Halo 3
Uzaktan bakıldığında, yemyeşil arazisi, şelalelerle çevrelenmiş görünümüyle, adeta cennetin dünyadaki temsili gibi tanımlanabilecek bir arazinin üzerindesiniz. Hafiften esen rüzgar, gökkuşağının rengarenk görüntüsü, görkemli çam ağaçları ile doğanın bu sade güzelliği insanın içini okşarken, biraz yaklaştığınızda kırmızı ve mavi noktacıkların sağa sola hareketleri gözünüze çarpıyor. Ne olduğunu merak ediyor ve biraz daha yakın olmayı istiyorsunuz. İlk başlarda hafiften hissedilen uğultuların yerini kurşun vızıltıları ve kulakları sağır edecek kadar şiddetli patlamalar alıyor. Acımasız bir savaşın tam ortasında olduğunuzu fark etmeniz uzun sürmüyor. Karşınızda, ellerindeki proton silahlarını cömertçe kullanan bir Master Chief ordusu var…
Adamakıllı Shooter!
2007 yılı için hazırlanan Halo 3’de şu an itibariyle her şey yolunda gözüküyor. Tüm çalışmalar zamanında bitecek ve herhangi bir erteleme olmadan oyunun piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor (daha önceki iki Halo oyunun da sonbaharda çıktığını düşünürsek). Elde olan görüntü üzerine konuşursak, oyunun hayranlarını çok başarılı bir devam yapımı bekliyor.
Bugüne kadar izlediğimiz video’larda elinde ata yadigarı tüfeği ile savaşan Master Chief’i gördük. Birçok oyuncu hep aynı şeyi düşünmüştü: Acaba Halo 3’te geriye dönüş mü yaşanacaktı? Bunların cevapları henüz çok belli olmasa da, bu sefer tüfeğimizi çok etkin olarak kullanacağız. Daha seri atışlar yapıp, daha fazla hasar verecek. Halo 2 piyasaya sürüldüğünde ise çok daha büyük bir, çoklu oyuncu içeriği sunuyor oluşu ile gündeme gelmişti ve oyuncular savaşlara başladıkları tüfeği görmezden gelmeye başlamışlar. Hatta Halo’nun standart silahı olan makineli tüfeği kullananları alaylı bir dille eleştiriyorlardı. İyiden iyiye aşağılanan bu silahın önemini artırmak için yapımcılar ek hamleler geliştirmişler. Yeni oyunda tek vuruşta düşmanı alt ettiğimiz headshot sistemi tarihe karışıyor. Halo 3’te başlangıç silahınız yeni kurallarla birlikte geliyor. Griesemer, başlangıç silahı için düşüncelerini şöyle belirtiyor: “Öyle bir silah olmalı ki, tek kurşunda düşmanı yere serememeli. Çift elle kullanılmaması gerektiği gibi aynı zamanda düşmanlara karşı kullanıcıyı fazla aciz durumda da bırakmamalı. Silahınız ne olursa olsun yeniden canlandığınızda, savaşa kaldığınız yerden devam edebilmelisiniz.”
Çoklu oyuncu modu üzerinde ekstra çalışılan yapımda, bu modlara eklenen yeni özellik varki “hepimizi hayrete düşürdü” desek yalan olmaz. Enerji kapıları olarak adlandırılan bu özellik sayesinde üssünüze kaçarken geçtiğiniz bu kalkanlardan sonra hiçbir silah ya da bomba size etki etmiyor. Bu şu anlama da gelebilir: kapının önünde dur, silahını ateşle, sana saldıran olursa bir adım geriye git ve kimse sana saldıramasın. Bu özellik sayesinde birçok savaş stratejimizi gözden geçireceğimiz kesin.Kapılardaki enerji kalkanları Halo 3’ün çoklu oyuncu dünyasının tek yeniliği değil elbette. Quake 3 oyunundaki kullanıcıları fırlatan düzenekleri (Halo’da bunlara “man-cannon” deniliyor) hatırlıyor musunuz? Quake’teki bu ünlü fırlatıcılar, Halo 3’te sadece aynı görevi görmekle kalmıyor, aynı zamanda oyuncuların zevkli dakikalar yaşamasına imkan tanıyacak özellikleri de beraberinde getiriyor. Bungie’deki çalışanlar, ışınlanma sistemini oyuna dâhil etmeyip, fırlatıcıları özellikle eklediklerini belirtiyorlar. Patlayıcı özelliğe sahip kocaman bir füzyon çekirdeğini fırlatma düzeneğine attığınızda tıpkı oyuncular gibi füzyon çekirdeği de karşı tarafa doğru zıplayıp diğer tarafta patlayacak. Savaşlar esnasında buna benzer pek çok özelliğe sahip olabileceğiz. Düşünsenize bir el bombasını fırlatma rampasına atarsanız, metrelerce ilerideki düşmanınıza hasar verebileceksiniz. Tabii sadece düşmanları hedef alacaksınız diye bir durum yok.
Savaş öncesi
Halo 3 ile karakter yaratma ekranına kavuşacağımız da söylenmesi gerekenler arasında. Kullanacağınız karakterin dış görünüşünden bahsetmiyoruz. Zaten tüm oyuncular birbirine fazlasıyla benziyor ve onlar birer takım oyuncusu oldukları için renkleri haricinde fazla farkları olmadığı da bir gerçek. Fakat oyun içindeki kahramanınızı belirlerken seçebileceğiniz özellikler arasında silah setleri ve karakteristik özelikler var. Yani takımın yakın mesafeli silahlarda uzman elemanı olmak istiyorsanız, pompalı tüfek konusunda iyi olan bir karakteristiği seçmelisiniz. Aynı şekilde bir izci gibi hareket edecekseniz, diğerlerine nazaran daha hızlı hareket edebilen bir karakter modeli daha iyi bir seçenek olabilir. Bungie çalışanları bu seçenekleri “oyuncu karakteristikleri” olarak tanımlıyor. Savaşlar başlamadan evvel parti lideri gerekli ayarlamaları yaparak hız, yerçekimi gücü, sağlık miktarları, savunma kalkanlarının gücü, silahların yeniden var olma hızı ve oyuncuların görünüşü gibi seçenekleri belirleyebiliyorlar.
Savaşlardan evvel yapılan bu ayarlamaları biraz daha derine inerek anlatalım isterseniz. Söz gelimi capture the flag oyun modunu ele alalım. Karşı takımın bayrağını çalıp kendi üssünüze götürmeye çalışıyorsunuz. Kurallar bu kadar basit. Ancak oyunu kuran kişinin yapacağı bir iki değişiklik ile savaşın tüm eğlencesi tavana vurabiliyor. Mesela tüm askerlerin hızı ve çevikliği aynı seviyede olurken, savaştan evvel yapılacak bir ayarlama ile bayrak taşıyan oyuncunun iyice yavaşlamasını sağlayabiliyorsunuz. Bu durumda uygulanacak taktikler değişiyor ve bayrak taşıyan oyuncuyu koruyacak bir grup asker, onun yanında dolaşmak durumunda kalıyor. Tersi de mümkün elbette. Bayrak taşıyan diğerlerine nazaran çok daha hızlı ve çevik hale gelirse, bu sefer de düşman birliklerinin farklı hamleler izleyerek, bölgeyi savunması gerekebilir. Sonuç olarak aynı oyun modunu aynı haritada oynasanız bile savaştan evvel yapılacak bir iki ayar ile yaşanacakları bir anda değiştirebilme imkanına sahipsiniz.
Yapımcılar, amaçlarının oyuncuları tamamıyla özgür bırakmak olduğunu söylüyor. Bu sözlerini harita üreticiler ile her oyuncunun kendi haritasını yapmak olarak görmüyorlar. Yani oyun modlarını belirlerken yapılacak ayarlarla ulaşılan farklı kombinasyonlar tüm savaşın dengesini değiştirecektir. Mesela askerlerden birini zombi ilan ederek hiç silah kullanamamasını sağlayabiliyorsunuz. Bu asker diğer oyunculardan çok farklı hareket ediyor ve silah kullanamama dezavantajını gelişmiş savunması ile aşabiliyor. Ninjaball ismi verilen oyun modunda ise topu elinde tutan oyuncu, diğer tüm kullanıcıların hedefi haline geliyor ve herkes ona ateş etmeye başlıyor. Hedef öldüğünde veya topu yere düşürdüğünde bir başkası topu alıyor ve yeni hedef o oluyor. Bu sayede en uzun süre topu elinde tutabilen oyuncu savaşı kazanıyor. İşte gayet basit temeller üzerine kurulmuş olan bu oyun modunda yapılacak bir iki ince ayar, tüm sistemi baştan yaratacaktır. Topu eline alan oyuncunun gücü ikiye mi katlanacak, topa ulaşınca müthiş bir hıza mı ulaşacak, daha fazla zıplayabilecek mi? Bunun gibi pek çok ayarı yaparak aynı haritadaki, aynı savaşın gelişimini baştan aşağı değiştirebilmeniz mümkün.Anlattığımız savaş öncesi seçeneklerin yanı sıra harita içerisinde karşılaşacağımız çeşitli güç gelişimleri de mücadelenin tüm ahengini değiştirecektir. Görünmezlik sağlayıcı kamuflaj gelişimi, aşırı hızlandırıcı gelişim paketi, daha fazla hasar vermenizi sağlayacak bir paket veya çok yükseklere zıplamanızı sağlayacak bir güç gelişimi ne sıklıkla karşınıza çıkacak, hepsi oyun lideri tarafından belirlenebiliyor.
Gelelim işin en eğlenceli yanına. Tüm bu harita seçeneklerini belirlediğinizde eğer yeterince iyi olduğunuzu düşünüyorsanız, kayıt edebiliyor ve sistemde bu haritanın saklanmasını sağlayabiliyorsunuz. Bu haritaya olan ilgiye göre çeşitli turnuvalar düzenlemeniz ve diğer oyunculara yeterince çekici geldi ise, popüler haritalar arasında yer alması mümkün. Hatta Bungie, tüm Xbox Live! kullanıcılarına bir tanıtım ekranı hazırlayarak, kendi haritalarını diğer kullanıcılara göstermek için reklam bile düzenleme imkanı sunacak. Eğer çılgın bir oyuncu olduğunuza inanıyorsanız ve kendiniz gibi çılgınlarla bir arada savaşmak istiyorsanız, bu sistem sayesinde size müthiş bir fırsat sunuluyor. Yapabildiğiniz en absürt haritayı düzenleyin ve Live! üzerinden bunu yayın. Sizin gibi eğlence delisi kullanıcıları bir araya getirmek için iyi bir yol olsa gerek. Üstelik oyunun kendi arama motoru ile rahatça istediğiniz tipteki haritayı ve oyun modunu bulabileceksiniz.
Kopmak yok
Bungie’nin en büyük hedefi oyuncuları sürekli sisteme bağlı tutmak. Yani öyle bir savaş deneyimi sunacaklar ki, her oyuncu mutlaka her gün bir defa da olsa siteme bağlanıp gelişmelerden haberdar olmak isteyecek. Halo 2’de çok başarılı olmasına rağmen bir süre sonra oyuncuları soğutmaya başlayan çoklu oyuncu sistemini ödüller ve ek özelliklerle cazip hale getirmeye çalışıyorlar. Halo 3’te diğer Xbox 360 oyunlarında olduğu gibi açılacak pek çok başarı kıstası var. Bunları tamamlayabilmek için sürekli savaşlara katılmalı ve sistemde düzenli olarak yer almalısınız.
Rütbe sisteminin iki şekilde işleyeceğini söylüyor yapımcılar. Sadece daha fazla düşmanı haklayanlar değil, aynı zamanda savaşlarda daha fazla vakit geçirenler de rütbe puanı kazanacak. Burada önemli olan nokta, oyunda çok başarılı olamayan oyuncular da uzun soluklu savaşlara katılmaları durumunda puan kazanabilecekler. Kumandasına hakim, sıkı oyuncular savaşları başarıyla tamamlamaları, keskin nişancılıklarını konuşturmaları halinde, rütbe sıralamasında en yukarılara tırmanabilecekler. Eğer bu rütbe sistemi size yeterince net gelmediyse (öyle olması gerek zaten), halen bu konu ile ilgili çalışmaların yürütüldüğünü de bilmelisiniz. Her oyuncunun zamanla yükselen rütbesi, isminin başına gelecek unvanlarla belirtilecek.
Yeni eklenen özelliklerden biri de oyuncular bekleme salonunda sohbet ederlerken, eğer oyun kurucunun verdiği kararlardan memnun değillerse, mevcut oyunu veto edebilecekler. Yeterli sayıda kullanıcının vereceği karar ile var olan savaş iptal edilip, yeni bir oyun lideri seçilebiliyor.