80’li yılların vazgeçilmez klasiklerinden olan Hayalet Avcıları’nın günümüzde pek esamesi okunmaz oldu. Bizler küçükken, internet gibi insanın ufkunu genişleten bir icat olmadığı için hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan isimlerin başında gelirdi Hayalet Avcıları. Birbirinden komik ve eğlenceli dört karakterin, sırtlarına taktıkları küçük çapta nükleer faciaya yol açması muhtemel silahlarla, hayaletlerin peşine düştükleri çok eğlenceli bir filmdi. Korku temalı olmasına karşın, bol esprili diyalogları ve sanki hayalet avlamaya değil de, haşere ilaçlamaya gider gibi giyinip kuşanan ekibin maceraları gülmekten kırar geçirirdi.
Nereden nereye…
Şu zamana kadar, Ghostbusters ismini kullanan pek çok oyun yapıldı. Eski konsollar zamanında karşımıza çıkan ve genellikle de vasatı aşamayan oyunlara imza atan yapımcılar, uzun bir aradan sonra bu temayı yeniden hayata geçirmeye çalıştı. Ghostbusters: The Video Game isimli, geçtiğimiz senelerde çıkan konsol oyunu, ortalamanın üzerinde bir yapım olsa da, dişe dokunur bir Hayalet Avcıları çıkmadı…
Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen Ghostbusters: Sanctum of Slime isimli, dört kişilik co-op desteği veren oyundan ise epey umutluydum. İnceleme için gönderilen kodu aldığımda da çok heyecanlandığımı söyleyebilirim. Filminden aşina olduğumuz, tadına doyulmaz açılış müziği ile havaya girdikten sonra oyuna hazırdım ve hemen içine oyuna daldım…
Çizgi roman tarzındaki videoları fena değildi. Filmdeki karakterlerle hiç ilgisi olmayan kahramanların bulunmasına da bir yere kadar tahammül edebilirdim, ama oyuna giriş yaptıktan sonra tüm hevesim kaçtı diyebilirim. İlk intiba olarak gayet kötü bir başlangıç yapan oyunun ne grafikleri, ne efekteleri, ne de oynanışı bir şeye benzemediği için şaşkınlık içinde ilk bölümü bitirdim.
Hayal edecek durumda değilim
Geçtiğimiz sene Steam üzerinden yayımlanan ve bedava biçimde tüm oyunculara sunulan, Alien Swarm ile kıyasladığımda, arada dağlar kadar fark olduğunu söyleyebilirim. Aslında genel mantık aynı; dört kişi bir araya gelip, hayaletlere karşı amansız bir savaş veriyorsunuz. Her kullanıcı, bir diğerinin arkasını kolluyor, takım çalışması içerisinde ilerlemek gerekiyor. Alien Swarm’daki gerilim, korku dolu atmosfer insanı oyuna bağlarken, buradaki savaşların ruhsuzluğu, insanın içine işliyor.
Ghostbusters: Sanctum of Slime’ın ne grafikleri grafik, ne de oynanışı bir şeye benziyor. Mekanlar deseniz, birbirini tekrar eden ve odadan odaya geçiş sağlayan bir sistem üzerine kurulmuş. Sürekli aynı yaratıklar üzerinize geliyor ve anlamsızca sağa sola ateş edip duruyorsunuz. Boss savaşları da yaratıcılıktan nasibini almayınca artı olarak söylenecek pek bir şey kalmıyor. 10 dolarlık etiket fiyatına sahip olan oyunu sadece aşırı Ghostbusters fanatiklerine önerebiliriz.
