Gran Turismo 5 Prologue
PlayStation ile birlikte anılan ve senelerdir birçok oyuncu tarafından
bilinen birçok isim vardır. Bu isimler artık kült olmuş, kendine ait bir fan
kitlesi yaratmıştır. Metal Gear Solid serisi, Final Fantasy akla ilk gelen iki
örnek. Bunlarla beraber araba sevmeyenleri bile kendisine bağlayan, her yeni
oyununda yenilik ve kaliteyle gelen Gran Turismo (GT) vardır. Sunduğu gerçekçi
sürüş hissi, grafikleri, çeşitli model araçları vs… kısaca her şeyiyle PS’si
olmayan insana bile PS aldırmış bir seridir GT. Seneler seneler önce bende böyle
bir vesileyle kendisiyle tanışmıştım. Bir arkadaşıma ziyarete gitmiştim. Bana
“Elimde harika bir yarış oyunu var, eminim seveceksin” demişti. İşte o zaman
GT2’yi oynamış ve hastası olmuştum. Hep PC’de oyun oynayan ben, daha sonra
evimde kendimi PS 1 almış ve GT2’yi oynarken bulmuştum. Aslında konsolla
tanışmamı sağlayan ve beni kendisine bağlayan GT2 olmuştu. Aradan geçen
senelerde serinin geri kalan tüm oyunlarını, yine ilk günkü o heyecan ve istekle
yeniden yeniden oynadım. Ama şimdi belki de serinin en iyisi sayılabilecek,
PS3’ün gücünü kullanan GT5’in öncü kuvveti GT5 Prologue zamanı!
Aşınan yollar
Uzun zamandır beklenen GT5 Prologue sonunda oyuncuların (Benim gibi bekleyenler
hayli fazlaydı) karşısına çıktı. Prologue’a aslında ufak bir açıklık getirelim.
Prologue, asıl oyundan önce çıkan oynanabilir, öncü bir versiyon. Ancak tam
sürüm değil ve daha kısıtlı. GT5P’nin tabii ki en çok dikkat çeken kısmı
grafikleri. Oyun piyasaya sürülmeden önce, çoğu forumda GT5P’nin grafikleri
tartışılmış ve hakkında uzun uzun yazılar yazılmış ve yorumlar belirtilmişti.
Hemen baştan belirteyim, GT5P şuanda PS3’ün en iyi grafikli oyunu. Kesinlikle
seriyle ilk tanışan çoğu kişiyi bile etkileyecek düzeyde harika bir görselliğe
sahip. Araç modellemelerinin poligon sayısı oldukça zengin. Hatta yarışa
başlarken yarışı unutup, kendinizi direk aracın güzelliğine ve grafiklerine
dalmış olarak bulabilirsiniz. Modellemeler gerçekten çok detaylı ve oldukça
etkileyici yapılmış. Zaten GT serisi her oyununda grafikleri tavan yapan bir
görselliğe sahiptir. Bu gelenek gene bozulmamış ve aynen kendini koruyor.
Polyphony Digital’e buradan bir kere şapkamı çıkartmak istiyorum. Araç
modellemeleri dışında yine yollar son derece düzgün ve güzel yapılmış. GT5P’le
ilgili eleştirilerden biri çevrenin detaysız ve basit olduğuydu. Çevre denildiği
gibi öyle eksik ve basit değil. Oyun için yeterli. Zaten aracı durdurup yol
kenarında piknik yapılmayacağı için, bu noktaya pek dikkat edilmeyecektir. Aynı
şekilde kamera açıları da güzel yapılmış ki, kokpit çok hoşuma gitti. GT5P’nin
harika görselliğine karşın yalnız bazı hataları bulunuyor. Bunlardan biri çok
fazla olmasa da dikkat edildiğinde görülebilen AA eksikliği. Bir de fazla sayıda
aracın geçişinde ufak da olsa nadiren biraz Frame’de düşüş yaşanabiliyor. Ancak bunlar
geneli etkileyen eksikler ve oyunun oynanmamasını sağlayacak türden noksanlar
değil.
GT5P, 1080P desteği ve harika görselleri dışında ses açısından oldukça kaliteli.
Şöyle bir noktadan bahsedeyim. Polyphony Digital, her GT oyununun yapım
aşamasında, gerçek araçların seslerini kayıt edip, oyuna aktarır. Elinden
geldiğince en iyi ses efektlerini GT’de sunmaya çalışan bir firma. Tabii ki bu
olay yine devam GT5P’de de devam ediyor. Araçların sesleri son derece gerçekçi
ve oldukça tok. Grafiklerle beraber şahane sesler oyunda yer alıyor. Genel
olarak GT5P teknik olarak üst derece bir oyun olmuş.
Oynanış mekanizması
Yapımda belli miktarda paramız oluyor ve bir araba alıyoruz. Yarışları
kazandıkça, para kazanıyor ve daha iyi bir model araç almak için paramızı
tutmamız gerekiyor. Yarışlar Events altında gerçekleşiyor. Events içinde A, B ve
C olmak üzere üç farklı sınıf var. Tabii ki en başta C ile başlıyoruz ve A’ya
kadar yükselmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken en önemlisi paramızla daha iyi bir
araba satın almak. A, B ve C içinde neredeyse 10 ve üstünde yarış var. Yani üst
bir sınıfa geçmek için birçok yarışa katılmamız gerekiyor.Yarıştan önce sürüş dinamiği ve diğer ayarların, profesyonel veya standart olmasını seçmemiz
gerekiyor. Zaten bu karşımıza bir menü ile geliyor. Eğer seriye yeni
başladıysanız standart olarak seçebilirsiniz. Ancak ben deneyimliyim diyorsanız
profesyoneli seçebilirsiniz. Bu kısımda yapılan ayarlar oyun içinde oldukça
etkili. Yapacağınız yanlış tercihler, ne kadar usta ve iyi bir şoför olsanız da,
yarışı kaybetmenize neden olabilir. Özellikle profesyonel seçimi gerçekten zorlu
olabiliyor. Profesyonel seçeneği araçta en ufak noktaya kadar etkili. Senelerdir
oynadığım GT serisinde ilk defa bu kadar zorlandığımı söyleyebilirim. Deneyimli
olsanız bile, profesyonel de dinamikleri, sürüşü ve aracın karakterini iyice
tanıyana kadar bocalayabilirsiniz de.
“Araç modellemelerinin poligon sayısı oldukça zengin. Hatta yarışa başlarken yarışı unutup, kendinizi direk aracın güzelliğine ve grafiklerine dalmış olarak bulabilirsiniz.”
Oyunun diğer bir özelliği ise aynı anda 16 aracın yarışabilmesi ve yapay zekanın
kendisi. Önceki oyunlara göre daha düzgün ve zorlayıcı bir yapay zeka var.
Kesinlikle yeri geldiğinde zor anlar yaşatabiliyor. Sizi sıkıştırabiliyor, hata
yaptığınızda affetmiyorlar. Oyunda Single Player’da yapay zeka kesinlikle tatmin
edici olmuş. Kendim yarışırken şahsen çok beğendim. Eğer tekli oyuncudan
sıkılırsanız, Multiplayer yapma şansınız var. Gerçek oyuncularla yarışmak bir
hayli zevkli. Özellikle Multiplayer’da sürüş kabiliyetiniz de ortaya çıkıyor.
Araca ne kadar hakim ve iyiyseniz, yarışı birinci bitirme şansınız var. Yani
Multiplayer’da kullandığınız araçla birlikte en önemlisi ve sizi ortaya
çıkartan, sürüş kabiliyetiniz oluyor. Ayrıca online oynarken herhangi bir
bağlantı kopması veya lag gibi durumla karşılaşmadım. Multiplayer sorunsuz bir
şekilde oynanabiliyor.
Efsane devam ediyor
GT5P’de eksik olan kısımlardan biri araçların hasar almaması. Ancak ilerde
gelecek bir yama ile bu da oyuna eklenecek. Artı olarak yeni modlar da oyuna
eklenecek. Zaten GT5P asıl oyunun kendisi değil. Tam sürüm oyunda çok daha fazla
detay, araba, hasar ve bir sürü ekstra olacak. Sonuç olarak GT5P paranızın ve
PS3’ün hakkını sonuna kadar veren, harika bir yapım. Kesinlikle her PS3
kullanıcısının en aşağı bir kere de olsa oynaması gerekli.