Sevgili Merlin okuru, bugün ofisçe sizlere en sevdiğimiz oyunların müziklerinden bir seçki yaptık! Persona’dan Metal Gear’a, GTA’dan Assassin’s Creed’e bu listede yok yok!
Tayfun Kumaş:
Soundtrack denince izlediğim diziler, filmler ve oyunlarım…
Sevgili Ceyda, daha önce sizin için birkaç liste yapmıştı ama bunlarada kaldığımız yerden devam etmek lazım. Çünkü dinlenmesi gereken o kadar çok müzik var ki…
Yani aslında elimde de çok uzun bir liste var. Uzun zamandır soundtrack haricinde normal hit müzikleri bile dinlediğimi hatırlamıyorum. Bazı firmalar müzik konusunda o kadar başarılı ki seni bir takım psikolojiye, duygudan duyguya sokacak müzikleri seçebiliyorlar, hatta yaptırabiliyorlar.
Şimdilik mutlaka dinlemeniz gereken 10 sözlü soundtrack seçimi yaptım. Listenin devamı mutlaka gelecek. Sizlerde eklenmesini düşündüğünüz şarkı isimleri varsa yorumlarda belirtin.
İyi dinlemeler…
01 – Max Payne 2: Fall of the Max Payne
Poets Of The Fall – Late Goodbye
Birçok oyuncu Poets of The Fall grubunu bu şarkı ile keşfetti. Max Payne 2’nin çıktığı 2003 senesine ve 2006’ya kadar olan o jenerasyona dönecek olursak, Max Payne’in ikinci oyunda yaşadığı çöküşün ve o acıklı trambanın üstüne kalbimize saplanan bir ok gibiydi bu parça. Halen açıp dinleyince o duyguları yaşarız. Max Payne’i deli gibi oynayanlar bu duyguyu çok iyi bilir. Genelde track, track yani müzik listesine parça derler ya aslında insandaki boşluğu dolduran şeydir bu parça. Müzik budur!
Sözleri de Max Payne’in yazarı Sam Lake’in yazdığı bir şiirden alıntıdır. Şarkının hikayesi de oldukça etkileyicidir.
02 – Alan Wake
Poets of the Fall – War
Yine aynı grup yine farklı oyun ve yine Poets of the Fall grubunun kattığı duygusal hisler. Bildiğiniz gibi Max Payne 1 & 2 ile Alan Wake’in geliştirici Remedy’in oyunlarına konuk olan bir grup. Her seferinde müzik seçiminde de oldukça başarılılar. Bu müziğin klibinde Alan Wake’in kendisi yani Ikka Vilsi oynuyor ve klip oyuna odaklı mükemmel bir gerçekçilikte. Sözü fazla uzatmadan sizi bu müzik ile başbaşa bırakacağız ama bu müzikten sonra aklınıza şunu da not edin: Poets of the Fall – Old Gods Of Asgard
03 – Medal of Honor: Warfighter
Linkin Park – Castle of Class
Medal of Honor Warfighter’ın çıkışına aylar kala Linkin Park’ın ”Living Things” isimli albümünde çok beğenilen şarkılardan biridir: Castle of Class. Şarkı özellikle Medal of Honor Warfighter’a adanmıştır ve klibin teması da EA’de oyuna göre çekilmiştir.
04 – Grand Theft Auto V
The Chain Gang Of 1974 – Sleepwalking
Yılın oyunu Grand Theft Auto V’in en mükemmel soundtracklerinden biridir. Spike TV’nin düzenlediği VGX 2013 ödül törenlerinde de yılın oyun soundtrack’i olmuştur.
Ayrıca Grand Theft Auto V’in ”The Official Trailer” isimli çıkış videosunda dinlediğiniz o eşsiz müziktir.
05 – Call of Duty Black Ops II
Avenged Sevenfold – Carry On
Raul Menendez gibi ciddi bir düşmana karşı, Alex Mason ve Frank Woods ile yaşadığımız trajediden sonra oyunun credits’inden sonra easter egg olarak karşımıza çıkan etkileyici yapımdı.
06 – Call of Duty Ghosts
Eminem – Survival
Eminem’in yıllarca Call of Duty markası adı altında birçok şarkısı kullanıldı. Bu sefer Activision, Eminem ile iyi bir anlaşmaya varmış olmalılar ki ile Call of Duty’nin son üyesi Ghosts’a özel olarak Survival adlı single’ı ile merhaba dedi. Oyunun sonundan sonra credits bölümünde çalan o şarkıya ve oyunun temasında çekilen klibe aşağıdaki videodan ulaşabilirsiniz.
07 – Crysis 2
B.o.B – New York, New York
2010 ve 2011 senesi içerisinde büyük bir merakla beklenen Crysis 2’nin çıkış videosuna özel olarak B.o.B’un hazırladığı özel trailer müziği. Ayrıca Crysis 2 ”2011 senesinde yılın en iyi FPS oyunu” seçilmiştir.
08 – Max Payne 3
HEALTH – Tears
Rockstar Games’in en çok sevdiğim özelliklerinden biri ise pek meşhur olmayan ama kaliteli işler çıkarabilen grupları, sanatçıları bularak onlara hem kendileri, hem sanatçılar için iyi bir bütçe ayırarak hazırlattığı şarkılar oluyor. Mesela Health grubu da bunlardan birisi. 2012’de Max Payne 3’ün çıkış yaptığı yaz döneminde, oldukça başarılı müziklerle tam bir yaz havası yaşatarak bizleri etkilemeyi başarmıştı. Max Payne 2 ile açtığımız listeyi, Max Payne 3 ile böylelikle kapatalım.
Ayrıca Emicida – 9 Circulos adlı şarkı da bir alternatif olarak listenizde kalsın.
Can Arabacı
Assassin’s Creed serisi
Seriyi sevin ya da sevmeyin, Jesper Kyd’in bestelediği Ezio’s Family, Flight Over Venice gibi parçaları bir kere bile dinleme şansına eriştiyseniz kendinizi o müziğe ve döneme ait hissetmemiş olmanız gerçekten de nispeten düşük bir olasılık. Özellikle Assassin’s Creed 2 ve Brotherhood’da çıkarttığı muhteşem işle kalbimizi kazanan Jesper Kyd’in, Revelations’la birlikte yerini Lorne Balfe’a bırakması bizim için bayağı üzücü bir haberdi bu yüzden. Her ne kadar Lorne Balfe da kendine has ezgileriyle yine beğenimizi kazanmış olsa da Assassin’s Creed IV’e kadar serinin müzikleri Ezio’nun gençlik yıllarındaki seviyeye bir türlü yaklaşamadı. Brian Tyler’ın bestelediği ve içinizdeki korsan kanını kaynatan müzikler Jesper Kyd’inkileri aşamadılarsa da, en az onun kadar kalbimizde yer etmeyi başardılar doğrusu. Haliyle böyle bir liste yapıp da bu müziklerden bahsetmemek söz konusu bile olamazdı. Özellikle dinlemenizi tavsiye ettiğim parçalara bazı örnekler verecek olursak: “Earth”, “Venice Rooftops”, “Master Assassin”,”Fight the Assassins”, “Desmond Miles”,”Modern Assassin”,”Desmond’s Destiny”, “The Ends of the Earth”, “Under the Black Flag”
Baldur’s Gate II – Throne of Bhaal
Tanrı olmaya giden basamakları çıkarken, o yolda bize eşlik eden müziklerin de epikliğini arttırarak geldiği son noktaydı Throne of Bhaal. Menüdeki giriş müziğinden tutun, Bhaal’ın Pocket Plane’indeki ensenizdeki tüyleri diken diken eden tınılara kadar oyunun her anında müziklerin o güçlü etkisini hissetmek mümkündü. Ama damarlarınızda akan Tanrı kanını asıl hissettiğiniz anlar “Sendai Battle” ve “Melissan Battle” gibi dövüş anında kanınızı kaynatan müziklerin çaldığı sıraya denk geliyordu. Yine oyunu bitirmiş olan herkesin “End of the Saga”yı dinlerken gözünü yaşartıp tatlı bir hüzne kapılması da Baldur’s Gate’in en az hikâyesi kadar müzikleriyle de güçlü olduğunun en büyük kanıtıdır sanırım. Inon Zur ve Howard Drossin’e bize bir oyunu böylesine yaşatmayı başardıkları için bir kez daha teşekkür etmek lazım…
Diablo serisi
