Faces of War

Son zamanlarda yapımcılar artık kopya oyunlar, yerine biraz daha özgün ve
yaratıcı projelerle karşımıza çıkarak bizi şaşırtmaya başladılar. Uzun süre
sonra FPS türünde özgün bir yapım oynama şansını Prey ile yaşadık. Birkaç ay
sonra da özgün bir gerçek zamanlı strateji yani Faces of War’ı oynayacağız. 2004
yılında tanıştığımız Heroes of World War II’nin (Hatasıyla böceğiyle kabul
ettiğimiz ve bu yüzden pek oynayamadığımız bir oyundu) devamı niteliğinde olan
Faces of War’ın dağıtımcılığını Ubisoft, yapımcılığını ise Best Way üstlenmiş
durumda. Oyunumuz 1944 – 1945 yıllarında geçmekte ve müttefikleri, Alman ya da
Sovyet birliklerini komuta edebilmekteyiz. Yapımda Battle of Bulge ve Normandiya
çıkartması gibi tarihi yansıtan görevler yer almakta.

Özgünlük

Nedir Faces of War’ı özgün kılan? Yüzlerce gerçek zamanlı stratejide; kaynak
toplama, üs kurma, bina yapma, birim üretme gibi işlerle uğraşırız. Bunlar
yetmezmiş gibi birde bütün bu binaların, birimlerin en ufak detaylarına kadar
kontrolü bize verilir. İşte Faces of War bu noktada rakiplerinden ayrılıyor.
Büyük bir savaşın içinde küçük takımlarımızı yönetiyoruz. Üs kurma, bina yapma,
asker üretmek gibi geleneksel gerçek zamanlı strateji öğelerinden uzağız. Bu
şekilde sadece askerlerimize ve savaşa yoğunlaşabiliyoruz. Savaş alanındaki
yüzlerce adamımızı en küçük detaylarına kadar kontrol etmek yerine, küçük
takımlarımızı oluşturan askerleri istersek tek tek, istersek sadece takım
komutanlarını kumanda ederek kontrol ediyoruz. Örneğin takım komutanına siper
alması emrini verdiğimizde, onun komutasındaki bütün askerler, kendilerine uygun
yerler bulup siper alıyorlar. Yine takım komutanına bir hedef gösterdiğimizde
diğer askerlerde, yapay zekânın belirlediği metotlarla aynı hedefe
yönleniyorlar. Eğer oyunu kolay oynanabilirlik seviyesinde oynayacak olursak,
yapay zekâ daha fazla devreye giriyor. Öyle ki siz askerinize bir tanka ateş
etmesini istediğinizde o elindeki dandik silahla bunun bir işe yaramayacağını
biliyor ve bazukasını kullanıyor.

Oyundaki bütün birimlerimiz tabii ki tek tip değil. Takımlarımızda Commandos’tan
alışageldiğimiz üzere farklı yeteneklere sahip askerlerimiz mevcut. Sniper
kullanan askerlerimize zor ve kritik hedefleri vurdurturken, bazukacımızla
tanklara dehşet salabiliriz. Faces of War’da farklı ateş tipleri de mevcut.
Düşmanı gerekirse yoğun bir ateş altına alabildiğimiz gibi, nişan alarak daha
verimli mermi kullanarak ateş edebiliyoruz. Bütün askerlerimiz farklı el
bombaları kullanabiliyorlar. Hatta herhangi bir askeri, Third Person Shooter
misali ok tuşları ile hareket ettirerek ve faremizle ateş ettirerek komuta
edebilmemiz mümkün.Faces of War’da askerlerimizin klasik gerçek zamanlı strateji oyunları aksine
birde envanterleri mevcut. Sınırlı sayıda silah ve mermi taşıyabiliyorlar, ancak
düşmanlardan düşen mühimmatları da toplayabiliyorlar. Her askerin envanterinde
mutlaka olması gereken ilk yardım çantaları da oyunumuzda yerini almış durumda.
Askerlerimiz vurulur vurulmaz hemen ölmüyorlar. Hepsinin sağlık barları var
belli miktarda vurulduklarında ölüyorlar. İlk yardım paketleri ise tahmin
edeceğiniz üzere askerlerimize sağlık veriyor. Bu özellikler oyunu
gerçekçilikten biraz uzaklaştırıyor, ama yapımcılarında yapmak istedikleri zaten
bu sanırım. Ayrıca yapım boyunca; tank, cip, motosiklet gibi çok çeşitli askeri
araçları kullanmamız mümkün. Tek yapmamız gereken içi boş bir araç bulup bir
askerimizi ona yönlendirmek.

Yalnız değiliz

Savaşta tabii ki yalnız değiliz. Bizimle beraber aynı amaç için savaşan başka
takımlarda yer alıyor ve bunlar çoğu zaman yapay zekâ tarafından kontrol
ediliyor. Örneğin demo’daki bir görevde bir plajdan çıkartma yapıyoruz. Bizimle
beraber savaşa giden yapay zekâ kontrolünde bir takım daha var. Önümüzde ise
tankları ve otomatik silahları ile bizi bekleyen düşmanımız var. Öncelikle biraz
ilerleyip bir adamımızı düşman birliklerin yoğunlukla olduğu yere gönderiyoruz.
Bu adamımızla düşmanın silah gücünü öğrenip geri dönüyoruz. Sonrasında
takımımızla beraber, yok etmemiz gereken bir radara önden yaklaşıp, buradaki
düşmanları temizlemeye başlıyoruz. Tam bu sırada diğer takımda savaşa dâhil
oluyor. Burada hata yapar da önden saldırmaz, kenardan ya da arkadan saldırırsak
radardan kaçan düşmanlar, diğer birliklerin yanına giderek haber veriyor ve
görevi bitirmemiz oldukça zorlaşıyoruz. Burayı temizledikten sonra görevi
mühendise bırakıyoruz. Mühendis radarı patlattıktan sonra, düşman birliklerinin
buraya geleceği yolu sağlı sollu kapatıp, gelen birlikleri çapraz ateşe
tutuyoruz. Bu birlikleri de temizledikten sonra düşmanın güç kaynağının
bulunduğu yer, bir miktar savunmasız kalıyor ve sürpriz bir saldırıyla buraya
giriyoruz. Burada özellikle otomatik silahların başındaki düşmanları, el bombası
veya bazukayla temizlememiz gerekiyor. Bütün bunları yaparken tabii ki mühendisi
de korumalıyız. Nitekim mühendis ölürse başarısız oluyoruz. Eğer mühendise zarar
germeden düşman birliklerini yok edersek, mühendis istediği güç kaynağına
ulaşıyor ve bölüm bu şekilde ikincil görevlerle devam ediyor.

Demo’daki ikinci görev ise yukarıda anlattığıma nazaran daha kolay ve daha fazla
aksiyon içeriyor. Şehirde geçmesiyle bize farklı bir zevk tattıran bölümde tek
yapmamız gereken, önümüze çıkan bütün düşmanları yok etmek. Bütün bunlar
sırasında savaş atmosferi gerçekten mükemmel yansıtılmış. Askerlerin panik
içerisinde bağırıp çağırması, sağdan soldan vızır vızır geçen kurşunlar,
mühendisin askerlere birkaç dakika daha sabretmelerini bağırması; bizi gerçekten
bulunduğumuz ortamdan alıp savaşın heyecanına götürüyor.Genellikle oyun her bölümde, oyuncuya bir ana görev veriyor. İlerledikçe ikincil
görevler veriliyor. Amaç ana görevi bitirmek tabii ki. Burada yapım doğrusal bir
akışa sahip değil. Yani görevleri birbirinden farklı metotlarla bitirmek mümkün.


Grafikler

Gelelim grafiklere. Grafik kalitesi açısından tabii ki yeni nesil FPS’lerdeki
kaliteyi bu oyunda beklemek yanlış olur, ama bir gerçek zamanlı strateji ele
alındığında grafikler fazlasıyla iyi. Motor ise şaşırtıcı derecede ayrıntılı.
Neredeyse kaliteli bir FPS’de olduğu gibi bütün nesnelerle etkileşim mümkün.
Askerlerimiz gördüğü her nesneyi siper alabiliyorlar. Çevredeki her şey hasar
alabilir. Tanklar ağaçları devirebilir. Bazuka ya da tank mermileri etkisinde
binalar yıkılabilir. Bir top mermisinin ardından kum torbaları sağa sola
saçılabilir. Vurulan askerlerin miğferleri ve hatta silahları düşebilir. Tank ya
da top ateşine maruz kalan askerler birkaç metre havada uçabilirler. Öyle ki,
tankımızla donmuş bir nehrin üzerinden geçeceksek bir kez daha düşünmemiz
gerekmekte, çünkü tank fazla ağır ise buzu kırıp sulara gömülebilir.

Demo’da gözüme çarpan birkaç eksiklik ise genel olarak oyun ve kamera
kontrollerinin biraz zor olması. Kim nerede ne oldu bir anda savaşın
kargaşasında askerlerimizi kaybedebiliyoruz ve bulması hiçte kolay olmuyor. Tam
sürümde belki bazı kısa yol tuşlarının kullanılması ile buna bir çözüm
geleceğine inanıyorum. Bunun yanı yapımda, sıra üç adet tekli oyuncu için
kampanya ve 16 kişiye kadar oynanabilecek olan sekiz çoklu oyuncu mod’u yer
alacak.

Çeşitli silahlar

Tam sürümde; 12 çeşit silah gücü olmayan cip, motosiklet, 8 çeşit küçük cipten
bozma tank, 32 çeşit tank, 5 çeşit uçaksavar, 7 çeşit uçak, 8 çeşit gemi
göreceğiz. Askerlerimiz arasında ise komutanlar, tüfek kullanan klasik askerler,
otomatik silah kullanan askerler, makineli silah kullanan askerler, sniper’lar,
alev silahı kullanan askerler, bazukacılar, denizciler, mühendisler ve gözcüler
olacak. Silahlar arasında ise; 11 top ve makineli silah, 5 tüfek ve bir pistol,
bıçak, molotof kokteyli, 4 bomba, alev silahı, patlatıcı, mayın, mayın detektörü
yer alacak.

Faces of War ne tam olarak bir savaş simülasyonu ne de tam olarak bir arcade.
Her ikisinde harmanlamış hafif Commandos esintili bir gerçek zamanlı strateji.
Açıkça söylemeliyim ki, Call of Duty haricinde hiçbir savaş oyunu bana savaşın
heyecanını, korkusunu ve atmosferini bu kadar iyi yaşatmamıştı. Farklı
oynanabilirliği, türe getirdiği yeniliklerle kesinlikle 2006’nın sürpriz gerçek
zamanlı stratejilerinden birisi olacak Faces of War. Kim bilir belki de en iyisi
olacak.

Exit mobile version