Makale

Hobbit: Beklenmedik Yolculuk filminden izlenimler

HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK filmini, herkesten önce İstinyepark IMAX’deki özel gösterimde izledik. Peki, film nasıl?

“Dünya ikiye bölünmüştür, Yüzüklerin Efendisini okuyanlar ve daha okumamış olanlar”

John Ronald Reuel Tolkien’ın kaybolmakta olan diller ve efsaneler hakkında yaptığı araştırmalar sonucunda yarattığı Orta Dünya miti, ilk yayınlandığında akademik çevrelerde alay konusu olsa da bugün Yüzüklerin Efendisi serisi dünyanın en büyük edebi eserleri arasında yer alıyor. Eski destanları, kendi savaş tecrübeleriyle birleştiren Tolkien, dil bilimci olarak yeni bir çağı başlattı. Yarattığı detaylı dünya, kendinden sonraki fantastik edebiyat ve sinemacılara örnek oldu.

Defalarca, radyo tiyatrosu olarak hazırlanan Yüzüklerin Efendisi, dönemine göre başarılı olan çizgi film uyarlamalarıyla izleyicileri de sunulmaya çalışıldı. Bu üstün başarı Yüzüklerin Efendisi’ni filme dönüştürmek isteyen sinemacılar için yılarca büyük bir tabu halini aldı. En önemlisi Orta Dünya hayranları, ezberledikleri bu mitolojiyi beyaz perde de görmek için yanıp tutuşsa da Tolkien’in anısına saygısızlık olacağını düşündükleri film uyarlamalarına karşı çıkılar.

Sinema dünyasında, kitap uyarlamaları kötü olur imajını bozan bir avuç film varken Peter Jackson, George Lucas’ın tavsiyeleriyle literatüre geçen yeni projesini başlatmıştı. Korku filmleriyle tanınan bu yönetmen, Yüzüklerin Efendisi üçlemesini aynı anda çekerken Orta Dünya hayranları meraklı ama güvenmeyen bir bekleyiş içindeydi. Yüzük Kardeşliği gösterime girdiği zaman, sinema dünyasında da yeni bir dönem başlamış oldu. 1,5 saatlik filmlerde bile sıkılan izleyiciler 2,5 saat süren Yüzük Kardeşliği’ni gözlerini kırpmadan izlemişti. Kitap okuma alışkanlığı olmayan insanlar bile etkilendikleri bu eseri okuyup takdir ettiler. Orta Dünya hayranları, görsellik için Peter Jackson’ın senaryoda yapığı değişiklikleri lanetlese de Yüzüklerin Efendisi, Arda’nın (Orta Dünya’nın diğer adı) milyarlara ulaşmasını sağladı.

Filmleri beğenenler, kitapları savunanlar, serinin aldığı Oscar’ları abartılı bulanlar derken tüm bu tartışmanın arasında Kral Tahtına döndü ve hikaye bitti. Sinema izleyicisi yıllarca, Peter Jackson’ın başarısını taklit etmek isteyen fantastik yapımlarda aynı tadı arasalar da bir türlü tatmin olmadılar. 9 yılın ardından Orta Dünya’ya bu sefer sinema teknolojisinin son nimetleriyle geri dönüyoruz. Star Wars gibi kitlelere ulaşmış yapımlarda bile başlangıç hikayeleri izleyici tarafından pek hoş karşılanmaz.

Peki, HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK,  beklentileri karşılıyor mu?

Onu Bunu Geçelim de Film Nasıl Olmuş?
Warner Bros’un desteğiyle filmi 50 okuyucumuzla birlikte dün İstinye Park IMAX’teki özel gösteriminde izledik. Film için salonu dolduran 300 izleyiciye, Elf ve Hobbit güzelleri de eşlik etti. Film öncesi herkesin aklındaki soru aynıydı, HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK, Yüzüklerin Efendisi kadar başarılı olabilecek miydi?

Peter Jackson, Tolkien fanatiklerinden aldığı olumsuz eleştirileri ciddiye alıp HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK’da kitaba en yakın tecrübeyi izleyiciye izletiyor. Üstelik, Kayıp Öyküler gibi Tolkien’in notlarından oluşan eserlerdeki kronolojiyi de müthiş bir görsellikle harmanlıyor. Filmi izlerken ilk başlarda, yıllardır görmediğimiz dostlarla karşılaşmış kadar sevineceksiniz. Bu samimi ortam kısa sürede sinema tarihinin yeni sınırlarını çizen bir görsel şova dönüşüyor. Üstelik Peter Jackson, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde kızdırdığı Tolkien fanatiklerinin gönlünü alacak sürprizler, ince espriler ve detaylarla kitapları okumayanlar kadar, satır satır eseri ezberleyenleri bile kucaklıyor.

Son yıllarda, fragman filmlerini görmeye alışmıştık. Fragmanda yayınlanan sahnelerin ve kurguların bozulmadan yayınladığı bu yapımlara meydan okuyan Peter Jackson, Orta Dünya mitolojisini ezbere bilen insanları bile şaşırtacak.

HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK görsellik olarak Yüzüklerin Efendisi üçlemesini çağ dışı bırakıyor. Kitabı okuyan bir izleyici olarak, Jackson’ın kullandığı detaylardan müthiş zevk aldım. HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK, Tolkien çocuklarına anlattığı masallardan esinlenerek yazdığı bir kitap. Haliyle, edebi olarak başarılı betimlemeler olsa da biraz daha masalsı, şarkı bölümleri ve detaylar bulunuyor. Peter Jackson, karanlık olmak için Yüzüklerin Efendisi’nde de eğlenceli bölümleri kısıp senaryoda ekstra bölümler eklemişti. HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK’ta şarkı bölümleri, kitabın birebir aynısı. Bazı sahnelerde, kitabı tekrar okuyor gibi hissediyorsunuz. Avatar’dan ve Judge Dredd’ten sonra 3D konusunda izleyicilerin aylarca konuşacağı pek bir yapım göremedik.

IMAX’in dev perde ve kalite avantajı sayesinde HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK’un 3D deneyimini en üst düzeyde görme şansımız oldu. Peter Jackson, Avatar’daki 3D deneyimini tamamen değiştiriyor. Çoğu sahnede, istemeden eğilip, refleks olarak üstünüze gelen oklar, baltalardan kaçmaya çalışacaksınız. Yüzüklerin Efendisi’nin tamamlayıcısı olarak hazırlanan senaryo, Peter Jackson için atıf edilen ‘para için üç film yaptı’ imajını da silip atıyor.

HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK, müzikleri, görsel efektleri, oyunculuğu, sık sık Tolkien’in mitolojisine yaptığı göndermelerle birlikte son yılların en başarılı film projesi olmuş durumda. Bazı ufak tefek değişikliklerde, önümüzdeki aylarda çıkan genişletilmiş versiyonda düzeltileceği için göze batmıyor. İster kitabı okuyun, isterse Orta Dünya hakkındaki bilgileriniz sadece filmlerle sınırlı olsun HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK bittiği zaman tek düşündüğünüz şey, ikinci filmi bir an önce izleme isteğiniz olacak. Merlin’in Kazanı ekibi olarak, bizi bu özel gösterimde yalnız bırakmayan okuyucularımıza teşekkür ederiz. Önümüzdeki günlerde bu tarz sürprizlerimiz devam edecek.

Peki diğer editörlerimiz film hakkında ne düşünüyor? ====> Bir sonraki sayfada

Murat Halilbeyoğlu (Merlin’in Kazanı Haber Müdürü)
Üniversite yıllarım boyunca izlediğim Yüzüklerin Efendisi benim için apayrı bir yere sahipti. Kitabını 16 yaşında ailemle tatile çıktığımda insanlar havuz ve denizin zevkini çıkartırken ben odamda oturup kitabı bitirmeye uğraşmış, filmini duyunca da (itiraf ediyorum) gözlerimden yaş gelmesine engel olamamıştım. Lakin çoğu fan gibi ben de LotR filmlerindeki farklılıklara eleştirilemi sunmuştum.

Her ne kadar elime çok fazla fırsat geçse de Hobbit’in kitabını okuyamadım. Ama öyle ama böyle hep bir şeyler çıktı. Dolayısı ile kitabı okumadan filmi izleyenler gurubunda yer alıyorum bu da benim kitapla kıyaslama yapmamı engelliyor. O yüzden yapabileceğim tek kıyaslama Yüzüklerin Efendisi filmi ile olacaktır. Elbette aradaki zaman farkını ve teknolojinin ne kadar çabuk geliştiğini de hesaba katarak Peter Jackson, Hobbit filmi ile “İşte fantastik film böyle yapılır kardeşler” demiş resmen. Manzara görsellerini bir kenara geçiyorum zaten Xena dizisinden beridir Yeni Zelanda’nın bu tarz yapımlar için resmen özel olarak yaratıldığını düşünüyorum. Lakin özellikle Gollum’un yenilenmiş şekli ciddi anlamda enfes olmuş. LotR’de de bahsi geçen “Bilbo onu acıdığı için öldüremedi” sahnesinde ciddi anlamda içinizden “Çocuğun yüzüğünü geri ver be Bilbo” diyorsunuz.

3D’yi sevmeyen birisi olarak onda bile ciddi bir başarı yakaladığını da sözlerime katarak sizlere bir şekilde gidin ve bu filmi izleyin diyorum.

Ceyda Doğan (Merlin’in Kazanı’nda Elf)

Hobbit: Beklenmedik Yolculuk için geri sayanlar arasında yerimizi almışken, ilk izlemenin heyecanı içimi kasıp kavurdu. Filme kötü demek neredeyse imkansız. Çünkü birkaç makyaj hatası dışında hemen hemen hiç sorun yok.

Bunun da detayını vermiyorum, filmden sizi mahrum bırakmak istemem. Kitabı okumayanlar için son derece mükemmel iken, okuyanlar için bazı karakterlerin yer alması bence tepki almak için yeterli bir neden. Aslında orada olmaması gereken karakterlerin filmdeki dialogları sayesinde, kafanızdaki soru işaretleri gideriliyor. Bu da Yüzüklerin Efendisi üçlemesine bizi tekrar yolluyor.

Orta Dünya’yı özlediğimi söylemek zorundayım. Özellikle güzel Galadriel’i tekrar görmek ve Gandalf’la aralarındaki konuşmayı izlemek son derece keyifliydi.

Müzikler, konuşmalar ve daha fazlası… En önemlisi orklar ve cüceler arasındaki savaşın tarihine şahit oldukça, kendimi Thorin’in şarkısını (Misty Mountains) mırıldanırken buldum.

Kısacası Yüzüklerin Efendisi üçlemesi veya Hobbit… İkisini kıyaslamak oldukça zor. Çünkü kendi kulvarlarında yeterince başarılı hikayelere sahipler.

Berkant Jeff Akarcan (Merlin’in Kazanı’nda At)
Lord of the Rings evrenine çok ama çok hasta olduğumu söyleyemem, epikliğine saygı duyuyorum ama açıkçası. O yüzden de bir Hobbit filminin gelecek olması, beni sadece Peter Jackson işi olması ve Del Toro’nun da yazarlarının arasında bulunması açısından heyecanlandırdı.

İncecik kitabı daha fazla para için üçe bölme fikrine oldum olası karşıydım aslında, dün de filmi izledikten sonra bu endişemde ne kadar haklı olduğumu gördüm. The Hobbit serisi bir üçleme değil, tek bir film olmalıydı. İşte o zaman tadından yiyemezdik. Ancak kısacık bir hikayeyi üçe bölüp bir de üstüne üçer saatten çekmek, işi iyice sakız gibi uzattıkça uzatmış.

Ha ama bu demek değil ki HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK kötü bir filmdi. Hayır, kendisi vasat bir filmdi. Sadece bakış açınıza göre değişecektir izleniminiz.

Filmin daha en başından söylediğim ilk cümle şuydu: “Keşke bu IMAX deneyimini orijinal LOTR üçlemesinde yaşayabilseydik. Gerçekten orta dünyanın tek ihtiyacı bir IMAX deneyimiymiş.” Peter Jackson’ın “ben HFR 3D çekeceğim hacı” düsturu çok güzel oturmuş. Standart sinema kare oranının iki katına çıkınca işler, üç boyutlu işleme de doğal olarak altı katına çıkıyor, bir de bunun üzerine IMAX teknolojisi ve benim şahsen favori kameram olan RED işin içine girince orgazmik bir deneyim ortaya çıkıyor. Yalnız sanırım bizim dün izlediğimiz versiyon 24 kare/saniye idi, zira 48 kare/saniye’den downgrade edince ortaya çıkan flicker sorunları vardı görüntüde, özellikle dikey pan’larda “bu filmi çeken kör oldu” durumu yaşanıyordu.

Ancak bu haliyle film çok iyi bir teknoloji demosundan öteye gidemiyor. Eğer bir gün Tolkien ailesi Silmarillion eserinin film haklarını verirse PJ’e, o zaman PJ’in vizyonu ve kamera arkasındaki maharetleriyle bugüne kadar yapılmış en iyi filmi izleyebiliriz. İşte o zaman epik sinema janrı, gerçek epikliğin ne olduğunu görür. HOBBİT: BEKLENMEDİK YOLCULUK çok iyi bir film, ama sadece IMAX’te giderseniz.
Mehmet Göksu (Merlin’in Kazanı Genel Yayın Yönetmeni)
Filmin en kötü yanı, bitmesiydi. Yıl oldu neredeyse 2013, bitmeyen film yapsınlar artık! Bence Orta Dünya ve Balkanlar’ın en iyi filmiydi. Herkes gidip izlemeli. Neredeyse kitaptan daha iyi olmuş diyeceğim de, Tolkien fanları tarafından linç edilmekten korkuyorum…

Ali Osman Uz (Techno-Labs Yönetici Editörü)
Açıkçası Hobbit gösterimine biraz önyargılı gittim ve filmden çok büyük bir seyir zevki beklemiyordum. Peter Jackson beni yanılttı, gerek atmosfer, gerek oyunculuk, gerekse görsel efektler açısından Hobbit gerçekten çok başarılıydı.

Filmin özellikle mekanları ve müzikleri büyüleyiciydi. Eğer Yüzüklerin Efendisi serisini sevdiyseniz, Hobbit’i beğenmeme ihtimaliniz olduğunu düşünmüyorum. İzleyecek olanlara şimdiden iyi eğlenceler diyorum.

Hakan Sülün (Techno-Labs Donanım Editörü)
Hobbit’le ilgili en
kısa ve öz yorumum; hayli keyifli olduğu. Filmin daha ilk karesinden
itibaren anladım ki, Orta Dünya’yı gerçekten özlemişim. Hem özlediğim
bir evreni yeniden görebildiğim için hem de filmin masalsı anlatımından
ötürü, 3 saat boyunca ağzım sürekli kulaklarımdaydı. Duygulu sahnelerde
vardı elbet ancak o zaman bile filmin coşkusunu üzerimden atamadığımdan,
deli gibi sırıtmaya devam ettim.

İşin özü Hobbit gerçekten
eğlenceli ve güzel bir filmdi. Tabii asıl merak edilen soru; Yüzüklerin
Efendisi’yle kıyasla nasıldı? Açıkça söylemek gerekirse Yüzüklerin
Efendisi serisini bana daha çok hitap ediyor çünkü Yüzüklerin
Efendisi’nde olaylar daha ciddi ve hikaye modunda ilerlerken Hobbit’te
biraz daha masalsı bir anlatım var. Yüzüklerin Efendisi benim onlarca
kez sıkılmadan izleyebileceğim bir film serisi. Hobbit’i ise en fazla
3-4 defa daha izlerim herhalde. Gerçi bilemiyorum tadı o kadar çok
damağımda kaldı ki ileride fikrim değişebilir.

İçerik anlamında
hiçbir kusuru olmayan filmi bozan tek şey 3D olmuş bence. Filmin 3
boyutlu olması gözlerimi yormaktan başka hiçbir işe yaramadı. 2 boyutlu
olsa hem çok daha fazla zevk alır hem de gözlerimi yormazdım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu