Oyun İncelemeleri

Jack The Ripper

Çoğunuz bu gizemli ve hala çözülememiş Jack The Ripper olaylarından
haberdarsınızdır. Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bu kişi bazı kaynaklar
tarafından dünyanın ilk seri katili olarak gösteriliyor. Kimliği hakkında hala
spekülasyonlar var. Olayları tam olarak araştırıp, bir adventure oyunu yapmak
bence çok akıllı bir iş olmuş.

Şehir korku içerisinde, Jack The Ripper geri mi döndü?

Oyunun konusu ile gerçek olaylar hemen hemen aynı. Olayların üzerinden 15 yıl
gibi bir süre geçiyor. Tarih 1901 ve New York şehrindeyiz. Gazete manşetleri
Jack’in döndüğünden bahsediyor. Biz genç bir muhabir olan James Palmer olarak
New York Today gazetesinde çalışıyoruz. Gazete sahibi rakiplerinin bu olayla
ilgili yaptığı haberlerin ardından satış tirajını inanılmaz şekilde
arttırdıklarını görerek bizi bu konu ile ilgili araştırma yapmak ve her gün bir
yazı hazırlamamız için görevlendiriyor. Macera başlıyor.

12:15 Cinayet bölgesine doğru yol alıyorum

Öncelikle şunu belirteyim, isimden ötürü öyle yoğun bir aksiyon beklemeyin.
Oyun çok oturaklı bir konuya sahip ve adım adım ilerliyorsunuz. Görüntü ise bazı
kesimlerin hiç sevmediği, tıklayarak ilerlenen ve genelde resim görerek
geçirdiğiniz tarzda. Doğal olarak istediğiniz her yere gidemiyorsunuz, bir
yerden sonra sizden istenilenleri yapmanız için oyun o yöne doğru kayıyor ve
sizde istenileni yapıyorsunuz. Anlayacağın hiç serbest değilsiniz.
Karşılaşacağınız sorunların genelde tek bir çözümü oluyor, alternatif bir şey
yok. Oysa ki adventure oyunlarında genelde birden fazla çözüm yolu bulunur.
Bunun dışında gidebileceğiniz yerler çok sınırlı ve ortalara doğru devamlı aynı
yerlerde dönüp durduğunuzu fark ediyorsunuz. Hep aynı yüzleri görüyor, aynı
mekanlarda dolaşıyorsunuz. Bu tarz oynanabilirliğe sahip oyunların aksine bu
sefer kamerayı 360 derece döndürebiliyorsunuz. Fakat bu özelliği fazla
kullanmamanızı öneririm çünkü belli bir zamandan sonra insanın içi dışına
çıkıyor. Çünkü sistem bazı web sitelerinde olan resimlerin birleştirilerek özel
bir şekilde sunulması ile aynı. Yani insanın başını döndürüyor. Sadece çevrenizi
görmeniz sağlanıyor başka bir artısı ile karşılaşmadım. Çevreyi görmek ise bence
fazla önemli değil zaten normal kamera sizi sadece aksiyonun bulunduğu yerlere
götürüyor. Bir de çok çok kötü bir hata var ki sormayın. Oyun sırasında bazen
fare ikonu işlevini yitirebiliyor. Ardından ise yanınızda bulunan deliller,
eşyalar kaybolmaya başlıyor. Haritada işaretlediğiniz yerler kayboluyor. Sonuç
olarak saatlerce oynayıp ilerlediğiniz oyun bir anda resetleniyor ve hiçbir şey
yapamıyorsunuz. Ben bu sorun ile bir kez karşılaştım fakat yakın bir yerde oyunu
kaydettiğim için etkilenmedim. Fakat oyunun sitesindeki forumda bundan dolayı
oyunu bırakan bir çok kişinin yorumlarını okudum. Durum böyle olunca devamlı
oyunu kaydetmek gerekiyor. Bu tarz hatalardan biri de oyunda ufak bir aksaklık
çıkması halinde hiç ilerleyememeniz. Siz pek farkına varmıyorsunuz fakat bazen
oyun sapıtabiliyor. Örneğin akşam gel beni gör diyen bir karakterin yanına
gidiyorsunuz ama orada yok. Bir önceki kayıtlı oyundan tekrar gidip tekrar
konuşuyorsunuz ve tekrar akşam olunca yanına gidiyorsunuz karakter orada. Bunlar
ciddi hatalar ve insanı direk oyundan soğutuyor.

19:21 Odun karakterler ile aynı mekanda ne yapıyorum ben?

Bir de oyunun değişik bir grafik sistemi var ki evlere şenlik. Etkileşimde
olacağınız karakterler 3 boyutlu olarak hazırlanmış. Fakat bunun dışında arka
fonlar, masalar vb. araçlar resim olarak koyulmuş. Çoğu yerde bu resimler ile 3
boyutlu karakterler aynı karede oluyorlar. Doğal olarak ortaya komik görüntüler
çıkıyor. Orta halli hazırlanmış 3d model size bir kağıt veriyor, kağıt masanın
üzerinde duruyor, resim ve 3 boyutun bir araya gelmesinden ötürü kayıt koyduğu
masanın üzerinde resmen parlıyor, sırıtıyor. Şimdi oyunun oynanışı bakımından
düşünürsek gayet işe yarar bir durum. Odada bir şey ararken bu çelişki yüzünden
etkileşimli nesneleri direk fark ediyorsunuz. Fakat olaya grafiksel yönden
bakarsak rahatsız edici bir durum. Bir başka ilginç noktaya ise gece kulübünde
rastladım. Sahneye konuşmak için geldiğimiz bayan çıkıyor. Bayan gayet hareketli
bir şekilde şarkısını söylerken çalgıcılar, seyirciler ve orada bulunan bilumum
insanlar sap gibi duruyorlar. Hiç bir hareket, kıpraşım, tepki yok. E güzel
yapımcı abilerim neden o kızcağızı olabildiğince hareketli yapmışsın da,
yanındaki gitar çalan eleman mumya gibi duruyor? Kafayı grafiklere takarsam bir
bu kadar daha yazarım fakat sayın okuyucu sen olayın özünü kaptın zannımca.
Müzikleri ise ben daha etkin beklerdim. Bir kaç yerde güzel kullanılmış ama
oyunun genelinde çok az müzik duyuyorsunuz. Oysa ki çaldığı yerlerde insanı
gerçekten germeyi başarmış. Sesler ise kısmen daha başarılı. Karakterin
seslendirmeleri güzel olmuş, karakterlere uymuş.

Son Sözler :

Jack The Ripper, insanı kesinlikle oyuna bağlayan bir konuya sahip. Başlarda
basit gibi gelse de, 2 saatlik bir oynayışın ardından gerçek adventure olayları
ile karşılaşıyorsunuz ve oyun zorlaşıyor. Konu ise dallanıp budaklanıyor,
içinden çıkılamaz bir hal alıyor. İnsan başından kalkamıyor ve bitirmek için
resmen inatlaşıyor. Fakat sayın okuyucu yukarıda bahsetmiş olduğum hatalar,
farenin işlevini yitirmesi, oyunun sapıtıp ilerlememesi gibi hatalar yüzünden
insan soğuyor. Hayır geçici hatalar olsa sorun değil ama bu hatalar oyunu
oynanmaz hala getiriyor. Maalesef konusu ve atmosferi bakımından beni cezbetse
de hatalarından ötürü notunu baya düşük tutmak zorunda kaldım. Eğer gelecek
günlerde bu hatalar ile ilgili bir yama çıkarsa kesinlikle görülmesi gereken bir
oyun olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu