Sword Art Online ve Log Horizon gibi animelerden sonra bir kez daha “devasa çoklu oyuncu çevrim içi rol yapma oyununda” mahsur kalan karakterlerin konu edindiği bir anime var karşımızda. Özellikle Sword Art Online’ın ardından bu türün inanılmaz derecede popüler olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Aslında çoğu zaman hepimizin hayali değil midir, bir oyun dünyasında yaşamak? Yönettiğimiz karakter gibi olmak ve onun gibi kılıç kuşanmak, büyü yapmak, elde ettiğimiz her başarıdan sonra seviye atlayıp itibar kazanmak… Durum böyle olunca, oyunun içine kısılma konusu popüler olmaya devam ediyor ve insanlar oyunlardan kopmadığı sürece de popülerliği devam edecek gibi. Şimdi Hai to Gensou no Grimgar (kısaca Grimgar) adlı anime bu konsepti nasıl işlemiş bir göz atalım.
“Neredeyiz, neden buradayız ve en önemlisi: biz kimiz?” Haruhiro, gözlerini bilmediği bir dünyada açtığında işte bu cümleler dökülür ağzından. Karanlık, etrafını bir battaniye gibi örtmüştür. Üstelik yalnız da değildir. Yanında kendisi gibi birçok insan vardır. Karanlık yok olduğunda gerçek olamayacak kadar büyülü bir dünyada buluverirler kendilerini. Evet, burası fantastik diyar, Grimgar’dır. Lakin burası büyülü olduğu kadar tehlikeli de bir dünyadır. Bu dünyada her türlü canavar kol gezmektedir. Haruhiro ve yeni tanıştığı arkadaşlarının hayatta kalabilmek için dövüşmeyi öğrenmeleri ve işbirliği içinde çalışmaları gerekecektir. Yolun sonunda Haruhiro’yu ne beklemektedir bilemeyiz ama bir şey kesindir: Yeni ve fantastik bir macera hem Haruhiro’yu hem de izleyicileri beklemektedir.
Grimgar’da olaylar bizlere ana karakter olan Haruhiro’nun ağzından sunuluyor. Dolayısıyla Haruhiro’nun yaşadıklarına ve bir nevi kendi gelişimine tanıklık ediyoruz. Grimgar’da yaşadıklarını iddia eden askerlerin görevleri, bulundukları karargâh ve kaleleri korumak olduğu için diğer herkes yedek orduya katılmak zorundadır. Yedek ordunun amacı da Grimgar dünyasını tehdit eden her şeyi ortadan kaldırmak ve barışı sağlamaktır. Bu arada, yedek ordu da kendi arasında loncalara ayrılmaktadır. Haruhiro’nun katıldığı hırsızlar loncası, savaşçılar loncası, avcı loncası, büyücü ve rahipler loncası gibi birçok lonca mevcuttur. Grimgar, fantastik oyunlara benzeyen bir dünyadır ama işin aslı hiç de oyun gibi değildir. Bir oyunda öldüğünüzde canlarınız olduğu için yeniden canlanabilirken, Grimgar’da amaç ya öldürmek ya da ölmektir çünkü sadece bir tanecik canınız vardır. Ölürseniz hem hayatınız sona erer hem de “game over” olur.
Dediğim gibi, karakterler nereden geldiklerini ve neden orada bulunduklarını hatırlamamaktadırlar. Üstelik hatırlayamadıkları şeyler bunlarla sınırlı değildir. Kahramanlarımız kimi nesnelere son derece yabancıdırlar. Örneğin telefon veya bilgisayar oyunu gibi terimler karakterlerimize yabancı gelmektedir. Öte yandan Grimgar’ın kırmızı ayını gördüklerinde “bir tuhaflığın söz konusu olduğunu” anlamaktadırlar. Haruhiro bunu şöyle dile getirir: “Hiçbir şey hatırlamıyorum ama ayın kırmızı olmadığını da biliyorum” Kısacası sanki birileri kahramanlarımıza, bazı şeyleri kasıtlı olarak unutturmuş gibidir. Durum böyle olunca insan tüm bu olayların sorumlusu kim ve amacı ne diye meraklanmadan edemiyor.
Açıkçası, Grimgar’ı izlerken kafamda oturtamadığım şeyler de oldu. Tamam, ortada gizem var, olmalı da. Neden oradalar ve nereden geldiler soruları klişe ama atmosfer yaratan temalar. Lakin şu var: Haruhiro, Barbara adlı hırsızın loncasına katılıyor ve dövüşmeyi öğrenerek yeni dünyaya adapte oluyor. Goblinler’le savaşmaya başlıyor ve nasıl hayatta kalacaklarını; kısacası Grimgar’ın kurallarını öğreniyorlar. Güzel ama biraz da buraya nereden ve ne için geldiğini araştırmaları gerekmez mi? Karakterler hiçbir şey bilmedikleri bir dünyada bulunmalarına rağmen ortama gereğinden hızlı adapte oluyorlar ve soru sormayı bırakıp bulundukları durumu çabucak benimsiyorlar.
Kasabada insanlar olmasına karşın kimse gidip birine “biz nereden geldik” diye sormuyor. Açıkçası ben olsam tüm zamanımı neden buradayım sorusuna yanıt bulmak için harcardım. Nitekim dediğim gibi karakterler kısa bir süre sonra tam bir Grimgar’lı gibi yaşamaya başlıyorlar. Elbette bu soruların birçoğu bölümler ilerledikçe cevaplanıyor (ve büyük sürprizler yaşanıyor) ama yine de Haruhiro ve arkadaşları normalde davranılması gerektiği gibi davranmıyorlar diye düşünüyorum.
Hai to Gensou no Grimgar, Ao Jumonji’nin aynı adlı light novel’inden uyarlanma. Daha doğrusu önce mangaya uyarlanıyor ardından animeye. Yönetmen koltuğundaki isim; Aoi Bungaku Series, birkaç bölüm olsa da Arakawa Under the Bridge, Nana ve Death Note gibi animelerde de yönetmenlik yapan Ryosuke Nakamrua. Yani yönetmenin geçmişinde oldukça sağlam deneyimler mevcut. Nakamrua, senaryo ve çizim çalışmalarında da görev yapmış bir isim. Yapımcı stüdyo ise 2005’ten beri faaliyette olan ve Fairy Tail, Fractale, Aldnoah Zero ve elbette Sword Art Online gibi animelerin de yapımcısı olan A-1 Pictures. Kısacası hem yönetmen hem de stüdyo olarak animenin arkası sağlam. Bu arada animenin hem romanlarının hem de mangasının devam ettiğini belirtmek isterim.
Grigmar’ın çizimleri suluboya tarzı ile bir hayli dikkat çekiyor. Karakterlerimizin çizim yönünden günümüz anime karakterlerinden pek bir farkı olmasa da suluboya tablolarından fırlamış gibi duran renkleri animeye ayrı bir hava katmış. Dram esintisi sağlanmaya çalışıldığından, sürekli ağlayan karakterler görüyoruz. Ayrıca animede pek tasvip etmediğim “fan servisliği” de bolca yapılmış. Yani animede ecchi diye tabir edilen türün izleri de mevcut. Yume adlı karakterin kalçaları sürekli göz önünde. Daracık şortu ile dolaşıp, kalçalarını sürekli ekrana doğru çevirmesi ile Yume’nin neden animede olduğunu anlamış oluyoruz. Ayrıca genellikle ecchi animelerin çapası sayılan “banyoda kızları röntgenleme” klişesi maalesef Grimgar’da da mevcut. Açıkçası bu tarz sahnelerin ecchi olmayan animelerde boy göstermesinden pek hoşnut değilim. Elbette iki karakter arasında yakınlaşma vs. olur ama sonuçta bir karakterin orasını burasını yakından görmek istesek gidip ecchi izlerdik.
Animenin müziklerinden sorumlu kişi R.O.N. takma adıyla Iida Ryuuta. Kuroko no Basket ve Kurenai gibi yapımlarda da görev alan R.O.N. henüz yeni bir besteci sayılır. Buna karşın Grimgar’ı, dolayısıyla fantastik bir evreni yansıtan müzikleri gayet hoş. Grimgar manzaraları sunan ve kısaca karakterleri gösteren ve “(K)NoW_NAME adlı grubun seslendirdiği “Knew Day” adlı parça eşlik ediyor. Öyle çok güzel bir parça olmasa da enstrümantal kısımlarının kulağa hoş geldiğini söyleyebilirim. Yine aynı grubun seslendirdiği Harvest isimli kapanış parçası ise daha ağır ve duygusal.
2016 yılının ilk fantastik temalı animelerinden olan Hai to Gensou no Grimgar bahsettiğim gibi Sword Art Online’a benzerliği ile dikkat çekiyor. Suluboya tarzı çizimleri ile de farklılığını konuşturan Grimgar başarılı bir anime ve Sword Art Online’ı sevdiyseniz Grimgar’ı da sevme ihtimaliniz çok yüksek. Elbette illa sevmek için Sword Art Online’ı izlemenize gerek yok. Haftaya bir başka anime yazısı ile görüşmek üzere, hoşça kalın.
Diğer adı: Grimgar of Fantasy and Ash
Yönetmen: Ryosuke Nakamura
Senaryo: Ryosuke Nakamura
Stüdyo: A-1 Pictures
Müzik: R.O.N.
Tür: Fantastik
Yıl: 2016
Süre: 12 Bölüm