Heavy Rain: The Origami Killer
Oyunları oynamak yıllardır aynıdır, bir ya da birkaç karakteri kontrol ederek
istenilen yere doğru ilerlersiniz ve bir şekilde oyunu bitirirsiniz. Yapılabilen
başlıca hareketlerin dışında oyun ya da karakter üzerinde neredeyse hiç etkiniz
yoktur. Bir sonra ki adım her zaman bellidir ve o noktaya geldiğiniz de sahne
size sunulur. Peki ya o sahneleri siz belirleseydiniz ne olurdu? Sanırım ortaya
film tadında bir proje çıkardı. Yönetilen bir karakteri sadece hareket
ettirmenin dışında, onun düşüncelerine, duygularına yön vermek, hatta
konuştuğunuz insanın dahi düşüncesini değiştirebilmek ve her adımınızda
karşınıza gelecek bir sonraki sahneyi şekillendirmek? İşte bu kulağa fazlasıyla
hoş geliyor öyle değil mi? Bu yılki Gamescom fuarında meraklı gözlerin
odaklandığı bir oyun vardı. Fahrenheit (Indigo Prophecy) ile herkesin dikkatini
fazlasıyla çekmeyi başaran Quantic Dream’in uzun zamandır geliştirdiği yeni
projesi Heavy Rain (HR).
HR hakkında baya bir süre neredeyse hiç bilgi verilmedi. Daha sonraları yavaş
yavaş karakterler, oynanabilirlik gibi konularda detaylar vermeye başlayan
yapımcı firma; Gamescom fuarıyla birlikte Heavy Rain’de yer alacak dört
karakterden açıklanmayan son ikisini de tanıtarak, heyecanımızı biraz daha
arttırdı. Şimdi gelin; tüm oynanabilir karakterler, senaryo ve oynanabilirlik
konusunda açıklanan yeni bilgiler eşliğinde merakla beklenen bu güzide yapımın
bize neler sunacağını biraz toparlayalım.
“Karakter modellemeleri çok başarılı, özellikle insanların yüzleri ve duygu dolu bakan gözler takdire şayan…”
Kaybolan bir yağmur damlası…
Heavy Rain’in ilk olarak konusu neymiş ona bir bakalım. Öncelikle oyunumuz
alışılmışın dışında bir yapıda karşımıza çıkıyor. Herhangi önemli birini ya da
dünyayı kötülüklerden kurtarmayarak, sadece sıradan insanların insani çabalarına
tanık olacağız, zaten amaçta bunu yansıtabilmek. HR; Madison Paige, Norman
Jayden, Ethan Mars ve Scott Shelby adındaki dört farklı karakterin Origami kod
adlı bir katili bulmaya çalışmasını anlatıyor. Hepsinin izlediği yol başka olsa
da, bu karakterlerin bir müddet sonra yollarının kesiştiğine tanık olacağız.
Oyun boyunca bu serüveni dört farklı gözle görerek her birinin yaşadıklarına
şahitlik edeceğiz. Sıradan bir insanın kendi sınırlarını nasıl zorladığını ve bu
uğurda neleri feda edebileceğinin gösterilmek istenildiği HR’yi, hani kısaca
anlatın deseler, sanırım hayatın içinden, ama kötü tarafından bir oyun diye
açıklayabiliriz.
Yapımla ilgili olarak en çok merak edilen kısımlardan biri karakterlerin nasıl
olacağı sorusuydu. Bunun cevabını yavaş yavaş, aheste aheste aldık. Sağ olsun
yapımcılar ser verip sır vermiyorlardı. Ama geçtiğimiz Gamescom’da artık oyunda
yer alan oynanabilir dört karakterinde kim olduğunu öğrendik. Her zaman
bahsedildiği gibi oldukça sıradan insanlar karşımıza çıktı. Bir gazeteci, bir
dedektif, bir FBI ajanı ve bir de mimar. Her birinin başarılı olduğu tarafları
kadar, zayıf olduğu yönleri de var.Katilin etrafındaki çember!
Kaçırılmış bir çocuk ve katili bulmaya çalışan dört karakter. Hiçbirinin bir
bağlantısı yok, hepsi farklı insanlar; ancak oyun boyunca katilin bıraktığı
izleri bu dört perspektif açısıyla takip edeceğiz. Her birinin yöntemi, sürdüğü
iz değişik olmasına rağmen oyunun bir anında bu karakterlerin yolu kesişecek.
