Makale

Fenomen: Evil Dead serisi

Canınız sıkıldığında, başka dünyalara, gerçek olmayan maceralara doğru yol alırsınız bazen. Bu, kimi zaman sizi hikâyenin baş kahramanı yapıp olayların ortasına bırakıverir, kimi zaman ise gelişmeleri an be an bir izleyici kimliğiyle takip ettirir. Evet, oyun ve filmlerden söz ediyorum. Şüphesiz iki sektör de hepimiz için çok önemli. Genellikle birbirlerine yardımda bulundukları, esinlenmelerin yaşandığı da olmuyor değil. İşte iki sektör arasında köprü kuran, önemli serilerden bir tanesi; Evil Dead!

Günümüzdeki korku – gerilim türündeki çoğu filmde yaygın olarak ortak bir temel bulunuyor. Bu temele göre filmlerde mutlaka bir arkadaş grubu vardır ve genellikle bu arkadaş grubu, genç insanlardan oluşur. Grupta çok akıllı da vardır, güzel de vardır, korkak da vardır. Bunları çeşitlendirebiliriz. Henüz bilinmeyen felaketle yavaş yavaş tanışmaya başlanınca, bu topluluklarda teker teker ölümler başlar ve geriye 1 veya 2 kişi kalır. Ne kadar düz ve basit değil mi?


Bruce Campell’ın canlandırdığı Ash karakteri

Tabii ki bu akımı başlatan ilk filmleri unutmamak gerekir. Yıllar öncesinde bu fikirler, gayet yenilikçi ve yaratıcıydı. Heyecan düzeyini her an arttırıyor, bir sonraki sahnede neler olacak diye insanları merak ettirebiliyordu bu sinema yapıtları. Onlara ayrı parantez açmak gerekiyor. Parantezi şimdi açıyor ve Evil Dead’e adım atıyorum.

Korkuyu tanımak

Sam Raimi ismini bilenler vardır. Marvel’ın ünlü kahramanı Spider-Man’i beyazperdeye taşıyan ve milyonlarca doları cebine indiren yönetmen. Aynı zamanda yapımcı, senaryo yazarı ve oyuncu da. Çoğu insan Raimi’yi Spider-Man serisiyle tanıyor, ancak sinema aşıkları Raimi’yi ilk olarak Evil Dead’den hatırlayacaktır. Her genç insanın hayalleri olduğu gibi Raimi’nin de hayalleri vardı. Sinema sektörüne adım atmak ve güzel işler başarmak. Üstelik bu yolda tek başına da değildi, yanında Bruce Campell da vardı.

Sam Raimi’nin aklındaki proje, bir korku filmiydi, yani Evil Dead. Fazlasıyla şiddetli, bolca kanlı ve izleyici yeri geldiğinde yerinden zıplatacak, yeri geldiğinde de tebessüm ettirecek bir film. Tabii ki her istediğinizi hemen yapamıyorsunuz, önce kendinizi kanıtlamanız gerekir, değil mi? Böylece Sam ve Bruce, 1978 yılında Within the Woods isimli kısa bir film hazırladı.

1400 dolar bütçe ayrılan 30 dakika uzunluğundaki bu filmde Bruce Campell, başrolde yer aldı. Raimi ise, hem yazan, hem de yöneten kişiydi. Within the Woods’un en büyük özelliği, daha sonra çekilecek Evil Dead ile birçok benzer sahneler ve unsurları barındırmasıydı. Zaten Evil Dead akıllardaydı, ancak onu çekmek için öncelikle özet bir sunum yapmak gerekiyordu, ki Within the Woods da tam bu anlama geliyordu. Çalışmalar başarılı oldu ve ardından yapımcılar da Evil Dead’in çekilmesi için ikna edildi. Within the Woods’u merak ediyorsanız, Youtube’a göz atmanızda fayda var.

İlk Evil Dead, Sam Raimi tarafından yazıldı ve  yönetildi. Çekimleri yaklaşık 1.5 yıl sürdü. Çekimlerin bu kadar uzamasında, disiplinsiz çalışmaların etkisi bulunuyor. Zira çalışma koşullarından memnun olmayan bazı oyuncular, seti terk etti ve bir daha da ekibe dahil olmadı. Zor durumda kalan yönetmen Raimi de bu oyuncuların yerine cansız mankenler ve dublörler kullanmak zorunda kaldı. En sadık aktör ise, aynı zamanda arkadaşı olan Bruce Campell’dı. Campell, ilerleyen yıllarda serinin en önemli ismi olacaktı ve yıllar sonrasında bile ünlü Ash karakteri olarak hatırlanacaktı. Ayrıca ek olarak belirtelim: Filmin çekilmesine karar verildikten sonra yapılan ilk iş, filmin ismini değiştirmek olmuş. Aslında Book of Dead ismi kullanılmak isteniyorken, daha sonra Evil Dead ismine geçiş yapılmış.

1981 yılında izleyiciyle buluşan yapımın bütçesi sadece 375 bin dolardı. Korku sinemasının ilk önemli örneklerinden biri olarak gösterilen film, çok beğenilmesinin yanında, ayrıca ön yargıların da oluşmasına sebebiyet verdi. Böylelikle filmin dünya çapında yayılması da yıllar boyunca engellenmiş oldu. Bazı ülkelerde tamamen yasaklanan Evil Dead, bazı ülkelerde sansüre uğradı. Özellikle ağaçların bir kadına tecavüz ettiği sahne, büyük tepkilere yol açtı (Bu durumdan ötürü Sam Raimi, o sahneyi filme ekledikleri için pişmanlığını dile getirdi). Tabii ki bunların üstesinden ilerleyen yıllarda gelindi.

Peki filmin hikâyesi neydi?

Filmde, 5 genç arkadaşın hafta sonu tatilini geçirmek için ormanlık bir alanda eski bir kulübeye gelmeleri ve burada buldukları ses kayıt cihazını çalıştırmalarıyla beraber başlayan kabustan kurtulmaya çalışmaları anlatılıyor. Bu kulübede daha önce araştırmacı bir profesör kalmış ve Ölülerin Kitabı isimli kitabın tercümesi için çalışmalar yürütmüş. Bu kitabın cildi insan derisinden yapılmış, içindeki yazılar da insan kanı kullanılarak yazılmış. Kitabın tercüme edildiği ses kayıtlar dinlenilmeye başlanınca, uzun süredir ormanda uyuyan kötü ruhlar da hayata dönüyor ve tek tek ölümler başlıyor.

Yapımcılar, o yıllarda video film sektörünün pek iyi olmadığını, yapılan korku filmlerinin de kötü olduğunu belirterek, Evil Dead’in bu boşluğu çok iyi doldurduğunu, hem video, hem de sinema seyircisini etkilemeyi başardığını belirtiyor. Evil Dead’in bir yılda 50 bin videosu satılmış, ki bu büyük bir başarı olarak gösteriliyor. Ayrıca bazı dergilerin belirttiğine  göre Evil Dead, yılın en çok kiralanan videosu olmuştu. Ünlü yazar Stephen King bile Evil Dead hakkında yorum yapmaktan kendini alamadı ve “yılın en vahşi orijinal korku filmi” yorumunu yaptı. Bu yorum, daha sonra filmin afişinde de yer aldı. Sonuç olarak 30 milyon dolarlık kazanç sağlandı. New Line Cinema’nın bu filme verdiği destek, misliyle kendine dönmüş oluyordu böylelikle ve tabii ki devam filminin de kapıları sonuna kadar açılıyordu.

Karanlıkta ikinci perde

Evil Dead 2’nin çekimleri yaklaşık 3 ay sürdü. Mekân olarak yine bir kulübe seçildi ve Tenessa ormanına geri dönüş başlıyordu. İki filmde de ana tema, Ölülerin Kitabı ve iki film de birbirinden bağımsız olarak hazırlandı. Şöyle ki: İlk filmde 5 kişilik bir grup bulunuyor ve bu kişilerden biri de Ash. İkinci filmde ise sadece Ash ve kız arkadaşı var. Yani Evil Dead 2, ilk filmin bir devamı değil, aksine ikinci bir “başlangıç” filmi. Zaten Evil Dead 2’nin ardından Sam Raimi, seriye farklılık katarak devamını getirmeyi düşünüyor, ardından da ortaya Army of Darkness çıkıyordu. Böylelikle Ash karakteri de giderek ön plana çıkmış oldu. İki numaralı film de beğeni topladı. 13 Mart 1987’de Amerika’da vizyona giren film, 11 milyon dolarlık gişe hasılatı elde etti.

Karanlığın Ordusu

93 yılında Army of Darkness ile dönen Sam ve Bruce ikilisi, seriyi üçledi ve uzun bir sessizliğe gömüldü. Bu film, Evil Dead 2’nin hemen ardından başlıyor ve Ash’in zamanda yolculuk yaparak, kötü güçlerin hüküm sürdüğü bir çağa adım atmasını, hem geri dönebilmek, hem de oradaki insanları bu kötü güçlerden koruyabilmek için verdiği heyecanlı mücadelesini konu alıyor. Korku ve komedi unsurlarının bu filmde de yer aldığını belirtmemize gerek yoktur sanırım. Ayrıca Army of Darkness’ın 2 adet finali bulunmaktadır. Orijinalinde Ash, kendi zamanına geri dönebilmek için içmesi gereken iksirden fazla içince geleceğin İngiltere’sine adım atıyor ve film sona eriyordu. Filmin alternatif finalinde ise Ash, normal hayatına geri dönüyor ve kendini çalıştığı mağazasında buluyor. Burada bir de şeytani varlık gören Ash, onu öldürüyor ve “Hail to the king baby” (tanıdık geldi mi bu sözler) diyerek, en yakınındaki kızı öpüyor.
Oyun dünyasında esinlenmeler

Hayat tesadüflerle doludur denir ya, ben de kendi tesadüflerimden örnekler vermek isterim. Evil Dead, Doom ve Duke Nukem. Üçüyle de farklı zamanlarda tanıştım, ama üçünün de aslında birbirleriyle bağlantılı olduğunu sonradan öğrendim. Hemen üstte yazdığım “Hail to the king baby” sözcüğünü, Ash söylüyordu. Ama çoğu oyuncu bu repliği, Duke Nukem’den hatırlayacaktır. Evet Duke Nukem, Evil Dead serisinden fazlasıyla esinlenen bir oyun. Repliklerin ve şiddetin yanı sıra, Duke’ün duruşu ve hatta oyunun box resmi bile, Army of Darkness’a çok benzemektedir. Evil Dead’in ilham kaynağı olduğu bir diğer oyun da Doom’dur. Yine hem kutu resmi, hem çift başlıklı pompalı tüfek, hem de elektrikli testere, Evil Dead’den Doom’a birer hediyedir adeta. Zaten yapımcılar da bu esinlenilmeleri inkâr etmiyor. Üstelik bu seriden etkilenen diğer oyunlardan söz etmiyorum bile…


Üç resimde de benzer noktalar var sanki?

Devam var mı devam?

Son yıllara bakacak olursak Evil Dead serisi hakkında birçok haber yapıldığına şahit oluyoruz. Sam Raimi ve Bruce Campell, bu seriyi devam ettirmeyi istediklerini defalarca dile getirdi, bazı çalışmalar yapıldı, tarihler verildi, ancak somut bir adım atılamadı ne yazık ki. Akıllarda ise, 2 film vardı. Bunlardan ilki Evil Dead’in bir remake filmi olacaktı ve tamamen yeni oyunculardan oluşan bir ekibe sahip olacaktı. İkinci film ise, Evil Dead 4 ismini  taşıyacaktı ve Army of Darkness’ın finalinin ardından devam edecekti. Zamanda çok ileri bir çağa adım atan Ash, geri dönmenin yollarını arayacak ve daha önce görülmemiş bir Evil Dead sunumu yaşanacaktı.

Uzun süredir Evil Dead için ses çıkmıyordu, ama sanırız ufak ufak kıpırdanmalar başladı… Geçtiğimiz günlerde Bruce Campell, Twitter’dan bir açıklama yaptı ve Evil Dead’in yeniden çevrim filminin yolda olduğunu duyurdu. Sanırız yine Sam Raimi ve Bruce Campell ikilisini, Evil Dead çatısı altında bir kez daha göreceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu