Oyun İncelemeleri

inFamous 2

Bugün ofise inFamous 2 diski gelene kadar hayat çok normal seyrediyordu. Hatta ofise sessiz sedasız gelen inFamous 2’nin paketinden çıkması belli biraz zaman aldı. Zira gelen paketin içerisinde onun olduğunu bilseydik, pakete çok daha saygıyla yaklaşırdık emin olabilirsiniz.

inFamous 2’yi alıp da PlayStation 3’e takana kadar da, her şey normal olarak seyrini sürdürdü. Fakat, PlayStation 3’te inFamous 2 yazısını gördükten sonra bir daha hiçbir şey aynı kalamadı…

Cole Phelps? Ah pardon o başka oyundu…

Şu anda karşınızda, onlarca arabayı havada birbirine vurdurmuş, yolda müzik yapmaya çalışan perküsyonistlerin kim bilir kaçını tekmelemiş, etrafta gördüğü her elektrik kaynağından şebeke hattının ne kadar elektriği varsa emmiş olarak duruyorum.
 
Karşıma çıkan yayaların, güçlü darbelerimle havada uçması… O da bir şey mi? Havaya fırlattığım bir yayaya, en yakındaki çöp kutusunu göndermem, düşmanlarla savaşırken bir yandan da şehri birbirine katışım beni hiç utandırmadığı gibi, oldukça eğlendirdi de diyebilirim.

inFamous 2 oyununa olan özel sempatim, haberlerini yazarken, paragrafa ve cümleye küçük harfle başlamama izin vermesinden kaynaklı olabilir ama çok az insanın inFamous 2 oynayıp da sempati duymadan kayıtsız kalabileceğini düşünüyorum açıkcası.

Lafı fazla uzatmadan hemen inFamous 2’den bahsetmek istiyorum sizlere. Öncelikle oyunun başlangıcında eğer PlayStation 3’ünüzde ilk oyundan kayıtlı oyunlarınız duruyorsa, inFamous’tan devam  edin seçeneği aktif hale geliyor.

Fark edeceksiniz ki, menüler ve bütün seçenekler karşınıza Türkçe olarak çıkacak! Sony, inFamous 2’nin tüm menülerini, altyazılarını ve dublajını Türkçe yaparak, Türk oyuncuların dikkatini üzerine çekmeyi başarıyor. Hikayenin anlatımı ve seslendirme kalitesi oldukça başarılı, ki bu konuya yazının ilerleyen bölümlerinde değineceğim.

İster o oyununuza devam ediyorsunuz ki eğer oyunu bitirmişseniz başlangıçtaki brifing daha kısa sürüyor, istiyorsanız da “Yeni oyuna başla” diyerek inFamous’ın ne olduğunu anlatan brifingin ardından aksiyonun içerisine dalış yapıyorsunuz.

What the hack is going on there?

Oyunun hikayesi ise, ilk oyundan da hatırlayabileceğiniz The Beast’in dünyaya adım atması ve Cole’un onu durdurmaya çalışması olarak özetleyebiliriz. Cole, The Beast’i durdurabilmek için yeni güçler elde etmesi gerektiğini düşünmektedir ve bunun için yola çıkarlar. Yanında en yakın arkadaşları Zeke ve Lucy Kuo ile birlikte çıktıkları yolculuk hikayenin başlangıcı olacaktır.

inFamous 2’nin kontrolleri de bir önceki oyunla aynı olduğundan serinin sevenleri hiç zorluk çekmeden oyuna adapte olacaklardır. Yeni başlayanlar için de oldukça rahat bir kontrol sistemi olduğunu söylemem gerekiyor. İlk başta yapacağınız “ısınma” tadındaki savaşlarla hem kontrollere alışacak hem de oyuna gerçekten ısınacaksınız.

inFamous 2 baştan sona aksiyonla dolu, fantastik bir oyun diyebiliriz. Bu kadar hızlı ve hareketli bir oynanışı çok az oyun böyle kotarmayı başarıyor. Yaptığınız her hareketin her vuruşun farkında olarak ve rahatlıkla yapacak, dövüşlerin ise keyfini çıkaracaksınız kısacası.

Ayna ayna söyle bana benden daha güzeli var mı bu dünyada?

Genel olarak tek tuşa seri bir şekilde basmaktan ibaret gibi dursa da, Cole’un özel güçleri ve saldırı şekillerinin oyun ilerledikçe sayıca oldukça arttığını söylemem gerekiyor. Başlarda hep aynı şeyi yapıyormuş hissine kapılsanız da gittikçe varyasyonlarınız artmaya başlıyor ve bu kez de sayının çokluğundan kullanmayı unutacağınız yetenekleriniz olacak desem yersiz olmaz. Tabii bunu bir eksi olarak görmemek gerek kesinlikle.

Gördüğünüz neredeyse her binaya tırmanabilmeniz ve en tepesine çıkıp “Leap of Faith” benzeri bir dalışa geçmeniz, biraz Assassin’s Creed tadı verse de artık her oyunun birbirine benzediği de bir gerçek. İyi yapıldığı sürece bu tür benzerlikler de insanın gözüne batmıyor zaten. Bir binanın tepesine çıktığınızda aşağı atlayın ve “Kare” tuşuna basarak dalışa geçin. Cole yere sertçe vuracak ve belli bir alandaki düşmanları sersemletecek.

Kurşunla bir doları tam altmış metreden delmekte

inFamous 2’de en çok kullanılan tuş R2 oluyor. R2 ile kaldırdığınız nesneleri Kare ya da X tuşlarından birine basarak ve tabii ki öncesinde hedef alarak fırlatabiliyorsunuz. Önce bir arabayı alıp duvara fırlatmak gibi masum hareketlerle başlayan R2 serüvenim, bir arabayı atmosfere doğru fırlatıp düşüşü sırasında diğer bir arabayla onu vurmaya çalışmama kadar ilerledi.

Bu küçük hikayeyi anlatma sebebim, inFamous 2’nin oldukça başarılı fizik motorunun ne kadar iyi çalıştığını söylemekti aslında. Fırlattığınız nesneler, fırlatılış açılarına göre harekete geçtiklerinde “Gerçekten olmuş!” dedirtiyor insana. Ayrıca sırf bu atıp tutma etkinliği bile inFamous 2’de ilk başlarda bana ekstradan yaklaşık bir saatlik bir oynanış süresi daha yaşattı.

Yani olur da canınız sıkılırsa, “sandbox” oyun nasıl olur görmek adına koca şehirde gezinmeye ve araçları tutup yayalara fırlatmaya başlayabilirsiniz. Tabii yolda yürüyen masum insanlara zarar vermeniz karmanızı etkileyecektir.

inFamous 2’de Karma nedir?

Karma sistemi yaptıklarınızın sonuçlarının size dönüş şeklidir. Aslında gerçek hayattaki karma inancıyla benzeşen bir sistem ve sizin davranışlarınızın size bir geri dönüşü oluyor. Tabii bu inFamous 2’de her şekilde iyi bir sonuç doğursa da en azından Karma seviyenize göre iyi veya kötü olarak belli seviyelerde farklı özellikler kazandıracak size.

Yani Karma’nın iki ayrı türü var. Şeytani Karma ve İyi Karma. Yolda masum insanları yerden kaldırmak, sağlıklarını geri kazandırmak gibi aksiyonlar iyi karma’nıza eklenirken, yerde yatana bir tekme de siz vurursanız doğal olarak şeytani karmanız artacak. Karma seviyenize göre insanların sizi gördüklerinde tepkileri değişecek.

Cole’un bu gereksiz huyları sülalesinden gelmekte

inFamous 2’nin grafikleri ise yeni nesil (bu yeni nesil de “Genç Semih” gibi oldu artık) konsollar için standart hale gelmiş grafikler aslında. Gören hiç kimse “çok iyi” demezken, tabii ki kötü diyebilen de olmadı. Oyunun bu kadar tırmanma, zıplama, düşme, itme, çekme, fırlatma gibi aksiyona sahip olması ve buna rağmen hiç bir şekilde grafiklerin iç içe geçmesi, graifklerde bozulmalar ya da kaplama problemleri olmaması da dikkat çekici bir artı olarak inFamous 2’nin hanesine yazılıyor.

Özellikle yüksek yerlere çıkıp da etrafı izlerseniz, oldukça güzel denebilecek grafiklere sahip bir oyunu elinizde tuttuğunuzu, daha doğrusu PlayStation 3’ünüzün içerisinde tuttuğunuzu anlamış olursunuz. Cole’un yeteneklerini kullanırken animasyonları oldukça başarılı hazırlanmış. Attığınız elektrik toplarının ikili üçlü gidişleri, patladıklarında oluşan tepkimeleri çok iyi. Fırlattığınız nesnelerin patlama animasyonları oldukça başarılı. Sucker Punch’ı tebrik etmek gerek açıkcası.

Aynı grafiklerde olduğu gibi seslendirme ve ses efektlerinde de oldukça iyi bir iş çıkarmayı başarıyor inFamous 2. Özellikle seslerin atmosferi yarattığı düşünülürse önemi daha da ortaya çıkacaktır. Ayrıca Türkiye’de satın aldığınız bütün inFamous 2’lerin Türkçe olduğunu da belirtmeden etmeyelim. Bize Sony tarafından gönderilen sürüm İngilizce olmasına rağmen, daha sonra yaptığımız testlerde Türkçe sürümüne de kavuşma imkanımız oldu ve söyleyebileceğim en önemli şey dublajların oldukça başarılı olduğu. Cole’u, Zeke’yi ve Kuo’yu Türkçe dublajla dinlemek oyunun hikayesinin anlatımına Türk oyuncular açısından ayrı bir anlam katacaktır. Ayrıca tüm senaryoya da hakim olmanızı sağlayacağından oyunun Türkiye açısından en büyük artılarından biri Türkçe dil desteği olarak not edildi bile sevgili okuyucular.

Kumdan kaleler yapmak

inFamous 2’den bahsedip, incelemenin sonlarına yaklaşırken tabii ki oyunun nasıl başarılı bir sandbox oyun olduğundan bahsetmemek olmaz. Oyunda bir süre geçirdikten sonra açılacak olan bölüm editörünüz ve internete bağlı olduğunuz her an yeni ve kullanıcılar tarafından hazırlanmış olan özel görevleriniz oyuna apayrı bir renk katıyor.

Start’a bastığınızda açılan Pause menüsünde bulunan bölüm editörü (User generated content adıyla geçiyor), istediğiniz gibi görevler yaratmanıza izin veriyor. Eğer yarattığınız bölümü oynayıp kendiniz bitirebilirseniz bu kez de insanların onayını almak için belli bir sayıda oynanması gerekiyor.

Hazırladığınız görevi Sucker Punch beğenirse, oyuna ekliyor ve dünyanın her yerinde kim internete bağlı olarak inFamous 2 oynuyorsa, onun haritasında yeşil işaretlerle sizin göreviniz de beliriyor.
inFamous 2’yi bambaşka noktalara taşıyan özelliklerden biri de bu çünkü oyun içerisinde görevleri yapmaktan sıkıldığınız anda, kullanıcılar ya da Sucker Punch’ın kendisi tarafından hazırlanan görevleri oynayabilir ve farklı deneyimler yaşayabilirsiniz.

Haydut musun arkadaşım?

Peki bu oyunun hiç mi kötü yanı yok? Düşündüğümde aklıma pek bir şeyin gelmediğini görüyorum. Oynanışın bir süre sonra ne kadar dallanıp budaklanırsa budaklansın sıkıcı hale gelmesi çünkü oyunun tamamen “Button Masher” denilen türde olması mutlak bir eksiyi oluşturuyor aslında.

Hem zaten ilk oyunu oynayanlar için çok fazla değişmeyen oynanış, inFamous sevenler dışındaki oyunculara kendini tekrarlıyormuş hissi yaşatabilir ve yaşatacaktır da yüksek ihtimalle. Olsun, görevleri yapmaktan sıkıldığınızda araba tokuşturmaca bile oynayabilirsiniz nasıl olsa.

Cole’un animasyonları ve grafikleri iyi ama kesinlikle yakın dövüş animasyonları daha iyi olabilirdi diye de düşünüyorum açıkcası. Zaten kısıtlı olan yakın dövüş hareketlerinin bazen oldukça anlamsız görünmesi insanın canını sıkmıyor değil.

Unutmadan söylemem gereken, oyunun “düğme parçalamak” gibi bir özelliği olduğundan, sürekli olarak bastığınız L1, Kare, Üçgen gibi tuşlar bir süre sonra elinize ve kolunuza kramplar girmesine yol açıyor. God of War’da bile bu kadar çok tuşa bastığımı hatırlamıyorum açıkcası.

Ayrıca düşmanlarınızın her nereye giderseniz gidin sizin nerede olduğunuzu biliyor olmaları da bir süre sonra can sıkmaya başlıyor. Çünkü bir kez sizi gördülerse koşarak çok uzaklara gitmek dışında tek bir seçeneğiniz kalıyor, kora kor savaşmak. Fakat bu kora kor savaşlar da sizin açınızdan pek iyi geçmiyor. Çünkü çok az darbe alsanız bile ölebiliyorsunuz.

Eh bir de oynanışı daha da fantastik bir hale getirmek isteyen Sucker Punch, hikayenin anlatışı konusunda oynanış kadar başarılı olamamış bu defa. İlk oyun ile karşılaştırdığınızda oldukça zayıf kalan bir hikaye anlatım yapısına sahip inFamous 2 maalesef. Fakat burada söylediğim yanlış anlaşılmasın, oyunun oldukça iyi bir senaryosu var ama Sucker Punch bunu oyuncuya sunmakta biraz zorlanmış gibi geldi bana sadece.


Beauty and the Beast

Yazımın sonuna gelirken, inFamous 2’nin oldukça başarılı bir “sandbox” oyun olduğunu söylemem gerek. Sucker Punch ve Sony, oyuncuların beklentilerini karşılayabilecek, ilk oyunun eksiklerini kapatmış ve üzerine çok şey koymuş, aksiyon ve hızlı oynanış hissini çok iyi kotarmış bir projeye imza atmayı başarmışlar.

Türkçe dil seçeneği ile Türk oyuncular için de ayrı bir yeri olacağını düşündüğüm inFamous 2, PlayStation 3 tarihinin en iyi oyunlarından biri olarak karşımızda duruyor. Zaten ilk oyunu sevenler için mutlaka satın alınması ve oynanması gereken bir oyun olduğunu söylememe gerek yok ama eğer hiç bir şekilde Cole MacGrath ile tanışmadıysanız, bu kez tanışmak için çok iyi bir bahaneniz var demektir.

Aksiyon ve TPS türünü seven PlayStation 3 sahiplerine mutlaka tavsiye ettiğim, yılın en iyi oyunlarından biri olmuş inFamous 2. Durmayın, Cole’a yardım eli uzatın. Çünkü The Beast’e karşı en çok sizin yardımınıza ihtiyacı var… Kalın sağlıcakla…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu