En Şahane Oyun Fiyaskoları #2
5.HORTUM BAŞINA GELECEK DİĞER TÜRLÜ BAŞKA YERE GİRİYOR
Bilmem farkettiniz mi, bu gavırların bazı tuhaf alışkanlıkları var. Biz online oyunlarda “aga gold pls” seviyesini geçememişken, bunlar sosyal etkinlik neyin düzenliyorlar. Bir araya gelip konuşuyorlar, şarkı söylüyorlar, RP neyim yapıyorlar.. Biz de onları anca inşaat izleyen adamlar kibin uzaktan seyrediyoruz..
Aga gold?
2006 yılında, bu tip gavursal alışkanlıklardan ötürü bir World Of Warcraft guild’i, kısa zaman önce gerçek hayatta ölmüş bir üyeleri için oyun içi bir cenaze töreni düzenlemek ister. Günler öncesinden forumlarda başlıklar açılır, ilgilenen herkes davet edilir. Grup halinde yürünecek, sembolik mezarın başında kısa bir konuşma yapılacak ve nihayetinde bir rp etkinliği gerçekleştirilecektir. Yer ve saat bellidir.
Yalnız ufak bir sorun vardır: Bir PvP sunucusunda tam olarak nerede olacağınızı saatiyle beraber belirtirseniz, istenmedik bazı ziyaretler gerçekleşebilir.
Serenity Now isimli guild ise, cenaze törenlerinde sadece kıymalı pide ve ayran ikilisinin olması gerektiğini düşünmektedir. O ney lan öyle konuşma felan, ibibik kibin? Netekim cenaze kortejine öyle bir saldırırlar ki sormayın gitsin.. Törene katılanlar rp yapacakları için güzel güzel giyinmeyi, silahlarını kullanmamayı da ihmal etmemiştir elbette. Serenity Now, kortejin içine fıtına gibi dalar. Panik başlar. O zamanlar tek tuşla zırh/silah değişimi gibi birşey de olmadığından insanlar “la bi dur” diyen kadar on parçaya bölünür. Serenity Now, cenaze törenini herkesin cenazesine dönüştürür. “Amanın imdat!” çığlıkları chat’te yankılanmaya başlar. Serenity, neşe içerisinde katliama devam eder. Cenaze korteji ve saldıranlar o kadar kalabalıktır ki bir noktada sunucu dahi çöker. Görev başarılmıştır.
Bu, WoW’un “bilim adamlarının” ilgisini ilk çekişidir. Var olmayan sanal eşyalar için birbirimizin gırtlağını tereddüt etmeden kesebilecek varlıklar olduğumuz gerçeği, bazı sosyolojik ve psikolojik araştırmalara ilk defa konu olur. Bu arada olay basına da yansımıştır. İşin kötüsü, bu etkinliği Blizzard dahi “bakın oyunlar şiddete neyin yöneltmiyor, böyle güzel şeyler de oluyor” diye önceden reklam etmiştir. Fena halde rezil olunur. Oyun içindeki forumlar ise “intikaaamh!” mesajlarıyla doludur.
Serenity Now, herhangi bir oyun kuralını ihlal etmediğinden ceza almaz. Bugün, guild hala US – Illidian sunucusunda mevcuttur.
Devamı diğer sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>>>
4.KANKALARLA SHİKE QEYFİİ
Gavırlar bir tuhaf oluyor demişken devam edelim: Koreliler daha da tuhaflar. Bir milletin geleneksel ata sporu StarCraft olur mu? Bunlarda oluyor. Çoluk çocuk çombalak, gece gündüz StarCraft oynuyor. Sadece StarCraft maç yayını yapan televizyon kanalları dahi mevcut. Bir nevi manyak satrancı, mouse’a en yaratıcı tıklayan kazanıyor! Düzenli olarak galip gelen takımlar halk kahramanı muamelesi görüyor, o derece.
E bu denli dijital bir ata sporu olur da maçlar için bahis oynanmaz mı? Hem de nasıl oynanıyor.. Hatta Türkiye’de bu durum niye hala bilinmiyor anlamış değilim. “Şahane para kaldırıyorum bu sefer” diyerek cebindeki son 20TL’yi Zimbabwe-Sudan futbol maçı bahsine bire beşyüz oranla yatıran tipler, nasıl olur da bu daha kazançlı sektörü fark etmez? Sözüm sana delikanlı, kum pist – çim pist hesaplarını bırak, Kore StarCraft maçlarına gel, daha eğlenceli..
Tabii önceden ayarlanmamış maç bulursan
2010 yılında, Mr. Park, Mr. Jung ve Mr. Kim isimli üç kafadarın aklına şahane bir fikir gelir: Şikeli StarCraft maçları ayarlayıp bahisten çuvalla para kaldırmak. Bu muazzam fikir doğrultusunda, takımlara teklif götürmeye başlarlar: Kaybedecekleri her maç için, adam başı 6.000 dolar. Rakam ilk başta az gelebilir, ancak bir takım gün içinde bazen on maç yapmaktadır. Olası kazançlar muazzamdır. O kadar muazzamdır ki, şikeli bir maç için oyunculara toplamda 30.000 dolar ödeyen üç kafadar, sadece o maçtan 100.000 dolara yakın para kaldırır. Kendileri dahi bu kadar kazanabileceklerini hesap etmemiştir. Zafer sarhoşluğu içinde, şikeye devam ederler. Toplam kazançları 3.000.000 dolara yaklaşmış, ekibe bir sürü üye eklenmiştir. Ancak dolandırıcılığın en önemli kuralını unutmuşlardır: Oyuncu ile hakemin rüşvetini en başta vereceksin.
Type-B isminde, rüşvetini peşin almadığı için “pişman” olan bir oyuncu, “herkesten özür dilerim, böyle böyle yaptık paramızı dahi vermediler, askere gitmeden önce içimi döküp ferahlamak istedim” temalı bir mesajı internette yayınlayıverir.
Üç kafadarlar, bazı resmi görevlilerle beraber tutuklanır. E-Sport sektörü ciddi olarak etkilenir. Sponsorluklar iptal edilir, StarCraft maçlarına bir süreliğine ara verilir. Devlet, bahis şirketlerini çok ciddi olarak denetlemeye başlar. Kıssadan hisse: E-Spor olunca şike olmaz diye düşünmeyin, kralı oluyor.
3.OYUNCU DEDİĞİMİZ ŞEY BİR ADET KREDİ KARTI ASLINDA
DLC denen manyaklık hayatımıza ne zaman girdi? Biliyırum hatırlaması zor geliyor ama böyle bir fikre kıçımızla güleceğimiz günler vardı eskiden, hangi ara nasıl oldu da gayet normal bir fikirmiş gibi kabullenmeye başladık? Vallahi hatırlamıyorum.. Tek bildiğim, “hişt mal, oyunu parça parça ittiriyoruz sana, pamuk eller cebe” felsefesinin artık standart olduğu.
İşte o yüzden sıradaki bu hikayeyi çok seviyorum. SUçüstü yakalanınca bir firma ne yapar? Nasıl toparlar?
Street Fighter X Tekken oyununu hatırlayan var mı? Hayır epey bir versiyonu çıktı Strit Faytır serisinin, ondan soruyorum.. Şahsen ben Street Fighter vs. Karagümrük Spor’dan sonrasını takip etmedim. 2012 yılında şahane reklamlarla piyasaya çıkan bu oyunun dvd’sini kurcalayan Destructoid ekibi, tuhaf bir şey farketti: Disk’in erişilemeyen bir bölümü vardı ve bazı karakter dosyaları ile dolu görünüyordu.
Tabi dijital çağ’da “erişilemeyen” diye bir kavram olmadığından, bu bölümün ne olduğu kısa bir süre sonra ortaya çıktı: Oyunun piyasaya sürülecek ilk DLC’sini içeriyordu. Evet evet, yanlış okumadınız, oyunun asıl versiyonunun içinde size birkaç ay sonra para karşılığı ittirilecek dlc versiyonu da mevcut durumdaydı. Üstelik Capcom, oyun piyasaya çıkmadan hemen önce “ilk DLC için hala çalışıyoruz, çok güzel olacak, hangi karakterleri ekleyeceğimize biz bile karar vermedik ama çok beğeneceksiniz” gibi bir açıklama da yapmıştı.
“Muazzam yüzsüzlük” başlığıyla, olay kısa süre içinde büyüdü. Ki hakikaten yüzsüzlüktü! Capcom uzun bir süre sessiz kaldı. Sonrasında ise “evet yaptık ama bir sor neden yaptık” tarzı bir açıklama ile (çok değer verdiğimiz oyuncularımız para vererek aldıkları dlc’i indirmekle zaman kaybetmesinler diye yaptık dediler) gerçek anlamıyla rezilliğin üzerine tüy dikti. Üstelik utanmadan, hakikaten zaten dvd içerisinde mevcut dlc’yi satmaya başladı!
Denilir ki, o günden sonra atasözü ve deyimler sözlüğüne “s.çıp üzerine bir de sıvamak” başlığının yanına direkt Capcom logosu koyulmuş.
2.BÖĞÜRTŞİRİNLER NE KÜSEEL NE KÜSEEEL HAYDİ DURMA SEN DE AAAL SEN DE AL
Denilir ki, uslu bir oyuncu olup önünüze konan herşeyi sorgu sualsiz satın alırsanız siz de günün birinde Şirinler’i tersten görebilirsiniz.. Ancak kaka bir oyuncu iseniz de umutsuzluğa kapılmayın, sadece 99 dolara Şirine’nin seksi pozlarını gönderiyoruz! 199 dolara ise bizzat Şirin Baba’yı.. öhm.. kapınıza kadar getiriyoruz, taksi ücreti ekstra yalnız.
FarmVille’in her nedense bir oyun fenomeni olarak hayatımıza girdiği yıllardı. Gerçek hayatta “git şu ineği sağ” deseniz “ıyh dokanamam ben ona yiğrenirim” diyen insanlar, sanal dünyada dijital inek memelerine öyle bir hırsla saldırıyorlardı ki aklınız hayaliniz durur. Sanki mandıra kurup hakiki ezine peyniri üretecek.. Bu ahval ve şerait içerisinde, Beeline Int. isimli bir firma “günü gelir lazım olur” diye lisans hakkını önceden aldığı Şirinler için bir oyun yapmaya karar verdi. Oyun dediysem yanlış anlamayın, FarmVille’in birebir kopyasını yapmaktı hedef. Aynı onun gibi oyun içerisinde gerçek para ile alışveriş yapılabilecekti. Üstelik Beeline Int. daha şanslıydı, çünkü 4 yaş ve altına hitap edecekti. Gerçek paranın ne olduğu konusunda çok fikri olmayan kitleye yani..
Nitekim, yukarıdaki resimde de görebileceğiniz gibi, Şirinler’in bir numaralı besin maddesi olan böğürtşirinleri saatler ve günler boyu süren uğraş ile elde edebileceğiniz gibi, sadece 99 dolara hemencecik bir elarabası dolusu alabiliyordunuz! Küçük mavi dostlarımızı bekletmek istemezsiniz değil mi? Kim ister ki? Haydi genç dost, hemen tıkla, sevimli Şirinlerimiz daha fazla beklemesin.. Çok beklersen Gargamel gelip ham yapar bak.
Şu sıralar hemen her iOS oyununda bir uyarı alıyorsunuz ya hani? “Bu oyun gerçek para ile alınabilecek şeyler içerir” tarzı bir uyarı? Hatta cihaz seçeneklerinden oyun içinde bişeyler almayı tamamen yasaklayabiliyorsunuz ya artık? Hah işte tüm bunları bu bölümde anlatılan Şirinler oyununa borçlusunuz arkadaşlar. Çünkü bu oyun ilk defa piyasaya sürüldüğünde, bu uyarıların hiçbiri yoktu. 4 yaş ve altı dediğimiz kitle ise gerçek paranın ne olduğunu kavrama noktasında kendi kıçını parmaklayıp sonra koklayan orangutan seviyesinde olduğundan, böğürtşirinleri ardı ardına almakta hiç tereddüt etmedi.
Madison ismindeki 4 yaşında bir kız çocuğu annesinin kredi kartını 4.400 dolar seviyesinde göçürünce ebeveynler protestoya başladı. Hemen herkese giren bir böğürtşirin vardı: 100 dolar, 200, 500, 1.000.. Yavruları neşe içerisinde sevimli tavşanlarla oynarken ebeveynler Apple önünde büyük bir protestoya başladı. Paralarını geri istiyorlardı.
Apple, şaşırtıcı şekilde paraları iade etti. Sonra da yukarıda bahsettiğim uyarı sistemini iOS’a ekledi. Şirinler oyunu halen mevcut ve de halen aynı fiyata böğürtşirin almanız mümkün. Haydi durma sen de aaal sen de al!
1.SANİYEDE BİN DİL DARBESİ ATABİLECEK PROFESYONEL YALAYICI YAZAR ARANIYOR
“Oyun sitesi” fikrinin yeni yeni gelişmeye başladığı yıllarda, yani örneğin GameSpot’un hakikaten de oyunlar hakkında bir fikir edinebileceğiniz bir site olduğu yıllarda, Jeff Gerstmann isimli bir editör vardı. Bugün hala kullanılan “iki basamaklı” puan sistemini (7.4, 8.5 gibi) kim akıl etti diye düşünüyorsanız, sorumlusu odur.
Jeff, GameSpot’ta neşe içerisinde çalışıp oyunlar için inceleme neyin yazarken, önüne Kane & Lynch oyunu koyuldu. Oyunun yayıncısı Eidos, günlerden beri GameSpot’a ve diğer bütün sitelere reklam üzerine reklam veriyordu. (Hatta sanırım Türk siteleri dahi yayımladı o reklamlardan.) Finansal açıdan çok da iyi durumda olduğu söylenemeyecek Eidos, Kane & Lynch satışlarına çok güveniyor, Tomb Raider günlerine geri döneceğini umuyordu. Oyunu henüz piyasaya çıkmadan incelenmesi için GameSpot gibi sitelere göndermesinin nedeni de buydu.
GameSpot’un da çok iyi günler geçirdiği söylenemezdi hani. Ratchet & Clank düşük bir inceleme notu alınca, Sony Entertainment sitedeki bütün reklamlarını geri çekmişti. “Yönetimdekiler” durumdan hiç hoşnut değildi. Para kaybediyorlardı.
Jeff, Kane & Lynch’e 10 üzerinden 6 puan veriverdi.
Aynı gün işten kovuldu. Gerekçesi de “GameSpot’a yüksek reklam geliri kazandıran bir firmanın oyununa düşük not vermek” idi. Bununla yetinmeyen “yönetim” hakikaten tüy dikmek için olsa gerek, oyun hakkında olumsuz görüş yazılmasını engellemek için okuyucu yorumlarını devre dışı bıraktı.
Olay ortaya çıkınca, GameSpot inanılmaz bir tepki gördü. Ziyaretçi sayıları neredeyse sıfıra indi. Eidos, GameSpot’tan böyle birşey talep etmediğini açıkladı. GameSpot yönetimi, tam aksini iddia etti (bu aşamada cidden sıvıyorlardı, evet.). Bazı GameSpot editörleri daha istifa etti. (Daha sonra bu editörler, Jeff ile birlikte GiantBomb isimli siteyi kurdular.) Yönetimin pek çok üyesine işten el çektirildi. GameSpot “yenilenme” içine girdiğini ilan etti, tasarımı değiştirecek, daha “şeffaflaşacak”tı. (Bugün gördüğünüz tasarım o günlerin etkisidir.) Ancak hiçbir zaman eskisi kadar toplanamadı.
Oyuna çıktığı zaman 80 ve üstü not veren başka siteler yok muydu? Vardı. GameTrailers ve PcZone. Eh, artık hangi sitelerden uzak duracağınızı biliyorsunuz.
Bizde böyle bir durum yok tabiy. Gayet özgür yazıyoruz. Ben bir Elder Scrolls Online incelemesi yazdım mesela evlere şenlik. Gerçi onbeş gündür yayınlanmıyor bir türlü.. Dur Murat’ı bir arıyim.. Muraat.. Canım benim ESO incelemesi diyorum, ne zaman yay.. Efenim? Muhasebe? İlişiğim mi kesildi? Muhasebeye uğrayıp hesabımı kapatacak mıyım? Len zaten jelibonla ödeme yapıyon, ne hesabı?