Grand Ages: Rome
Roma bir günde kurulmamış olabilir, ama bu oyunda Roma’yı bir günde kurmamızı
sağlayacak kadar çok yardımcımız olacak. Öncelikle şunu söylemeliyim ki; yapımcı
firmanın iddiaları çok fazla. Devasa ordular, inanılmaz savaşlar, müthiş bir
taktik zeka. İddialar ne kadar fazla olursa, beklentiler de o kadar çok oluyor.
Bakalım bu iddialar yerinde mi?
Grand Ages Rome’ın mantığı “Kur ve fethet” üstüne yoğunlaşıyor. Bu konuda klasik
RTS oyunlarından çok daha farklı sayılmayacak bir yapıya sahip. Yapım sizi
İmparatorluk Roma’sına götürüyor, ama tek bir senaryoya bağlı kalmıyor. Roma
İmparatorluğu’nun en önemli dönüm noktalarını teker teker yaşamınıza izin
veriyor.
“Grafiksel olarak kaliteli olan oyunda, şehirler etkileyici gözüküyor.”
Ticaret limanları kurabilir, küçük şehir devletleri kurup onları tek bayrak
altında birleştirebilirsiniz. Şehirlerin özellikle görsel ayrıntıları o kadar
iyi ki, size resmen göz ziyafeti çektirecek. Benzer bir oyun olan Imperium
Romanum’u strateji severler hatırlayacaktır. Oyun ne yazık ki birçok kategoride
hayal kırıklığı yaratacak seviyedeydi. Imperium Romanum, farklı programcılar
tarafından elden geçirilmiş, hem de her yönüyle. Oyunun tüm eksikleri gözden
geçirilmiş ve düzenlenmiş. Sonucu mu? Verdiğiniz parayı hak edecek bir RTS
oyunu. Peki iddiaları ne kadar gerçekçi? Bunu da ilerleyen satırlarda
okuyabilirsiniz.
Julius Caesar
Şehir kurmak ve yönetmek artık çok daha kolay. Oyunun grafik arabirimi size
geniş bir harita sunuyor ve sorun çıkan yerlere hemen ulaşmanızı sağlıyor.
Erkek veya kadın, Roma İmparatorluğu’nun en güçlü ailelerinden dilediğiniz gibi
bir karakter yaratabilirsiniz. Roma aileleri birçok farklı yeteneğe sahip. Bunu
oyunu oynadıkça daha da iyi anlayacak ve bu özellikleri geliştirebileceksiniz.
Başarılarınızla bonuslar kazanabilir ve asla ortaya çıkmamış yeteneklerinizi
açığa çıkartabilirsiniz. Bu yeteneklerle ordunuzun yeteneği ve asker sayınız
kolayca çoğalabilir. Üç çeşit yeteneğe sahipsiniz: Aile, şehir ve askeri.
İmparatorluğun en güçlü 5 ailesi de kendine has, eşsiz özelliklere sahip. Oyunu
iyi anlamak için Tutorial’ı oynamanızı tavsiye edeceğim. İnşa Tutorial’ı epey
kolay ama Battle Tutorial bazı karmaşık noktaları ortaya çıkartıyor.
Askerlerinizi nerden elde edersiniz? Nasıl yetiştirirsiniz? Ve en önemlisi nasıl
kontrol edersiniz? Bunların hepsini öğrenmek önemli.
“Şehirlerde çıkan isyanlar sonucu, şehrin kontrolünü kolayca kaybedebilirsiniz.”
Oyunun başından itibaren üretim verimliliğini artırmalısınız. Çünkü epey tüketim
olacak ve düşmanlara kalmadan bu tüketim miktarının çokluğu sizin felaketiniz
olabilir. Örnek vermek gerekirse işçi sınıfı epey az yiyecek talep ediyor. Fakat
asilzade beyefendileri ve soylu şövalyeleri doyurmak hiç kolay bir iş değil.
Yemek olmazsa sağlık olmaz. Sağlık olmazsa ise başınız belada demek. Sağlığını
kaybeden kişiler, yan etki olarak yangın çıkarma gibi ilginç bir huy edinmişler.
İsyan çıkarttıkları zaman şehrin kontrolünü kaybetmeniz çok kolaylaşıyor.
Elbette şehri eski düzenine getirmek için pek çok faydalı araçla kuşanacaksınız.
Her evi tıklayarak durumlarını ve bunu nasıl düzelteceğinizi kolayca
öğrenebilirsiniz. Üç tane renk var. Tahmin edildiği gibi yeşil sorun yok, sarı idare eder, kırmızı
ise işimiz var anlamına geliyor.Başınızdaki en önemli dert isyan sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Sel olabilir,
deprem gerçekleşebilir ya da rakip ordu limanlarınıza dayanmış da olabilir.
Hepsi ile başa çıkmak için halkın yeterli tatmin seviyesinde olması gerekiyor.
Bir de iç savaşla ilgilenmek, oyunu kısa yoldan aleyhinizde bitirebilir.
Güçlü lider
Binalar inşa edip geliştikçe, bunun kaymağını o kadar iyi yiyeceksiniz. Bir
kasaba dolusu işçiyi, bir Worker Town’a çevirmek, inşa süresi ve masrafını yarı
yarıya kısabilir. Eğer ben senaryoyla uğraşamam sıkıldım diyorsanız sizin için
birçok harita olacak. Barbar baskısını üstünüzde hissedebilir, küçük kasabaları
dev şehirlere çevirme keyfini tadabilirsiniz.
“Küçük yerleşim birimlerini geliştirip, büyük şehirlere dönüştürebilirsiniz.”
Orduyu kontrol etmek için RTS oyunlarında biraz tecrübeye ihtiyaç duyuyorsunuz.
Ticaret noktalarını ele geçirirseniz, tüm kıta üstündeki hakimiyetinizi
artırırsınız. Limanlar ve kayıkhaneler kurarak yeni adaları kolonileştirebilir
ve savunmanızı güçlendirebilirsiniz. Ürettiğiniz her savaş makinesi, kuşatma
cihazı, tacir sizin büyük imparatorluğunuza atılan küçük adımlar.
Grand Ages Rome’un grafik motoru son zamanların harikalarından biri. Her detayı,
yüksek çözünürlükle ve ayrıntıyla inceleyebilirsiniz. Oyun sizi olduğunuz yerde
donduracak harika manzaralara, adalara ve ormanlara sahip. Söz gelimi şehrinizde
bir fırtına çıktı. Fırtınanın şimşekleri bile inceleyebileceğiniz detaylar
arasında ve gözlerinizi yerinden çıkaracak kadar kaliteli.
Animasyonlar ve ara demolar mı dediniz? Evlenince, gece bitip şafak sökünce, bir
kavgaya girdiğinizde ve daha birçok durumda onlarca kaliteli animasyon
izleyeceksiniz. Size tavsiyem arkanıza yaslanıp keyfini çıkartmanız olacak. Epik
savaşlar hiç de durağan gözükmüyor. Devasa fillerin, rakibinizin üstüne
koşturduğu anları tüm heyecanıyla yaşayabiliyorsunuz. Yerler sarsılıyor ve bu
ayrıntıyı bile gözlemleyebiliyorsunuz.
“Şehir modellemeleri ve tasarımları dışında, birimlerin modellemeleri de kaliteli.”
Ses efektleri ise beğenmediğim noktalar arasında. Fazla durağan ve pek de
profesyonel bir ekipçe yapılmamış gibi duruyor. Buna karşılık müzikler sizi
Roma’nın ihtişamına layığıyla taşıyor. Yapay zeka mı? Ne yazık ki o da biraz
zayıf. Askerler birbirine giriyor, bu da adeta sokak kavgası gibi gerçekleşiyor.
Bu konuda da çok olumlu puan vermek mümkün değil.
Sonuç Grand Ages: Rome, bir Total War ya da Empire at War olamasa da, size
gerekli keyfi veriyor. Ödediğiniz paraya değecek bir yapım olduğu her yönüyle
belli oluyor.