Oyun İncelemeleri

Grand Theft Auto: Vice City

Henüz internetin i’sinin bilinmediği, televole ve BBG’nin beyinleri sulandırmadığı, tekno ve hiphop denilen abuklukların olmadığı altın yıllardır ‘80ler. Aliens, Back to the Future, Terminator gibi filmleri sinemada izleyebileceğiniz seneler. Rock ve Metal’in doruğa ulaştığı, Pop’un bile şimdikinden 1000 kat daha kaliteli olduğu geçmiş mazi. Kişi başına düşen yıllık gelirin yüksek olduğu, mutlu insan oranının mutsuz olanlardan daha az olduğu o yıllar. Güneş, kuşlar, deniz, plaj, çiçe*DAN!*…………öeğghk.. Sessizlik sağlandığına göre incelememize başlayabiliriz. Efendim, karşınızda Grand Theft Auto: Vice City.

PS2 versiyonunun çıkmasından bu yana 6 aydan fazla bir süre geçti ki bu yarım seneye eşit. PC kullanan GTA bağımlıları dört gözle Vice City’nin PC versiyonunun gelişini beklediler. Peki bu bekleyiş nasıl sonuçlandı? Yılın en bomba oyunu olmaya aday bir eğlence ziyafeti ile. GTA Vice City sanıldığının aksine GTA3 için bir genişleme paketi değil. Kendi başına apayrı, yepisyeni bir oyun. Yani VC’yi yüklemek için GTA3’ün makinenizde kurulu olması gerekmiyor. 1.46 GB’lık sade installdan sonra karşımıza mükemmel grafikli, bol aksiyon dolu eğlenceli bir şaheser çıkıyor. Şunu özellikle belirteyim ki VCnin PC versiyonu PS2 versiyonundan grafik, ses, oynanabilirlik ve daha nice yönde çok çok üstün. Bu beni çok sevindirdi. Çünkü Rockstar’ın tersine bazı büyük oyun firmaları PC kullanıcılarını nereden söğüşlesek diye uğraşıp ortaya büyük rezillikler atıyorlar. En büyük örnek olarak Need For Speed Hot Pursuit 2’yi iğrenerek gösteriyorum. Aman yarabbim o ne baştan savma fizikler, resmen katledilmiş oynanabilirlik. NFS HP 2’nin PC versiyonu tek cümle ile özetlenebilir: Grafikler hoş, gerisi boş. İşte bu yüzden Rockstar benden büyük bir alkış alıyor. Helal olsun.

Vice City’i daha önceden bilmeyenler için yer zaman ve mekanı kısaca anlatayım. 1986 yılındayız (golden era). GTA3’ten hatırlayacağınız Liberty City hapishanesinde tam 15 senedir yatmakta olan kahramanımız Tommy Vercetti en sonunda tahliye olur. Arkadaşı ve aynı zamanda da mensup olduğu mafyanın numero uno’su Sonny Tommy’i bir uyuşturucu sevkıyatı için Vice City’ye gönderir. Tam sevkıyatın ortasında işler karışır. Beyaz zehir tacirleri öldürülür. Tommy ve avukat arkadaşı canlarını zor kurtarırlar. Tabi para ve malı arkada bırakarak. Sonny olayı duyunca sinir krizi geçirir ve Tommy’ye parayı almadan geri gelmemesini söyler. İşte bu andan sonra oyun başlıyor. Vice City görünüş olarak Miami’ye çok benzeyen deniz kenarında, upuzun kumsalları, varlıklı insanları ve bir sürü iş olanağıyla devasa bir şehir. Liberty ile kıyaslamak gerekirse yaklaşık 3 kat daha büyük. Eğer bu sizi heyecanlandırmadıysa sıkı durun, oyunda 40’a yakın silah, 80’lerin köşeli hatlarına sahip zembille araç, motosikletler, bir sürü yeni deniz aracı ve kullanılabilen helikopterler (!) var. Ayrıca 9 tane radyo istasyonu bulunuyor. 80’lerin en gözde sanatçılarının parçaları mevcut. Michael Jackson, Iron Maiden, Glamrock, Judas Priest, Black Sabbath ve tabiiki Megadeth bunlara sadece birer örnek. Ağzınızın sulanmaya başladığını görebiliyorum. Fakat durun, bu sadece başlangıç. Yenilenen GTA3 grafik motoru sınırlarını zorluyor. Burada patlayan lastikler, kırılan camlar, çok ayrıntılı dış ve iç (!) mekanlar ve transparent sudan söz ediyorum. Diğer inanılmaz grafik şölenlerine ise oyunun ilerleyen bölümlerinde daha sık rastlayacaksınız. GTA daha önce hiç bu kadar gerçekçi olmamıştı.

Oynanabilirlik de önemli ölçüde iyileştirilmiş. Başta kaldığınız yer bir otel odasından ibaret iken (garajı yok) ilerledikçe Vice City’i parsel parsel satın alabilirsiniz. Gece klüpleri, taksi şirketi ve daha nice binalar sizin olabilir. Oyunda 40 a yakın silah olduğunu söylemiştim. Oyun bu silahların hepsini aynı anda taşımamıza izin vermiyor. Onun yerine silahları gruplara ayırarak (smg, tabanca, yakın dövüş vb.) her gruptan bir adet silah almanıza izin veriyor. Misal sustalı bıçağınız ile geziyorsunuz, yerde motorlu testere buldunuz (pek yerde bulacağınızı sanmıyorum ama). Testereyi almak için üzerine gidip TAB tuşuna basmanız lazım. Böylece elinizdeki sustalı gidiyor onun yerine bir testere sahibi oluyorsunuz. Aynı sistem diğer bütün silahlarda aynı şekilde işliyor. Yarı otomatik tabancayı bırakıp 6 patlar almak gibi. Fakat giden silah geri gelmiyor. Yani kaza ile testereyi sustalı ile değiştirdiyseniz üzerine bir bardak soğuk su içmekten başka yapabilecek bir şeyiniz yok. Silah satın alma sistemi de tamamiyle değiştirilmiş. Dükkana giriyor, işaretli yerin üstüne geliyorsunuz. Karşınıza dükkandaki mevcut silahlar geliyor. Yön tuşlarıyla silahınızı seçip SHIFT ile aldıktan sonra ENTER a basarak alışverişi tamamlıyoruz. Silahına göre de dükkan var. Misal tüfeği ayrı sopayı ayrı yerden alıyorsunuz. Ayrıca oyuna giysi kavramı eklenmiş. Çeşitli türde giysiler hem görevlerde hem de günlük hayatta işinizi kolaylaştırıyor. Misal gece klübüne kot pantolon, hawai gömlek girmeyi denerseniz bodyguardların şiddetine maruz kalıyorsunuz. Ayrıca giysi değiştirerek wanted levelinizi de düşürebiliyorsunuz. 

Her zamanki gibi araçların yeri apayrı. 60’lardan kalma büyük amerikan arabalarından tutun da bir Countach’a kadar o dönemde kullanılan her türlü araba mevcut. Ayrı yeten scooter, motocross, hız motosikleti ve harley tarzı motosikletler de mevcut. Bunları kullanmak bayağı zevkli ve çok hızlılar. Fakat tehlikeliler. Çarptığınız anda uçup kendinizi motordan metrelerce uzağa sürüklenmiş, sağlık kaybetmiş, boylu boyunca yatar bir şekilde bulabiliyorsunuz. Ayrıca motor üzerindeyken ileriye doğru bir smg ile ateş edebilirsiniz. Tek tekerlek üstünde gitme gibi de artistik hareketler yapmanız mümkün. Başta da dediğim gibi oyunda bir sürü vasıta-i bahriye mevcut. Lüks yatlardan tutun da powerboatlara kadar. Güneşli bir havada yatı alıp şöyle bir açılmak gibisi yok. Herkesin en çok merak ettiği noktaya da değinelim. Evet, oyunda uçurabileceğiniz helikopterler mevcut. Sizi temin ederim ki gerçek hayatın aksine VC’de helikopter uçurmak GTA3’te dodo uçurmaktan çok daha kolay. Fakat azim ve çalışma istediği de bir gerçek. Size tavsiyem, bir eğlence çubuğunuz (joystick) var ise onu kullanın.

Daha önceki oyunlardaki gibi bol bol espri var. Kendinizi gülmekten kırılmaya hazırlayın. Özellikle kahramanımızın kendi kendine yaptığı yorumlar çok komik (evet! konuşuyor!)Fakat aynı derecede küfür ve kan da mavcut. Yaşı 15’in altındaki oyuncuların oynamamasını tavsiye ediyorum. Ruh sağlıkları bozulabilir (ehe). Konu, hikaye ve olayların akışı çok iyi ayarlanmış. Rockstar’ı tekrar tebrik ediyorum. Şikayetçi olduğum tek nokta ise buglar. Oyunda şurada burada ufak buglar var. Misal hızlı bir takiptesiniz ve o da ne? Görünmeyen bir şeye çarptınız. 2-3 saniye sonra o görünmeyen şey görünüyor. Resmen duvara girmişsiniz. Yani çevre textureları olması gerektiğinden daha uzun bir sürede şekil alıyorlar. En kısa zamanda bir patch bekliyoruz. Oyunu iki ayrı sistemde test ettim. Birinci sistemin özellikleri şöyle: P III 733Mhz, 512 MB SD-RAM, 32 MB GeForce 2 MX. 800×600 çözünürlükte yeterli bir performans sergiledi. İkinci sistem ise şöyle: P IV 1.8 Ghz, 512MB RD-RAM 800Mhz, 64MB GeForce 4 MX 440. 1280x1024x32 çözünürlükte oyun tabiri caizse uçuyor. Yani makineniz ile GTA3’ü rahat bir şekilde oynayabiliyorsanız Vice City’yi de yeterli bir performans seviyesinde oynamanız mümkün.

Son söze gelince, GTA: Vice City yılın oyunu olmaya aday bir oyun. Hiddetle, hatta şiddetle tavsiye edilir. HDDlerinizi bu zevkten mahrum bırakmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
  • Edge
Başa dön tuşu