Football Manager 2011
Ülkemizde bilgisayar kullanımını bilen bilmeyen pek çok insanın, sadece kısa bir tanıtımdan sonra oynayacağı tek oyun belki de futbol menajerliği oyunudur. Spor tarihi olarak basketbolun aralıklı zamanlarını bir kenara bırakırsak, ülkede sadece futbol konuşulup futbol izleniyor, öyle ki spor kanallarında bile programların %90’ı futbol üzerine. İşte bu nedenle her sene çıkan futbol veya futbol menajerliği oyunlarının, oyun oynayan veya oynamayan her kesim tarafından çok beğenilmesi, diğer yapımlara nazaran daha çok eleştirilmesi, üzerine daha çok konuşulmasının sebebi de bu.
Hoş geldin 2011
Yeni yıla girmemize iki ay kadar bir süre kala, 2011 versiyonlu spor oyunları hızla raflardaki yerini alırken, Football Manager da bu kervana katılmaya hazırlanıyor. Türkiye’de ve dünyada Championship Manager ile kıyasıya bir rekabete girerek, her sene daha iyi, daha yeni ve daha farklı sürümler çıkartmak, sanırım her iki firma için de artık sıradan bir durum halini almıştır.
Sevdiği takım ile maçlara çıkıp, güçlü rakipleri yenmek, gerçek hayatta belki daha 10 – 15 sene kazanamayacağı kupaları kazanmak, sahada her bir oyuncuyu koşturmak, şut çektirmek, ve benzeri durumlar bir futbol ülkesine asla yetmiyor, yetmez de. Biz toplumsal yapımız gereği oynattığımız takımları sadece sahada değil, saha dışında da görüp değerlendirmeliyiz, tuşlara basarak şut çektirip, taç attırmanın yanında onlarla konuşmalı, onları dinlemeli, antrenmanlarına karışmalıyız. Sadece oyucularla değil, o takımın başkanıyla, fizyoterapisti ile, yetenek avcısı ile konuşup bu takım için iki üç tuşa basmaktan daha fazla ne yapabileceğimizi keşfetmeliyiz. İşte bu yüzden futbol oyunlarını çok sevsek de, menajerliğe ayrı bir yer veriyoruz.
Football Manager 2011’in bu alanda ne kadar öncü ve yenilikçi olduğuna dair bir açıklamaya gerek olduğunu sanmıyorum. Az önce de bahsettiğim gibi alanında sadece tek bir rakibi olan ve çevremdeki insanlardan aldığım yorumlar neticesinde de belki %51’e %49 üstünlüğü bulunan bir oyun. Sports Interactive bunu her sene, bir önceki seneden daha ciddi bir çalışma ile başarıyor. Peki bu sefer bizlere neler hazırlamışlar, bir bakalım.
Küçük detay, adamı mutlu eder
Yeni oyunun, ana hatlarıyla seriye bağlı kaldığını söyleyebiliriz. Menülerin görünümlerinde çok ufak değişiklikler mevcut. Yazılar biraz küçültülmüş, arka plan renkleri değiştirilmiş (örneğin üst kısımdaki takvim gibi). Bu oyuna biraz daha klas bir hava katmış açıkçası. Yeni başlangıç yaptığımızda, ülke seçimleri bölümünün de değişmiş olduğunu görüyoruz. Artık ülkeler bize soldaki bir liste olarak değil de, kıtalara ayrılmış ekranı kaplayan bir liste olarak geliyor. Bu güzel yenilik sayesinde listeden isim sırasına göre ülke aramak yerine, seçimlerimizi daha rahat şekilde yapabiliyoruz. Profil oluşturma ekranı da 2010 benzeri bir yapıda, yine resim ekleme özelliğimizin yanında diğer özellikler de mevcut. Önceki oyundan farklı olarak artık Twitter veya YouTube hesaplarınızı oyuna bağlayabiliyorsunuz.
FM 2011’e başlayıp menajerlik ekranına geldiğimizde, buradaki tek değişiklik, sağ tarafta bulunan haber bölümü. Gelen tüm haberi içeren bu bölümde artık haberin başlığı ve konusu ile ilgili kısa bir özet yazmakta. Kontrat önerme ekranında görsel değişikliğin yanında artık oyuncunun istediği imza parası ile haftalık ücreti, kontrol ettiğiniz takımın yönetiminin izin verdiği miktar ile sistem eşleştirip, önerdiğiniz teklifin yönetimce olumu karşılanıp karşılanmayacağını o sırada haber veriyor.
Böylelikle sözleşme önerip 3 gün bekledikten sonra “Yönetim teklifinizin bu oyuncuya göre çok yüksel olduğunu düşünüyor” gibi sinir bozucu mesajlarla karşılaşmıyorsunuz ve artık teklifinize karşılık oyuncunun verdiği yanıt hemen geliyor. Antrenman bölümde eski sistemin yanında artık oyunculara ekstra olarak 14 farklı yetenek üzerinde yoğunlaşma isteğinde bulunabiliyorsunuz. Kişilerle etkileşim konusunda da gelişmeler var. Artık yönetim ve yardımcılarınızla konuşacak daha fazla konunuz olduğu gibi, oyuncularla da özel olarak konuştuğunuzda daha önce var olmayan birçok yeni seçenek eklenmiş. Öyle ki artık tecrübeli bir futbolcuya, genç bir yeteneğe akıl hocalığı yapmayı bile önerebiliyorsunuz.
Oyunun mekaniğinde çok değişiklik yaşanmasa da en etkileyici yeniliklerden bir tanesi, dinamik lig şöhreti olmuş. Artık oynadığınız takım ne kadar başarılı ve güçlü olursa, takımın bulunduğu lig de futbolcularının gözünde o oranda etkileyici oluyor. Yani bir Türk takımı ile 2 sene art arda şampiyonlar ligi finali oynayıp birinde de kupayı kaldırırsanız, o zaman Cristiano Ronaldo’nun sizin liginizde oynama ihtimali 2 sene öncesine göre daha çok artıyor. Maçlardan önce çıkan, takım seçme, taktik belirleme, takım konuşması gibi seçeneklerin olduğu süreçte bir de maça hazırlık aşaması eklenmiş. Burada maç öncesi oyuncularınızla üç değişik takım dağılımı üzerinde fikir yürütüp, belli taktiklere odaklanabiliyorsunuz. Belirlediğiniz sahaya dağılış düzeni ve taktikler hakkında takımın fikrini hemen alıyor ve o maçta takımınız için en iyi yolu seçebiliyorsunuz.
Oyunun pasif kısmından aktif kısmına geçiş yapacak olursak, maçlarda 1-2 ufak, ama işe yarar değişiklik yapılmış. Artık gece maçlarını gerçekten gece oynuyoruz. Işıklandırmaların sahadaki etkisini hissedebiliyoruz. Bunun yanında oyuncu modellemeleri, stadyum ve gol sevinçlerini de kapsayan 100’ün üzerinde yeni animasyon da mevcut. Ancak sisteminden dolayı maçları 3D izleyemeyenler için klasik 2D’nin yanında, yine stadyum efektlerini gösteren, zeminin durumunu daha iyi anlayabileceğiniz ikinci bir 2D seçeneği de mevcut durumda. Maç devam ederken müdahale edebileceğiniz seçeneklerde de artış var. Oyun gidişatına göre takımına geriye yaslanma, kanatlara açılma veya topu ayakta tutmak gibi talimatlar verebiliyorsunuz.
Maç sonucu
Toparlamak gerekirse, FM 2011 yine iddialı yeniliklerle geliyor. Elbette şu an için net bir şey söylemek haksızlık olur, ezeli rakibi Championship Manager’ın bu yenilikler karşısında nasıl tepki vereceğini de görmek gerekir. Şurası kesin ki FM, bu sene için değişimi farklı bir yöne taşımış. Oyundaki tüm detayların üzerinde durmuş olsa da en büyük payını etkileşim özelliği almış gibi duruyor. Sonuçta futbolun top ve kaleden ibaret olmadığını, onu oynayan ve oynatan kişiler arasındaki iletişimin de önemini hesaba kattığını artık bize açık olarak anlatıyor. Açıkçası ben gördüklerimden mutlu bir şekilde yeni oyunu bekliyorum. Bakalım bu sezon ezeli rekabette neler yaşacağız?
Hepinize iyi oyunlar.