Oyun Ön İncelemeleri

Expeditions: Rome ön inceleme

Expeditions: Rome ön inceleme: Bir medeniyet düşünün ki ordularını bir şehirden diğer bir şehre daha hızlı aktarmak için yıllarca yollar yapmış. Öyle basit toprak yollardan bahsetmiyorum. Yıllarca kayaları parçalayıp uygun boyutlarda taşlar elde edip, birde o taşları mükemmel bir mühendislikle nizami bir şekilde birleştirip görkemli yollar inşa etmişler. Üstelik bunu günümüzden binlerce yıl önce hayal edip uygulamaya koymuşlar. Kaldırım mühendisliğini icat eden medeniyetten bahsediyorum. Bu yollar sayesinde imparatorluk içinde güvenli ticaret rotaları ve mükemmel bir toplumsal kalkınma sağlayan Roma İmparatorluğundan bahsediyorum. Kim o çağlarda yaşayıp bir Legatus olmayı istemez ki?

Expeditions: Rome ön inceleme

2013 yılında Expeditions: Conquistador ve 2017 yılında Expeditions: Viking oyunlarını geliştirip oyun sektöründe güzel bir yükseliş yaşayan Logic Artists firması 20 Ocak 2022 tarihinde yayınlayacağı Expeditions: Rome oyunuyla bize bir Legatus’un hayatının zorluklarını yakından hissettirmeyi vaad ediyor. Romanın kaderi artık biz oyunculara emanet.

Oyun yapımcıları oyunun RYO ve Strateji türünde olduğunu belirtmelerine rağmen ben demoyu oynarken TBRPG (Turn Based Role Playing Game) türünde bir oyun oynadığımı hissettim. Sonra internetten biraz araştırınca bizim 10 yıllardır RPG dediğimiz türü Türkçe’ye RYO diye çevirdiklerini öğrenip kendi kendime gülerken yeni birşey öğrenmenin sevinci her yanımı sardı. 

Oyunun tur tabanlı combat yapısında birden fazla karakteri takım halinde kontrol etmekteyiz. Test etme imkanı bulduğum demo da ana karakter haricindeki yan karakterlerin; eşyalarına veya yetenek ağacına müdahalede bulunabileceğim bir panel ile karşılaşmadım fakat ana karakterimizin ilerleyişinde birçok değişkeni kontrol edebiliyoruz. Oyunun yapımcıları 5 benzersiz yoldaş ile devam edeceğimiz macerada her birinin seviyelerini yükseltirken, kapsamlı taktiksel seçimler yapabileceğimizi vaad ediyor. Yani sadece ana karakterimiz değil, yan karakterlerin de eşyalarına ve yetenek ağaçlarına erişimimiz olacak.

Expeditions: Rome ön inceleme

Oyunun combat yapısının dışında genel olarak diyaloglara boğulmaktayız. Diyaloglar içinde ingilizcede çok nadir kullanılan bazı kelimelerle karşılaştım ve gidişatı anlayabilmek için sözlük kullanmam gerekti. Sanırım bu oyunu oynarken ingilizcemi de bayağı geliştirmiş olacağım. Aslında bu tarz oyunların okullardaki ingilizce derslerinde oynatılması gerekir. Eğer öyle gelişmiş bir eğitim sistemimiz olsaydı; müfredata kesinlikle eklenmesini isterdim.  Oyunun diyalog kısımlarını başarıyla geçebilmemiz ve menfaatimize daha uygun şekilde ilerleyebilmemiz için karakter oluşturma esnasında bizden Ethos, Logos veya Pathos seçeneklerinden birini seçmemizi istiyor. Bu seçimler sayesinde sadece karakterimizin mizacına uygun diyalogları seçip, oyun gidişatını mizacımıza göre yönlendiriyoruz. 

  • Ethos : Karşı tarafı; otorite gücü ve yeteneklerimizi kullanarak ikna ediyoruz.
  • Logos : Karşı tarafı; akıl yürütme gücümüzle, sağlam mantıksal argümanlar sunarak ikna ediyoruz.
  • Pathos : Karşı tarafı; Duygusal manipülasyon veya heyecan verici hitabet sanatını kullanarak ikna ediyoruz.

Oyundaki diyalogların gidişinden anladığım kadarıyla entrikalarla dolu bir dünyada yaptığımız seçimlere göre hayatta kalmaya çalışacağız. Belki biz de entrikalar kurarak bazı soyluların kellesinin vücudundan ayrılmasına sebep olacağız. Desteklenen dillerin arasında İngilizce, Fransızca, Almanca, Çince, Japonca, Lehçe, Rusça ve İspanyolca varken Türkçe şimdilik bulunmuyor. Böyle heyecan verici, entrikalarla dolu bir diyalog oyununu Türkçe oynamayı gerçekten çok isterdim ama bizden yeterince para kazanmadıkları için Türkçeleştirmeye tenezzül etmediklerini düşünüyorum. 

Expeditions: Rome ön inceleme

Hikayemiz Lesbos’a gemi yolculuğu ile başlıyor. Senatör babamızı öldürmüşler. Mirası devir alacak olan abimiz diğer kardeşlerini öldürmek istiyor. Tam bizim kellemiz giderken; babamızın yakın bir arkadaşı bizi Roma’dan gemi ile Lesbos’a kaçırmaya çalışıyor. Gemide takım arkadaşlarımızla ilk tanışma diyaloglarını gerçekleştiriyoruz. Lesbos’a ne zaman veracağımızı kaptandan öğrenmeye çalışırken; mavi flamalı bir korsan gemisi bize yandan çarpmak suretiyle feci bir şekilde gömçürerek güvertemize biniyorlar. Şimdi durduk yere ölecek miyiz? Biz de onlara saldırıyoruz. Henüz daha savaş görmemiz gencecik ellerimizle silahımızı kavrayıp, korsanların kanını akıtmak zorunda kalıyoruz. Yol arkadaşlarımız ile birlikte Lesbos’a vardığımızda ise maceradan maceraya, zıplayarak ROMA topraklarında bir Legatus’un hayatını yaşamaya başlıyoruz. 

Çok daha iyi görsel efektlere sahip oyunlar oynamış olsam da oyunun görsel efektlerini gayet yeterli buldum. Karakterlerin aldığı darbelerde oluşan kan efektleri veya bazı uzuvlarının kopmasıyla ilgili sahneler bana oldukça gerçekçi geldi. Hiçbir şeyi maskeleme gereği duymayarak gerçek bir deneyim yaşatmak istemişler. Dönemsel kıyafetler, silahlar ve yapılar tam olması gerektiği gibi tasarlanmış ve ince detaylar da göz ardı edilmeden ustaca modellenmiş. Lejoner kampındaki çadırların kenar işlemeleri bile düşünülmüş. Beni gerçekten o atmosferin içine sokup sanki milattan önce birinci yüzyılda yaşıyormuşum hissini verdi. 

Oyunun müzikleri ise içinde bulunduğumuz duruma uygun olarak heyecanlanmamızı yada sakinleşip mantıklı kararlar almamızı sağlayacak derecede iyi tasarlanmış. Combat esnasında kullanılan silahlara göre oluşan ses efektleri tatmin ediciydi. Gerçi adama kılıcı sapladığınızda “aaaaaghghagh” dedikten sonra susuyor. Bir süre ses çıkarmıyor. Şimdi biri benim bağırsaklarıma bir kılıç saplasa; bütün combat bitip ölene kadar bağırmaya devam ederdim. Sesim hiç bitmezdi. Ciyak ciyak bağırırdım. Sanırım çok rahatsız edici olacak diye bu tip bir gerçekliği hiç bir oyunda kullanmıyorlar. Böyle olunca da gerçekçilik biraz azalmış oluyor. 

Gerçi farklı bir bakış acısıyla düşündüğümüzde; sıra tabanlı bir RPG oyunu oynuyoruz. Kendi sıramızda düşmanın bağırsaklarına kılıcımızı sapladık diyelim. Benim istediğim gibi ciyaklamaya başladı. O sırada kendime bir kahve koymak istedim. Kalktım bilgisayarın başından yarım saat falan oyalandım diyelim. Yarım saat boyunca ciyaklamaya devam edecek ve belki de işim uzarsa evin içinde işkence sesleri saatlerce duvardan duvara sekecek. Duvara bardak dayamış olan komşuların 155’i araması sonucu, kapım kırılarak ters kelepçe ile halının üzerinde yatıyor olacağım. O sırada seri katili yakalamış gibi sevinen kahraman polisler diğer odalarda kurbanları bulamadıkları için bla bla bla…  Çok mu abarttım? Durun bakalım bu daha başlangıç. Ben yazılarımda size daha ne kurgular uyduracağım… 

Oyunun harita yapısı gerçek gerçek dünyadan bire bir alınmış. Roma İmparatorluğu topraklarında gezinirken 2100 yıl öncesi tarihe tanıklık etmemizi istercesine genel kültür bombardımanına tutuluyoruz. Kuzey Afrika, Galya ve Roma’nın kendisi de dahil olmak üzere birçok coğrafyaya ayak izlerimizi bırakacağız. Bir şehirden başka bir şehre yada ilgili kamp noktasına gitmek için genel haritada ilgili yere tıklıyoruz. Oyun zamanı hızlanarak bir kaç saniye içerisinde bizi oraya götürüyor. Biz ana haritada hızlıca gezinirken; oyundaki zaman da mesafeye uygun olarak hızlıca ilerliyor. Demo modunda oynarken at ile seyahat etmiştim ama oyunun genelinde gemi seyahatleri da mutlaka vardır. Çünkü oyuna Roma’dan Lesbos’a giden bir geminin içinde başlamıştık. 

Demo oynadığımda oyunun herhangi bir multiplayer yada online modu olmadığını gördüm. Tamamen single player modunda oynanan oyunun ilerleyen zamanlarda bir multiplayer modu olup olmayacağını kestiremiyorum. Oyunu ben yapmış olsaydım “bir multiplayer modu koyar mıydım?” diye kendi kendime soruyorum. Oyunun genel mantığına aykırı olacağından kendi kendime “koymazdım” cevabını veriyorum. 

Expeditions: Rome ön inceleme

İlk combat bitip, ilk yetenekleri karakterimize vermemiz gerektiğinde rol seçim ekranı geldi. Ben okçu olmayı seçtim. Diğer seçeneklerde; ağır yakın savaşçı, suikastçi ve destekçi rolleri de mevcuttu. Seçeceğimiz role göre değişik yetenekler açılmakta ve o yetenekleri de karakter menüsünden seçmekteyiz. Yide seçeceğimiz role göre; silah ve zırh tercihlerimizi doğru yapmamız gerekiyor. 

20 Ocak 2022 den önce ön sipariş ile satın almak istersek oyunun fiyatı 210 TL den %20 indirim ile 168 TL ye düşmektedir. 20 ocak tarihinde bu indirimin son bulacağını söyleselerde, steam firmasının ara sıra bu tarz indirimleri yaparak biz oyuncuları nasıl sevindirdiğini çok iyi biliyoruz. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
  • FUEL
Başa dön tuşu