Diablo 1’in müziklerini hiç oturup ayrıca dinlemeyi denediniz mi? Tristram’ın yeri ayrıdır, o bir gerçek. Bugün bile hala o kadar “ikonik” diyebileceğimiz ve oyunla bütünleşmiş parçalar nadir bulunur doğrusu. Ama benim asıl kastettiğim o kilisenin derinliklerine inerken çalan parçalar. Serinin alamet-i farikası haline gelmiş gitar tınılarının arasına karışmış kahkaha ve bebek ağlama sesleri oyunu oynarken belki müzikleri ayrıca dinlemeye kalkmadığınız sürece çok da dikkatinizi çekmiyordu, ama farkına varmasanız bile siz cehennemin derinliklerine doğru indikçe kalbinizi soğuk pençeleriyle avcuna alarak atmosfere sokmayı iyi beceriyordu. Diablo II’nin müzikleri ilk oyununkilerden bir hayli farklı olsa da, oyunun atmosferini canlı tutma açısından yine 10 numara iş yapıyordu. Sırf oradaki müziği dinleyebilmek için bile arada hala Lord of Destruction’ın son sinematiğini açtığımı söylesem yeterli olacaktır herhalde… Önceki oyunlardaki enfes müziklere imza atmış olan Matt Uelman’ın şirketi terketmesiyle birlikte müziksel anlamda bir kez daha değişim geçiren seri, Diablo III ile birlikte iyice orkestral bir havaya girdi. Ben başarılı bulsam da, önceki oyunların ruhuna biraz uzak kaldığı da bir gerçek. Neyse ki Reaper of Souls’un müzikleri o özledik gotik gitar tınılarından bolca bulunduruyor…
Heroes of Might and Magic II-III-IV
En kötü Heroes oyununun bile karnesinde asla “eksiler” hanesinde yazmaması garanti olan tek bir şey vardır: Müzikleri. Heroes III’ün serinin hayranları tarafından anlatıla anlatıla bitirilemeyen kale ekranlarının bu kadar güçlü bir etki bırakmış olmasındaki etki görselliğin yanında o kalede çalan müziklerdir aynı zamanda. Oyunu oynamış birine “Castle” ya da “Rampart” dediğinde mutlaka gözünün önüne gelen o imgeye o kaleye has, masalsı müzik de otomatik olarak eşlik edecektir. Serinin kara koyunu olarak anılan ve en çok eleştirilen oyunu olan Heroes IV’te bile “kötü oyundu, ama müzikleri çok güzeldi” dememizin sebebi, ilk oyundan beri bu konuda dehasını konuşturarak notalarıyla Enroth’a, Ashan’a hayat vermiş olan Paul Romero tabii ki. Zaten Heroes IV’ün “Sea Theme” ya da 14 dakikalık “Grass Lands”ini dinleyip de kendinizi bir masalın içinde hissetmemek, bambaşka diyarların havasını solumamak imkansız gibi bir şey sanırım. 3DO battıktan sonra Ubisoft’un elinden çıkan Might and Magic: Heroes VI’nın eski oyunların müziklerini yeniden besteleyerek bize sunmasına bu kadar sevinmemiz de bundan olsa gerek sanırım.
Prince of Persia: Sands of Time – Warrior Within
Yılların “Prens”ini zamanı geriye alma gibi o dönem için müthiş orijinal bir konseptle dirilten Ubisoft, oyunun etkileyici sinematik anlatımını ve çarpıcı dövüş sahnelerini arap ezgileri ve rock müzikle harmanlayarak pekiştirmişti. (Özellikle Sands of Time’da oyunun sonlarına doğru çalmaya başlayan “The Tower of Dawn” yüzünden savaş sahnelerini bilerek uzattığım yönündeki söylentiler doğrudur) Stuart Chatwood’un imzasını taşıyan müzikler arasında özellikle de son sinematik ve Credits sırasında çalan “Time Only Knows” apayrı bir vuruculuğa sahiptir. İkinci oyun olan Warrior Within’de Prens’in ruh haline bağlı olarak daha karanlık bir tona bürünen müzikler bu sefer arap ezgileri ve öncekinden daha sert metal tınıları taşımaktaydı. Ünlü Godsmack grubunun da iki şarkı verdiği (“Straight Out of Line” ve “I Stand Alone”) seri bugün bile “müzikleriyle bizi etkileyen oyunlar” denildiğinde ilk aklımıza gelen isimlerden biri olmaktadır böylece.
StarCraft I – II
StarCraft oynayıp da özellikle de Terran müzikleri aklına kazınmamış olan var mı? O an oyun içinde kurmakta olduğunuz üsle paralel bir şekilde sakin başlayan gitar tınılarıyla sizi havaya sokan ve siz geliştikçe Marine’lerinizin “Go go go!”, “Rock’n Roll!” seslerine karışan ve damarlarınıza Stimpack pompalayan o müzikler şahsen 1998 yılından beri rüyalarıma kadar girmekte. (Müzik dinlemeden uyumakta zorlanıyorum da) Gerçi Zerg ve Protoss müziklerinin de hakkını yememek lazım, onlar da kendi ırklarını yansıtma konusunda oldukça başarılılar zira. Protoss oynarken standart bilimkurgu temalarına ağırlık veren müzikler, her nasılsa Zerg oynadığınızda da Zerg’in o organik, vıcık vıcık havasını vermeyi başarıyordu. İkinci oyunla birlikte Diablo’da da olduğu gibi daha senfonik bir temaya da bürünen müzikler neyse ki bunu orijinal havasını bozmadan yaptı. Son olarak Hyperion’un kantininde oturup geminin mürettabatıyla gevezelik ettiğimiz kısımlarda kulağımızın pasını silmek için kimisi gerçek, kimisi kurgu birçok old school rock parçasını çalan bir jukebox ekleyerek gönlümüzü tamamen fethetmiş oldu StarCraft. Zaten Tychus’un o jukebox’ı kırmış olması bile bizi “Sweet Home Alabama” dinlemekten alıkoyabilmiş değil hala…
World of Warcraft
Elwynn Forest’ın o huzurlu müziği, Orgrimmar’a adım attığınız anda yüzünüze neredeyse fiziksel anlamda çarpan savaş davullarının sesi, her bir tavernada çalan kahkaların karıştığı farklı ve neşeli ezgileriyle World of Warcraft’ta edindiğimiz neredeyse her anı, ona eşlik eden bir müziği de yanında getiriyor. Neredeyse attığınız adımın bile müziği yoğun ve fiziksel bir hal almış gibidir World of Warcraft’ta. Jason Heyes’ten, Russel Brower’a, Derek DUke’e, Matt Uelmen’e ve hatta Jeremy Soule’a kadar ünlü birçok müzisyenin bestelerini bünyesinde bulunduran WoW, hakikaten de kendi başına bir “dünya” haline gelmiş durumda artık. Her seferinde farklı temaya bürünerek aynen oyunun dünyası gibi sürekli değişim geçiren “Legends of Azeroth”un yeri de tam olarak bu yüzden kalbimizde hep ayrı olacak.
Özgür Yıldız
Outlaws / Monkey Island /Uncharted / Journey
Açıkçası oyun müziği denince aklıma LucasArts’ın geliştirdiği Outlaws ve Monkey Island serileri geliyor. Hele o Outlaws’daki son düelloda çalan “The Last Gunfight”
beni en çok etkileyen oyun müziklerinden biridir. Bunun dışında son dönemde “dile dolanma” özelliğine sahip olan bir Uncharted vardır ki, oyun boyunca müzik yönetiminin ne kadar başarılı olduğunu oynayanlar biliyorlardır. Son olarak da thatgamecompany’nin efsanevi yapımı Journey’in ana tema müziğini de es geçmemenizi tavsiye ediyorum.
Mert Günhan
Metal Gear Solid Serisi
Bunu burada ben yazmasam olmazdı sanırım. Metal Gear Solid serisinin müzikleri benim şimdiye kadar bir oyunda dinlediğim en sağlam müzikleri içeriyor. Snake Eater’mı desem, Best is Yet to Come’mı desem, Love Theme’mi desem hepsi birbirinden güzel! Metal Gear Solid V’in fragmanında, Donna Burke’ün sesinden dinlediğimiz “Sins of The Father” ise şimdiye kadar benim en çok sevdiğim şeylerden biri oldu.
Shin Megami Tensei Serisi
Japonya’da bir efsane statüsüne yerleşen Shin Megami Tensei serisinin müzikleri de tıpkı oyunu gibi efsanedir. Ünlü besteci Shoji Meguro’nun müzikleri, yaklaşık olarak 5 yıldır medya çalarımda bulunmakta. Burn My Dread, Mass Destruction falan derken, Meguro baba çılgın atar!
Silent Hill Serisi
Akira Yamaoka bu listede olmasa ofisi bombalardım sanırım. Kişisel favorim, Silent Hill 3 müzikleri fakat hepsinin yeri ayrı. Çok fazla olduğu için burada sıralamayacağım fakat gerçekten sisli havalarda dinlenmesini tavsiye etmiyorum!
Final Fantasy Serisi
2 Kelime: Sephiroth’un Teması. Herhalde bu efsanevi temayı hatırlamayan yoktur. Tabii mevzu Final Fantasy olduğu vakit, oyun sayısı da baya fazla, oyun sayısı da baya fazla olduğundan, müzik sayısı baya baya! fazla. Benim favorim Final Fantasy X müzikleri fakat Sephiroth’s Theme’de bir zamanlar telefon melodimdi!
Evet, işte böyle sayın okur, senin en sevdiğin oyun müzikleri neler peki? Bizimle yorumlar kısmında paylaş, sen de kendi listeni oluştur!
