Andrzej Sapkowski’nin dünyaca ünlü roman serisinden uyarlayarak yarattığı Witcher serileri ile kalplerimizde taht kuran CD Project Red ; Hearthstone gibi kart oyunlarının oldukça popüler olmasını ve Witcher 3 içinde oyunculara sunduğu Gwent kart oyununun çok beğenilmesini de fırsat bilerek Gwent’i tek başına bir oyun olarak geliştireceğini E3-2016’da duyurmuştu. Aylar öncesinden kapalı beta kayıtlarını açmış ve kullanıcılara oynama fırsatı sunmuştu. Oyunun beta sürümü hazır olunca da çoğu başvuran oyuncuya oynama hakkı verdi. Beta hazır olduğuna göre ve içerisi oyuncu kaynadığına göre biz de Gwent’den nasibimizi alalım dedik.
İlk bakışta oyunun ana yapısına sadık kalındığını ve oynama sisteminde çok değişiklik yapılmadığını söylemek mümkün. Ancak çoğu kartın özelliğinde değişiklik yapıldığını belirtmek gerek. Oyun aynı Witcher 3 içinde olduğu gibi sıra tabanlı olarak işliyor ve her oyuncu kendi turunda bir kart oynuyor. Bir oyuncu pas diyene kadar veya elindeki kartlar bitene kadar tur devam ediyor.Tur sonunda en çok saldırı puanına sahip oyuncu turu kazanıyor. 3 tur içerisinden 2 tanesini kazanan maçı kazanmış oluyor.Burası zaten bildiğimiz kısımdı. Witcher içerisindeki halinden farklı olarak ilk göze çarpan ise ilk tur sonunda iki oyuncunun da iki kart çekiyor, ikinci tur sonunda ise iki oyuncunun da birer kart çekiyor olması. Burada dönüp bana sorabilirsiniz bu da farklılık mı diye ? Ancak Witcher içerisindeki versiyonunda sadece kazanan oyuncu kart çekebiliyor veya casus kartı ile karşı tarafa puan veriyor ancak kendi destenizden iki kart çekebiliyordunuz. Durum böyle olunca kazanmanızı garanti edebiliyor ve ona göre kendinizi hazırlayıp turunuzu pas geçebiliyordunuz. Şimdi ise böyle bir garantiniz yok çünkü iki oyuncu da kart çekiyor yani ne olursa olsun o turu kazanmak için elinizden geleni yapmak zorundasınız. Oynanıştaki birinci büyük değişiklik bu.Planlama sistemini kökten değiştiriyor. Oyuna gelen bir eklenti de yeni bir deste olmuş. Şimdi artık Skellige destesi de mevcut. Witcher 3 oynarken sevdiğimiz oldukça arkadaş canlısı ama bir o kadar da kavgacı olan Nordik dostlarımızla da deste kurabilirsiniz. Daha önceden de bulunan Monsters, Northern Realms, Scoia’tael desteleri oyunda yerlerini almış durumda ancak Nilfgaard destesi daha yapım aşamasında. Oyunda dikkat çeken başka bir özellik ise rakibinizin maç sonunda sizi ödüllendirme şansı olması. Alışıldığı üzere her maç sonrasında; kazanan oyuncu para kazanıyor. Kaybeden ise eli boş bir şekilde ayrılıyor ancak Gwent’de durum hep böyle olmak zorunda değil eğer bir oyuncu maç sonrası diğerine “Good Game”
gönderirse ufak da olsa bir teselli ödülü ile maçtan ayrılmak mümkün. Peki bu kazandığımız paraları ne yapacağız? Tabi ki de mağazadan daha fazla kart almak için kullanacağız. Bir miktar para biriktirdikten sonra mağazaya gidip trol arkadaşımızdan fıçı alabilir ve aldığımız fıçıları ondan kırmasını isteyebiliriz.Fıçılardan ise rastgele kartlar çıkmakta. Orası artık sizin şansınıza kalmış.
Ayrıca ufak ama mutlu eden bir detay da hero kartlarının animasyonları olması. Ses efektleri ve müzikler oldukça güzel, oyunu aşırı sadelikten ve sıkıcılıktan kurtarıyor. Kartların seslendirmesinde Witcher oyuncularının yer alacağını önceki haberlerimizde yazmıştık. Geralt’ın derinden gelen karizmatik sesi kartını oynadığımızda yine tüyleri diken diken ediyor.
Gwent’in üzerinde uğraşılan ,bolca emek sarfedilmiş ve sarfedilmeye de devam edilecek bir oyun olduğu aşikar. CD Project Red ekibi yine oyuncuları mutlu edecek gibi duruyor. Ancak oyunun sadece bir kart oyunu olması ve belirli bir süreden sonra sadece kendi oyuncu kitlesine hitap edecek olması gerçeğini değiştirebileceğini düşünmüyorum. İster kart oyunu meraklısı olun ister olmayın Gwent’in oynanması gereken , muhakkak şans verilmesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. Siz de benim gibi kart oyunu meraklısı değilseniz Hearthstone gibi Gwent’i de kendini tekrar eden bir oyun olarak görebilirsiniz. Ya da en azından mobil platformlara çıkmasını bekleyebilirsiniz.