Oyun İncelemeleri

Forbidden Siren

Korku oyunları türüne Resident Evil ve Silent Hill’in ambargo koyduğu şu dönemde, yeni çıkan korku oyunlarının bu oyunlar karşısında şansları çok az oluyor. Bunun sebebi elbette kalitesiz olmaları değil, sadece oyun dünyasına çok büyük bir yenilik sunamamalarıdır. Fatal Frame, Clock Tower gibi oyunlar her ne kadar çok başarılı yapımlar olsa da, yine de pek fazla tutulmamalarını buna bağlayabiliriz. Tabi bunun yanında tamamen kendine has özelliklerle donatılmış korku oyunlarıyla da karşılaşabiliyoruz; Nintendo’nun Eternal Darkness: Sanity’s Requeim adındaki baş yapıtı gibi. İşte Sony’de Eternal Darkness kadar olmasa da çok başarılı ve daha önce hiç denenmemiş şekilde bir korku oyunuyla karşımıza çıktı. 

Forbidden Siren adındaki muhteşem oyun; film kalitesinde konusu, ilginç oynanış şekli ve atmosferiyle bu tarzı seven her oyuncuyu kendisine bağlayacak kadar kaliteli. Siren geçen yıl Japonya’da piyasaya çıktı ve oldukça iyi bir satış rakamına ulaştı. Sony aynı başarıyı hiç kuşkusuz Amerika ve Avrupa pazarında da yakalayacaktır; çünkü gerçekten çok etkileyici bir yapım.

Olaylar, küçük bir Japon kasabası olan Hanyuda’da geçiyor. Kasabada her 30 yılda düzenlenen gizemli bir seremoni ile tapınma gerçekleştiriliyor; fakat bu defa işler hiç de yolunda gitmiyor ve bir deprem meydana geliyor. Deprem sonrasında seremoni bozuluyor ve kasabanın etrafı kırmızı renkli bir sıvı ile kaplanıyor. Yetmezmiş gibi kasabadaki 10 kişi haricinde herkes Shibito denilen korkunç yaratıklara dönüşüyor. Kasabada hayatta kalan bu kişilerin ise tabi ki tek amaçları hayatta kalmak, onları amaçlarına ulaştırmakta bizlere düşüyor. 

Siren, toplam 3 günlük periyottan oluşuyor, oyunda 78 kısa görev ve 10 karakter bulunuyor. Karakterlerin çoğu birbirinden bağımsız ve her birinin köyde bulunma sebepleri birbirinden farklı. Öğrenciden öğretim üyesine, ruhani liderden madenciye kadar bir çok değişik karakteri yönetiyoruz; hepsi de Shibito denilen yaratıklardan kurtulmak amacında, fakat yaratıklardan kurtulmak o kadar da kolay değil. Shibitolar bir çeşit zombi olsalar da, oldukça zeki ve güçlüler. Bu yaratıklarla silahsız karşılaşırsanız ve köşeye sıkışmışsanız kurtulma şansınız hemen hemen hiç yok. Eğer onların yakınında iseniz ya ellerindeki bıçak vb silahlarla size saldırıyorlar ya da boğazınızı (hem de tek elleriyle) sıkarak sizi öldürmeye çalışıyorlar. Onlardan ne kadar uzak durursanız sizin için o kadar iyi derim. Uzak durmakta bir süre sonra sizi kurtarmaya yetmeyecek; çünkü genellikle evlerin tepelerinde olan uzun menzilli tüfeklere sahip Shibitolar sizi gördükleri an avlıyorlar. Üstelik nişancılıkları da oldukça iyi; eğer görüş açıları dışına çıkmazsanız iki kurşunda sizi öldürüyorlar. 

Tabi onlar bu kadar avantajlıyken bizimde elimiz armut toplamıyor. Bizde çeşitli bıçak ve silahlara sahibiz; fakat bunlar sadece geçici çözümler. Bu silahlar Shibitoları öldürmeye yetmiyor, onları sadece geçici bir süre için etkisiz hale getiriyor. Birkaç dakika sonra bu yaratıklar yeniden dirilip size saldırmaya başlıyorlar. Yapmamız gereken, onlara görünmeden görevleri tamamlamaya çalışmak. En büyük yardımcımız Sightjacking (görme gücü) denilen bir çeşit güç olacak. Bu güç sayesinde gerek Shibitoların gerekse de kasabada ki diğer insanların gözünden bulundukları yeri görebiliyoruz. Sightjacking özelliğini L2 tuşu ile
kullanabiliyoruz. Sağ analog stick ile de bulunduğumuz çevredeki insan veya Shibitolar’dan bu özelliği üzerinde kullanmak istediğimizi seçebiliyoruz. Bu sistem dahice düşünülmüş ve oyuna aktarımı da çok iyi yapılmış. Yalnız sizin için değil, eşlik ettiğiniz karakter için de hayati önem taşıyor. Eşlik ettiğiniz karakterler çoğunlukla bayan ve zayıf karakterler, onlara daha fazla dikkat etmelisiniz; çünkü onlar öldükleri an görev başarısızlıkla sonuçlanmış oluyor ve anında oyun sona eriyor. Yanınızdaki karakterler genellikle size bağlılar, bu karakterlere bekle, koş, benimle gel gibi emirler verebiliyorsunuz. Zayıf olduklarından siz herhangi bir Shibito ile savaşırken, onlar olan biteni uzaktan izlemeyi tercih ediyorlar. İlk bakışta biraz sinir edici gelebilir; ama dediğim gibi genellikle zayıf olanlar çabuk yaralanıp ölebiliyorlar. 

Bir başyapıt olabilirdi

Evet, Forbidden Siren bir baş yapıt olabilirdi; ama grafik ve oynanabilirlikteki bazı hatalar oyunun o muhteşem havasına biraz da olsa gölge düşürüyor. Öncelikle grafikler kendisi ile aynı zamanda çıkmış birçok oyunla kıyaslanınca oldukça geride kalıyor. Oyunun genel grafik kalitesi aynı zamanda çıkmış birçok oyunla kıyaslanınca oldukça geride kalıyor. Buna karşılık karakterlerin yüz detayları da inanılmaz derecede gerçekçi görünüyor. Bazen gerçek mi yoksa oyun mu diye şaşırdığınız bile oluyor; zaten bütün karakterler gerçek insanların yüz detaylarının bir çeşit yüz scanner’ı (tarayıcı) sayesinde taranıp tüm ayrıntılarının oyuna aktarılmasıyla yapılmış; fakat karakterlerin yüz detayları dışındaki diğer bölümleri pek de kaliteli sayılmaz. 

Çevre dizaynları da çok kötü, kaplamalar oldukça bulanık ve ayrıntıdan uzak görünüyor. Aslında çok dikkat etmediğinizde göze batmıyorlar; çünkü gezdiğiniz yerler el feneriniz yoksa oldukça karanlık. Bir de sis eklenince görüş açınız iyice düşüyor. Anlayacağınız grafikler sizi pek fazla rahatsız etmeyecek. Oynanabilirlikte ki küçük sorunlar bazen sıkıcı olabiliyor. Karakterimiz hiç de esnek değil, ona yön vermek bazen zor olabiliyor. Ani dönüşler yapmak istediğinizde veya Shibitoların yanından sıyrılıp geçmek istediğinizde bunun farkında olacaksınız. Yine yakın dövüş silahlarını kullanmak çok kolay olsa da, tabancaları kullanmak zor olabiliyor. Özellikle uzun menzilli tüfek ile yakınınızdaki düşmanları vurmada oldukça zorluk çekiyorsunuz. Bunun yanında uzaktaki düşmanları vurmakta (onlar izin verirse) hiçbir zorluk çekmiyorsunuz. 

Grafik ve oynanabilirlikte bazı sorunlar olsa da sesler tam tersine muhteşem. Karakterlerin seslendirmeleri çok iyi, bunun yanında silahların sesleri de aynı derece de muhteşem. Müzikler ise Silent Hill’deki kadar korkunç ve sizi oyunun atmosferine tamamen sokuyor. Hatta gece oynarken ışıkları açık bırakacaksınız desem yeridir (Ben öyle yaptım). 

Forbidden Siren, bu türü seven her oyuncunun alması gereken çok kaliteli bir oyun; eğer bu tür oyunlarda aksiyondan çok macera unsurunu göz önünde bulunduran oyunculardansanız Siren tam size göre…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
  • Prey
Başa dön tuşu