Oyun İncelemeleri

Football Manager 2005

Hatırlarsınız, geçenlerde SI Games ile Eidos arasındaki kadim CM kardeşliği
bozulmuş ve iki firma “Al isim hakkını, ver kaynak kodlarımı ve oyuncu
datalarımı” diye bir nevi mal paylaşımı yaparak yollarını ayırmışlardı. Bu
paylaşımda bildiğiniz gibi isim hakkını Eidos almış ve Beautiful Game Studios
ile anlaşarak CM5’i duyurmuştu, o da kısa bir süre içinde piyasada olacak. Bizim
konumuz olan Football Manager 2005 ise SI Games’ in Sega ile yaşadığı aşkın bir
meyvesi.

Birinin adı, diğerinin yapımcısı farklı olsa da piyasaya iki tane CM altyapılı
menajerlik oyunu giriyor. Hangisini baş tacı yapacağız açıkçası tahmin etmek
güç. Belki de CM severler bu iki oyunla “Yenilikçiler” – “Gelenekçiler” diye
ikiye ayrılacaklar. Football Manager (FM) 2005’in, bugün itibariyle Avrupa’nın
birçok gelişmiş ülkesiyle aynı anda ülkemizde de çıkmış olması tabii heyecan
verici. Zannedersem ilk defa bir orijinal oyun tam çıkış tarihinde elimizde
bulunuyor. Oyunun yapımcısının Sİ Games olması da bizim için önemli. SI Games;
1992’den bu yana çıkan 13 CM oyunun yapımcısı ve başlarında da bu sefer SEGA
gibi büyük bir şirket var. Ancak bu oyunu CM’nin devamı olarak görmek şimdilik
hata olabilir. Çünkü Cm5’de yakında piyasada olacak. Eidos’un yapacağı işleri de
yabana atmamamız lazım. CM5’de piyasaya çıktığı zaman oyun dünyası daha önce hiç
görülmemiş bir çekişmeye sahne olacak.

Championship Manager VS Championship Manager

Önceki paragrafın başında belirtmiştim, FM 2005 CM altyapısı üzerine kurulmuş
bir oyun. Yani oyunun oynanış biçiminde ve oyuncuların datalarında köklü bir
değişim yok. Oyunun genel yapısını çoğumuzun bildiğini varsayıyorum. Bu yüzden
yazının çoğunda FM 2005’in, CM altyapısına kattığı yeniliklerden bahsedeceğim.
Eğer yeni bir CM fanatiği adayı iseniz eski oyunların yazılarına göz
atabilirsiniz.

Takımımı seçip oyuna başladığımda fark ettiğim ilk şey arayüzdeki değişiklik
oldu. FM 2005’te o bildiğimiz klasik tasarımdan eser yok. Menülerde mor ve
yakını renkler kullanılmış ve yerleriyle bayağı oynanmış. CM serisinde sağ altta
bulunan aksiyon menüsü sol tarafa daha geniş bir yere alınmış. Demoyu oynayan
herkes bu menünün sol tarafta olmasını yadırgamıştı. Çünkü işlerimizi sağ
tarafta yapınca bir anda sol taraftan onay vermek zaman kaybı yaratıyor. CM
serilerinde sol tarafta bulunan continue, Legues & cups vb butonlar da üst
tarafa alınmış. Neyin nerede olduğunu kafanıza yerleştirmeniz biraz zaman alacak
ancak birkaç saat sonra eliniz doğru yerlere gitmeye başlayacak. Bu konuda
gördüğüm hatalara ilerde değineceğim. Unutmadan üst barın içine bir de arama
motoru konulmuş. Bu anlattıklarım oyuna girer girmez etrafı gözünüzle bir
kolaçan ettiğiniz zaman göreceğiniz değişiklikler. Şimdi geçelim esas
yeniliklere.

