Oyun İncelemeleri

James Bond 007: Everything or Nothing

Daha önce EA tarafından piyasaya sürülmüş olan, ilk iki James Bond oyunu
açıkçası öyle çok fazla beğenilmemişti (Özellikle de Bond hayranları
tarafından). Bu oyunlar çoğu oyuncu tarafından çabuk tüketildi ve bir kenara
atıldı. Yapımcılar, yeni Bond oyununu duyurduklarında ise önyargılı olmaktan
kendimi alamamıştım. Ancak gerçekten yanılmışım çünkü bu sefer EA dersine iyi
çalışmış ve daha evvel yaptığı hataları gözden geçirip, kendi öz eleştirisini
yapmış. Everything or Nothing (EoN)’in bugüne kadar yapılmış Bond oyunları
arasında, oyuncuya filmin atmosferini en iyi yansıtan oyun olduğunu
söyleyebilirim.

Kraliçenin emrinde geçen 40 koca yıl…

Tüm dünyanın en ünlü ajanı James Bond’un yeni macerası olan EoN’un son derece
klişe olan hikayesi kabaca, eski KGB ajanı olan Nikolai Diavolo’nun, Jaws isimli
(bu ismi kesinlikle hak ediyor. İnanın bana ) arkadaşıyla birlikte dünyayı ele
geçirmek istemeleri üzerine kurulu. Ancak bu kadar basit bir hikaye ister
istemez oyunu oynadıkça dallanıp budaklanıyor, entrikalarla ve güzel oldukları
kadar son derece de kabiliyetli olan Bond kızlarıyla süsleniyor. Oyunun hikayesi
hakkında fazla bilgi vermemek lazım; çünkü oyunu oynayıp gelişmeleri kendinizin
görmesi çok daha iyi olacaktır. Zaten oyuna başlar başlamaz kendinizi nükleer
silah üretilen bir üste, yaman bir çatışmanın içinde bulacaksınız. Burada hem
kontrolleri öğrenecek hem de Bond filmlerinin klasikleşmiş, bol hareketli
başlangıç sahnesini yaşamış olacaksınız.

EoN’i, önceki oyunlarından ayıran en önemli özellik; oyunun üçüncül kişi
bakış açısından oynanması. Bu sayede karakterimize daha hakim oluyoruz ve
yapabileceğimiz hareketler de bunun sonucunda artıyor. Mesela çatışmaların
çoğunda sırtımızı duvara verip ateş ederek kendimize avantaj sağlayabiliyoruz.
Veya silahımız olmadığı zamanlarda çıplak elle dövüşebiliyoruz. Bir diğer güzel
özellik ise nişan alma şekli. Oyun esnasında L1 tuşuna basılı tutarak, bakış
yönümüzde en elverişli durumdaki düşmanımıza otomatik olarak nişan almış
oluyoruz. Eğer siper aldığımız bir nokta varsa ve ateş altında değilsek L1
tuşuna basılı tutarak analog kolla düşmanımızın daha etkili noktalarına ateş
edebiliyoruz. Bu şekilde, güçlü rakiplerimizi hazırlıksız yakalarsak kafalarına
tek kurşun sıkmak suretiyle indirebiliriz. Ancak rakiplerimiz bu kadar da basit
öldürülecek kadar aptal değiller. Özellikle de etrafta saklanacak duvarlar ve
sandıklar varsa. Çünkü düşmanlarımız da tıpkı bizim gibi korunmak amacıyla
saklanıp öyle ateş ediyorlar. Tabi dar koridorlarda durum biraz değişiyor;
etrafta saklanacak bir şey bulamayınca düşmanlarımız üzerimize kamikaze dalışı
yapıyorlar ve maalesef bu onların yaptığı en son hata olmuş oluyor. Ayrıca Max
Payne oyununda kullandığımız “Bullet-time”, yani; oyunun geçici bir süre için
yavaşlayıp rakiplerimize daha rahat nişan almamızı sağlayan sistemin bir benzeri
de oyunun yenilikleri arasında.

Her şey ya da hiçbir şey. Yaşam ya da ölüm. Heidi ya da Shannon.

EoN’in seslendirmeleri, aralarında Hollywood’dan tanıdığımız oyuncularında
olduğu, profesyonel bir ekip tarafından yapılmış. James Bond’un seslendirmesini
son dönem Bond filmlerinin oyuncusu Prience Brosnan, Bond filmlerinin
değişmezleri olan “M” ve “Q”yu da, Judi Dench ve John Cleese’nin bizzat
kendileri yapmış.

Diğer karakterler olan Serina, Katya, Nikolai’yı da sırasıyla, Shannon
Elizabeth, Heidi Klum, Willem Defoe seslendirmiş. Ancak oyunumuzun
gerçekçiliğini oluşturan unsurlar bu kadarla kalmıyor. Çünkü ismini saydığım
karakterler oyun içi demoların daha gerçekçi olması için sadece seslendirmeleri
yapmakla kalmayıp, bu demoların tamamını motion-capture tekniği ile bizzat
kendileri oynamışlar. Oynayınca daha iyi fark edeceğiniz gibi tüm oyuncuların
görünümleri gerçekleriyle birebir gibi (Özellikle Bond’un görünüşünü Prience
Brosnan’a olabildiğince çok benzetmişler).
Madem oyunun bu kadar gerçekçi yapıldığından bahsettik, bir açıklama daha
yapayım; oyunumuzun senaryosunu yazan, Golden Eye, Tomorrow Never Dies ve The
World is not Enough filmlerinin senaryosunu yazmış olan Bruce Feirstein.

Ben Bond’a Bond demem, özel icatları olmayınca…

Evet bu kadar yeniliklerden bahsettik ama birde Bond filmlerinin olmazsa
olmazları vardır değil mi ? “Q”nun icatları ve süper fonksiyonel araçlarımız…
Oyunda kullanabileceğimiz farklı tipte araçlar var. Bunlar standart arabamız
olan Aston Martin’den, motosiklete, helikoptere ve hatta tanka kadar
varabiliyor. İcatlara gelince hepinizin çok seveceği minik bir örümceğimiz var.
Bunu küçük hava boşluklarından yan odalara ya da düşmanla dolu bir mekana
saldığımızda istediğimiz yerde patlatmak suretiyle suya sabuna dokunmadan epeyce
düşmanımızı saf dışı etmiş oluyoruz. Bir diğer icadımız ise görünmezlik sağlayan
kıyafetimiz, bunu da kara günler için saklayıp kullanmamız gerekiyor.

EoN tüm oyun konsollarında aynı anda çıktığından diğer versiyonlarını
birbirleriyle kıyaslamak farz oldu. Açıkçası oyunun PS2 versiyonunun görsel
olarak, gerek Xbox’tan gerekse GC’den biraz geride kalması kaçınılmaz olsa da,
PS2, multiplayer modunda diğer iki konsoldan sıyrılıp öne çıkmayı başarıyor.
Oyunumuzun 4 kişiye varan multiplayer modunun yanı sıra, online oynama imkânı da
mevcut. Özellikle en az iki kişiyle oynanan co-op modu, oyunu çok eğlenceli
kılıyor. Tabi “Deathmach” modunu da unutmamak lazım.

Son sözler…

Oyunumuz grafik olarak da oldukça iyi bir puanı hak ediyor. Daha evvelde
bahsettiğim gibi, oyundaki tüm önemli karakterler, gerçekleriyle son derece
benzer yapıdalar. Tüm karakterler oldukça detaylı ve gerçekçi. Arkaplanlar
PS2’nin elverdiğince detaylı dokulardan oluşuyor. Oyun fazla bölüm içerdiğinden
bazen dokular birbirini tekrarlasada bu çok da göze batmıyor açıkçası. Oyunun
her anı hareket dolu olduğundan, efektler ister istemez ön plana çıkıyor.
Özellikle patlama efektleri ve parçaların sağa sola dağılması çok gerçekçi
yapılmış. Oyunda araç kullandığımız bölümler Need for Speed motorunu
kullandığından gayet başarılı olsa da helikopter ve motosiklet kullandığımız
bölümlerde bazen saçma görüntülerle karşılaşabiliyoruz. Seslere gelince; zaten
söylenecek pek fazla bir söz yok. Tüm karakterler profesyonel oyuncular
tarafından seslendirildiğinden son derece iyiler. Müzikler ise Bond oyununa son
derece yakışan sağlam müzikler. Ancak maalesef düşmanlarımız birbirleriyle pek
iletişim kurmuyorlar ve bizi gördüklerinde hep aynı replikleri tekrarlıyorlar.

Oyun genel olarak PS2 oyunları arasında en üst sıralarda yer almayı hak
ediyor. Oyundaki başarınıza göre çeşitli silahları ve şifreleri açmaya çalışmak,
oynama süresini arttırıyor. Ufak tefek sorunlarına rağmen PS2’si olup da bu
oyunu almayacak birini düşünemiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu