Insane 2
Insane 2, ikinci oyun, ancak birincisi? Evet, hatırlıyorum. Az çok aklıma geliyor. Ama fazla akılda kalıcı değildi. 10 sene önce piyasaya sürülmüş ve zamanında hiç de fena olmayan puanlar almıştı, sadece almakla kaldı. Daha sonra tozlu raflardaki yerine çekildi. Insane 2’de yapımcı olarak Targem Games yer alıyor. Oyunda çeşitli yarışlarda ilk üçe girmeye çalışıyoruz. Bunu da yaparken dere, tepe demeden kendi yolumuzdan gerçekleştiriyoruz.
Büyük yarış başladı!
Yapıma girdiğimizde bir profil seçmemiz gerekiyor. Championsship başlığı altında; Competitors Challenge, World Tour, Manufacturers Contest ve Pro Club bulunuyor. Bunlardan en başta sadece Competitors Challenge açık, diğerleri ise kilitli durumda. Aynı durum araçlar ve diğer aktiviteler için de geçerli. Başarılı oldukça kilitler açılıyor. 4X4’ten, SUV ve kamyonetlere kadar altı farklı sınıftan, toplamda seçebileceğimiz 18 farklı araç var.
Insane 2’de Eurasia, Amerika, Afrika ve Antarktika kıtalarında 20 farklı mevkide, 170 yarış bizleri bekliyor. Güzergahımızdaki belirli yoldan illaki gitmemiz gerekmiyor, ancak Checkpoint noktalarının her şekilde içinden geçmemiz lazım, dışından giderek olmuyor. Eğer bunu yapmazsak, bu sefer Checkpoint’i geçmemiş sayılıyoruz. Daha hızlı gitmek için kullandığımız Nos’umuz da eksik edilmemiş.
Insane 2’de çarptığımız variller savruluyor, üstünden geçtiğimiz çalılıklar yamuluyor, aracımız parçalanıyor. Diğer rakipler bizi veya tam tersi olarak biz rakiplerimize çarparak, onları yarış dışına itebiliyoruz. Özellikle bu durum KnockOut modu için daha etkili bir durum. Oyunda çevresel etkiler ve bazı ayrıntılarda göze çarpıyor. Mesela Afrika’da yarışırken gergedanlara çarpıp parçalanabiliriz. Gergedanlara da maşallah hiçbir şey olmuyor. Aynı şekilde Amerika’da vızır vızır tırlar geçiyor. Tren ve daha başka engeller de var, bataklıkları da unutmamak lazım.
Etkiler fiziksel olduğu kadar görsel olarak da göze çarpıyor. Aracımız çamura bulanıyor, toz toprak içinde kalıyor. Yolda ilerlerken arkamızda toz toprak kalıyor, lastik izleri belli ediyor. Su birikintisi içine girince veya yağmur yağdığında ekrana damlalar sıçrıyor. Bu ayrıntılar gayet hoş olmuş, ancak görsellik bu detaylar kadar etkileyici değil. İlginç grafiksel problemlere denk gelebilirsiniz. Ses efektleri de ortalama, Rock tarzındaki parçalar ise yarışlara iyi gitmiş.
Hepsi bir yere kadar!
Kazandığımız puanlarla aracımızın hızını arttırıyoruz, dayanıklılığını geliştirebiliyoruz, ancak bunlar basit tutulmuş. Birkaç detaydan ileri gitmiyor. Zaten bunları yapsak da, yapay zeka pek bir akıllı (!) olduğu için genelde birinci oluyoruz. Insane 2’de 10 farklı mod var, ama bir süre sonra bunlar da sıkmaya başlıyor. Yarıştığımız mekanlar da birbirinin farklı varyasyonlarından ileri gitmiyor. Oyun en başlarda gayet eğlendirici ve zaman geçirici dursa da, daha sonra bu etkileyiciliği gidiyor. Insane 2, arada vakit öldürmek için oynanabilir bir seçenek olarak kalıyor.