Imperium Romanum
Bundan yıllar önce oynadığım Roma serisi ve Pharaoh stratejileri geldi aklıma
Imperium Romanum’u gördüğümde. Kendi derdimiz kendimize yetmezmiş gibi saatlerce
bir de Roma-Mısır halklarının sorunlarını çözmeye uğraşırdık. Sierra firmasının
elinden çıkan bu oyunlar, vaktinin en şahane tarihsel strateji oyunlarıydı.
Şimdiki stratejilere ise üçüncü boyuta geçtiklerinden beri eskisi kadar sıcak
bakamıyorum. Nedense iki boyutlu zamanında çok daha sıcak bir havaları vardı
benim için. Aradan uzun zaman geçti; tek tük de olsa tarih içerikli iyi
stratejiler piyasaya çıkmayı sürdürüyor.
Bakalım Imperium Romanum onlardan biri mi?
İlginçtir ki Imperium Romanum’u geliştiren firma Haemimont, bundan iki sene
kadar önce Glory of the Roman Empire isimli yine Roma konulu gerçek zamanlı
strateji oyununa imza atmıştı. Aynı firmadan aynı tarzdaki bir oyunu piyasaya
çıkartması oldukça garbime gitti. Yine de firmanın ortaya daha kaliteli bir
şeyler koyduğunu görmek ön yargımın biraz daha hafiflemesine neden oldu. Yapım
için SimCity tipinde bölüm dizaynları olan, ancak uygulamada ondan farklı olan
büyük Roma şehirlerini sıfırdan kurduğumuz bir strateji olduğu söylenebilir.
Tarihsel bir çizgisellikte de ilerlenebilen şehir kurulumlarında, Roma tarihine
ait bazı kaçınılmaz olaylarla da karşılaşmaktayız. Elbette tarihsel bir gidişata
bağlı kalmadan kendi keyfinize göre bölümleri oynamakta mümkün. Ancak bu notada
dahi belli bir sınırlandırma konulmuş. Zira oynamak istediğiniz bölüm, ancak
tarihsel olarak oynanan bölümde başarı ile tamamlandı ise serbest modda da
oynanabilir oluyor. Örneğin M.S. 200 yılına ait kısmı oynayabilmeniz için,
öncelikle M.S. 100’ü tamamlamış olmanız gerekiyor. Bu nedenle her hali karda
tarihe bağlı olduğumuz söylenebilir.
Imperium Romanum, senaryo bazlı oyunlarda belli hedeflerin tamamlanması esasına
göre ilerliyor. Tabletler ile iletilen görevler yerine getirildikçe bölüm sonuna
yaklaşılmış olunuyor. Tüm görevler tamamlanınca da tarihte bir miktar daha
ileriye gidiyor, yeni bir bölümü oynamaya başlıyoruz. Serbest modda ise bu
görevler olmadığından dolayı bir miktar başıboşluk hissi ile birlikte
amaçsızlıktan dolayı sıkılmak meydana gelebiliyor. Bölümler boyunca yollar, su
kanalları, evler, özel birimler, tarlalar kuruyor ve bunları halkın işletmesini
sağlıyoruz. Elbette ekonominin bel kemiği olan vergiler yine bu vatandaşların
cebinden çıktığından gönüllerini hoş tutmaya, olabildiğince mutlu bir hayat
sürmeleri için çabalıyoruz. Böylece ortaya makro ve mikro yönetimden oluşan bir
sistem çıkıyor.
Tabi ki bölümler boyunca tek sorunumuz ekonomi olmuyor, barbar köylülerin
saldırıları ile de baş etmek zorunda kalıyoruz. Saldırılara karşı yegane
silahımız, kılıç ve okçu birliklerinden oluşan askeri takımlarımız oluyor. Her
birinin ayrı evi bulunan birimler için tahta ve demir gibi gereksinimler
doğuyor. Elbette gereksinimler yalnız savunma amaçlı toplanmıyor. Tarlalardan
yiyecek, kemerlerden su, ormandan odun, madenden demir gibi çeşitli malzemeler
toplanılarak kullanılıyor. Görsel olarak da yapılan işler animasyonlar eşliğinde
izlenebiliyor. Uzaktan bakıldığından bir hareket halinde olan şehir, zum
yapılarak yaklaştıkça daha detaylı çalışan bir topluluk olarak görülüyor.
Herkesin belir bir işi var ve bunu yerine getirmekteler. Görsel olarak oldukça
renkli ve sevimli grafikleri olan yapım, sesler ve müzikler bakımından da
ortalama olarak grafikler ayarındalar. Uzaktan bakılırken duyulan şehrin
gürültüsüne kimi zaman sakin, kimi zaman agresif müzikler eşlik etmekte. Genel
olarak Imperium Romanum, türü sevenler için tatmin edici bir oyun deneyimi vaat
ediyor. Daha önce tarihsel strateji oynamamış olanlar içinde farklı bir deneyim
olacaktır.