Oyun İncelemeleri

Forza Motorsport 3

Forza Motorsport’un birincisi ve ikincisi birkaç yıl önce piyasaya çıkmış ve yarış oyunları tarihine, isimlerini altın harflerle yazdırmışlardı. Forza 2, atasından bile daha çok beğenilmişti. Bunda müthiş süper spor otomobiller kullanma imkanı kadar, günlük hayatta rastlayacağınız pek çok otomobili, gerçekçilik potasında eritip kombine etmesi rol oynuyordu. Ford Focus, Retro bir model olan Chrsyler PT Cruiser, otoyol yarışçılarının gözdeleri Subaru Impreza ve Mitsubishi Lancer Evo, Ford Mustang, Dodge Viper ve elbette rüya otomobiller Porsche Carrera GT, İsveçli Koenigsegg, Ferrari ve lüksün son noktası Bentley Speed 8, Forza 2’nin büyük başarılarında önemli yer tutuyordu.

Otoritelerin birçoğu daha iyisi yapılamaz, tarihin en iyi yarış simülasyonlarından biri darken inanılmaz olan şey gerçekleşti ve daha iyisi yapıldı: Forza Motorsport 3. Üstelik akıl almaz bir otomobil portföyü ve daha nicesiyle birlikte.

Nefesler tutuldu ve yarış başladı!

Önce şunu söylemeliyim ki; daha önce görülmemiş sayıda otomobil kullanma şansınız mevcut. 50 farklı geliştiriciden 400 farklı araçlık bir yelpazeye sahipsiniz. Daha da iyisi bu 400 aracı, 100 farklı pistte kullanabiliyorsunuz. Sürprizleri saklamayı pek beceremem, o yüzden şunu da ekleyeyim: Bu listenin içerisinde arazi araçları da mevcut. Elbette arazi araçlarını kullanmakta asıl nokta hız değil, engelleri en akıllıca ve kısa sürede atlatabilme beceriniz olacak.

400 farklı araçtan bahsetmiştik, araçlardan her birini, dilediğiniz gibi boyayabilir, modifiye edebilir, turbo taktırabilir ve motoruyla ilgili çeşitli ayarlamalar yapabilirsiniz. Kişileştirme seçenekleri sınırsız seviyede. Üstelik bu modifikasyonları yarış tiplerine uygun setler halinde düzenleyebiliyorsunuz. Circuit, oval, Drag, Drift gibi yarış tipleri, farklı yetenekler gerektiriyor. Le Mans 24 saat yarışlarında dahi direksiyon sallamak mümkün oluyor. Le Mans yarışları dayanıklılık bazlı olduğu için, burada yapacağınız geliştirmeler kilit rol oynuyor.

Xbox Live bağlantısı da, size sürekli güncellenen bir içerik sunuyor. Hatta, Live bağlantısı sayesinde, hiçbir markaya ait olmayan, kendi aracınızı yaratabiliyorsunuz. Her bir parçası size ait olan, yepyeni bir tür yaratmaya ne dersiniz? Bu tür; BMW X6 gibi bir S.U.V, Coupe ve yarış otomobili melezi bile olabilir. Ben bu fikre -bir yarış sever ve otomobil tutkunu olarak- harika diyorum. Bir sürprizim daha var. Eminim otomobil tutkunları, yeni Ferrari modeli 458 Italia hakkında bir şeyler duymuştur. Bu otomobil de, indirebilir içerikler arasında bulunuyor.

X360’ın incisi

Gerçekçiliği bu kadar üst seviyede olan bir yapımın, çok zor olduğunu düşünebilirsiniz. Ama bence bu fikirden vazgeçin. Çünkü herkese uygun bir zorluk seviyesi bulunuyor. Üstelik en kolay seviye bile, gerçekçilikten nasıl oluyorsa minimum ödün veriyor. Oyun yapımcıları bir de büyük ayıp(!) etmişler. İnsan ilk yarışında Audi R8’in direksiyonuna geçer mi? Geçiyor ve sonra bu otomobili elde etmek için deliler gibi savaşıyorsunuz. Harika bir motivasyon olduğunu söyleyebilirim. Asıl bomba Bugatti Veyron ile tanışmaya hazır olmanızı öneririm.

Otomobillerin elektronik sistemlerini devre dışı bırakabiliyorsunuz. Bu fazlasıyla zekice bir hamle. Yarış severler, elektronik koruyucu meleklerden pek hazmetmezler. Benim gibi güvenlik saplantılılar içinse olmazsa olmazdır. ESP’yi (Electronic Stability Programı) devre dışı bıraktığınızı düşünün. Virajlarınızdaki hızınız katlanıyor, ama yol dışına çıkıp, takla atma riskiniz de aynı seviyede çoğalıyor.

Otomobil satın alırken farklı alternatifleriniz bulunuyor: Bunlardan ilki Retro. Retro’yu geçmişten kopup gelen tasarımların, modern versiyonları olarak adlandırabiliriz. Realistic ise günümüz otomobillerine yapılan mantıklı dokunuşları içeriyor. Bir de anime seçeneği var, ama onun hakkında konuşup, sürprizi bu sefer mahvetmek istemiyorum. Tek söyleyeceğim şey tam bir zevk bombası olduğu.

Arabayı cilalamak lazım!

Forza 3’ün grafikleri konusunda, çok aramama rağmen bir açık bulamadım. Modellemeler, muhteşem yapılmış ve kendinizi gerçek bir otomobil kullanıyor gibi hissediyorsunuz. Üstelik bu yalnızca dış tasarımlar için değil, iç konsol içinde geçerli. Direksiyonun üzerindeki düğmeler bile unutulmamış. Daha önce bahsettiğim onlarca pistin, atmosferi de bu grafiklerden payını alıyor. Manzaralar o kadar hoş ki, yarışı unutup dalabiliyorsunuz. Ağaçlar olsun, yollar olsun, köprüler olsun hiçbiri baştan savma değil. Ara videolar da bu kaliteye ayak uyduruyor.

O kadar fazla yarış pisti ve seçeneği var ki; eğer hepsini bitireceğim derseniz 40-50 saat arası bir oyun ömrüne hazır olmanızı öneririm. Kamera açıları da bu pistlere uygun yapılmış ve araç köprüden sıçradığı anda adeta bir sinematik gibi devreye giriyorlar. Ne yazık ki kameralar, bazı yanlış açılarla oyunun tek zayıf noktasını da oluşturabiliyorlar. Kamera açıları dışında bir eksiklik yakalamak ise hemen hemen imkansız.

Sonuç olarak, yarış simülasyonu seviyorsanız, hadi onu geçtim yarış simülasyonlarını oynanabilir buluyorsanız, bu yapımı mutlaka denemelisiniz. Kesinlikle pişman olmayacağınız, hayallerinizin otomobillerini kişiselleştirebileceğiniz harika bir deneyim. Tarihin en iyi yarı simülasyonları arasında ilk üçe girdiğini söylesem, abartmış olmam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu