Oyun Ön İncelemeleri

Final Fantasy XIII

Yirmi yılı geride bırakan, dünya çapında nadir görülecek bir hayran kitlesini peşinden sürükleyen, her yeni oyunu ayrı bir efsane, her yeni haberi ayrı bir bomba olan Square Enix destanı Final Fantasy serisi hakkında ne söylesek, ne anlatsak, hangi ucundan başlasak yeterli olmaz. 1987 yılında, batmak üzere olan bir firmanın ‘Son Rüya’sı olarak ortaya çıkan seri, her biri ayrı güzel, her biri ayrı bağlayıcı, her biri haftalarca, hatta aylarca ekran başına kilitleyen ondan fazla oyunla, türü seven sevmeyen herkese rüya gibi zamanlar yaşattı. Böylesine kaliteli ve kelimelere dökülemeyecek kadar güzel bir serinin, yeni nesil konsollara sıçrama yapması da kimse için sürpriz olmadı. Biz Avrupalı oyuncular henüz Final Fantasy XIII’ün tadını çıkarmaya başlamamıştık ki, E3 2006 fuarında, Square Enix, hayranlarını uzun, zorlu ama bir o kadar da heyecanlı bir bekleyişe sürükleyecek olan yeni projelerini açıkladı: Final Fantasy XIII Fabula Nova Crystallis.


Latince’de ‘Yeni Kristal Hikâyesi’ anlamına gelen Fabula Nova Crystallis, şimdilik Final Fantasy Versus XIII, Final Fantasy XIII Agito ve Final Fantasy XIII adlı üç oyundan oluşuyor. Bugüne kadarki tüm oyunlarında kristalleri ön planda tutan FF serisinde yeni ve heyecan verici, bir o kadar da geniş bir hikâye başlıyor anlaşılan. Esas konumuz FFXIII’e geçmeden önce, Fabula Nova Crystallis ile ilgili biraz bilgi verelim.


AYNI KRİSTALİN FARKLI PARÇALARI


Fabula Nova Crystallis (FNC), ilk aşamada üç adet oyundan ibaret gibi görünse de, aynı evrende geçen yeni oyunların duyurulması an meselesi. Örneğin geçtiğimiz yıl Mayıs ayında logosu gösterilen Final Fantasy Haeresis XIII gibi.


Square Enix Başkanı Yoichi Wada, FNC serisinden hayli umutlu olduğunu, seriyi Star Wars’a benzetip, oyunculukta yeni bir çağ açacağını söyleyerek belirtiyor. Her ne kadar Final Fantasy XIII’ün PlayStation 3 platformuna özel olarak kalacağı kesinleşse de, serinin tamamı PS3’e özel olmayacak. Öncelikle mobil telefonlara çıkacak olan Final Fantasy XIII Agito ve devamında gelecek olan diğer oyunların, Nintendo DS ve Wii gibi platformlarda boy göstereceği tahmin ediliyor. Adı geçmişken, Agito yeni nesil telefonlarda online olarak oynanabilen bir rol yapma oyunu olacak. FNC evreninde geçmesinin yanı sıra, yayınlanan çizimlerde görüleceği üzere okul temasını benimsemesi, meraklı oyuncuları hayal güçlerini çalıştırmaya itiyor. Aynı çizimlerde yer alan, daha önceki serilerde de çeşitli toplum hizmetleriyle takdirimizi kazanan Moogle adlı şirin yaratık da, oyunun yenilikler içermesine rağmen FF ruhunu koruduğunun ispatı gibi (Kupo!).




Final Fantasy XIII AgitoEn az FFXIII kadar merak edilen Final Fantasy Versus XIII’ten (FFVsXIII) bahsedecek olursak, ilk olarak bu oyunun Final Fantasy XVI olmadığını hatırlatmakta fayda var. Ancak hayal kırıklığına uğramanıza gerek yok; çünkü FFVsXIII’ü tüm zamanların en bomba oyunlarından biri yapmaya yetecek kadar faktör bir araya gelmiş harıl harıl çalışmakta. Seriye Final Fantasy V ile giren ve başarısı sayesinde kısa sürede yükselen Tetsuya Nomura, bugüne kadar en sevilen FF oyunlarında görev yaptı. Peki bu dehanın Final Fantasy Versus XIII’te sadece karakter tasarımcısı olarak değil, aynı zamanda yönetmen olarak çalışacağını söylesek? Tetsuya Nomura’nın yönetmenliğini yaptığı Kingdom Hearts serisinin ve FFVII: Advent Children’ın başarısını düşünecek olursak; “En büyük hedefimiz Advent Children’daki savaş sahnelerini olabildiğince Versus’a taşımak!” açıklamasından sonra FFVsXIII’ten beklentilerimizin çıtası bir hayli artıyor. Üstelik beklentilerimizin boyutunun böylesi büyük olmasının tek sebebi Tetsuya Nomura üstat değil. Şöyle bir düşünün; karanlık ve kasvetli bir ortamda, Kingdom Hearts benzeri (Ancak elbette çok daha gerçekçi ve olgun hâli) bir oynanışla gerçek zamanlı, büyülerin ve özel yeteneklerin havada uçuştuğu savaşlar; hem de Çin ordusu gibi kalabalık düşmanlara karşı. Bitmedi! Her yerde bulmayacağınız bir sırrı da burada sizinle paylaşalım; üçüncü kişi görünümlü olarak oynayacağımız aksiyon RPG oyununda, her silahın kendine özgü bir kullanım şekli, kendine özgü kontrolleri ve kamera açısı olacak. Bunun etkileri nasıl olur henüz kestirmek mümkün değil ancak, oyunculukta devrimsel bir yenilik olduğu kesin.


Diğer yandan, FF serisinin takipçileri olarak itiraf etmek gerekirse, her ne kadar FFX’te Auron ve FFXII’de Lord Basch ile Balthier ‘Bezgin karizmatik adam’ stokunu doldursa da, Final Fantasy VIII’deki Squall Leonheart’tan bu yana bahsi geçen karizmatik esas oğlanın özlemini çekiyoruz. Versus ile ilgili henüz çok fazla bilgi yayınlanmamış olsa da, geçen yıl yayınlanan tanıtım videosundan ve Mayıs 2007’deki Square Enix partisinde yayınlanan görüntülerden anladığımız kadarıyla, koyu mavi saçlı, deri kıyafetli, A Takımı’ndaki John ‘Hannibal’ Smith eldivenli ana karakterimiz, hem bezginlik hem de karizma konusunda özlemimizi giderecek gibi görünüyor. Üstelik Nomura’nın açıklamalarına göre, esas oğlanımızla benzer özellikler gösteren bir bayan kahraman da oyunda boy gösterecek. Square Enix yetkilileri tarafından ‘Gelmiş geçmiş en karanlık Final Fantasy’ olarak tanımlanan Versus XIII’ün baş kahramanı da buna hazırlıklı görünüyor. Kılıç, mızrak gibi silahların yanı sıra tele kinetik özelliklere ve büyüye de hükmedebilen gizemli mavi saçlı adamımız, kurşunlardan kaçmak yerine kendi etrafına görünmez bir duvar örmeyi tercih ediyor. Ayrıca Square Enix 2007 partisindeki görüntülerde, en az kendisi kadar karizmatik, ancak kendisinin aksine tepeden tırnağa beyaz giymiş olan bir de düşmanı olduğunu gördük. Genelde siyahın kötüyü, beyazın ise iyiyi temsil etmesine bir gönderme olsa gerek; yoksa aslında o kadar da iyi değil miyiz?




FF Versus XIII’ün esas oğlanı.TAKIMI TANIYALIM


Gelelim esas oyunumuz, Fabula Nova Crystallis’in ilk göz ağrısı olan Final Fantasy XIII’e. Square Enix’in yeni nesil konsollardaki ilk sınavı niteliğindeki FFXIII, birçok kullanıcıya göre Metal Gear Solid 4 ile birlikte en önemli PlayStation 3 başlıklarından biri. ‘Konsol sattıracak oyunlar’ listesinde, Sony’nin belki de en çok güvendiği üçüncü parti yapımcı olan Square Enix’in maddi olarak elde edebileceği inanılmaz kârdan vazgeçerek PS3 exclusive (PS3’e özel) olarak tutmakta ısrar ettiği Final Fantasy XIII, konsolun tüm özelliklerini kullanabilmesi için ‘geç olsun güç olmasın’ mantığıyla 2008’e kadar ertelenmiş durumda. Bu gecikmenin verdiği hüznü biraz olsun hafifletebilmek için, bugüne kadar FFXIII ile ilgili verilen tüm bilgileri, Square Enix Party 2007’de ortaya çıkan en taze detaylar dâhil yazımızda bulmanız mümkün.


Final Fantasy XIII için en iyiler bir araya geldi! Nasıl mı?


Square Enix’in diğer bir klasiği Chrono Trigger’ın yönetmeni, FFVII’nin yönetmeni ve senaryo yazarı, FFVIII’in yönetmeni, FFX ve FFX-2’nin yapımcısı, Kingdom Hearts serilerinin yardımcı yapımcısı ile tanışın; Yoshinori Kitase. Final Fantasy ruhunu en iyi yansıtan oyunlarda imzası bulunan 1966 doğumlu deneyimli yapımcıyı Final Fantasy XIII’te de yapımcı koltuğuna oturup sıradaki isme geçiyoruz. FFVII, FFVIII, FFX, FFX-2 ve Kingdom Hearts serilerinin bizi sürükleyip başka diyarlara götüren senaryolarını yazan Kazushige Nojima, FFXIII’te de bizleri üstün hikayeleriyle büyüleyemeye devam edecek. Görsel öğeler konusunda Tetsuya Nomura üstadın hünerlerini az önce anlattık zaten, tekrarlamaya gerek yok. Final Fantasy serilerinin hayli iddialı olduğu bir diğer öğe olan müziklerin başında da bir diğer üstat var: Nobuo Uematsu. Bugüne kadar aralarında Final Fantasy ve Kingdom Hearts serilerinin de yer aldığı onlarca oyunda müzik yönetmeni olarak çalışmış, besteleriyle yaptığı albümler büyük satış başarıları yakalamış olan Nobuo Uematsu, aynı zamanda Silent Hill serilerinin müzik yönetmeni, bir başka Japon dehası olan Akira Yamaoka ile de yakın arkadaş. Anlaşılan FFXIII, hem görsel hem de işitsel yönden eşeği sağlam kazığa bağlamış. Zaten dedik ya; en iyiler bu oyun için bir araya geldi!BİTMESİN BU RÜYA


“Gidişata karşı koyanların hikayesi!” Square Enix Başkanı Yoichi Wada, Final Fantasy XIII’ü bu şekilde tanımlıyor. E3 2006 fuarında büyük yankı uyandıran tanıtım videosunu izlemeyen yoktur; o zamanlar için imkânsız gibi görünen CGI kalitesindeki görsellerle yapılan gerçek zamanlı savaşlar, yer çekimine meydan okumalar ve daha önce hiç olmadığı kadar esnek hareketler, uzun zaman kendimize gelmemizi engellemişti. Bir yandan bunun mümkün olmadığını düşünürken, diğer yandan “Ya olursa?” şeklinde kendimizi sorgulayıp hayaller kurmamıza neden olmuştu. Gerçek zamanlı savaşlar, inanılmaz görseller, güzel ve vahşi bir kadın. O zamanlar FFXIII dendiğinde aklımıza gelen bunlardan ibaretti. Derken Final Fantasy XII ile tanışma fırsatı yakaladık. Henüz PS2 olmasına rağmen, gerçek zamanlı savaş benzeri ‘Active Dimension Battle’ (Aktif Bölge Savaşı) sistemini hayranlık uyandırıcı şekilde oyuna dâhil etmişti Square Enix. Elbette bir kısım için yenilik iyiyken, bazıları da eski tur bazlı oynanışın olmamasına burun kıvırdı. Öyle veya böyle, FFXII bize, bir Final Fantasy oyununda gerçek zamanlı savaşın nasıl olabileceği hakkında ipucu vermeyi başardı. Geriye sadece o inanılmaz görseller kalıyordu ki, PlayStation 3 çıkıp da hünerlerini sergilemeye başladığında, bize kalan sadece FFXIII için geri saymak olmuştu.
Final Fantasy XIII, Square Enix’in yeni nesil konsollar için tasarladığı White Engine oyun motorunu kullanacak. 2007 yılının başlarında Epic Games’in Unreal Engine’inin de lisansını almış olan Square, bunu daha ileride çıkaracağı oyunlarda kullanacağını açıkladı. İlk olarak PS2 için hazırlanan White Engine, konsolun donanımının yeterli olmayacağına karar verilince PS3’e taşındı. Gelişmiş ses işleme, sinematik ara sahne dönüştürme, fizik hesaplama ve özel efekt ayıklama gibi özelliklere sahip olan White Engine, söylenene göre Cell işlemcisinin yapımcılara sunulan 6 işleme ünitesinden (SPE) 4’ünü kullanacak ve bu sayede neredeyse önceden render’lanmış CGI kalitesindeki görsellerle gerçek zamanlı oynama şansımız olacak.


Savaş sisteminde, Versus XIII’e benzer bir iddia karşımıza çıkıyor: Advent Children’daki savaşların oyun uyarlaması. Bugüne kadar en başarılı savaş sistemlerinden birine sahip olan Final Fantasy X’in savaş yönetmeni Toshiro Tsuchida, FFXIII’te geri dönüyor.Random Encounter adlı, boş haritada gezerken rasgele karşımıza çıkan düşmanların artık FF serilerini terk ettiğini kesin bir dille vurgulayan Tsuchida, bazı düşmanların karakterlerine ve geçmişlerine de eğilebileceklerinin sinyalini veriyor. Ayrıca FFXII’de gördüğümüz, karakterimizi düşmana bağlayan ve oyunun havasını bozan renkli çizgiler de yeni oyunda yer almayacak.


Final Fantasy serilerinin bir diğer vazgeçilmezi olan ‘limit break’, bu sefer Overclock ismiyle karşımıza çıkıyor. FFIX’deki Trance moduyla benzerlikle gösteren Overclock’u aktif ettiğinizde belirli bir süre karakterimiz hariç herkesi yavaşlatıp avantaj sağlamamız mümkün. Summon ettiğimiz yaratıkların da genel çizgileri Jump Festa etkinliğinde belli oldu. Yarı mekanik olan summonlar, sadece savaş esnasında destek sağlamanın tanında başka işlevler de görecek. Motomu Toriyama’ya göre “Karakterler yine summon çağırabilecek, ancak sonrasında olanlar özellikle önceki oyunlara göre hayli değişiklik gösterecek.” En güzel örnek olarak da, Shiva’nın motosiklete dönüşmesi gösterilebilir; Toriyama’ya göre Lightning adlı ana karakterimiz savaş esnasında Shiva’yı sürebilir.Lightning demişken, şu ana kadar oyunla ilgili iki karakter gün yüzüne çıktı. İlki, E3 2006 videosunda aklımızı başımızdan alan ve o günden bu yana hakkında çeşitli söylentiler dolaşan bayan kahramanımız Lightning. Daha çok ana karakterlerden biri olup olmayacağı konusunda yoğunlaşan bu söylentiler, yapımcılar tarafından resmî olarak FFXIII’ün ana karakteri olacağı açıklanınca duruldu. Final Fantasy XIII’ün ana karakteri ile tanışın; Tetsuya Nomura’nın tabiriyle “FFVII’deki Cloud Strife’ın dişi versiyonu” olan, hem kılıç hem de ateşli silah olarak kullanabildiği özel silahıyla düşmanlarına kan kusturan, kızıla çalan saçlarıyla büyüleyici güzellikteki Lightning. Gerçek ismi bu olmasa da, kimliğini gizlemek için Lightning lakabını kullanıyor kendisi. Sol omzundaki sarı işaretler, oyunun geçtiği dünyadaki sosyal statüsünü belirtirken, aslında kristaller tarafından ‘seçilmiş’ kişi olduğu gerçeğini değiştirmiyor.




FFXIII’ün kahramanı Lightning ile tanışın

Final Fantasy serilerinden alışık olduğumuz üzere, güçlülerin güçsüzleri ezdiği, adaletsizliğin, entrikanın, uğursuzluğun ve hatta terbiyesizliğin (?!) hüküm sürdüğü bir dünyada geçiyor yeni oyunumuz. Fabula Nova Crystallis serisinin temeline oturacak olan FFXIII’te toplumun iki katmanı bulunuyor. Hükümetin despot kontrolündeki Cocoon adlı yerleşim merkezi, gelişmiş savunma sistemleriyle korunuyor. Buna karşın Cocoon’un altında yer alan Pulse adlı dünya, Lightning’in de bulunduğu yerleşim merkezi konumunda. Lightning’i seçen kristaller, insanlara kaderlerini değiştirme ve dünyayı istedikleri hâle getirme gücü veriyor aslında. Ayrıca her FF’te olduğu gibi barışın da sembolü konumundalar. Ancak bu kristaller, Pulse vatandaşlarını kendi istekleri dışında çalıştırmak için kullanılmakta. Bilinmeyen bir düşman, kristallere anlaşılamayan bir müdahalede bulununca, Pulse üzerindeki saf kontrolü bozuyor. Pulse sakinleri hükümete karşı isyan bayraklarını çekip adil bir yönetim isteyince, iki ayrı katman arasındaki çizgi de netliğini kaybetmeye başlıyor. Kristallerin Lighting’e ne gibi güçler verdiği ya da Lightning’in bu savaşta hangi noktada yer aldığı henüz belirsiz. Ancak Toriyama’nın açıklamasına göre, oyunun hikâyesi bir grup insanın toplanıp dünyayı kurtarması şeklinde gelişmeyecek. Buna rağmen parti savaşlarının olacağını belirtmekte de fayda var.Jump Festa’da ortaya çıkan diğer karakter ise, Lightning askerler karşısında zor anlar yaşamaya başlayınca motosikleti ve silahıyla gelip yardım eden, bandanalı, sarışın ve iri yarı bir adam. Tanıtım videosunda ‘Mr. 33 cm’ olarak adlandırılan bu sarışın delikanlının, Lightning ile henüz tam olarak açıklanmayan, farklı bir ilişkisi olduğunu da belirtelim. Kovboylara benzeyen tarzıyla vahşi ve karizmatik olan Mr. 33 cm (muhtemelen devasa boyutları dolayısıyla bu lakabı almış), ilginç ve eğlenceli bir şekilde savaşacak.




Sarışın dostumuz burada göründüğünden çok daha iri

SABIRSIZ BEKLEYİŞ


Şimdilik çıkış tarihi 2007 gibi görünse de, Final Fantasy XIII büyük bir mucize olmazsa Mayıs 2008’den önce oyuncularla buluşamayacak. Yine de belki PlayStation Network hizmetinin gelişmesiyle birlikte yıl sonuna kadar oynanabilir bir demo, PS3 sahiplerine bu eğlence okyanusundan tadımlık bir kaşık sunabilir. Öyle ya da böyle, her yeni video ile büyüleyiciliği daha da artan yeni FF oyunu için şimdilik yapabileceğimiz tek şey sabırla beklemek. Kristallerin Yeni Destanı ne kadar büyüyüp genişler bilemiyoruz; ancak bu destanın ilk, Final Fantasy efsanesinin 13. oyunu piyasaya çıktığında, her şeye rağmen neden ‘inadına PS3’ diye tutturduğumuzu herkesin anlamasını da sağlayacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu