Gizland’e cevap
Konu hakkında hiç konuşmamayı, susmayı düşünüyor olmamıza rağmen, Gizland (https://www.gizland.com/news.aspx?nid=58)sitesinde yaptığı açıklama ile bize cevap hakkı doğurmuş oldu. Konuya ilişkin cevabımızı aşağıda bulabilirsiniz.
Geçtiğimiz günlerde Gizland yöneticilerini ofisimizde konuk ettik. Yaptığımız toplantıda ortak noktalarımız ortaya çıkmıştı. Bunlardan bir taneside Age Of Empires 2 oyununu çok sevmemiz olmuştu. Toplantıda kullanılan ifadelerden birkaçı aynen aşağıdaki gibi idi:
– Bizler bir süredir bu oyunu oynamıyoruz ama iyi olduğumuzdan eminim. (Gizland)
– Birgün internet cafe’de grubumuzla birlikte Age Of oynuyoruz, bir ekip geldi bizimle maç istedi. Bizde kabul ettik. Adamları evire çevire yendik.(Gizland)
– Bizimde bir ekibimiz vardı ama askerliklerden ötürü gurubumuzu 1,5 yıldır tam toplayamıyoruz. O sebeple oyunu uzun süredirde oynamıyoruz. (MK)
– (Biraz pis bir sırıtma ile) Ekip toplayabilirseniz sizinle bir maç yapalım (Gizland)
Eh ne yapalım hiç olmazsa biraz pasımızı atarız dedik ve maç teklifini kabul ettim. Grubumuz o kadar dağınık durumda idi ki yaklaşık 4-5 aydır hiçbiri ile konuşmamıştım bile. Ama bunun üzerine birer telefon aracılığı ile arkadaşlarıma ekibi yeniden topladığımızı söyledim. Hepsi üzerlerindeki ölü toprağını atmak için büyük bir heves içinde idi.
Maç günü gelmişti. MK ekibi saat 17:30 Merlin’in ofisinde buluştu. Biraz ön çalışma yapalım istiyorduk. Malum hepimiz paslı idik. Oyunu açtık. Yaklaşık 3 dakika sonra Gizland ekibi geldi ve bizim en hazırlık planlarımız suya yattı. Hemen kolumuzdan tuttukları gibi kendi bildikleri bir internet cafe’te bizi götürdüler. Ayrı gruplar halinde gittiğimiz için yolda da konuşup, strateji planı belirleyemedik. Uzun süredir oynamadığımız için üzerimizde de bir tedirginlik vardı hali ile.
Derken makinalarımızın başına kurulduk, oyunu nasıl oynayacağımızı konuşuyorduk. Bizler her şeyin random gelmesinden yana idik. Zira profesyonel oyuncuların yöntemide budur. Eğer bir oyunu biliyorsanız, sadece bir harita ya da bir ırk ile sivrilmez, en ince ayrıntısına kadar bilirsiniz.
Misafir oldukları için her isteklerine “evet” diyerek istedikleri oyunu başladık. Ama ilk oyun olması ve uzun süredir bu oyuna birlikte oynamadığımız için biraz tedirgin idik. Bunu kolayca aştık. Gizland’in sitesinde belirtildiği gibi ilk oyunu aldık. Ama onların belirttiği gibi oyun 2-3 dakika sürmedi. Tam 1,5 dakika idi. İlk oyundan sonra yüz ifadelerini fotoğraflamayı çok isterdim. Gizland’in kurucu ortaklarından olan İlker İngiz hemen istatistiklere bakarak, ekip arkadaşlarımızı hile yapmakla suçlamaya başladı (bkz. kaybedenin el kitabı, madde 1). Tüm soğuk kanlılığımızı koruyarak istatistikleri anlattık. İkna oldular mı bilmiyorum. 🙂
Hemen ikinci maçı istediler. Bu sefer bizim önerdiğimiz şekilde oynadılar. Her ne kadar tüm ırklara bütün özellikleri açan post modern çağ’da oyunu olsakta, sonucu ilkinden çok farklı olmadı.
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali hala maç isteyen karşı ekibe 3. bir şans daha verelim dedik. Ama Allah’ın tokadı yok ki sustursun… Onda da sonuç değişmedi. Hezimet. Artık tüm isteğimizi kaybetmiştik. Bir maç daha istediklerini duymamışız bile. Ama bir anda yeni oyun başladı. Artık bizde biraz fantazi yapalım düşüncesi ile ne kadar abuk-subuk taktikler ile üzerlerine gitmeye başladık. Bu sebeple oyunun başında biraz öne geçtiklerini düşünmeye başladılar. Fenada olmadı hani. Ordularını oraya buraya yollamaya başladılar. Ama nedense gönderdikten sonra ordular hedefine bile ulaşamadan yok oluyorlardı. Fark ettiler mi, hala bilmiyorum.
Kendilerininde belirttiği gibi bu “Gizlanda Ağır Darbe!” oldu. Ama sonuna kadar hakkımız ile aldık tüm maçları. Sadece Gizland’in belirttiği bir hatamız oldu. Türk misafirperverliğini tam olarak gösteremedik. 10-0 falan yenmemiz gerekiyordu.