâhil olacak; ama, demonun
içerisinde sadece bu halklarla oynayabiliyoruz. Seçebileceğiniz oyun modları
arasında da sadece conquest yer alıyor. Onun dışında 8 farklı tür daha var.
Tabii bütün bunlar oyunu skirmish seçeneği ile başlattığınızda görülebiliyor.
Oyunun scenario modu ise aktif değil.
Grafiklerdeki bütün farklar sanki demoda gözümüzün içine kadar sokulmaya
çalışılmış. Her dakika yağmur yağıyor, kalabalık ordular yapıyorsunuz ve
düşmanlarınız size saldırıyor. Zoom yapabilme imkânı sayesinde bütün
ayrıntılarına kadar görüntüleyebildiğimiz askerlerimizin ayrıntıları çok güzel
işlenmiş doğrusu, hayran kalmamak elde değil. Etrafta dolaşan hayvanların
dokuları, ağaçlar ve yeryüzü çok canlı duruyor. Yağmur yağdıkça etraftan kalkan
toz bulutu tam bir görsel şölen. Yağmur damlaları da epey akıcı hareket ediyor
ve askerlerinizin animasyonları ile harmanlanınca ekrandan yansıyanlar
karşısında söyleyecek söz bulamıyorsunuz. Tabii daha orta çağda olduğumuz için
herhangi büyük nükleer patlamalardan ve gerçek zamanlı gölgelerden yeterince
bahsedemiyorum. Tek sevmediğim nokta ağaç kesen işçilerinizin yine boşluğa
baltalarını vurarak odun toplamaları. Ama bu kadarı bile epey tatlı duruyor ve
oyunu biraz tepeden oynadığınızda o kadar da sırıtmıyor.
Azına kanaat getiremeyen çoğunu bulamaz mıymış?
Demo çok güzeldi ve birkaç saat oynadım. Fazla ayrıntıya girmeden olabildiğince
görünenlerden bahsetmeye çalıştım ki, incelemeye de yer kalsın. Dediğim gibi
dosyanın boyutu çok büyük değil. İndirdiğinizde herhangi bir sorun yaşamadan
yükleyip tadını çıkarabiliyorsunuz, hem de fazlasıyla. Açıkçası söylemek
gerekirse tam sürümüne kadar nasıl sabredeceğimi tahmin bile edemiyorum.
Yapımcılar nisan içerisinde oyunu piyasaya sürmeye hazırlandıklarını biliyoruz;
ama, demonun bu kadar erken internette yer almasından anladığımız kadarıyla oyun
da o kadar uzakta değil.