FaceBreaker
Şahsen boks oyunlarına aşırı ilgim var. Tıpkı hiçbir animasyon filmini
kaçırmadığım gibi, bu sefer daha iyisini yapmışlardır diyerek atlıyorum boks
oyunlarına. Don King Presents Prizefighter’ın başarısızlıkları ile hayallerimi
yıkmasının ardından gözümü direk Fight Night serisi yapımcılarının yeni
çalışması olan Facebreaker’ı çevirdim. Çizgi film görünümlü, sevimli
karakterlerin olduğu bir boks oyunu acaba işini iyi yapabilir mi?
Ne umdun ne buldun
Facebreaker yayınlanan videolarının aksine oldukça çocuksu ve kısa ömürlü bir
oyun. Menülere girdiğinizde tek dövüş ya da turnuva havası verilmiş biraz daha
uzun soluklu modu bulunuyor. Seçebileceğiniz çeşit çeşit karakterler var. Her
biri kendine göre esprili. Tipleri, mimikleri, konuşmaları tamamen komedi
yapılmış. Eski bir askerden tutun, romantik bir İspanyol’a, sevimli Japon bir
kızdan karate ile kafayı bozmuş bir tipe kadar bol bol karakter tasarlanmış.
Bunlar size yetmezse kendinize istediğiniz ayrıntıda karakter yarabiliyorsunuz.
Hatta resminizi oyunun sitesine yükleyip Xbox Live üzerinden oyuna indirebilir
ya da kameranızın yardımıyla resminizi çekip direk kullanabilirsiniz. Karakter
işini hallettikten sonra birazda dövüşlerden söz edelim. Oyunda kullanacağınız
az tuş var. Yapabilecekleriniz de öyle, rakibinize vurdukça alt köşenizdeki bar
siz yumruk yiyene kadar devamlı doluyor ve tepe yaptığında Facebreaker tuşuna
basarsanız, karakteriniz özel hareketler eşliğinde bir vuruşta karşınızdakini
yere seriyor. Kendinizi savunma babında korumada durabilir, rakibinizin
yumruğunu tutabilir ve yumruğunu tutup karşı vuruş yapabilirsiniz. Yani oynanış
gayet basit hazırlanmış. Tamamen tuşlara kim ne kadar çok basarsa o kazanır
mantığı hakim. Hal böyle olunca birkaç dövüşten sonra insan sıkılmaya başlıyor.
Maymundan dövüşçü olur mu?
Oyunun bir diğer enteresan yanı ise zorluk seviyesi ve yapay zekanın size olan
tavrı. Bazen rakibinizi 3 raunt sonunda yere seremiyorsunuz ve düşenin maçı
direk kaybedeceği bölüme geçiliyor. İşte o anda ne oluyorsa rakibiniz birdenbire
çok süper oynamaya başlıyor. Siz daha yumruğunu keserken diğer yumruğunu
yiyorsunuz, kazara o sırada korunmayı başarıp birde ben vurayım dediğinizde ise
bu sefer anında durduruluyorsunuz. Zaten çok geçmeden sağlığınız tükeniyor ve
maçı kaybediyorsunuz. Birçok zaman kolay geçen dövüşler aniden aşırı zorlaşmaya
başlıyor. Oyunun tek hoşuma giden yanı hoş, renkli grafikleri ve animasyonları
oldu. Özellikçe maç sonları dövdüğünüz tiplerin yüzleri çok komik olmuş. Oyun
içi sırasında da hasar modellemeleri kullanıldığından round aralarında
rakibinizi ya da kendinizi görüp eğleniyorsunuz. Ringler görsel olarak kaliteli
olmuş, fakat hiç işlev katılmamış. Zaten tamamen komedi üzerine kurulan bir
yapımda ringlerde enteresan aksiyonlar olabilirmiş. Kısa ömürlü kariyer modu
gibi Xbox Live üzerinden de çok kısa bir süre için sizi tatmin edecektir. Müzik
ve sesinde pek üzerine düşülmemiş. Seslendirmeler iyi ama müzik olarak neredeyse
hiçbir çalışma yapılmamış.
Bitirirken…
Kendi dallarında bu kadar uzmanlaşmış ve birikim sahibi yapımcılar, neden böyle
enteresan fikirlerden yola çıkarak oyun yaparlar anlamıyorum. Zamanında koskoca
Rockstar firması da bildiklerinin dışına çıkarak Table Tennis adlı masa tenisi
oyunu yapmışlardı, fakat oradaki fizik, oynanabilirlik ve özellikle
karakterlerin modellemeleri övgüyü hak edecek düzeydeydi ve uzunca da bir süre
online olarak da oynanmaya devam etti. Fakat bu tarafta maalesef bunlar geçerli
olmamış. Grafikleri renkli, kaliteli olabilir, ama Facebreaker anca bundan 4-5
sene önce çıksa piyasada biraz yer alabilirdi.