GTA V’ten beklentiler
Devrim niteliğindeki yapımlardan olan GTA, genellikle inanılmaz özgürlükçü oynanışıyla milyonlarca oyuncunun aklını çelmeyi bildi. Gerçek dünyanın bu sanal versiyonunda, ikinci bir hayat sürme, hatta gerçek hayatta yapamadığımız çoğu şeyi yapma imkânına sahip olabiliyoruz. Çok yüksek hızda araç kullanmak, bilmediğimiz halde helikopter havalandırmaya çalışmak veya bir gökdelenin üzerinden paraşütle atlamak, gerçek hayatta yapılabilir şeyler değil, ama GTA bunları ve fazlasını sizlere sunabiliyor. Peki daha çok çeşit imkânı olsa, neler isterdiniz? İşte bizim düşüncelerimiz…
Hırsızlık
Şüphesiz ki seriye olumlu yönde heyecan unsuru ekleyecektir. Hırsızlık derken tabii ki araba çalmaktan veya birini dövüp cebindeki 3 kuruşu almaktan bahsetmiyorum. Daha kapsamlı ve daha fazla titizlik isteyen vurgunlardan söz ediyorum. Koca bir villayı soyabilmek gibi örneğin. Öyle pat diye de değil üstelik. Öncelikle neler yapmalıyız:
Keşif: Sırf hırsızlık için araştırmalar yapabilir veya tesadüfler eseri bile sonuca gidebilirsiniz. Lüks bir araç mı gördünüz? Hemen onu takip edin ve gittiği evi öğrenin. Ardından bekleyişe geçmek gerekli. Zira geç saatler ve evin boş olması önemli.
Ekip ruhu: Eğer tek başına hareket etmek istemiyorsanız, bir ekip dahi kurabilirsiniz. Ekipten biri şoför, diğeri gözcü olabilir. En azından bir kişi de sizinle eve doğru hareket etmeli. Alarmlar, kameralar ve tabii ki varsa güvenlik görevlilerine dikkat edilmeli. Silahlar kesinlikle susturuculu olmalı ve mecbur kalmadıkça arkada iz bırakılmamalı. Eldiven ve maskelerinizi de unutmayın.
Arkadan vurma: Operasyon başarılı oldu ve paraları alıp kaçtınız diyelim. Bundan sonrası, ganimeti paylaşmak için daha önceden kararlaştırılan yere varmaya bakıyor, ama ortaklarınıza sadık kalmak zorunda değilsiniz. Zaten onları uzun süredir tanımıyorsunuz, bu iş için bir araya geldiniz. Hem siz kazık atmayı düşünmüyorsanız bile belki onlar düşünüyordur. Bunu da ihtimaller arasına yerleştirin ve ona göre hareket edin.
Arcade salonları
Oyun içinde oyun gibisi yoktur. Görevlerden, diyaloglardan sıkıldınız mı? O zaman gidin en yakın arcade salonuna, gönlünüzce eğlenin. Öyle basit oyunlar değil üstelik. Cadillac & Dinosaurs, Captain Commando, Metal Slug gibi arcade klasiklerini oynayın. Tabii ki normal bir vatandaş gibi eğlenmek zorunda değilsiniz. Sizden zayıf oyuncuları rahatsız edebilir, jeton çalabilir, hatta kendi jetonlarınızı bile yapabilirsiniz.
Jeton imalatı: Salona gidip bir jeton alın. Sonrasında mekanı terk edin ve kopyalama, taklit etme gibi işlerle ilgilenen arkadaşlarınızı bulun. Çok makul fiyatlara yüzlercesini yapabilirsiniz. Salona geri döndüğünüzde, “beleş oyunlar” emrinize amade sizi bekliyor, ama bir şartla; fazla kullanmamaya dikkat gösterin. Yoksa dikkat çekebilirsiniz.
Sizden zayıfları saf dışı bırakma: Eğer atari salonuna gitmişliğiniz varsa “dur senin yerine ben geçeyim küçük” diye sizi rahatsız eden, oyununuza göz koyanları biliyorsunuzdur. İşte gelin biz onları şimdi de sanal ortama taşıyalım. Siz bayağı yapılı, güçlü bir karaktersiniz diyelim. Etrafta da boyu arcade makinelerinden bile küçük olup da oyun oynamaya çalışan kişiler var. Paranız veya tanıdığınız yok mu? Çekin birini kenara, dövün. Hem parasını, hem de jetonlarını alın. Gerçi biraz sert oldu, ama GTA’dan da yumuşak bir şeyler beklememek lazım.
Ünlü müzisyen, sinema sanatçısı veya sporcuları görebilme
Setlere uğrama: Bir gün yolda yürürken film veya dizi çekildiğini gördünüz. Üstelik çok sevdiğiniz veya gıcık olduğunuz bir aktör oynuyor diyelim. Seti ziyaret edebilsek, etrafı darmadağın edebilsek, güzel olmaz mıydı? Mesela çekim arasında gizlice sete sızıp, kameraları bozmak, o ana kadar çekilen film kasetlerini çalmak veya koparmak gibi. Bunu gören film ekibinin üzüntü anlarını da uzaktan dürbünle izlesek, o anları kamerayla kaydedip Youtube’a eklesek. Hatta o esnada bir kamyonla setin geri kalanını ezip geçsek… Belki de milyon dolarlık gişe edebilecek bir filmi, daha çekilmeden yok ettik değil mi…
Hadi bir de iyi profil çizelim. Oyuncular ve ekip çok dost canlısıdır. Sizinle set arasında fotoğraflar çekilip, imza verebilirler. Siz de bu fotoğrafları Internet’te arkadaşlarınızla paylaşıp hava atabilirsiniz. Denemesi bedava. Olmadı ilk yönteme geçiş yaparsınız.
Konser veya maçlara gidebilme: Evet, bunları da yapabilsek keşke. Üstelik senaryo gereği değil, canımız istediği için yapabilsek. Internet’te yaptığımız ufak gezintiden, TV’den veya sokaklarda gördüğümüz afişlerden yola çıkarak bu tarz organizasyonlara katılabilsek değil mi? Hatta sabahın bir saatinde afiş asan adamı görürsek, biraz da dövsek şöyle. Hatta hatta, etraftaki afiş ve benzeri tanıtımlardaki insanların yüzlerini kalemlerle boyayabilsek. Ne bileyim; gülümseyenlere çürük diş, ince kaşlılara tek kaş, tıraş olmuşlara da gür sakallar yapmak gibi…
Peki maça veya konsere gittik. Amaç sadece bunları izlemek mi olmalı, tabii ki hayır! Rakip takım taraftarlarına laf atma, grup arasında kavga çıkarma, meşaleyi sahaya gönderme, taç çizgisine gelen oyuncuya taş atma, hatta becerebilirseniz sahaya girip futbolculara saldırma çok eğlenceli olabilir. Konserde ise, gizlice sahne arkasına sızıp, ses sistemleriyle oynayabilir, mikrofonun ayarlarını değiştirip şarkıcının sesini inceltebilir veya kalınlaştırabiliriz. Hadi biraz daha işi fantaziye vuralım. Elektrikleri kesip, kalabalığa saldırabiliriz. Üzerlerine zeytin yağı dökelim mesela.
Uçak seyahatleri, hatta uçağı kaçırma
GTA serilerinde şimdiye kadar birçok araç kullandık; ama hiç bir zaman yolcu uçağının pilotu konumunda yer almamıştık. Her ne kadar 11 Eylül olaylarından sonra GTA IV’te uçaklara izin verilmese de, bunun bir oyun olduğunu ve her şeyin eğlenme amaçlı olduğunu düşünerek yeni yapıma yolcu uçakları eklenebilir. Uçak pilotunu etkisiz hale getirip, onun kılığına girdiğinizi düşünün. Böylelikle GTA’da ilk kez uçakla şehirler arası, hatta belki de ülkeler arası seyahatler yapabiliriz. İşi hınzırlığa vurmak da bizim elimizde. İlla belirli bir noktaya varmak zorunda değiliz. Uçağı Atlas Okyanusu’na da düşürebiliriz mesela.
İkinci seçenekte ise, tehlikeli bir yolcu olarak uçuşa katılabiliriz.
Düşünün, uçakta 100’den fazla yolcu var. Seyahat başladı ve bir anda
çıkıp, “ben bu uçağı kaçırıyorum” diyebiliriz. Uçak kaçırma durumlarının
uçak içinde nasıl bir paniğe yol açacağını düşünsenize…
Ev alım, satım, inşaa
Daha önce paramız karşılığında ev satın alabiliyorduk. Hatta birden fazla ev alarak, görevlerimize en yakın bölgedeki evleri tercih ederek zamandan da tasarruf edebiliyorduk, ama evler hep bir araç konumundaydı. Peki, bu kez araç yerine amaç olsa? Oyun içinde sunulan ufak bir editör sayesinde Sims misali kendi evimizi inşaa edip dekorasyonuna kadar ilgilenebilsek, mükemmel olurdu. Tabii ki parası karşılığında. Hatta işleri ilerletip komisyonculuk işine bile girebilsek. İnsanlar bizden ev almaya gelse. Paralarını çarpıp, onları eli boş bırakmak da elimizde olsa tabii ki. Hatta kaçak ev yapıp, sahte tapuyla milleti kandırmak da oyunda eğlenceli olurdu.
Esnaflık
Sonuçta fani dünya. Patronların emirleri sonuçlarında yaptığımız işlere ve kazanacağımız paralara güvenemeyiz. Belki de bizim için kötü şeyler düşünüyorlardır, ama hiç bir şey için geç değil. Bırakın bu işleri bir kenara (senaryo modunu askıya alın yani), gidin bir manav dükkanı açın veya marketçiliğe başlayın. Alın terinizle para kazananın. Peki burada hiç anormal davranmayacak mıyız? Tabii ki davranabiliriz; bozuk mal satmak, vergi kaçırmak, tartı tezgâhının altına fazladan ağırlık yerleştirerek eksik mal satmak gibi.