Final Fantasy XII çıktı… Yıllarca süren ertelemeler ve hatta hiç çıkmayacağı yolundaki söylentiler sonrasında Squaire Enix’in son role-playing destanı, sıra dışı bir eser halini alarak herkesi şaşırttı. Raflara konulduğu ilk haftasında, neredeyse 2 milyon satış rakamına ulaşan Final Fantasy XII, Japonya’nın saygı duyulan yayınlarındaki incelemelerinde coşku ve takdirle adından söz ettirdi. Görmeden inanmam diyenler hala şüpheyle yaklaşabilirler. İsmini gerçekten de hak ediyor mu? Bize güvenin, FFXII çok iyi.
Final Fantasy XII için mükemmel diyebiliriz, daha doğrusu hayranlık uyandırıyor dememiz yeridir. Eğer kenarların sivriliği de olmasaydı, bunun bir playstation oyunu olduğunu anlamamız neredeyse mümkün olmazdı. Peki işin sırrı nerede? Square Enix, FFX’deki poligonların yarısını kullandı ve kaplama detaylarını artırdı. Bu, FFXII dünyasında daha basit ama yakından bakılınca çok daha iyi görünen nesnelerin bulunduğu anlamına geliyor. Diğer oyunlara tam olarak ters bir tarzda tasarlanmış. Kasabalarda dolaşırken karşılaştığımız görüntüler gerçekten etkileyici.
Her şey çok güzel fakat yine de FFXII’nin Dragon Quest VIII ile gelen demo’su hakkında tatmin edici olmadığı şeklinde yorumlar yapılmıştı.
FFXII demo’sunda ürünün son halinin çok küçük bir bölümü yer almakta idi ve oyun hakkında bilgi vermekten uzaktı. Demo’nun “active battle” kısmında Ashe’nin (Oyunun baş kadın karakteri) ortakları oyuncudan bağımsız hareket etmeye başlıyor, oyunda gidilecek tek bir yön varmış gibi davranıyordu. Yapımın herhangi bir anında Active ve Toggle mod’ları arasında geçiş yapabilirsiniz, battlespeed’i ve karakterinizin taktiklerini (Gambits) değiştirebilirsiniz. Eğer oturduğunuz yerde kalıp, ortağınızın kafasına göre oynamasına rağmen stratejist olarak devam etmek istiyorsanız, siz bilirsiniz. Eğer Gambit’leri kapatırsanız bütün komutları sizin vermeniz gerekecektir, eski Final Fantasy’lerde olduğu gibi.
Gambit’ler mi? O da ne?
Gambit’ler, FFXII’nin yeni savaş sistemi içerisinde, kilit pozisyonunda yer alıyor. Kısaca partinizde yer alan üyelerinize ne yapacaklarını, dövüşlerde nasıl davranacaklarını anlatmanızı, görevlerini atamanızı sağlayan talimatlara Gambit deniyor. Her Gambit bir hedef ve bir aksiyondan oluşur. Aynı zamanda birbirlerine göre uygulanma üstünlüklerini belirten bir sıralama belirtilir. Örneğin tavşan kulaklı Fran’ın ilk iki Gambit’i “Ally below 50% health+Cure” ve “Enemy leader+Attack” olsun. Baş kötü karaktere saldırırken health miktarı düşük seviyelere inen karakterleri iyileştirmek için savaşmaya ara verecektir. Karakterler License Board’larına ekstra Gambit slot’ları satın alabilmektedirler. Böylece savaş esnasında daha fazla görev yerine getirebilirler. Gambit’lerinizi iyi planladığınız takdirde, partiniz hemen hemen bütün durumlarda yenilmez olacaktır.Kulağa oldukça karmaşık geliyor
Aslında işi karmaşıklaştıran oyuncunun kendisi olacaktır. Eğer taktik zekânıza çok fazla güvenmiyorsanız, Gambit’leri kapatabilirsiniz. Hatta Gambit’leri sadece basit heal ve attack komutları için kullanıp, daha karışık komutları kendiniz verebilirsiniz; ama sonuç olarak FFXII, Gambit mantığı düşünülerek tasarlandı ve onları iyi kullandığınız takdirde, daha önce yaşamadığınız bir oyun tecrübesi yaşayabilirsiniz.
Peki, bu sözü geçen “License Board” şeyi nedir? FFX’de yer alan “Sphere Grid” ile aynı şeydir “License Board”. Her karakter kendine ait satranç tahtasına benzer bir board’a sahiptir. Her kare savaşta kazanılan license point’ler ile satın alınabilen skill’leri temsil etmektedir. Silahları kullanabilme yetisi de bunlara dâhildir. Herhangi bir karakter, uygun kareyi satın aldığı takdirde istediği skill’e sahip olabilir ya da istediği teçhizatı kullanmayı öğrenebilir.
O zaman oyun ilerledikçe bütün karakterler aynı özelliklere mi sahip olacak? FFVII’de kullanılan Materia sisteminden daha gelişmiş ve ayrıntılı bir sistem olması gerekmez mi?
Aslına bakarsanız öyle değil. Her karakter yaratılışı gereği belirli yetenek ve roller için daha başarılıdır. Başladıkları silahı kullanmaya devam etmek ve onları bu yönde eğitmek pek de kötü bir fikir değil bu yüzden. Fakat bu yolla, partinizi high-power knight’lardan oluşan bir takıma çevirebilirsiniz. Bu noktada karşımıza Mist Knacks kavramı çıkıyor: Powerfull character specific skills. License Board üzerinde toplam 18 adet Mist Knacks bulunmakta. Karakter başına 3 adet düşüyor ve her kare sadece bir kişi tarafından kullanılabilmekte. Hepsini birden kullanabilmenin tek yolu, her bir karakteri farklı yönlerde geliştirmekte yatıyor.
Yapımın oynanışı kulağa oldukça güzel geliyor. Oyunun senaryosu için ne diyeceksiniz?
Bu konuda endişe edilecek bir durum yok, çünkü FFXII şu ana kadar olanlar arasında en iyisi. Ana karakterimiz Vaan adında yakışıklı bir çocuk; hikâyenin sadece küçük bir parçasını oluşturmakta. Politik entrikalar, ihanetler, ikili oyunlar ve metal iç çamaşırları içerisinde seksi tavşan kızlar… Hikâyenin ilk 15 dakikasında bir düğün, bir imparatorluk istilası, 2 trajik ölüm ve bir yeraltı ayaklanması yaşıyoruz. Muhteşem karakterleri, nefes kesen olayları ve şeytan görünümlü kötü adamları (başbelası yargıçlar) ile FFXII senaryo takıntılı Final Fantasy hayranlarını memnun edecek her şeye fazlasıyla sahip görünüyor.