Hadi kızlar FM’ye

FM 2005, de oyuncu datalarına baktığımızda ilk dikkat çeken oyuncuların
vesikalıkları oluyor. Türk futbolculardan tanıdık sadece bir –iki tanesinin
resimleri bulunuyor, Avrupa’nın süper starlarının ise genelinin resimleri
eklenmiş. Resimleri dışında oyuncu dataların pek değişiklik olduğunu söyleyemem.
Ama zekalarındaki gelişme gözden kaçmıyor. Gerçek hayatta olduğu gibi kötü giden
işlerde veya verilmiş kötü bir demeçten sonra hemen tepkilerini koyuyorlar ve
takım içinde huzursuzluk doğabiliyor. Aynı şeklide verdiğiniz olumlu demeçlerden
dolayı sizinle gurur duyabiliyorlar. Bu tepkiler ya da destekler yönetimden de
gelebiliyor.

Futbolla politika’nın aslında birbirlerine çok benzedikleri geldi aklıma.
İkisinde de medya ile hiç ilgilenilmiyormuş gibi davranılır ama aslında
kararlarına yön veren hep medyadır. Yani ondan hem nefret ederler hem de onu
severler. FM 2005’te de bu sefer medyanın futbola üzerindeki etkisi göz ardı
edilmemiş. Gazeteciler aracılığı ile gelecek maçta oynayacağınız takım ve
menajeri hakkında yorumlar yapabiliyorsunuz. Aynı şekilde karşı taraf menajeri
sizin ve takımınızın hakkında yorum yapabiliyor. Bu yorumlara karşı ağızlarının
payını vermezseniz ya da kantarın topuzunu biraz fazla kaçırırsanız takım
olumsuz yönde etkilenebiliyor.Yerinde bir cevap vererek de takımın ve yönetimin
güvenini kazanıyorsunuz. Aynı şekilde maç sonlarında da yorum alabiliyor yorum
yapabiliyorsunuz. Bazen Menajerler arasında geçen bu diyaloglar komik bir duruma
gelebiliyor. Mesela siz karşı takımın iyi bir menajeri olduğunu ve takımın fena
olmadığını söylüyorsunuz. Karşı taraftan da sizi ve takımınızı öven bir cevap
geliyor. Sizde buna karşılık karşı takımın menajerini dostunuz ilan ediyorsunuz
o da dostluğunuzu kabul ediyor, sonra siz yine teşekkür ediyorsunuz falan diye
haftalarca birbirinizi övebiliyorsunuz. Yani siz bırakmadıkça karşı taraf sizin
yakanızı bırakmıyor. Ayrıca gazetecilerde sezon içinde birçok kez kapınızı çalıp
başarı oranınızla orantılı sorular yöneltebiliyorlar.

Taktik kısmına da birçok özellik eklenmiş. Artık takımda bir oyun kurucu
belirleyip tüm topların onda buluşmasını, atakları onun başlamasını
sağlayabiliyoruz. Böyle olunca sene içinde 5-6 tane asist yapan orta saha
oyuncularımız her maç skora bağlı olarak ortalama 2-3 asist yapabiliyorlar. Oyun
kurucu olarak seçeceğiniz futbolcunun ya Deco gibi ofansif orta saha ya da
baraja gibi iyi top çıkabilen defansif orta saha oyuncularından seçmeniz yararlı
olacaktır. “Target man” denilen bir diğer yeni özellikle de forvette top
tutabilen oyuncuyla oyun kurup onun faul almasını veya forvetten oyun kurmasını
sağlayabiliyorsunuz. Misal Trabzonspor’un Fatih Tekke ile uyguladığı taktik. Bu
iki taktikte gerçekten iyi düşünülmüş ve iyi aktarılmış. Unutmadan artık her
teknik-taktik işi ayarlayabilmek için kaydırılabilir ibreleri eklenmiş. Bunların
bir bölümü üç seçenekten daha fazlasından yaralanmamızı sağlıyor diğerleri ise
yine üç seçenek sunuyor. Örnek vererek açıklarsak; mesela takımın veya oyuncunun
mantalitesini ayarlarken ibreyi attack ile normalin arasında bir yerde
bırakabiliyorsunuz. Ancak oyunculardan istediğiniz, uzaktan şut gibi
atraksiyonlarda üç seçeneğin arasında bir yeri seçemiyorsunuz.

Yeni eklenen özelliklerden biri de artık oynadığımız futbolun temposunu
ayarlayabilmemiz. Mesela maça hızlı tempo ile başlayıp golün gelişinden sonra
oyunu soğutmak için tempoyu yavaşlatabiliyoruz. Takımınızda yetenekli
futbolcular bulunuyorsa bunların yaratıcılık özgürlüğünü de ibre yardımıyla
ayarlayabiliyoruz. Bir de hani yorumcular defans ile forvet arasında şu kadar
ara olmalı falan diyorlar ya, width ibresiyle onu da ayarlayabiliyorsunuz. Sıkı
markaj yapabiliyor ve defansın sarkık mı yoksa forveti iterek mi oynayacağını
belirleyebiliyorsunuz.

Al gülüm, ver gülüm

Şimdi transfer dosyasını açalım. Öncelikle artık futbolcularınızı kiralık vermek
için onu başka takımlara önerebiliyorsunuz. Böylelikle elinizdeki genç
futbolcuları rahatlıkla başka takımlara kiralayıp yedekler kulübesinde
çürümesini engelleyebiliyorsunuz. Menajerler size önerdikleri futbolcuların
artık birde kasetlerini gönderiyorlar. Futbolcuların 2d maçlardaki
performanslarına bakarak önerilerini değerlendiriyorsunuz. İşe yaramayan
futbolcuları göndermekte çektiğimiz tazminat sorunu da ortadan kalkmış. Aslında
tazminat hala duruyor ama artık bonservisi karşılıklı feshetme şansımız var.
Ayrıca futbolcuların bonservis fiyatlarındaki uçuklukta bir nebze düzeltilmiş ve
gerçek değerlerine yaklaştırılmış.

Asistanımız takımında nerelerde eksik bulunduğunu, takımın lig için yeterli olup
olmadığı hakkındaki düşüncelerini öğrenebiliyorsunuz. Ayrıca asistanın aklındaki
ilk on biri hatta ikinci on biri’de yeşil saha üzerinde görebiliyorsunuz.

Maç ekranı fazla değişikliğe uğramamış. Dikkat çekici yenilik ekranı ikiye bölme
özelliğinin gelmiş olması. 2d maç motorunda ise bariz fark edilebilir
düzenlemeler yapılmış. Mesela artık topumuz tenis topu değil futbol topu. Bu
dediklerim hem şekli hem de topun hareketleri için geçerli. Top artık bir futbol
topu olduğunu hatırlamış. Futbolcular, zekalarını geliştirdiklerini futbol
sahalarında da kanıtlıyorlar. Aralarında top çeviriyorlar, boş adam buldular mı
hemen topu ona atıyorlar, duvar pasları gerçekten çok iyi. Ancak defansif oyunda
ciddi hatalar ortaya çıkabiliyor. Orta sahadaki futbolcuların tacklingleri
yüksek olsa bile çok zor top kapıyorlar. Ayrıca defans oyuncuları da bir numara
olsalar bile büyük hatalar yapabiliyorlar. Ofansif oyundaki en büyük sorun ise
gol atamamak. Süper star forvetler bile kaleci ile karşı karşıya kaldıkları
pozisyonlarda çok fazla gol kaçırıyorlar. Ancak striker tarzı forvetler
finishing değerleri düşükte olsa daha kısa boylu golcülerden daha fazla bu
pozisyonları golle sonuçlandırıyorlar. Birde artık orta saha futbolcuları
önlerine gelen toplara deli gibi vurmuyorlar. Öncelikle boştaki adamı bulmaya
çalışıyorlar. Hatta bazen önleri boş olsa bile vurmuyorlar ve ceza sahasının
içine giriyorlar ve genelde içerde topu kaybediyorlar. Vurdukları toplar ise
kaleyi tutmamışsa genelde yanlardan kaçıyor.

Uzatmalar

Arayüze ve Menülere zaman geçtikçe alışabilsek de çok rahat oldukları
söylenemez. Özellikle bir oyuncuyu transfer çalışmalarında el ayak birbirine
karışabiliyor. Taktik bölümü de çok fazla teferruatlı olmuş. Maç öncesinde
taktik ekranına hiç uğramadan çıktığım maç sayısı oldukça fazladır herhalde.
Benim de üşengeç olduğum doğrudur.

Eskiyi aratan unsurlar var fakat artıların kesinlikle eksileri kapattığını
söyleyebilirim. Anlayacağınız CM havası aynen FM 2005’de sapına kadar solunuyor.
Bundan bir şüpheniz olmasın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu