Dünya dijital oyun sektörüne yön veren ve 1970’den beri işin içinde olan dünyanın en tanınmış oyun tasarımcılarından biri Don Dawlow Global Game Jam etkinliğinin açılış konuşmasını yaptı. Aşağıda bu konuşmanın metnini bulabilirisiniz.
Sizlere GGJ Türkiye’ye hoş geldiniz demek istiyorum. Gördüğünüz gibi bu videoda Ankara’da değil, San Francisco’dayım. Sizlere GGJ, Türkiye’deki oyun geliştirme çalışmaları, ön-kuluçka merkezi ve bu hafta sonu boyunca yapacaklarınız hakkındaki yorumlarımı ileteceğim.
Burada Goldan Gate köprüsünde dururken Ankara ve San Francisco’yu, benzerliklerini ve farklılıklarını düşündüm. Aynı olan özellikler, ikisinin de harika şehirler olması. Öğrencilerinin yeni oyunlar geliştirdiği büyük üniversitelere sahip olmaları. Tüm bunlar bu iki kenti birbirine bağlıyor. Farlılıkları ise, San Francisco’nun aksine Ankara’nın ve Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişleri olması. Bu tarihleri boyunca da bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve tıpkı bu hafta sonu olacağı gibi bir çok farklı insanın bir araya getirmiş olmasıdır.
Sizlere sağlanan tüm olanaklardan anladığım kadarıyla, Ön-kuluçka merkezi ve üniversite sizlere oyun geliştirmek için harika bir ortam sağlıyor. Bence de oyun ön-kuluçka merkezi kavramı çok büyük bir potansiyele sahip durumda.
Sizlere GGJ hakkında nasıl yorum yapmam gerektiğini düşündüğümde aklıma ilk gelen kelime “perspektif” oldu. Nereden, nasıl ve hangi açıyla baktığınıza bağlı olarak cisimleri olduklarından farklı görebilirsiniz. Sanatçılar ışığın, gölgenin ve açının objelerin görünümü üzerine olan etkisini anlar. Fakat bizlerde sanatçıların perspektif anlayışından her durum için birden fazla düşünce tarzı olabileceği, sorunların birden fazla çözüm yoluna sahip olabilecekleri sonucunu çıkarabiliriz.
Peki, bu durumun Global Game jam ‘deki örneği nasıl olacak? Önemli olan karşınızda sorunu açıkça görünen yoluyla çözmek değil, perspektifinizi değiştirerek başka, açıkça görünmeyen, kolayca düşünülemeyen çözüm yolları bulabilmektir. Böylece ürettiğiniz yeni ve yaratıcı olacaktır.
Oyunlarda en çok sevdiğimiz kısım duygularımıza da hitap etmesi. Peki duygulanmamızı sağlayan nedir? Müzik ve ses oyunla aramızda bağlantı kurmamızı sağlar, böylece oyunu daha güçlü kılar. Bir oyundaki en heyecanlı an oyuncunun ekrandaki karakterle ilişki kurabildiği andır.
Bu sunuma hazırlanırken ODTU ve üniversite bünyesinde yapılan çalışmalar hakkında bir çok dokumana ulaşma sansım oldu. Gördüm ki harika bir akademik programa sahipsiniz. San Francisco’da şehre ve halka büyük katkıları olan, kendine has bir ruhu olan ve bunu tüm şehre yayan bazı geleneksel üniversitelerimiz var. Ben, ODTU ve Ankara içinde aynı durumun geçerli olduğunu düşünüyorum.
Düşüncelerin, çalışma gruplarının ve konseptlerin kuluçka sürecinden geçmesi fikrine çok inanıyorum. Çünkü bütün fikirlerin bir oyun ya da şirkete dönüşmeden önce zamana ihtiyaçları vardır. ATOM da gerçekleşecek bu kuluçka dönemi sayesinde sadece yeni teknolojiler geliştirilip, yeni şirketler kurulmayacak, bunun yanında beklide yeni türlerde oyunlar geliştirilecek. Tüm bunlarda kulağa çok heyecan verici geliyor.
10 yıl önce, Discovery Channel ile birlikte Byzantine isimli oyun üzerine çalışırken çok eğlenceli bir tecrübe yaşadım. Discovery Channel’dan bir kişi Turkiye’ye ziyarete geldi ve İstanbul, Efes ve birçok yeri gezdi. Döndüğünde Türkiye’ye tümüyle çok sevmişti ve Anadolu’nun batılıların hiçbir zaman anlayamayacağı kültürel, mimari ve tarihi bir birikime sahip olduğunu söylemişti. Bunlar da bizi Byzantine oyununu yapmaya götürdü. Bu oyunun geliştirimi aşamasında Discovery Channel bizlere oyunun taşıması gerek 4 özellik vermişti. Bunlar:
– Oynaması eğlenceli olmalı
– Oyuncuları oyunun geçtiği mekânlara çekmeli, görme isteği uyandırmalı
– İstanbul ve Türkiye’nin kültürel hazinelerine saygılı olmalı
– Türkiye’ye gelerek Efes harabelerinin o zamana kadar hiçbir yer için yapılmadığı kadar detaylı bir şekilde modellemesinin yapılması
Bu oyunla ekibimiz yılın en iyi ürünü, en iyi oyunu ve en iyi hikâyesi ödülünü kazandı. Bu başarının sebebi herkesin kültürüne, tarihine hayran olduğu ve çok sevdiği bir ülkenin hikâyesini içeren bir oyun yapmıyor olmasıydı. İşte bu yüzden GGJ 2009 Türkiye açılış konuşmasına davet edildiğim için çok gururluyum.
GGJ’yi özel yapan takım ruhunu yaşayacak olmanız. Herkesin birbiriyle düşüncelerini paylaştığı, birbirlerinin fikirlerine katkıda bulunduğu ve hep birlikte beyin fırtınası yaptığı bu ortamı yaşamak çok özel. Bizler 1970 ve 1980’lerde oyun geliştirirken bir kişi her işi yapardı ve bu yüzden takım ruhunu yaşamadık. Sizlerin GGJ ‘de yaşayacağı takım olarak çalışma şansı hem eğlenmenizi sağlayacak hem de daha kaliteli oyunlar geliştirmenize olanak sağlayacak.
Beni etkinliğinizin açılışına davet ettiğini için teşekkür ederim. Umarım çok eğlenceli bir hafta sonu geçirir ve çok güzel oyunlar geliştirirsiniz.
Don Daglow Kimdir?
