Ghostwire Tokyo ön inceleme
Ghostwire Tokyo uzun süredir geliştirilen ve sahip olduğu doğaüstü atmosferi ile dikkat çeken bir yapım. Daha ilk duyuru fragmanından itibaren gizemli bir hikayeye sahip olacağının isnyallerini vermişti diyebiliriz. Oyunun dağıtımını yapan Bethesda her ne kadar Microsoft tarafından satın alınmış olsa da, daha önce yapılan anlaşmalar sebebiyle tıpkı Deathloop oyununda olduğu gibi bu oyunu da konsol tarafında Playstation 5’e özel olarak göreceğiz. PC platformuna da gelecek oyunun arkasında ise daha önce The Evil Within oyunları ile karşımıza çıkan Tango Gameworks yer alıyor. Stüdyo kurucusu olan ve bu oyunlara imza atan Shinji Mikami ise bu projede çok aktif olmasa da kendisi yönetici yapımcılardan biri. Ghostwire Tokyo’nun yönetmenliği ise Kenji Kimura’ya emanet edilmiş.
25 Mart’ta çıkacak oyun için uzun bir ardan sonra 10 dakikalık bir oynanış videosu yayınlandı. Fakat biz daha öncesinde bu videoda gösterilen dinamiklerinde yer aldığı ve yaklaşık 40 dakika süren özel bir sunuma katıldık. Bethesda tarafından düzenlenen bu sunumda çok daha detaylı bilgilere yer verildiği gibi uzun ve saf bir oynanış videosu da bizlere gösterildi. Şimdi gelin eldeki bilgiler ve bu sunumda gördüğümüz dinamikleri göz önüne alarak oyun hakkında gördüklerimize geçelim.
Ghostwire Tokyo ön inceleme
Öncelikle bize gösterilen uzun sunum oyunun ilk saatlerinden alınmıştı. Hikaye adına çok kilit anlar gösterilmese de karakterimizin soruları, davranışları aslında bu hengameye yeni düştüğünü gözler önüne seriyordu diyebilirim.
Oyunda Akito isimli bir karakteri yönetiyoruz. Henüz sebebini bilmediğimiz bir şekilde Tokyo’da paranormal olaylar meydana geliyor ve insanların kaybolduğu bu şehirde ruhların kol gezdiğine tanık oluyoruz. Bir nevi sanki başka bir boyutta yer alan ama aynı zamanda o yok oluşun izlerini taşıyan bir Tokyo atmosferi yaratılmış. Terkedilmiş sokaklar, ters dönmüş araçlar ve ortada cirit atan ruhlar ile birlikte atmosfer olarak Ghostwire Tokyo’nun gerçekten güzel durduğunu peşin peşin söylemem gerekiyor. Hatta oyunun şu aşamada en sevdiğim yönü bu atmosferi oldu diyebilirim.
Akito, akıl hocası diyebileceğimiz bir karaktere de sahip. Sahip diyorum çünkü karakterimizin sağ kolunda ona yardımcı olan KK isimli bir ruh bulunuyor. Zaten videolarda da görebileceğiniz gibi karakterin sağ kolu ve gözünün farklı olmasının sebebi de KK. Hayalet avcısı olarak tanıtılan bu ruh ile birleşen Akito, muhtemelen özel güçlerine de bu şekilde kavuşuyor. KK bize hem görevlerde hem de karşılaştığımız doğa üstü olaylar hakkında bilgi veriyor. Karakterimizin ana amacı ise bu olayların arka planında ne olduğunu öğrenmek ama her şeyden önemlisi ailesini kurtarabilmek. Bunun için de tanıtım videolarında da sık sık gördüğümüz ve videoda Mastermind olarak belirtilen karakteri alaşağı etmesi gerekiyor.
Tabi bu amacımızı yerine getirmek için Tokyo’da at koşturan ve yolumuza çıkan hayaletleri ve ruhları yenmemiz gerekiyor. Bunun için de karakterimiz çeşitli yeteneklere sahip. Büyü yapmak için karakterin yaptığı el hareketleri için Kuji-kiri el hareketlerinden ilham alınmış. Bu hareketler savaşırken gerçekten çok ilgi çekici duruyor. Bir silah gibi hayaletlere parmağımızla ateş edebiliyor ve belli bir hasardan sonra düşmanın çekirdeğinin, ya da ruh özünün ortaya çıktığını görüyorsunuz. Yine ateş ederek bu çekirdeği yok edebiliyor ya da kamçı benzeri yeteneğiniz ile tutup sökebiliyorsunuz. Aynı andan birden fazla hayaletin çekirdeğini de bu kamçı hareketi sayesinde sökebiliyorsunuz.
Dövüş mekanikleri el hareketlerinin de getirdiği artistlik duruş ile ilgi çekici duruyor fakat belli bir süre sonra beni biraz sıkmaya başladı. Özellikle izlediğimiz videoda karşılaştığımız hayaletler yapay zeka konusunda çok başarılı değildi. Bunun da etkisi olabilir diye düşünüyorum. Ana oyunda çok daha zorlu kapışmalar ve daha farklı yetenekler ile karşılaşırsak bu fikrim değişebilir ama şu aşamada çok etkilendiğimi söyleyemem. Ayrıca dövüş sisteminde arkadan bitirici vuruş yapma şansınız da var.
Yeri gelmişken kamçını sayesinde binaların tepesine de rahatça çıkabiliyorsunuz. Bunun üzerine çok durulmadı ama bu çıkma dinamiği muhtemelen sadece belli noktalara tutunacak şekilde olacak diye düşünüyorum. Karakterimiz videonun yarısından sonra ise bir ok yay ikilisine kavuştu. Muhtemelen dövüş sistemini destekleyen bu tarz farklı silahlar oyunda ilerledikçe karşımıza çıkacak.
Bu noktada umutlandığım nokta ise karakter gelişimi için bir yetenek ağacının kullanılması oldu. Topladığınız ruhlar ile yeni yetenekleri açmanıza olanak sağlanmış. Bunun için de şehrin belli noktalarına serpiştirilen telefon kulübelerini kullanmanız gerekiyor. Topladığınız ruh parçalarını buradan depolayabiliyorsunuz. Bu arada kapıştığınız hayaletler dışında etrafta boş dolaşan masum ruhlar da bulunuyor ve bu düşmanların bu ruhları toplamaya çalıştığına şahit oluyor ve zaman zaman onları engellemeye çalışıyorsunuz.
Tokyo her ne kadar alternatif bir boyuta geçmiş gibi gözükse de oyunda bir “Diğer Dünya” olgusuna da yer verilmiş. Genelde kapalı mekanlarda bazı görevlerde farklı bir boyuta geçiyor ve burada platform bazlı bulmacaları çözmeye çalışıyorsunuz. İşte odaya girdiğinizde aslında odanın yan ya da tam tersi döndüğünü görebiliyorsunuz. İzlediğimiz kısımda iki apartman görevi yapıldı ve birbirlerine çok benzedikleri için bu görevler beni biraz sıktı.
Son olarak atmosfer dışında oyunun görsel tarzı ve grafiklerini de beğendiğimi söylemeliyim. Hem karakter tasarımlarında hem de oluşturulan dünyada kendine özgü bir dokunuş yapılmış. Büyü sırasında ortaya çıkan görsel efektler ile birlikte ekranda bir renk cümbüşü de ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak Ghostwire Tokyo kendine has mekanikleri ve dünyası ile ilgi çekici duruyor fakat benzer görevler, yapay zeka ve dövüş sisteminin sıradanlaşmaya başlaması ile soru işaretlerine de sahip bir oyun izlenimi veriyor. Merak unsurlarının yedirildiği hikaye ile birlikte, özellikle bu tarz oyunları sevenlere hitap eden bir oyun olacak gibi duruyor. 25 Mart’ta PC ve PS5 için çıkacak oyunu beklentileri fazla büyütmeden beklemek gerek.