Biz bu karakterleri oynarken diğer bir karakterin yaptıklarını engellemeyeceğiz,
yani birbirlerine karşı herhangi bir etkileri olmayacak. Her karakter hikayenin
bir bölümünü doldurarak, ana hikayeyi ve izlediğimiz yol doğrultusunda karşımıza
çıkan sonu göreceğiz. Bu ilerleyiş mantığına geçmeden önce gelin önce
karakterlerimiz kimmiş onlara bir bakalım.
Oyunda karşımıza çıkan ilk karakter Madison Paige oldu. Aslında bu karakter için
yapılan önceki açıklamalarda oyunun için de yer alan biri olmayacak deniyordu.
Ama anlaşılan fikirleri değişmiş ve bu güzel bayanımızı Heavy Rain’e dahil
etmişler. Madison, gözü pek bir gazeteci olarak karşımıza çıkıyor. Merak ettiği
bir şeyi ne pahasına olursa olsun öğrenebilecek bir karakter yapısına sahip olan
Madison, asla pes etmeyen biri ve bu doğrultuda sınırlarını fazlasıyla
zorlayabiliyor. Hatta bu güzel bayanla ilgili son yayınlanan gösterimlerde
muhteşem bir striptiz sahnesi vardı. Bilgi öğrenmek için yanına sokulması
gereken bir adamla konuşmak için, karşısına geçip striptiz yapabilen biri
Madison Paige.
“Shaun, Ethan Mars’ın oğlu ve oyundaki en önemli karakterlerden bir tanesi…”
İkinci karakterimiz ise Norman Jayden. Oldukça başarılı bir FBI ajanı olan
Norman, sıradan bir karakter değil. Takip ettiği izler nereye varıyorsa varsın,
sonuna kadar zorlayan ve aradığı kişiyi bulmak için tüm gücünü kullanabilen
biri. Ancak onu sıradan yapmayan şey ise bağımlı oluşunda yatıyor. Aslında
özünde iyi biri olan Norman, davranışlarını kontrol etmekte zorlanan biri; bu
yüzden de reçeteli olarak satılan bir psikoaktif ilacı olan Triptocaine
kullanmakta ve içindeki şeytanı bu şekilde dizginlemektedir. Doğal olarak oyun
içersinde Norman’ı kontrol ederken bu ilaç kullanımına da çok dikkat edilmesi
gerekiyor; çünkü gerektiği kadar vermezseniz, karakteriniz ölür ve diğer
oyunlarda olduğu gibi geri getiremezsiniz.
Gelelim son açıklanan ve daha önce bilinmeyen iki karaktere, yani Ethan Mars ve
Scott Shelby. İlk olarak karşımıza çıkan Ethan Mars, aslında oyunun da odak
noktasında bulunuyor ve HR’nin en önemli karakteri diyebiliriz. Ethan, çok güzel
bir ailesi olan ve oldukça başarılı bir mimardır. Ailesiyle birlikte dışarıya
çıktığı bir gezi esnasında iki oğlundan birini trafik kazası sonucu kaybediyor.
Bu olayın üstünden geçen 2 yıl, Ethan’ın hayatını tamamen değişmesine sebep
oluyor.Küçük bir evde geriye kalan oğlu Shaun ile hayatını devam ettiren mimar,
oğlu Shaun’ın kaçırılması sonucu kendisini büyük bir serüvenin içine atıyor.
Shaun karakterinin ise HR için çok önemli bir yere sahip olduğunu da belirtelim.
Son oynanabilir karakterimiz de Scott Shelby. Bu beyefendi kişilik ağırbaşlı bir
özel dedektif olarak karşımıza çıkıyor. Origamı adlı katilden canları yanan
ailelerin tuttuğu biridir Scott ve kendisi bu doğrultuda işini yapmaya çalışır.
Oldukça hantal bir yapıda olan dedektifin en büyük problemi ise astım olmasıdır.
Sahneyi başa sar…
Oyunun ilerleyiş sisteminin gerçekle birebir aynı olması için yoğun çaba sarf
ediyor yapımcı ekip, hatta HR için bir hayat simülasyonu bile diyorlar.
Hayatımızda bizi zorlayan, yapmamız gerektiği halde büyük acılar çekmemize yol
açan şeyler için; aynı şekilde oyunda da o acıyı çekeceğimizi ve karar verirken
gerçekten düşüneceğimiz belirtiliyor. Yazımın başında belirttiğim gibi Heavy
Rain’de kontrol ettiğimiz karakterler, orada sadece yönetilmeyi beklemiyorlar,
onları yaşamanız gerekiyor. Bu karakterleri yönetirken duygularını,
hareketlerini siz belirleyeceksiniz. Yaptığınız doğrular onları kimi zaman
ölümden kurtaracakken, yanlışlar ise belki de o karakterin ölümüne neden olacak.
“Dövüş sahnesi her zaman olduğu gibi kendini belli ediyor, Heavy Rain’de birini pataklamanın yolu ise doğru zamanda doğru tuşa basmaktan geçiyor.”
HR’deki en önemli nokta ise ölümler; çünkü oynanabilir karakterler içinde birini
ya da birkaçını öldürseniz dahi oyun bitmeyecek. Sağ kalan karakterlerle yapıma
devam edebileceksiniz; ancak hikayenin ölen karakter üzerindeki tarafını
göremeyeceksiniz. Tabii dört karakter birden ölürse işte o zaman oyun bitiyor ve
sizin o ana kadar izlemiş olduğunuz yol doğrultusunda bir son karşınıza geliyor.
HR gerçekçiliği o kadar zorluyor ki, eğer hikayenin tamamını bilmek
istiyorsanız, o zaman bu karakterleri kendi canınızı koruyormuş gibi korumanız
gerekiyor. Görüldüğü gibi Heavy Rain, hiçbir oyunda olmadığı kadar kişisel bir
oyun olarak karşımıza çıkıyor. Oynayan herkes kendi düşünceleri doğrultusunda
ipuçlarını izleyerek, sonuca varacak.
Yapımla ile ilgili sunumlarda nasıl bir mekanizmanın bizi beklediği
gösteriliyordu. Normal şartlarda bir oyunun ara sahnelerinde karşımıza çıkan
şeyler, HR’de direk oyucunun kontrolünde ve oynayan kişi ne yapmak istiyorsa
karakter de onu yapıyor. Oynanabilir demo da, Ethan Mars çocuğunu okuldan alıyor
ve evlerine geliyorlar. Burada yaptığınız her şey sizin kontrolünüzde, eve
geldiğiniz anda isterseniz çocuğunuzla ilgilenir isterseniz hiç bir şey
yapmayabilirsiniz. Örneğin, çocuğa yemek verip, ödevlerini yapma konusunda ona
yardım edebilir ve Shaun’ın mutlu olmasını sağlayabilirsiniz. Tam tersi olarak
yemeğini vermeyip aç bırakabilir, TV izlettirebilirsiniz.Oturduğu yerde uyuya kaldığını da, onu kucağınıza alıp yatağına götürebilir veya orada
bırakabilirsiniz. Tabii yaptığınız her eylem hem sizin hem de çocuğun
duygularına da yansımakla beraber; davranışları, size olan bakış açısı da
değişebiliyor. Sevincini, kızgınlığını görebiliyorsunuz. Heavy Rain size gerçek
bir yaşamda yapılanları birebir yansıtarak, oyun içinde de yapmanızı sağlıyor.
Mesela bir diğer karakter olan Scatt Shelby’nin oynanabilir demosunda kendi
düşünceleriniz doğrultusunda bir katili etkisiz hale getiriyorsunuz.
Farklı kararlar ve farklı sonuçlar
Bir markete giren dedektif Shelby, ilk olarak Hassan adındaki market sahibiyle
konuşmaya başlıyor. Bu konuşmaların tamamı oyunda size bırakılmış,
karakterinizin kafasının üstünde hareket eden birçok sorudan istediğinizi
seçerek karşınızdaki insanlarla iletişim kuruyorsunuz. Bu konuşma esnasında
Hassan’ın, Origami katilinden canı yanan biri olduğunu öğreniyoruz. Konu
hakkında istediğiniz kadar sohbet edebilir ya da istediğiniz an
bitirebilirsiniz. Konuşma bittikten sonra markette istediği şeyi almak için
ilerleyen Shelby, birkaç saniye sonra içeri giren bir hırsızın sesini duyuyor.
Paraları verme konusunda market sahibine baskı yapan hırsız, silahıyla tehditler
yağdırıyor. O an da kontrol size geçerek, hırsızı etkisiz hale getirmeye
çalışıyorsunuz. Burada da herhangi bir kısıtlama sunulmayarak, istediğiniz gibi
hareket etme özgürlüğüne sahipsiniz.
“Oynanabilirlik konusunda oldukça özgürsünüz, Ethan olarak oğlu Shaun ile ister ilgilenin ister ilgilenmeyin size kalmış…”
Oynanabilir demoda ilk olarak sessizce hareket ederek hırsıza yaklaşıldı. Ayrıca
etrafınızda silah olarak kullanabileceğiniz nesneler bulabiliyorsunuz. Bu bir
şarap şişesi ya da sert herhangi bir cisim olabilir. Ancak burada her zaman
söylendiği gibi insani hatalar her zaman olur kaidesi karşımıza çıkıyor.
Dedektif sessizce yaklaşırken yanlışlıkla orada dizili olan paketlerden birine
çarpıyor, gerçek hayatta böyle bir şeyi yere düşmeden tutabilmek için çok iyi
reflekslere sahip olmak gerektiğini vurgulayan yapımcı ekip, burada da aynı
şekilde hareket ediyor. Bu durumda Quick Time Event dediğimiz doğru zamanda
doğru tuşa basma özelliği karşımıza çıkıyor. Yanlışlıkla çarpılan paketi yere
düşmeden tutabilmek için o anda ekrana çıkan tuşa doğru zamanda basmanız
gerekiyor, aksi takdirde paket yere düşüyor, dolayısıyla hırsızın dikkatini
çekiyorsunuz. Ama tuşa bastığınız takdirde paketi yakalayarak, sessizce
hareketinize devam ediyorsunuz. Hırsıza yaklaşınca elinizdeki sert cisimle o
kişiye vuruyor ve onu etkisiz hale getiriyorsunuz.Bu tabii ki o sahnede gerçekleştirebileceğiniz seçeneklerden bir tanesiydi.
Örneğin hırsızla kavgaya tutuşabilir (Bu durumda da yine doğru zaman ve doğru
tuş özelliği karşımıza çıkıyor), onunla konuşarak yaptığının kötü bir şey
olduğuna ikna edebilirsiniz. Daha önce de belirttiğim gibi HR, oynayanın kişisel
tercihleri doğrultusunda ilerliyor. Yaptığınız her hareket bir sonraki sahneyi
ortaya çıkartıyor, kısaca her şey sizin doğru ya da yanlış düşünceleriniz de
bitiyor.
Oynanabilirlik hakkında asıl şunu da belirtmek gerekir: Heavy Rain, gamepad
üzerindeki tuşların doğru kullanımı üstüne kurulu bir oyun. Etrafınızdaki bir
bıçağı almak için belirtilen tuşa basıyorsunuz, elinizi havaya kaldırmak için
belirtilen tuşa basıyorsunuz, cebinizden gözlüğünüzü çıkarmak için analogla
elinizi cebinize götürüyor ve gözlüğünüzü çıkartıyorsunuz, makyaj yapmak,
kıyafet değiştirmek ve oyundaki her şeyi yapmak için belirtilen tuşlara basmak
zorundasınız. Bu da oyuna normal şartlardan iki kat daha fazla konsantre
olmanızı ve daha dikkatli oynamanızı gerektiriyor. Örneğin yolda yürürken
dikkatinizi çeken bir şeyi almak için hemen istenilen tuşa basmanız gerekiyor;
fakat sizinle beraber başka biri daha o cismi görmüş ise ve onu sizden önce
davranarak alabilir. Dolayısıyla sizde fırsatı kaçırmış olursunuz. Bu tip
eylemlerin gerçek hayatınızda geri dönüşü olmadığı gibi, Heavy Rain’de de
pişmanlığınızla baş başa kalacaksınız.
“Oyun genel olarak alışveriş merkezi, gar, gece kulüpleri gibi kapalı ama geniş mekanlarda geçecek.”
Çocuklar yataklarına, artık yetişkinlerin zamanı…
Oyunun en çok arkasında durulan ve güvenilen yanı, senaryosu; çünkü bu konuda
müthiş bir iş çıkardıklarını düşünüyor yapımcı ekip. Gerçi sizde düşününce hak
veriyorsunuz, sonuçta dört farklı karakter ve dördününde hikaye üzerinde etkisi
farklı, hiçbir karakterin birbirine etkisi yok. Doğal olarak her karakter için
ayrı bir senaryo oluşturmuşlar ki, bu gerçekten takdire şayan bir durum. Ayrıca
şunu da belirtmek lazım, yapılan son röportajlardan birinde Heavy Rain’in
senaryo uzunluğunun 2000 sayfa olduğu belirtildi. Normal şartlarda bir filmin
senaryo uzunluğu 120-150 sayfa civarında oluyorken, 2000 sayfalık bir oyun
senaryosu fazlasıyla doyurucu ve hayranlık verici diyebiliriz. Bunun dışında
senaryoya ek olarak, oyun çıktıktan sonra karakterlerin hikayelerine belki DLC
olarak eklemeler yapılabileceğini de belirtiyorlar.
Heavy Rain ile ilgili bir diğer önemli husus ise, oyunun yetişkinlere göre
tasarlanıyor oluşu. Ekibin başında kişi David Cage, bu durumu üstüne basa basa
söylüyor. Kendilerinin çocuklara göre oyun yapmadığını; Heavy Rain’in gayet
ciddi, ahlaki değerlerin hat safhada olduğu, düşünme ve karar verme yetisinin
çok önem arz ettiği ve her türlü sahnenin yer alabileceği bir oyun olduğunu
belirtiyor.HR’deki karakterlerden Madison Paige’in striptiz sahnesi ile
ilgili gelen bazı eleştiriler hakkında da; bu oyunu çocukları düşünerek
yapmadıklarını, dolayısıyla hikayeyi anlatmak için her türlü yola
başvurabileceğini belirterek oldukça sert bir yanıt veriyor. Tabii her şeye
rağmen HR’yi her yaştan insan oynamak isteyecektir, hele ki bizim ülkemiz de yaş
ve oyun birbirlerine hiçbir şekilde yakınlaşan kelimeler değil.
Yapımcı ekip oyunlarının bu derece gerçekçi bir yaklaşımla yapılmasından dolayı
bazı konularda da oyunculardan garip isteklerde bulunuyorlar. Yapılan bir
röportajda David Cage, Heavy Rain bir kere oynanabilecek bir oyun diyerek
oldukça şaşırttı. Normal şartlarda yapımcılar oyunlarının çok daha uzun oyun
süresi olması için çabalarken, bu kadar önemli bir yapım için sadece bir kere
oynayın denmesi ise garipsenecek bir şey. Fakat Cage, “Kimse hayatını geriye
saramıyor, yaptığı hatalarla baş başa kalıyor; bu yüzden bizde oyunda bu duyguyu
vermek istiyoruz, çünkü HR oyuncuların kendi düşünceleri doğrultusunda ilerleyen
bir oyun.” diyerek mantıklı bir savunma yaptı. Tabii HR’deki birkaç farklı sonu
düşündüğümüzde, herhalde herkes tüm sonları görebilmek için yapımı tekrar tekrar
oynayacaktır.
“Madison, gözü pek bir gazeteci olarak karşımıza çıkıyor. Merak ettiği bir şeyi ne pahasına olursa olsun öğrenebilecek bir karakter yapısına sahip, bunun için striptiz bile yapıyor.”
Üç boyutlu yağmur!
Yapımın görsel kalitesi ise adeta dudak uçuklatıyor. Bir oyunda olabilecek en
gerçekçi karakter modellemeleriyle karşımıza çıkan Heavy Rain, bu konuda cidden
çağın birkaç yıl ilerisine gitmiş. Modellemelerde en ufak ayrıntılar dahi
unutulmayarak, çok gerçekçi bir görünümde insanları oyuna monte eden Quantic
Dream, diğer bir yandan -Motion Capture yani hareket yakalama teknolojisi-
konusunda da çalışan bir firma olduğu için, tüm karakterlerin hareketleri
inanılmaz gerçekçi bir şekilde tasarlanmış. Ayrıca mekanların da çok detaylı bir
görünüme sahip olması, gerçekten oyunun grafiksel olarak kalitesini çok üst
seviyeye çekiyor. Özgür bir oynanış sunmayacak olan HR, genel olarak alışveriş
merkezi, gar, gece kulüpleri gibi kapalı, ama geniş mekanlarda geçecek.
Dolayısıyla görsel kalite açısından çok geniş bir dünya yerine, belli yerlere
odaklanıyor olmaları yapımcılara büyük avantaj sağlıyor. Ancak grafik konusunda
ilginç olan şey ise, yapımcı David Cage’in şu andaki görsellikten çok daha
iyilerini yapabileceklerini söylemiş olması. Heavy Rain’in PS3’deki ilk oyunları
olduğu için, bu geliştirme dönemini alışma evresi olarak geçirdiklerini
söyleyerek, açıkçası ileriki projeleri için bizi oldukça heyecanlandı.
Sonlara doğru gelirken birkaç detayı daha ekleyelim. Öncelikle oyunun konusu bu
derece ön planda olunca, herkesin anlayabilmesi, o duyguyu hissedebilmesi için
çok sayıda dile destek veriyor. Tabii şimdi akla “Türkçe var mı?” sorusu
geliyor, fakat ne yazık ki yok. HR’de, 10 dilde seslendirme ve 6 dilde de alt
yazı seçeneği bulanacak. Son olarak da ileriki zamanlarda oyunla ilgili bir demo
yayınlanabileceği de belirtiliyor. Çıkış tarihi olarak da daha önce 2010 yılına
ertelenmişti zaten, bunun dışında kesin bir tarih henüz verilmedi; ancak büyük
olasılıkla önümüzdeki yılın ilk aylarında piyasada göreceğiz.