Heroes Over Europe
Arcade oyunlarını ne de çok severdim. FameCity’e gider, müthiş vakit
geçirirdim. İt dalaşları, bombalamalar ve daha nice zevkler. PC’lerin
yaygınlaşmasıyla, bu türe olan ilgi söndü denebilir. Artık RPG, aksiyon ve
strateji türleri egemendi. Arcade oyunlarının yüzüne bakılmıyordu. İşte bu
yapımın türünü gördüğümde sevinç çığlığı attım. İt dalaşları, can göstergeleri
ve bombalar geri dönüyordu. En azından ben öyle sanıyordum.
Yeniden savaştayız!
Heroes Over Europe (HOE) İkinci Dünya Savaşı zamanında geçen arcade hava savaşı.
“Bu da demek oluyor?” diye sorarsanız, Spitfire’ınıza atlayıp, Nazi uçaklarını
mermi probleminiz olmadan rahatça harcayabilirsiniz. Nasıl yani diyebilirsiniz?
Ben dedim… Hem de uzun uzun. Bu tam anlamıyla bir saçmalık. Kolaylığı
anlayabilirim, ama bu kadar gerçek dışı bir atmosferi kabullenmem mümkün değil.
Bu yüzden koca bir eksiyi yazının başında veriyorum. Tek tip mermi ne demek
yahu? Yapımcılar hiç mi arcade oynamadınız? Hani gökte beliren bombalarla tüm
ekranı karartır, üçlü atışlar yapardınız. Birbirini tekrar eden görevler, kötü
seslendirme gibi nedenler de ürünün başarısına(!) pek katkıda bulunmuyor.
Tek oyunculu seçenekte; 4 farklı İkinci Dünya Savaşı pilotunu seçiyorsunuz. İlk
başta İngiliz yeni yetme bir pilotu oynuyorsunuz. Amerikan oyunlarında sıkça
görüldüğü gibi İngilizler, oyunun süper starları değiller. Daha sonra Yeni
Zelanda, Amerika gibi ülkelerde değişik pilotları kontrol edebiliyorsunuz.
Elbette Amerikan pilotu, vatan kurtaran aslan mübarek. O nasıl manevralardır.
Her pilotun öyküsü sinematiklerle anlatılıyor, fakat seslendirmeler öyle berbat
ki, PS3’de “ESC” tuşu arıyorsunuz.
“Yapımın grafikleri beklenenin altında.”
Daha ötesi
Senaryo modu kronolojik olarak sırlanmış. Bazı görevler kilitli ve sadece
gereken özellikler tamamlanınca açılıyor. Her bir birliğin kendine has uçakları
var. Oyun ilerledikçe daha da fazlasını açabiliyorsunuz (Örneğin daha zor
seviyede oynarsanız ve ikincil görevleri yaparsanız). Gerçi zorluk seviyesi ne
kadar zor olursa olsun, Heroes Over Europe çok basit. Tek kişilik görevler de
oldukça az; sadece 14 tane. İkinci Dünya Savaşı da keşke 14 basit hava çatışması
ile sona erseymiş. Kolaylık seviyesi ve sıkça ortaya çıkan Checkpoint’ler
sayesinde zorlanmıyorsunuz. Zorlanmak için kendinizi zorlamanız gerekli. Oyunun
esas problemi kendini sürekli tekrarlaması. Her görev farklı yerlerde geçiyor.
Ancak yapılan işler her yerde aynı. Biraz fark ve atmosfer olsa kardeşim. Ne
bileyim birinde it dalaşı yap, birinde gemi bombala, birinde uçaksavarlardan
kaç. Çok mu zor? Ubisoft, dağıtım yapmak için yanlış ürün seçmiş.
HOE’da, adam vurabilmek hiç zor değil. Çünkü oyun yavaşlıyor düşmana Zoom
yapıyor ve zayıf noktalarını gösteriyor. Bir de otomatik atış yapsa tam olacak,
ama yapımcılar utandılar herhalde veya kolaylık kelimesinin anlamını
değiştirmeye çalışıyorlar.
Bunların dışında iyi yönler de mevcut. Basit yapı, oynanabilirlik ve başarılı
müzikler gibi. Ama bunlar, yapımı kurtarmaktan çok uzak. Hele hele, oyun içi
berbat grafikler, HOE’nin 2001 yılında falan yapıldığını düşündürtüyor.
Telsizdeki cızırtılar bile seslendirmelerden iyi. Sonuç olarak basit bir oyun
olsun, önüme geleni indireyim diyorsanız eğlenceli bile sayılabilir, ama diğer
yönlerden, sınıfta kalmış ve birkaç fırın daha ekmek yemesi şart. Hatta buğday
stokunu bile tüketse olur.