Fantazi romanlarının türkçe çevrilerinin iyi satış grafikleri yakalamasından sonra iyice cesaretlenen kitapevi sahipleri fantaziseverlere yeni kitaplar sunmak için kolları sıvadılar. Fakat şimdi önlerinden büyük bir sorun var ; doğru kitap seçimi. Zannetmeyin Wizard’s of the Coast’tan hatta ejderhamızrağından, unutulmuş diyarlardan , ravenloft’dan çıkacak her kitap iyi olacak. Sonuçta wizard bu işten para kazanmayı amaçlayan bir şirket.
Ejderha Mızrağından beş para etmeyecek çok kitap sayarım size, hatta bence şu an türkçeye yeni çevrilmiş Yaz Alevi Ejderhalarından sonra gelecek olan fifth age romanlarının topu çok kötü. Fifth age’ de ansalon’a dev ejderler geliyor, onlar “tanrıcılık” oynamaya başlıyor. Fikir mükemmel, sonuç ise berbat.
Yazının sonunda bir roman listesi var
(Sayıyım mesela tüm Tales Serisi, aman tanrım bir sürü okudum, tek aklımda kalan Sturm’un Solace’a gelişi ve cataclysm’in düşüşünden hemen sonra Lord Soth’un Library of Palanthas’da birilerine yardım etmesi, Raistlin’in mage’in tekine lightning bolt atması. Bir ara hatırlatın size Lord Soth’un Thakisis’in son yalanlarına kanmayıp huzura kavuşmasını anlatayım)
Zaten ne oyun sistemi ne de romanları başarılı oldu. Margaret Weis ve Tracy Hickman allahtan olaya son noktayı koydu.
Wizards romanları genel anlamda bakalım , bir çırpıda okunacak hafif romanlardır. Yazarlar “core rules”denen kapanlara kısılmışlardır. Bir büyücü kılıç kullanmaz ( eline alınca kafalarına yıldırım düşebilir belki), savaşçılar ateştopu atamaz. Rahip ve büyücü gibi iki farklı kavram olmak zorundadır. Büyüler geceleri ezberlenir, büyü dışavurulunca (cast nasıl çevirilir bilemedim, büyü yapmak kötü geldi), hafızadan silinir. Küçük istisnalar olsada bütün tsr kitaplarında böyle iğrenç kalıplar vardır.
Her campaign setting ‘de ( her diyarda diyelim, diyar => ejderha mızrağı, ravenloft) büyük olasılıkla bir ana seri vardır. Ana yazar vardır demek daha doğru olur. Dragonlance’i Margaret Weis ve Tracy Hickman götürür. Forgotten Realms ‘ın babası Edwood Greenwood’tur. Salvatore ve Elina C. diğer önemli yazarlarıdır. Darksun’ın yaratıcısı Troy Denning’dir.
Bazen kitaplar sadece psikolojik nedenlerle yazılıyor. Örnek vereyim, Maquesta Kar Thon , Knights of the Crown. Bu maquesta bilmem kaçıncı chronicles kitabındaki kıvırcık saçlı gemi kaptanı, allahım bu roman çok kötü. Ama kötülükle birinciliği kimseye vermeyecek bir kitap var ( tabiki şahannıranın kılıcı var hakkını yemeyeyim : doğan görünümlü şahin gibi bir roman ) KNIGHTS OF THE CROWN, ismi ne güzel değil mi? Habakuk’un emrinde çarpışan Taç Şovalyeleri. Kitabı açıyoruz okuyoruz aman tanrım bu romanda büyü yapabilen bir yüksek seviye hırsız var. Bıkmadan usanmadan okuyoruz, a şovalye yok. Romanın son sayfası kahramanımızın son cümlesi : Ben şovalye olucam!
Kitaba verdiğim 5 dolara mı yanayım, harcadığım zamana mı yanayım bilemiyorum.
Bu anlattıklarımdan ne çıkarıcam derseniz, anafikir şudur. Önünüze genel kitaba para vermeyin , seri , diyar ismine güvenmeyin.
9 sene oldu hala bana soruyorlar FRP ne demek diye. Bazı arkadaşlarımız sağolsun süper yazılar yazıyorlar dergilere internet sayfalarına. Hele bir yazılı basınımız var bu kadar bilgili ve ahlaklısını görmedim. Hayır gazeteciler kötü niyetli de bre kardeşim niye öyle yazılar yazıyorsun sen? Ordaki adamlarla şöyle bir dialog geçiyor.
A: Abi bu frp nasıl bişiy ya anlatsana biraz?
B: Ya abi böle elfler var. Elf türkçe peri demek esasında. Bunlar böyle çok nazik, şair ruhlu, doğaya aşık tipler. Ağaçların tepesine filan çıkıyorlar, ormanı çok seviyorlar. Fiziksel olarak da mükemmeller. Bir kere çok güzeller, kılsızlar, yani sakalları yok. Saçları ipek gibi ,elleri pamuk gibi. Çok uzun yaşıyorlar.
A: Olm ne diyorsun sen, kılsız, şahir ruhlu filan, i.ne lan bunlar!
B: Yok olm erkeği de var kızı da var. Bak cüceler var onlar da acaip bir ırk, böyle demir gibi sertler. Sakalları ile övünüyorlar, hatta kadınlarında bile sakal var.
A: Alo kime diyorum ben , kandırmışlar koçum seni onlar kadın değil ya, E5 ‘de de var onlardan.
B: Bak d&d sistemi var. Zarlar var, olasılık hesaplıyorsun. Atıyorsun vurdun mu vuramadın mı hesaplıyorsun şipşak.
A: Ya git başımdan sapık mısın nesin ya bir soru sordum pişman oldum kardeşim bu ne rezilliktir.
