F1 Grand Prix
Yapım piyasaya yeni çıkmış bir oyun değil; hatta uzun bir süredir satışta
olduğunu da söyleyebiliriz. Bununla birlikte özellikle PSP konsoluna ait
oyunların kolay kolay vitrinlerden inmemesi, yeni çıkacak aynı türe ait
oyunlarla karşılaştırma fırsatı yakalamak, yeni yaşadığımız F1 heyecanını
kabartmak gibi nedenlerle F1 Grand Prix’i görücüye çıkartmak iyi bir fırsat.
Sony’nin resmi olarak F1 Grand Prix’in lisansını kazanması ardından geliştirilen
yapım, dört ana oyun moduna ev sahipliği yapıyor. Tahmin edileceği üzere
bunlardan başı çeken her zamanki gibi Dünya Şampiyonası oluyor. Bir ulus, bir
takım ve bir sürücü seçtikten sonra Dünya’nın farklı pistlerinde yarışarak
birinciliğe ulaşmaya çalışıyoruz. Şampiyonadan sonra muhtemelen en fazla vakit
harcayacağınız yer ise senaryo modu olacaktır. Senaryo modunda önceden
hazırlanmış belli kriterlere göre yarışıyor, kazandıkça da kapalı olan sıradaki
senaryoları oynama şansına sahip oluyoruz. Ana menüde bir seçenek daha var ki
gördüğümüz zaman hemen dikkatleri üzerine çekiyor: Tv Mode Race. Bu seçeneğe
girildiği taktirde bir pist seçiyoruz ve oyun burada bir yarış simülasyonu
yaratıyor. Burada amaç oynamak değil, izlemek. Keza üçgen tuşu ile farklı kamera
açıları ve farklı yarışçıların kameralarına geçiş yaparak, yarışı TV’den
izlermişçesine bir konumda oluyoruz. Oynamaktan yorulup yalnız izlemek
istediğimizde iyi bir alternatif oluyor.
Bu ne sürat
PSP’de olmaması absürt kaçan Wi-Fi Multiplayer modu da yapımda mevcut. Kendi
UMD’si olan arkadaşlarınızla yarışlar düzenlemek oldukça eğlenceli. Yapımda
birde hasar sistemi bulunuyor. Araçlar birbirlerine ya da duvara çarptıklarında
hasar aldıklarına dair uyarı mesajı çıkıyor. Ancak ne yazık ki bu durumu
destekleyen herhangi bir görsel değişim ya da performans kaybı mevcut değil.
Oyunda farklı zorluk seviyeleri olmakla birlikte, “kolay” dışındaki seviyeler
ilk başta kilitli. Oyun zaten simülasyondan ziyade, daha çok arcade tarzına
kaçan bir oynanış sunuyor. Şöyle ki, tam gaz gittiğimiz bir sırada keskin bir
viraja gelindiğinde, son anda dahi yapılan bir frenaj genellikle sizi
kurtarabiliyor. Bu nedenle diğer zorluk seviyelerinde oynamak çoğu oyuncunun
daha çok hoşuna gidebilir. Zira yanlışlıkla geçilen dönüş noktalarında dahi oyun
müdahale edere aracı otomatik olarak yavaşlatıyor. Bu da genellikle can sıkıcı
bir hal alabiliyor.
Grafikler açısından baktığımızda ise oyun en parlak noktasını burada ifşa
ediyor. Zira çevre ve araç modellemeleri oldukça detaylı ve iyi bir görsellik
sunuyor. Grafiklerden yana eleştirilebilecek birkaç kelime, ışıklandırmaların
biraz daha iyi olabileceği ve pistlerin birazcık karanlık kaldığı yönünde
olabilir. Bununla birlikte pistler yeterli uzunlukta olmakla birlikte birazcık
dar oldukları söylenebilir. Frame rate açısından da nadir meydana gelen düşüşler
dışında oldukça tatminkar. Grafikler konusundaki başarıyı ise ne yazık ki
seslerden yana görmek pek mümkün değil. Çok kaliteli olmayan motor sesleri
haricinde, Sony’nin müzikler konusunda da özenli davranmadığı, yalnızca 6 adet
parçanın yapımda bulunması açısından da kendini belli ediyor. TV modunda
herhangi bir yorumcunun bulunmamasının eksikliği de hissediliyor. Genel olarak
baktığımızda F1 Grand Prix maalesef ipi birinci olarak göğüsleyemiyor. Hatta
sıralamada ortalarda dahi olduğu söylenebilir. Yinede F1 heyecanının ateşlendiği
geçtiğimiz günlerin ardından denenebilir.