Kaynak: GamesDomain
Doom3, Half-Life 2, Deus Ex: Invisible War gibi oyunlarla FPS türünün ne zaman atlama yapacağını merak edenler için bu türün en iyi örneklerinden biri karşımıza çıktı; Halo: Combat Evolution. Xbox konsolunda satış rekorları kıran oyun sonunda PC versiyonu ile karşımıza.
Aslında durum biraz ilginç, hatta utanç verici de denebilir, çünkü oyunun PC versiyonu, Xbox için üretilen orjinalinden çok daha iyi. Kontroller daha sıkı, internet üzerinden 16 kişiye kadar oynanabilen multiplayer desteği ve daha gerçekçi ve fotografik grafikleriyle Xbox için harika olan oyun PC için muhteşem olmuş. İşte FPS oyunları için beklediğimiz sıçrama. Gerçi oyun, konu ve içerik olarak Xbox oyunu ile aynı. Yani yeni single player görevleri, daha gelişmiş düşmanlar ya da hikayenin geliştirilmesi gibi birşey beklemeyin. Ama bunlar
oyunun harikalığını engelleyen özellikler değil.
Halo’nun Xbox’ta çıkmasından ve rekorlar kırmasından sonra, aynı başarıyı Splinter Cell gerçekleştirdi. Ancak hangi oyunun daha iyi olduğu tartışma konular arasında yer alıyor. Splinter Cell oyununun Halo’dan daha sonra çıktığını düşünürsek, aslında Halo’nun ne kadar başarılı olduğunu görebiliriz.
Aslında bence Halo’nun u muhteşem başarısının ardında sadece harika grafikleri ya da etkileici bilim-kurgu konusu yok. Bence bu başarının ardındaki temel neden oyunun muhteşem olan ve sizin, etrafınızdaki dünyanın yaşıyormuş gibi görmenizi sağlayan atmosferi. Zaten baktığınızda, ancak buna benzer atmosferleri yakalayabilen oyunlar çok başarılı oluyorlar.
2552 yılındayız. Oyunda insanlar, istilacı uzaylıları Dünya’dan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bir savaş kruvazörü olan Pillar of Autumn, Halo gezegenine gidip sizi, son spartan savaşçısını oraya bir pusu için bırakıyor. Oyunda çoğu zaman yalnız çarpışıyorsunuz ama bazen sizinle birlikte savaşan, size yardım eden takım arkadaşlarınız da yok değil. Oyunda gerek takım arkadaşlarınızın gerekse düşmanlarınızın yapay zekası oldukça iyi. Bu da oyunun gerçekçiliğini ve eğlence dozunu kesinlikle arttıran bir özellik. Bunun yanı sıra, siz usta bir asker olarak el bombaları, nişancı tüfeği, özel araçlar ve uzaylı gemileri gibi birçok şeyi kullanabiliyorsunuz. Ama oyunu sadece kötü adamları öldürmek olarak düşünmeyin. Oyun içerisinde öyle sahneler var ki, bilim-kurgu filmlerine taş çıkartır. Oyunda ilerlediğiniz mekanlar da gerçekten çok büyük. Bazen bir yere ulaşabilmek için araç edinmek gerekli oluyor.
PC’deki Halo ile Xbox’daki arasındaki en ciddi fark, PC’ de çözünürlüğü 1600×1200’ e kadar çıkartıp garfiklere bakabilirsiniz. Bu çözünürlükte uzaylılar çizgi karakterlerden daha gerçekçi bir görünüme bürünüyorlar. Bu arada bahsedilen grafiklerden zevk alabilmeniz için, ne yazık ki uçan bir bilgisayarınızın olması gerekli. Tatsız taraf oyun esnasında bir iki çakılma meydana geldi. Bunu düzeltebilmek için, GeForce FX kartı için anti-aliasing ayarını off(kapalı) duruma getirmeniz gerekiyor.
Oyunun hem PC hem de Xbox için en etkileyici yanı online olarak 15 kişiye kadar multiplayer desteği vermesi. Yüksek çözünürlüklerde keskin nişancı olmak ise çok daha eğlenceli ve görülmeye değer. Multiplayer kısmında altı yeni harita daha var ama bunlar orjinal haritadan çok da farklı durmuyorlar. Oyunun bir diğer yanı ise bazı seviyelerde Banshee uzayaraçlarını kullanabilmeniz. Bu sayede çok daha fazla eğlenebilirsiniz.
Multiplayer için ayrıca birkaç silah daha var. Biri flamethrower yani alev makinası. Oldukça eğlenceli bir silah olduğunu söyleyebilirim. Aynı zamanda etkili de. İkinci silah ise fuel rod pistol. Bu benim pek de hoşlanmadığım hatta sanırım plasma rifle gibi iş gördüğünü düşündüğüm bir silah. Aynı zamanda oyunda yeni bir Warthog tipi de var. Araca roketatar eklenmiş. Böyle bir araç, işini bilen bir sürücü ile çok tehlikeli olabilir.
Değişimleri bir yana, Halo, Xbox konsolu için olan Halo ile aynı. Eğer online oyunları seviyorsanız, yeni haritalar daha iyi ve hassas kontroller istiyorsanız, hele bir de uluslararası arenada kapışmak istiyorsanız, sizin en yakındaki bilgisayar oyunları satan dükkan ile randevunuz var demektir. Fazla gecikmeyin.
